• Sonuç bulunamadı

2. Yabancı Yatırımların Tanımı ve Türleri

2.1. Yabancı Yatırımların Tanımlanmasına Yönelik Kuramsal Yaklaşımlar

2.1.2. Eksik Rekabet Koşullarına Dayanan Yaklaşımlar

2.1.2.6. Duning’in Eklektik Kuramı veya OLI Paradigması

Eklektik paradigma bir konsept olarak daha sonra 1977’de Ohlin ve diğerleri tarafından bir makale olarak yayınlanacak olan 1976 Nobel ödül töreninde, “Ekonomik faaliyetlerin uluslararası alanda tahsisi” adlı konuşmada ortaya çıkmış bir kuramdır69.

Dunning’in Eklektik Paradigması daha önceki teorilerin bir birleşimi niteliğindedir. Dunning’in bu yaklaşımı geliştirmesinin gerekçesi; daha önce uluslararası üretim üzerine yapılmış olan Hymer ve Kindleberger’in endüstriyel örgütlenme yaklaşımlarının, ürün dönemleri yaklaşımının ve içselleştirme kuramlarının yabancı yatırımları ve bu yatırımların yer seçimini açıklamada yeterli olmayışıdır70.

Dunning bu üç yaklaşımın uluslararası üretimi yalnızca kısmi olarak açıkladığını öne sürmüştür. Bu nedenle de bu teorileriler daha sistematik ve genel bir

67 KIRANKABEŞ, Mustafa Cem, a. g. e., s: 277. 68 VERNON, Raymond, “a. g. m.”, ss: 202-2005.

69 DUNNING, John H., “The Eclectic Paradigm of International Production: A Restatement and Some

Possible Extensions”, Journal of International Business Studies, Volume 19, No 1, Spring 1988, s:1.

70 CASTRO, Barros Francisco, “Foreign Direct Investment in the European periphery: The

teori olan “Eklektik Paradigma” adı altında bütünleştirmiştir71. Teorinin temeli, faktör gelirlerine ve piyasa başarısızlığına dayanmaktadır. Dunning yabancı işlemlerin nedenlerini; yeni bir piyasa aramak, yeni kaynak aramak, daha iyi operasyonel etkinlik sağlamak olarak görmektedir.

Dunning’e göre çok uluslu şirketler üç önemli avantaja bağlı olarak DYY’lerde bulunma kararı alırlar. Bu avantajlar, Mülkiyet (Ownership), Yer (Location) ve İçselleşme (Internalization) avantajlarıdır, bu nedenle bu yaklaşıma mülkiyet, yer seçimi ve içselleşme kelimelerinin İngilizce karşılıklarının baş harflerinden hareketle OLI Paradigması denilmektedir72.

2.1.2.6.1. Mülkiyet Avantajı

Mülkiyet avantajları; firmaya ürünün belirli bir süre tek veya imtiyazlı üreticisi olma, ürünü geliştirme, ürüne ilişkin yenilik yapabilme, üretime ilişkin nitelikli beşeri sermayeyi çalıştırma, satışa ilişkin pazarlama tecrübesi, ürüne ait üretim sırlarını ve haklarını piyasada güvence altına alma, bu hakkı istediği gibi kullanma ve buna benzer imtiyazları sağlayan avantajların tamamıdır73.

Çok uluslu şirketler; gelir yaratıcı faaliyetlerin yürütülmesinde firmaya özgü bilgi-yoğun varlıkların giderek artan önemine, doğal ve doğal olmayan ticareti engelleyen etmenlerin varlığına ve diğer yabancı firmalarla işbirliğinin giderek artan gerekliliğine ve buna benzer nedenlere istinaden mülkiyet avantajını kullanmayı tercih ederler74.

71 YAŞAR, Ercan, a. g. e., s: 32.

72 JARVORCIK, Beata Smarzynska, “The composition of foreign direct investment and protection of

intellectual property rights: Evidence from transition economies”, European Economic Review, Volume 48, 2004, s: 41.

73 ERTÜRK, Emin, Uluslararası İktisat: Teori-Politika, İktisadi Birleşme-Uluslararası Parasal

İlişkiler, Ekin Kitabevi, İstanbul-1996, s: 84.

74 DUNNING, John H., “Location and Multinational Enterprise: A Neglected Factor?”, Journal of

2.1.2.6.2. Yer Avantajı

Bir firma yabancı piyasaya yatırım yapmak için o piyasaya yerleşmeyi, o piyasaya ürün satmaktan daha kârlı görmelidir. Taşıma maliyetleri, tarifeler, kotalar, ucuz üretim faktörleri yerleşme avantajı sağlayan önemli faktörlerdir75. Yatırım yapan firma açısından yatırımın gerçekleştirileceği yere ait aranan özellikler şunlardır76;

 Yatırım yapılacak ülkedeki yatırım teşviklerinin cazibesi,  Uluslararası taşıma ve haberleşme maliyetleri,

 Ulusal altyapı hizmetlerinin etkinliği,

 Üretimde girdi olarak kullanılacak üretim faktörlerinin ve hammaddelerin mekânsal dağılımı,

 Girdi olarak kullanılacak üretim faktörleri ve hammaddelerin fiyatları, kalitesi ve verimlilikleri,

 Ekonomik sistem ve hükümet politikalarının etkinliği,  Merkezi Ar-Ge teşkilat yapılanması.

2.1.2.6.3. İçselleştirme Avantajı

Firma için, içselleştirme avantajlarının yüksek olması, yabancı piyasaya yerleşme ve yatırım yapmayı, orada temsilcilik açmaktan daha kârlı bulmasına neden olmaktadır77. Eksik rekabetten faydalanmak da olarak adlandırılan içselleştirme avantajları şu şekilde sıralanabilir78.

 Yabancı yatırımcının yatırımı planladığı ülkedeki fikrî ve sınaî mülkiyet haklarını koruyucu yasaların bulunması,

 İçselleştiren firma için asimetrik bilgi ve onun doğuracağı risklerin en aza indirilmesi,

 Araştırma ve pazarlık maliyetlerinin düşük olması,

75 ERTÜRK, Emin, a. g. e. , s: 84.

76 DUNNING, John H., “Reappraising the Eclectic Paradigm in an Age of Alliance Capitalism”,

Journal of International Business Studies, Vol. 26, No. 3 (3rd Qrt., 1995), s: 473, ve KIRANKABEŞ, Mustafa Cem, a. g. e. , s: 283.

77 ERTÜRK, Emin, a. g. e. , s: 85.

 Yabancı yatırım ile lisans hakkı verilen yerel firma arasında imzalanan sözleşmelerin bozulmasına bağlı ortaya çıkan maliyetlerin ve dava masraflarının olmaması ya da düşük olması,

 Firmanın ara ve nihai ürünlerin kalitesinin korunması,

 Teknoloji konusunda, alıcıların eksik bilgi sahibi olmaları nedeniyle düşük fiyat verme riskinin olmaması,

 Ara ve nihai malların üretici tarafından korunması,

 Hükümet müdahalelerindeki etkilerin minimum düzeye çekilmesi,  Kullanılan girdilerin, satın alma koşullarının belirlenebilmesi,

 Bunlara ek olarak transfer fiyatlandırması, çift taraflı vergileme gibi rekabetçi koşullar oluştuğunda firmalar içselleştirme yoluna gitmektedirler.

Mülkiyet avantajı eklektik paradigmada oldukça önemlidir. Çok uluslu şirketler mülkiyet hakları, yönetim becerisi, sahip oldukları ticari marka ve teknolojik üstünlükleri sayesinde ev sahibi ülkede faaliyet gösteren yerel firmalara göre avantaj sağlarken, yer avantajı sayesinde yabancı firma doğrudan yatırımlarını hangi ülkede gerçekleştireceğine karar verme üstünlüğünü elde etmektedir. İçselleştirme avantajı ise çok uluslu bir şirketin ihracat yapması veya lisans sözleşmesi yoluyla pazara girmesi yerine doğrudan yatırımlar yoluyla üretim gerçekleştirmesini belirleyen bir üstünlüktür79.

Eklektik paradigmaya yöneltilen eleştirilerin en önemlisi, çok fazla değişken içermesidir. Eklektik paradigmanın bu yönünü kabul eden Dunning bunu, DYY’lerin ardındaki sebeplerin, tek bir genel teoride birleştirme çabasının bir sonucu olduğunu ileri sürmüştür80.

Benzer Belgeler