• Sonuç bulunamadı

4. Bulgular ve Yorumlar

5.4. Öneriler

5.4.1. Eğitim alanına ilişkin öneriler

1) Araştırmanın bulguları öğrencilerin matematik öğretmeni, matematik öğrenme ve matematik dersinden başarılı olma temalarının hem bilişsel hem de duyuşsal içeriklere sahip faktörler aracılığıyla geçerli ve güvenilir bir biçimde tanımlanabildiğini göstermiştir. Dolayısıyla, öğrencilerin matematik öğretmeni, matematik öğrenme ve matematik dersinden başarılı olma gibi matematik dersinin merkezi kavramlarına ilişkin mecazlarının eğitim-öğretim süreçlerinde dikkate alınması, onların matematik dersine ilişkin algılamalarının hem bilişsel hem de duyuşsal yönleriyle kapsamlı bir biçimde açığa çıkarılmasına olanak sağlayabilir. Bu nedenle, eğitim ortamlarında öğrencilerin matematik dersine ilişkin algılamalarının incelenmesinde, mecazlarına odaklanılmalıdır.

2) Üstelik araştırmanın bulguları, öğrencilerin matematik dersine ilişkin olarak ifade ettikleri mecazlarının yalnızca anlamlı faktörler meydana getirmediğini, aynı zamanda bu faktörlerin birbirleriyle anlamlı ilişkisel örüntüler oluşturduğunu da göstermiştir. Bunun anlamı, öğrencilerin matematik öğretmeni, matematik öğrenme ve matematik dersinden başarılı olma temalarına ilişkin mecazlarının birbirleriyle ilişkili bir biçimde ele alınmalarının, matematik dersine ilişkin algılamalarına yönelik daha kapsamlı bir görünüm sağlayabileceğidir. Dolayısıyla, eğitim ortamlarında öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazları birbirlerinden bağımsız kavramlar olarak değil, ilişkili kavramlar olarak dikkate alınmalıdır.

3) Araştırmanın bulguları, öğrencilerin matematik dersine ilişkin olarak ortaya çıkan mecazlara katılma düzeylerinin eşit olmadığını, dolayısıyla da mecazların öğrenciler arasında homojen bir dağılıma sahip olmadığını göstermiştir. Bunun anlamı, öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazlarının bireysel farklılık değişkenleri olarak düşünülmesi gerektiğidir. Nitekim araştırmanın bulgularının öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazlarının cinsiyet, yaş ve sınıf düzeyi gibi değişkenlere göre de farklı görünümler içerebileceğini göstermesi, mecazların diğer bireysel farklılık değişkenleriyle de

ilişkilenebileceğine işaret etmektedir. Bu nedenle, özelde matematik öğretimine ilişkin uygulamalarda, genelde ise matematik dersine ilişkin program geliştirme çalışmalarında, öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazları önemli bir bireysel farklılık değişkeni olarak dikkate alınmalıdır.

4) Araştırmanın bulguları öğrencilerin matematik öğretmenlerini önemli bir destek unsuru olarak ve bilgi düzeyi yüksek bir insan olarak görme eğilimlerinin anlamlı düzeyde yüksek, bir korku unsuru olarak görme eğilimlerinin ise anlamlı düzeyde düşük olduğu sonucunu ortaya koymuştur. Bulgular ayrıca, öğrencilerin matematik öğrenmeyi zorlu, ancak eğlenceli, çaba gerektiren ve bir durum olmaktan çok, bir süreç olarak algıladıklarıyla birlikte, matematik dersinden başarılı olmayı son derece zor bir süreç olarak algılamadıklarını, ancak zorlu bir yarış süreci olarak ve elde edilen başarı sonucunda mutluluk veren bir süreç olarak algıladıklarını da göstermiştir. Bu bulgulardan hareketle, öğrencilerin matematik dersine ilişkin olumlu algılamalara sahip oldukları söylenebilir. Söz konusu olumlu algılamaların, öğrencilerin matematik dersine ilişkin motivasyon düzeylerinin arttırılmasındaki rolleri hakkında önemli miktarda kanıt bulunmaktadır. Dolayısıyla, matematik öğretmenleri öğrencileri tarafından güven veren bir destek unsuru olarak algılanıp algılanmadıkları konusunu önemsemelidirler. Bununla birlikte, öğretmenler öğrencilerinin matematik öğrenmenin eğlenceli bir süreç olduğuna, matematik dersinde yeterince çaba gösteren tüm öğrencilerin başarılı olabileceğine ve başarı durumunda elde edilen mutluluğun gösterilen çabayla orantılı olduğuna ilişkin inançlar geliştirmelerini sağlayacak öğretim etkinliklerine de odaklanmalıdırlar. Böylece, matematik öğretmenleri derslerinde olumlu bir öğrenme iklimi yaratarak, öğrencilerinin derse ilişkin motivasyon düzeylerini anlamlı ve olumlu yönde etkileyebilirler.

5) Araştırmanın ikinci sorusu kapsamında gerçekleştirilen analizlerden elde edilen bulgular, matematik öğretmenini önemli bir destek unsuru olarak gören, matematik öğrenmeyi eğlenceli bir süreç olarak algılayan ve matematik dersinden başarılı olmanın gösterilen çaba sonucunda mutluluk veren bir süreç olduğuna inanan öğrencilerin

matematik ders başarılarının yüksek olduğunu göstermiştir. Matematik öğretmenini bir korku kaynağı olarak algılayan, matematik öğrenmeyi zorlu bir süreç olarak gören ve matematik dersinden başarılı olmanın son derece zor bir süreç olduğuna inanan öğrencilerin ders başarılarının ise düşük olduğu saptanmıştır. Bu bulgular, öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazlarının öğrencilerin ders başarılarıyla rastgele bir biçimde değil, seçici bir biçimde ilişkilendiğini göstermektedir. Buna göre, öğrencilerin ders başarılarını olumlu yönde etkileme amacını taşıyan ve bu yönde mecazları bir araç olarak kullanmayı planlayan öğretmenlerin, başarıyla ya olumlu ya da olumsuz biçimde ilişkilenen mecazlara değil, hem olumlu hem de olumsuz biçimde ilişkilenen mecazlara odaklanmaları gerektiği söylenebilir. Nitekim böylesine bir bütüncül odaklanma, öğrencilerin ders başarılarını olumlu yönde etkileme yönünde adımlar atma arzusunda olan öğretmenlere nedensel açıdan değilse bile, ilişkisel açıdan daha kapsamlı bir öngörü çerçevesi sağlayabilir.

6) Araştırmada matematik öğretmenini önemli bir destek unsuru olarak gören, matematik öğrenmenin çaba gerektiren ve eğlenceli bir süreç olduğuna inanan ve matematik dersinden başarılı olmayı gösterilen çaba sonucunda mutluluk veren bir süreç olarak algılayan öğrencilerin, matematik dersine yönelik olumlu tutumlara sahip oldukları saptanmıştır. Bununla birlikte, matematik öğretmenini bir korku kaynağı olarak gören, matematik öğrenmeyi zorlu bir süreç olarak algılayan ve matematik dersinden başarılı olmanın son derece zor bir süreç olduğuna inanan öğrencilerin matematik dersine ilişkin olumsuz tutumlara sahip oldukları da bu araştırmadan elde edilen önemli bulgular arasında yer almaktadır. Tutum değişkenine yönelik olarak elde edilen bu bulguların, ders başarısı değişkenine ilişkin olarak elde edilen bulgularla olan paralelliği dikkate alındığında, öğrencilerin mecazlarının yalnızca ders başarısı gibi bilişsel içeriği yoğun olan bir değişkenle değil, aynı zamanda tutum gibi duyuşsal içeriğe sahip bir değişkenle de aynı faktörler aracılığıyla ve seçici biçimde ilişkilendiği söylenebilir. Bu bulgular, eğitim ortamlarında öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazlarına odaklanılmasının, matematik öğretmenlerini yalnızca öğrencilerinin ders başarıları konusunda değil,

matematik dersine yönelik olarak neler hissettikleri konusunda da bilgilendirebileceğini göstermeleri açısından son derece anlamlıdır.

7) Araştırmada regresyon analizleri aracılığıyla elde edilen bulgular, korelasyon analizleri aracılığıyla elde edilen bulguların bir adım ötesine geçerek, öğrencilerin matematik ders başarılarının ve tutumlarının matematik dersine ilişkin mecazlarıyla önemli oranlarda açıklanabileceğini göstermiştir. Spesifik olarak, öğrencilerin matematik ders başarılarının matematik öğretmenini bir destek unsuru olarak ifade eden, matematik öğrenmeyi hem eğlenceli hem de bir süreç olarak tanımlayan mecazları tarafından anlamlı ve olumlu biçimde yordandığı saptanmıştır. Öğrencilerin matematik öğretmenini bilgi düzeyi yüksek bir insan olarak ifade eden, matematik öğrenmeyi zorlu bir süreç olarak tanımlayan ve matematik dersinden başarılı olmanın son derece zor bir süreç olduğuna betimleyen mecazlara katılma düzeyleri ise ders başarılarının anlamlı ve olumsuz yordayıcılarıdır. Benzer biçimde, öğrencilerin matematik öğretmenini bir destek unsuru olarak tanımlayan ve matematik öğrenmeyi eğlenceli bir süreç olarak ifade eden mecazlara katılma düzeyleri matematik dersine yönelik tutumlarını olumlu ve anlamlı biçimde yordadığı da saptanmıştır. Öğrencilerin matematik öğrenmeyi zorlu bir süreç olarak tanımlayan ve matematik dersinden başarılı olmayı son derece zor bir süreç olduğunu ifade eden mecazlara katılma düzeyleri ise matematik dersine ilişkin tutumlarının anlamlı ve olumsuz yordayıcılarıdır.

Bu bulgular bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığında, matematik dersine ilişkin başarıyı arttırmaya ve matematik dersine ilişkin olarak öğrencilerde olumlu yönde tutumlar geliştirmeye yönelik öğretimsel girişimlere destek olabilecek önemli bir noktaya dikkati çekmektedir. Buna göre, öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazları ders başarılarına ve derse yönelik tutumlarına ilişkin bir erken uyarı sistemi olarak düşünülebilir. Dolayısıyla matematik öğretmenleri, öğrencilerinin matematik dersine ilişkin mecazlarını inceleyerek, onların ders başarılarını ve derse yönelik tutumlarını tahmin edebilirler. Böyle yaparak, öğretmenler öğrencilerinin matematik dersine ilişkin hem başarı düzeylerini hem de

tutumlarını öğretim sürecinin erken aşamalarında etkileme olanağına sahip olabilirler. Araştırmada, öğrencilerin mecazlarına ilişkin verilerin ders başarıları henüz belli olmadan önce elde edilmiş olmaları, bu öneriyi destekler niteliktedir.

8) Son olarak, araştırmanın ikinci ve üçüncü sorularının cevaplanmasında yaş, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerinin etkileri kontrol edilmiştir. Dolayısıyla bu bağlamda elde edilen bulgular söz konusu demografik değişkenlerin etkilerinden bağımsız olarak elde edilen bulgulardır. Dolayısıyla, eğitim ortamlarında öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazlarına odaklanılırken yaş, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerin olası etkileri de dikkate alınmalı ve kontrol edilmelidir.

5.4.2. Gelecekte yapılabilecek araştırmalara ilişkin öneriler

1) Araştırmada öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazları matematik öğretmeni, matematik öğrenme ve matematik dersinde başarılı olma temalarına ilişkin olarak incelenmiştir. Söz konusu temalar matematik dersi açısından merkezi temalar olmalarına rağmen, matematik dersinin kapsamı bu temalarla sınırlı değildir. Dolayısıyla, gelecekte yapılacak olan araştırmalarda öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazları bu araştırmadaki temalara ek olarak öğretim materyali ve değerlendirme gibi eğitimbilimsel anlamda önemli bazı temaları içermelidir. Gelecekte yapılabilecek bu ve benzeri araştırmaların, öğrencilerin matematik dersine ilişkin mecazlarının daha kapsamlı bir biçimde incelenmesine olanak sağlayacağı söylenebilir.

2) Araştırmanın örneklemini genel liselerde öğrenim gören öğrenciler oluşturmuştur. Bunun anlamı, bu araştırmada elde edilen bulguların meslek liselerinde öğrenim gören öğrencilere ya da üniversite ve ilköğretim kademelerinde öğrenim gören öğrencilere genellenemeyeceğidir. Bu nedenle, gelecekte yalnızca genel lise öğrencilerini değil, ilköğretim ve/veya üniversite düzeyinde öğrenim gören öğrencileri de kapsayan araştırmalar yapılmalıdır. Nitekim söz konusu örneklemlerden hareketle gerçekleştirilecek