• Sonuç bulunamadı

DTÖ Anti-Damping Önlemlerinin Dünya Ticareti Üzerindeki

2.1. DAMPİNG KAVRAMI VE ÇEŞİTLERİ

2.1.6. Dünya Ticaret Örgütü Anti-Damping Anlaşmasına Genel Bir Bakış

2.1.6.2. DTÖ Prosedürü

2.1.6.2.2. DTÖ Anti-Damping Önlemlerinin Dünya Ticareti Üzerindeki

“1970’li yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan anti-damping önlemleri, 1990’lı yılların başından itibaren gelişmekte olan ülkelerin de yararlandığı bir araç haline gelmiştir. Kuramsal olarak, ticaretin anti-damping önlemleri kullanılarak adil bir şekilde gerçekleştirilmesi amacı güdülürken, uygulamada bu önlemlerin daha çok ithalata karşı korunma sağlanmaya yönelik olarak kullanıldığı görüşü hakim olmaya başlamıştır.”88

      

87 Busch, Reinhardt, a.g.m., s. 2.

88 Kemal Türkcan, Cem Dişbudak, “Anti-Damping Uygulamalarının Ekonometrik Analizi-Türkiye Örneği”, İktisat, İşletme ve Finans, Sayı 233, Ağustos 2005, s. 149.

Anti-damping önlemleri, pratikte, her ne kadar aralarında kavramsal farklılıklar olsa da birer korunma önlemi gibi uygulanmaktadır. Bu durumu, tüm anti-damping olaylarının %95’inin korunma amacı ile ilgili olduğu, söz konusu olayların yalnızca %5’inin haksız rekabet ile ilintili olduğu gerçeği ortaya koymaktadır.89

“İkisi de ticaret politikası araçlarından olan dampinge karşı vergi ve korunma önlemleri arasındaki farkın, dampinge karşı vergilerin etkin ticaret kanallarında görülen bozulmalara karşı yürürlüğe konuldukları hususu ile korunma önlemlerinin adil bir şekilde ticareti yapılan ürünlerin ithalini kısıtladığı hususundan kaynaklandığı belirtilmektedir.”90 Dolayısıyla, anti-damping önlemlerinin amacından saptırılarak birer korunma önlemi gibi uygulanması, ticarette haksız rekabeti önlemek yerine adil ticaretin gerçekleşmesini engellemek olarak anlaşılabilir.

“Uruguay Turu’nun tamamlandığı 1994 yılından itibaren DTÖ’nün ortaya koyduğu AD Kodu’ndaki katı kurallar nedeniyle, dünya çapında AD uygulamalarının azalacağı varsayılıyordu. Ancak, beklentilerin aksine, AD soruşturmalarının sayısında ciddi artışlar gözlemlenmiştir.”91

“20. yüzyılın başlarından itibaren ABD ve Kanada gibi ülkeler tarafından uygulanmaya başlanan dampinge karşı önlemler, ilerleyen zamanla birlikte, AB üyeleri ve Japonya gibi sanayileşmiş ülkelerin yanı sıra, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Afrika ve ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler tarafından da yoğun şekilde kullanılır olmuştur.

Gelişmekte olan ülkelerin zaman içinde tarifelerin sağladığı koruma oranlarını indirmeleri sonucunda, hem diğer gelişmekte olan ülkelerden, hem de sanayileşmiş ülkelerden gelen rekabetle karşı karşıya kaldıkları

      

89 UNCTAD, “Anti-dumping and Countervailing Procedures- Use or Abuse? Implications For Developing Countries”, United Nations, New York and Geneva, 2001, s. 1.

90 Hüseyin Öztürk, “Korunma Önlemleri ile Diğer Ticaret Politikası Araçlarının Birlikte İrdelenmesi”, Dış Ticaret Dergisi, Sayı 7, Nisan 1998, s. 133.

91 Türkcan, Dişbudak, a.g.m., s. 153.

düşünüldüğünde, bu sonuç şaşırtıcı olmamaktadır.”92

Dampinge karşı önlemlerin yıllar itibariyle gelişimini gösteren aşağıdaki tablolarda, özellikle 2000 yılı sonrasında gelişmekte olan ülkelerin ön plana çıktıkları, Hindistan ve ÇHC’nin en fazla soruşturma açan ilk beş ülke arasında bulunduğu, ÇHC’nin tüm ülkeler arasında ilk sırada yer aldığı görülmektedir.

Tablo 3: Sektörler İtibariyle Anti-Damping Önlemleri (1995-30.06.2010)

Sektör Adı Açılan Soruşturma Kesin Önlemler

Canlı hayvanlar 52 26

Tarım Ürünleri 55 37

Kimyasal ürünler ve bağlaşık sektörler

757 494

Tekstil 298 221

Ayakkabı 32 23

Makine ve elektrikli aletler 341 209

Temel metaller 1027 703

Plastik maddeler 485 315

Mineral ürünler 76 50

Taşıtlar, uçak ve gemiler 39 24

Toplam 3162 2102

Kaynak: DTÖ web sayfası

Tablo 3’te, 1995-2010 yılları arasında, belli başlı sektörler ve ihracatçı ülkeler itibariyle anti-damping önlemlerine ilişkin sayısal veriler yer almaktadır. Söz konusu tablo incelendiğinde, ADA’nın yürürlüğe girdiği 1995 yılından itibaren anti-damping önlemlerinin artış yönünde bir seyir izlediği       

92 Sait Akgün, “Dampinge Karşı Önlemlerin Sayısal Gelişimi”, Dış Ticarette Durum, Sayı 58, Eylül 2005, s. 1.

görülmektedir. 1995-2010 yılları arasında anti-damping önlemlerine en çok başvuran ülkeler arasında ilk sıraları ÇHC başta olmak üzere BRIC ülkeleri, Japonya ve ABD’nin aldığı, bu önlemlerin ağırlıklı olarak uygulandığı sektörlerin başında ise temel metaller, kimyasal ürünler, plastik maddeler, makine ve tekstil sektörünün geldiği görülmektedir.

Grafik 3: Anti-Damping Önlemlerinin 1995-2008 Yılları Arasındaki Eğilimi

Kaynak: DTÖ Yıllık Raporu, 2009.

Grafik 3 incelendiğinde, ADA’nın imzalandığı 1995 yılından itibaren anti-damping önlemlerinin yıllar itibariyle sürekli bir artış eğilimi gösterdiği, birkaç istisna yıl dışında, belirtilen yıldaki başlangıç seviyesinin altına, düşmediği görülmektedir. Bu durumun, anti-damping önlemlerinin haksız rekabete karşı bir araç olarak değil, daha çok bir korunma aracı olarak kullanıldığını doğrular nitelikte olduğu düşünülebilir.

Grafik 4: Anti-Damping Soruşturmalarının Geleneksel ve Yeni Kullanıcılar Arasındaki Dağılımı

Kaynak: DTÖ Yıllık Raporu, 2009.

Grafik 4, 1980-2005 yılları arasında açılan anti-damping soruşturmalarının geleneksel ve yeni kullanıcılar arasındaki dağılımını göstermektedir. Buna göre, 1980’lerin ortalarında, anti-damping önlemleri geleneksel kullanıcılar arasında ve bir çok gelişmekte olan ülkede yayılmaya başladı. Bu tarihten itibaren 20 yıllık süreçte, toplam anti-damping soruşturmaları artmaya devam etmiştir. Bu dönemde dünya ticaretindeki büyüme hızı %5 iken, anti-damping önlemlerinin büyüme hızı %8 düzeyindedir. Bu önlemleri, tarihsel olarak daha önceleri kullanmaya başlayan Avustralya, Kanada, ABD ve AB gibi ülkelerin uygulamaları son on yılda yavaş yavaş azalmıştır. Arjantin, Brezilya, Hindistan ve Meksika gibi ülkeler, bu önlemleri aktif olarak kullanmaya başlamışlar, 1990’ların ortalarından itibaren dünyadaki AD uygulamalarının artmasının büyük ölçüde asıl sorumluları olmuşlar ve ABD ve AB gibi geleneksel kullanıcılara nazaran anti-damping önlemlerini daha yoğun bir şekilde kullanmışlardır. Bunun

yanında, 1995-2001 yılları arasında, gelişmekte olan ülkeler tarafından açılan tüm anti-damping soruşturmalarının ve alınan önlemlerin üçte ikisi diğer gelişmekte olan ülkelere karşı açılmıştır.93