• Sonuç bulunamadı

Milletlerin geleceği, yetişmiş ve yetişmekte olan çocukların ve gençlerin fiziksel ve ruhsal olgunluğuna bağlıdır. Uygarlık, bireye verilen önem ve bu önemle bağlantılı olarak ona verilen eğitime dayanır. Eğitimden beklenen bireylerin, gizil güçlerini ve yeteneklerini ortaya çıkararak en üst düzeyde geliştirilmesine yardım etmektir. Bireyleri fiziksel, zihinsel, duygusal ve toplumsal yönleriyle bir bütün olarak yetiştirmek çağdaş eğitimin temel ilkelerindendir. Çağdaş eğitim anlayışına uygun olarak eğitimdeki amacın gerçekleşmesi bireyin, zihinsel eğitimi yanında fiziksel eğitimi ile mümkündür. Aslında beden eğitimi, genel eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır (Gökmen, 1988).

Çocuk gelişimi, ilköğretim döneminde sürekli değişen bir dönemi ifade eder. Çocuğun yaşamında hareket çok önemli bir yer tutar. İlköğretimde beden eğitimi hareket etmeyi ve hareketler yoluyla çocuğa sıkılmadan öğretmeyi amaçladığı için, eğitimin amaçlarına hareketler aracılığı ile katkıda bulunur. Bu çerçevede beden eğitimi; fiziksel, pisikomotor, zihinsel, duygusal ve toplumsal gelişimine katkı amacına yönelik organize edilmiş bedensel etkinliklerin tümü olarak ele alınabilir (Tamer, 1987, Erkal vd.1988, Aracı, 1998).

Çocukların gelişiminin, genelde kalıtımsal özelliklerine, beslenme, yaşanılan yer gibi dış faktörlere bağlı olmakla birlikte biraz da fiziksel aktiviteye göre değişim gösterdiği araştırmacı tarafından ifade edilmektedir. Beden eğitimi etkinliklerine hiç katılmayan çocukların kas yapılarının az geliştiği, boylarının biraz daha kısa, aşırı ya

da yetersiz beslenme nedeniyle şişman ya da zayıf bir vücut yapınsa sahip oldukları, algılama-öğrenme yeteneklerinin yavaş olduğu söylenmektedir (Çolakoğlu, 1986).

Beden eğitimi dersinin çocukların fiziksel gelişimi, psikomotor gelişimi, zihinsel gelişimi, duyuşsal ve toplumsal gelişimi alanları üzerine oluşturabileceği etkileri aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.

2.3.2. Beden Eğitiminin Fiziksel Gelişime Etkileri

Bireylerin fiziksel gelişimine katkıda bulunmak yalnız beden eğitimine özgü bir amaçtır. Hareket etmek bireyin doğasında vardır. Hareket sisteminin temelini kaslar ve iskelet oluşturur. Hareket etmek bunların daha güçlü olmasına yardımcı olur. Bir başka ifadeyle, bedensel etkinlikler normal kemik ve kas gelişimi için zorunlu olmaktadır. Aynı zamanda beden eğitimi etkinlikleri, kemik özgül ağırlığını ve bağ dokularının esnekliğini arttırarak bunları baskı ve gerginliklere karşı güçlendirir. Beden eğitimi etkinlikleri düzenli olarak yapıldıklarında organizmanın fiziksel uygunluk ve dayanıklılığını buna bağlı olarak iç organların fonksiyonlarını geliştirir. Böylece organizmanın değişen koşullara daha kolay uyum sağlaması ve yorgunluğa karşı koyma gücü artar. En fazla etki, becerilerin gelişmesi, kassal güç ve dayanıklılığın artmasında görülür (Gökmen, 1988, Erkal vd. 1989).

Çocukların ilköğretime başlamasıyla birlikte vücut yapılarında hızlı bir gelişme başlar. Bu gelişme kızlarda yaklaşık dokuz, erkeklerde ise onbir yaşına kadar çok hızlı devam eder. Çocuğun bu gelişiminde kilonun ve dışarıdan gelen bazı etkilerin etkili olduğu gözlenir (Mengütay, 1991). Çocuklarda beden eğitimi etkinliklerine katılmanın en fazla yansıması becerilerinin gelişmesi sonucu kassal hareketle verimliliğin artması dolayısıyla kassal güç ve dayanıklılığın artması olarak göze çarpar (Yalçın, 1995). Daha enerjik bir organizma sağladığı için bedensel ve zihinsel yorgunluklara karşı direnci arttırır. Bedensel işlerde geç yorulmayı, erken dinlenmeyi sağlar ve iç salgı bezlerinin düzenli çalışmasına yardımcı olur (Açak vd. 1997).

İlköğretimde çocukların beden eğitimi etkinliklerine katılması, insan sağlığını tehdit eden fazla kiloların atılmasına katkıda bulunduğu gibi, sakatlıkların ve özellikle kalp dolaşım sisteminde görülebilecek rahatsızlıkların önlenmesi, onların

iyileştirilmesi bakımından da etkilerinin önemi tartışılmaz (Gökmen, 1988, Erkal vd. 1998).

2.3.3. Beden Eğitiminin Psikomotor Gelişime Etkileri

“Psikomotor gelişim, temelde kendisini harekete ilişkin davranışlardaki değişiklikler yoluyla ortaya koyar. Genel olarak vücut kontrolü, vücut koordinasyonu, bir başka deyişle sinir-kas sistemlerinin gelişimi demektir. Koşma, sıçrama, tırmanma, yakalama, takla atma, fırlatma vb. temel hareketlerin gelişimi, motor gelişimin temelini oluşturur. Bu hareketlerin gelişiminde olgunlaşma kadar çevresel faktörler arasında yer alan imkanlar, motivasyon ve öğretim de önemlidir” (Gökmen, 1988, Erkal vd. 1998). Psikomotor gelişimi tanımlayacak olursak; genel olarak, vücut kontrolü ile koordinasyonun, başka bir deyişle sinir-kas sistemlerinin koordinasyonunu gelişmesi demektir (Tamer, 1987).

Psikomotor öğrenme tüm bireyler için pek çok nedenlerden dolayı gereklidir. Psikomotor becerilerin gelişimi bireyin zihinsel, duygusal ve toplumsal gelişimi ile yakından ilişkilidir. Bu boyutlar birbirlerinden bağımsız olarak gelişmezler (Gökmen, 1988). Çocukların Psikomotor yetenekleri konusunda kendilerini yeterli hissetmeleri; onları fiziksel etkinliklere katılmaya motive edecek, böylece fiziksel ve psikolojik olarak uyumlu bireyler olma şanslarını arttıracaktır.

2.3.4. Beden Eğitiminin Zihinsel Gelişime Etkileri

Benden eğitimi, genel eğitimin ayrılmaz ve önemli bir parçası olarak kabul edildiğine göre zihinsel gelişime katkısı kaçınılmazdır. Günümüzde bilim, düşünmeye yalnızca zihinsel bir süreç olarak değil, tüm bedenin katıldığı bir süreç olarak bakmaktadır. Becerilerin kazanılması otomatik değildir, öğrenilir. Bu nedenle bireyin öğrenilmesini sağlayan algılama, düşünme, mantık yürütme gibi zihinsel eylemlere ihtiyacı vardır. Becerilerin öğrenilmesi öncelikle beyin ile kaslar arasında bir koordinasyon kurulmasının düşünülmesini, bunun yanı sıra zihinsel uyanıklılık, hazırlık ve çabayı da gerektirir. Becerinin öğrenilmesi yalnız o beceriye ilişkin düşünmeyi değil, buna bağlı olarak kurallar, teknikler, yöntemler ve terimlerin öğrenilmesini de içerir (Erkal, vd. 1989, Tamer, 1987, Gökmen, 1988).

Bilişsel gelişim, ferdin çevresindeki dünyayı anlama, algımla ve öğrenmesini sağlayan, aktif zihinsel faaliyetlerdeki gelişimdir (Senemoğlu, 1997). Öğrenciler beden eğitimi etkinliklerine katılmalarının sonucunda kendilerinin zayıf ve güçlü yönlerini daha iyi tanıma ve öğrenme fırsatsını bulurlar.

2.3.5. Beden Eğitiminin Duyuşsal ve Toplumsal Gelişime Etkileri

Çocuklar ilköğretim çağında daha bencil hareket ederler. Ancak zamanla her çocuğun, davranışlarında olumlu yönde değişiklikler meydana gelir. Kimi çocuk, grup içinde daha rahat ederken bazıları da daha bağımsız hareket ederler. Paylaşmayı seven çocuklar grupla hareket etmeye alışkın olan çocuklardır. İlerleyen zamanda çocukların diğer arkadaşlarının davranışlarına karşı daha hassalaştıkları bilinmektedir (Mengütay, 2005).

Duygusal ve toplumsal gelişim birbiri ile karşılıklı etkileşim halindedir. Duygusal gelişimin tam olarak kazanılmasından sonra birey topluma katkıda bulunabilir. Her beden eğitimi etkinliği toplumsal bir deneyimdir ve çoğunlukla duyguları içerir. Bu tür etkinliklere katılan bireyler hareketler aracılığıyla duygularını ifade etme imkânı bulurlar. Saldırganlık, öfke, utangaçlık, kıskançlık, vb. duygularında boşalım sağlar, bunları kontrol etmesini öğrenirler. Beden eğitimi etkinliklerine katılan öğrenciler baskı altındaki duygusal enerjiden kurtulmanın rahatlığını yaşarlar (Erkal, vd. 1989, Gökmen, 1988).

Sosyal bir kurum olan okullarda öğrencilere kazandırılan beden eğitimi etkinlikleri çocukların sosyal yapıya sahip bir çevre edinmelerine ve kendilerini gerçekleştirmelerine yardımcı olur. Gerek grup ile gerekse kişisel olarak fiziksel aktivitelere katılmanın öğrencinin bedenine olduğu kadar kişilik gelişimi üzerinde de yapıcı etkisi vardır. Etkinliklerin demokratik bir ortamda yapılması ile öğrencide demokratik tavırlar gelişir. Bu tavırlar; etkinlikler sırasında öğrencileri birlikte iş yapmaya yönlendirir. Öğrencilerin arkadaşlık duygularının gelişmesine katkıda bulunur, öğrenciler takım arkadaşları ile işbirliği yaparak birlikte çalışabilme becerisi kazanarak sosyalleşirler (Tamer, 1987).

Sportif becerilerin geliştirilmesi beden eğitimi programının temelini oluşturur. Kazanılan becerilerin sonucunda çocuk, etkinliklere katılmaktan zevk alacak ve gruba uyumu kolaylaşacaktır. Bu beceriler çocuğun bir bütün olarak

gelişmesi amacına katkı sağlayan önemli bir araçtır. İlköğretim çağında elde edilen beden eğitimi becerilerinin çocukların boş zamanlarını yaşam boyu spor yapma alışkanlıkları olarak iyi değerlendirmelerine bir etkendir (Erkal, vd. 1989, Tamer, 1987, Gökmen, 1988).

Çocuğun beden eğitimi etkinliklerine katılması fiziksel olduğu kadar benlik gelişimine de katkıda bulunur. Benlik genelde, “bireyin ne olduğu, ne olmak istediği ve çevresinde nasıl tanındığı konularındaki bilinçliliği” olarak tanımlanabilir (Enç, 1980). Çocuklar diğer çocuklarla oynamaya başladığında kendisinin zayıf ve güçlü yönlerini fark ederler. Oyunlar sırasında kendisi ile başkalarını karşılaştırır, yeterlik ve yetersizliklerini fark eder. Fiziksel özellikleri nedeniyle akranları tarafından kabul görülür veya reddedilirler. Beden eğitimi etkinlikleri çocuklara liderlik eğitimi içinde fırsatlar sunduğu gibi aynı zamanda iyi bir seyirci, iyi bir yarışmacı olabilme yetenekleri de kazandırır (Erkal, vd. 1989).

Benzer Belgeler