• Sonuç bulunamadı

4. KÖY SEYİRLİK OYUNLARININ TANIMI ÜZERİNE GÖRÜŞLER

5.2. Dram Sanatı

İnsanoğlu yaşamını sürdürmeye devam ederken hayatında bazı şeyler değişmeye ve bu değişimle farkındalığa erişmiştir. İşte bu değişimin içerisine yukarıda bahsedilen, ihtiyaçla doğan ve sonra belli bir düzene girerek kimi zaman dini kimi zaman ise mistik bir hal alan ritüeller de karışmıştır. Bütün bu özelliklerini koruyamasalar da yine de her birinden biraz alarak gelişmiş ve artık toplu düzenli şenlikler halini almaya başlamışlardır. Bu değişimin tamamında ortaya çıkan durum da dram sanatını doğurmuştur. Aslında ilk zamandan beri yapılan her şeyi dram sanatının içine alınabilir, fakat insanlar artık yaptıkları işleri sadece doğaya hükmetmek ya da ondan korunmak maksadıyla değil eğlenmek, şenlikler düzenlemek, vakit geçirmek için de yapmaya başlamıştır ki burada da en önemli kavram dram olgusudur.

Dram sanatı ve dram kavramı hakkında pek çok yazarın ve düşünürün fikirleri vardır. Bu düşünceler araştırmalarda yol gösterici nitelikte olmuştur. Martin Esslin eserinde dram sanatını şöyle tanımlar: sık değişen ve sürekli olarak gelişme içinde olan organik olarak büyüyen ve yıpranan bu türden insansal etkinliklerine katı

35

tanımlamalar getirmek tehlikelidir. Bunun için “Dram Sanatı” gibi kavramların tanımlamalarını hiçbir zaman bir kuralmış gibi ele alınmamalı, ama söz konusu alan , değişken sınırları içinde özetlenmelidir (Esslin 1996: 21) burada gördüğümüz gibi insana ait olan terimleri kesin şekilde tanımlamaktan kaçınır ancak onu belli bir çerçeve içinde ele alır ve ilerleyen satırlarda drama ile dramatik olanı tartışır. Bunun sonucunda da “Drama”yı gösteri sanatları arasında en kendine özgü olan, hayali evreni yaratmak için, gerçekliği, gerçek insanlar ve genellikle de gerçek nesneler kullanarak gösteren bir tür olarak tanımlar (Esslin 1996: 25). Görüldüğü gibi burada önemli olan şeyi göstermek, olarak vurgular Esslin. Bununla birlikte hayal ve gerçek bağını da kurar. Hayali olan şeyi gerçekmiş gibi göstermeye çalışma çabasına drama demektedir. Araştırma konusu olan, köy seyirlik oyunlarında da bunu görmek mümkündür. İşte tiyatronun, oyunun, dram’ın gelişimindeki bağlantı bu şekildedir.

Özdemir Nutku ise, Dram Sanatı adlı eserinde; bu terimi, “Drama” eski Yunancada “bir şey yapma “ ya da “ Yapılan bir şey” anlamında kullanıldığını ayrıca sözcüğün, başka bir anlamının da “Oynamak” olduğunu söyler (Nutku 2001: 27). Dram Sanatı’nı ise insanla ilgili olan şeyi sanatsal bir yaratışla canlandıran üretim işi olarak verir ve belli başlı temel öğelerini sıralar bu öğeler yansılama, canlandırma ve aksiyondur (Nutku 2001: 28). Bu tanım içerisinde de dikkat çeken nokta insanla ilgili olmadır ki bu ilgili durum sadece belli bir şey için değil, bütün insani durumlar için ele alınmıştır. Köy seyirlik oyunlarında da bahsedilen özellik görülmektedir. Halk o anda, o zamanda insanla, kendisiyle alakalı ne varsa bunu bir oyun haline çevirebilmiştir.

Dram kavramı için tiyatro yapıtına özgü olan anlamında geniş bir yelpazeyi kapsayacak biçimde yorumlamayı teklif eden Sevda Şener, dram sanatının üç ana özelliğinden bahseder: Dramatik1

olanı içermesi, içeriği en etkili biçimde yansıtacak özel bir yapısı olması, seyirci önünde oynanmak üzere hazırlanıp seyirci önünde oynanarak tamamlanması (Şener 1997: 14). Sevda Şener’in burada verdiği maddeler

1

Dramatik ve Dram kavramlarının anlamlarını Abdullah Şengül, Tiyatro Terimleri sözlüğünden aldığı şu tanımlarla karşılaştırır. Dram: 1. Lirik ve epik yanında üçüncü bir edebiyat türü. Genel olarak tiyatro yapıtlarının konuşma düzeni için kullanılır. 2. Sahnede oynanmak üzere konuşmalı olarak yazılmış karşıt oluşların çatışmasıyla gelişen oyun. 3. Halk dilinde ciddi oyun.

Dramatik ise: 1. Dramla yani oyun türüyle ilgili olan. 2. Oyun türü ile ilgili kesin ilgisi olmadan, içinde gerilim, çatışma, zengin olaylar, karşıtlıklar bulunan herhangi bir yapıt ya da olay. 3. Zaman ve konu bakımından gerilimli ve bölümlü yoğunluğu olan bir yapıt türü (Şengül 2001: 19). Bu açıklamayı burada vermemizin nedeni ‘’Dramatik olan’’ kavramının içine nelerin girdiğini gösterebilmek ve kafalarda oluşabilecek soru işaretlerini gidermektir. Bundan sonra da adı geçen kavramlar bu bağlamda incelenecektir.

36

belki modern tiyatro yapıtlarına daha uygun gibi görünse de ilkel insanlardan bu yana bakıldığında oyunu oynayan kişi ya da kişiler mutlaka bir amaç gütmekte ve topluluk önünde, en azından bir kişiye dahi olsa, bu eylemi gerçekleştirmektedirler. Bu yönleriyle evrensel ve çağları aşan bir sanat dalıyla karşı karşıya olunduğunun farkına varılmalıdır.

Nurhan Tekerek yazısında dram sanatı ile oyun ve tiyatro arasındaki benzerlikleri göstererek ilişkiyi ve dramın özelliklerini aktarır. Ona göre; oyunda var olan gerilim, denge, tartım, birbirinin yerine geçme, karşıtlık, çeşitlenme, birbirine eklenme, ayrılma ve çözüm gibi öğelerle, bir şeyin temsili ve yanılsama yaratma, bu sürecin sonunda yaşanan haz duygusu gibi özellikler oyunla, ritüelleri, dram ve tiyatro sanatını aynı kavşakta buluşturur (Tekerek 2006: 59). Burada verilen öğelerden de anlaşılacağı üzere dram tam manasıyla bir oyun bir tiyatro ya da bir ritüeldir. Yani bütün bu terimlerin anlamlarını içinde bulunduran ve bunları geliştirerek ortaya daha iyi bir sunum çıkarmaya çalışan bir koldur. Bu bakımdan da dramı diğer türlerden ayırmak mümkün değildir. İnsani olan bütün duyguları ve yaşamda gerçekleşen bütün olayları toplu halde bulundurabilen bir zenginliktir dram. Bütün bu genel dram açıklamalarından sonra bizde yani Türklerde dramın ya da dramatik olanın gelişimini ise Metin And söyle açıklıyor: Anadolu Türklerinin kültürü, dolayısıyla dramatik sanatı beş önemli etkenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Kısaca bu etkenler şunlardır: Yer, soy, İmparatorluk, İslam ve Batılılaşma (And 1970: 8). And burada verdiği etkenleri kısa kısa açıklıyor. Köy seyirlik oyunlarını araştıran bir araştırmacı için bu şartlardan iki tanesi öne çıkıyor. Bunlardan ilki yer ikincisi ise soy meselesidir. And yer meselesini şöyle açıklıyor: yer bakımından alındığında Türk’ler gelmeden önce Anadolu’da yaşayan eski uygarlıkların Türk kültürünün oluşmasında büyük etkisi olmuştur. Bu en çok Türk köylüsünün seyirlik oyunlarında görülür. Yakın doğu’ya özgü bolluk törenlerinin etkisi Avrupa’da olduğu gibi Anadolu’da da günümüze değin süregelmiştir (And 1970: 8). Soy meselesinde ise özellikle gelinen coğrafya yani ana vatandan ve dini inanç olan Şamanizm’den bahseder; Türklerin eski yurdu Orta Asya’nın ve şaman İnançlarının izlerine Anadolu Türklerinin kültüründe geniş ölçüde rastlanabilmektedir. Tarikat, zikir, tören ve danslarında bile bu etkinin izlerini bulmaktayız (And 1970: 9). Görüldüğü gibi bizim dramatik kültürümüzün ya da en azından köy seyirlik oyunlarındaki dramatik kültürün oluşumunda bu iki etken

37

önemli rol oynamıştır. Diğer etmenlerinde elbette köy seyirlik oyunlarına etkisi vardır ancak bu iki madde kadar derin değildir. Şöyle ki imparatorluk zamanında genişleyen topraklar bir çeşitlenme yaratmış ve Avrupa tiyatrosundan örnekler ya da kahramanlar bizim tiyatro geleneğimize girmeye başlamıştır. Bununla birlikte şehirlerde ayrı bir halk tiyatrosu şubesinin varlığı da o zaman için dikkate değerdir. İslam ise tiyatronun gelişimine eksi yönde etki etmiştir. Ancak tam manasıyla tiyatroyu da bitirmemiştir. Batılılaşma ise daha çok Tanzimat tiyatrosuna ve bununla birlikte de günümüzdeki modern tiyatroya etki göstermiştir. İşte bu nedenlerden dolayı Metin And’ın söylediği etmenlerden iki tanesi doğrudan üç tanesi ise dolaylı yoldan köy seyirlik oyunlarına etki etmiştir denmesi yanlış olmaz.

Dram ile ilgili söylenen bunca görüşten sonra, dram, drama, dramatik kavramları hakkında şunlar ortaya çıkmaktadır; dram ya da drama tam manasıyla insanla ilgili olan ve insanı, hayatı, doğayı vb. her şeyi kendi özel çerçevesi içinde işleyen, bunları bir düzene sokup tekrar insanlara sunan ve hem izleyene hem oynayana keyif veren bir tür olarak görülmüştür. Elbette ki tek amaç keyif değildir, keyif verirken bunun yanında kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren, kimi zamanda eğiten bir yapıdır. Bu bakımdan dram ya da drama köy seyirlik oyunları ile çok fazla ortak yön bulundurmakta ve belki de seyirlik oyunların temelini oluşturmaktadır. Dram ya da drama için söylenilen her şey mutlak ki antik tiyatro, günümüz çağdaş tiyatrosu ve köy seyirlik oyunları için de geçerli olacaktır. Bizce dram sanatı insana, insanı, insanla anlatma işidir.