• Sonuç bulunamadı

YÖK’ün Ocak 2020’de açıkladığı verilere göre 2019-2020 yılı eğitim-öğretim yılı içerisinde yükseköğretime kayıtlı öğrenci sayısı 8 milyon 65 bin 323 iken bu sayının ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora için dağılımı şu şekildedir;

✓ Ön lisans için 3 milyon 43 bin 809,

✓ Lisans için 4 milyon 616 bin 632,

✓ Yüksek lisans için 304 bin 990,

✓ Doktora için 99 bin 892’dir.

Eğitim alanının önemli sorunlardan biri eğitimi tamamlayamama ya da eğitimden erken ayrılma sorunudur. Bu sorun nedeniyle hem gençlerin yılları hem de ailelerin ve devletin kaynakları heba olmaktadır. Gençlerin Eğitimden Erken Ayrılması başlıklı Eurostat istatistikleri 18-24 yaş arası gençleri incelemekte olup, burada 2019 yılı için açıklanmış verilerde Türkiye’de eğitimden erken ayrılma oranı yüzde 28,7 iken AB üyesi ülkeler için bu oran 10,2’dir. 27 AB üyesi arasında en kötü oran yüzde 17,3 ile İspanya’ya aittir. Her ne kadar bu oran Türkiye için yıllar itibariyle düşüş eğilimi gösterse de AB ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça yüksektir.

Biçimlendirilmiş: Yazı tipi rengi: Siyah, Türkçe Biçimlendirilmiş: Başlık 3, Sola, Aralık Sonra: 0 nk, Satır aralığı: tek, Numaralı + Düzey: 1 + Numaralandırma Stili: 1, 2, 3, … + Başlangıç: 1 + Hizalama: Soldan + Hizalandığı yer:

0,63 cm + Girinti yeri: 1,27 cm, Sekme durakları: Eskisi 1,27 cm

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ

8

OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim” başlıklı 2019 raporuna göre Türkiye’de 25-34 yaş arası nüfusta yükseköğretim mezuniyeti yıllara göre artış göstermiş olmakla beraber OECD ülkeleri arasında hâlâ düşük seviyededir. Türkiye’de yüzde 33 olan bu veri OECD ortalamasında yüzde 44’tür.

25-34 yaş arası nüfustaki yükseköğretim mezuniyeti istatistiklerinde Türkiye için ortaya çıkan bir diğer ilginç nokta da cinsiyet bazında yükseköğretim mezuniyeti kadınlarda erkeklere göre OECD ortalamasının çok daha altında olmasıdır. OECD ortalamasında kadınların yükseköğretim mezuniyet oranı yüzde 51 iken Türkiye’de bu oran yüzde 34’tür. Erkeklerde ise OECD ortalaması yüzde 38 olarak ölçülmüşken Türkiye’de yüzde 33’tür.

Bu rapora göre 25-34 yaş arası nüfusta lise eğitimi mezuniyeti rakamları da yine Türkiye açısından OECD ortalamasının altında sonuçları ortaya koymaktadır. Türkiye’de 25-34 yaş arasında lise mezunu nüfus yüzde 24 iken OECD ortalamasında bu oran yüzde 41’dir.

Yine aynı rapora göre bir diğer ilginç veri, 18-24 yaş arası gençlerde eğitim yerine işgücü piyasasında yer alanlar için yapılan ölçümlerin sonucudur. OECD ortalamasında 18-24 yaş arası gençlerin yüzde 47’sinin eğitimlerini yarıda bırakıp çalıştığı belirlenirken Türkiye’deki gençler arasında bu oran yüzde 60’tır.

OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim” raporunda yer alan bir diğer veri de 15-19 yaş arası genç nüfusun lise eğitimine kayıt oranları ile ilgilidir. Türkiye’de liseden mezuniyet oranları artarken OECD ortalaması hâlâ yakalanabilmiş değildir. Liseden mezun olanlar ülkemizde yüzde 75 iken OECD’de bu ortalama yüzde 86’dır. 15-19 yaş arası nüfusta liseye kayıtlı olanların oranı ise Türkiye’de yüzde 73, OECD’de yüzde 84’tür.

Eğitimin kalitesi ülkenin kalkınması ve ilerlemesi açısından büyük önem taşırken, gençlerimizin kaliteli bir eğitime erişip erişemedikleri de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun en son 2018 yılında yayınladığı “Eğitimin Kalitesi” raporuna göre Türkiye 137 ülke arasında 99. sırada yer alırken, “Matematik ve Bilim Eğitiminin Kalitesi“ raporunda ise 104. sırada yer almaktadır.

YUNUS EMRE

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İSTANBUL MİLLETVEKİLİ

9

OECD tarafından 3 yılda bir açıklanan ve en son Aralık 2019’da açıklanmış olan PISA 2018 sonuçları da Türkiye’de eğitimin kalitesi açısından iyi bir tabloyu ortaya koymamıştır. Türkiye okuma kategorisinde 466, matematik kategorisinde 454 ve bilim kategorisinde 468 puan almıştır. Üç kategoride de birinci sırada yer alan Çin sırayla 555, 591 ve 590 puana sahiptir. Üç kategori için de OECD ortalaması sırasıyla 487, 489 ve 489 olarak belirlenmiş ve Türkiye sahip olduğu skorlarla üç alanda da OECD ortalamasının altında yer almıştır.

Türkiye’de üniversiteli gençlerin en önemli sorunlarından biri de barınmadır. Yukarıda bahsedildiği gibi 8 milyondan fazla yükseköğretim programlarına kayıtlı gencimiz varken Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı devlet yurtlarındaki yatak kapasiteleri yükseköğretime kayıtlı öğrencilerin yüzde 10’una bile yetmemektedir. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun Kasım 2019’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2020 yılı bütçe görüşmelerinde verdiği verilere göre Türkiye’de 81 il 235 ilçe ve Kuzey Kıbrıs’ta da 5 olmak üzere toplam 774 yurt ve 679 bin 758 yatak kapasitesi söz konusudur.

KYK yurtlarına yerleşemeyen öğrencilerin ise özel yurt ya da ev kiralama seçenekleri de yüksek yurt ücreti veya yüksek kiralarla karşılaştıkları için gençlerimizi ve ailelerini zora sokmaktadır. Özel yurt ücretleri ya da ev kiraları minimum 1000 TL’den başlarken 3000 TL’ye kadar çıkabilmektedir. Dört kişilik ailenin açlık sınırının 3 bin TL ve buna rağmen asgari ücretin 2 bin 324 TL olduğu bir ortamda gençlerimizin söz konusu fiyatlarla barınmaları hem kendileri hem de aileleri için büyük bir maddi yük olmaktadır.

Üniversiteli gençliğin bir diğer sorunu da öğrenim hayatları süresince aldıkları kredileri geri ödemekte yaşadıkları sorunlardır. Yine TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda 11 Kasım 2019 tarihinde görüşülen Gençlik ve Spor Bakanlığı Bütçesi görüşmelerinde bu konuda çok çarpıcı rakamlar ortaya çıkmıştır. Son 10 yılda öğrenim kredisi alan 5 milyon öğrenciden borçlarını ödeyemeyen 279 bin 797 kişi, Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bildirilmiştir. Öğrenim kredisi borcu olan 342 bin 282 öğrencimizin 2 milyar 95 milyon 228 bin lira borcu bulunmaktadır. 2019 yılının Ekim ayında KYK’ya borç taksitlerini ödeyemeyen tam 217 bin kişiye e-haciz uygulanmıştır.

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ

10

İstihdam ve eğitim sorunlarıyla karşı karşıya olan gençler kendilerini toplumun bir parçası olarak hissedememekte ve bu sorunlar toplumsal yapıyı tahrip etmektedir. Bu manzaranın sonucu da gençlerin sosyal dışlanmaya maruz kalması olmaktadır.

Benzer Belgeler