• Sonuç bulunamadı

Kasım 2016 da Amer ABD’de başkanlık Donald J. TRUMP ABD’nin kırk beşinci başkanı olması ile yeni ABD başkanının “Yeniden Büyük Amerika” politikası öncelik kazanmıştır. Bu politikalar daha fazla koruyucu ekonomi politikaları içermekle beraber önceliği ABD ekonomisi olan arz yönlü ekonomi hedefli politikalardır.

Bu hedefler doğrultusunda ABD yeni ekonomi politikaları: ABD şirketleri ve sermayelerinin ABD’ye geri dönmesini, ticaret anlaşmalarını yeniden yapılandırılmasını, yeni vergilendirme ve bütçe politikasını, kişisel ve kurumsal vergi indirimlerini, altyapı ve savunmaya odaklanan büyük mali teşvik programlarını, işsizliğin azaltılmasını, hedeflenmektedir. (Evans,2019:3)

TRUMP, böylelikle geri dönen ABD sermayesiyle yeni istihdam alanlarını oluşturulmasını ve ekonomik büyümeyi hedeflemektedir. “Şirketleri işlerinin ve üretimlerinin daha fazlasını ve denizaşırı ülkelerdeki trilyonlarca dolarını ABD’ye, ait oldukları yere, geri getirmeye teşvik ederek iş yaratmaya tamamen bir yaklaşım getirdim. Bu parayı geri istiyoruz.” (Trump,2017: 15)

ABD’li şirketlerin tekrar anavatanına dönme hedefi doğrultusunda TRUMP, şirketlere uygun finansal ortamın sağlanmasını gerekliliğini ifade etmektedir. “ABD şirketlerine vergi öncelikleri ve teknolojilerinin daha fazlasını burada üretmeleri ve üretimlerinin daha fazlasını buraya, ülkeye yeniden yönlendirmeleri için mali destek sağlayacak yasalara ihtiyacımız var”(Trump,2017:102)

24 TRUMP için doğru vergi politikası ile şirketler, Amerika’da yatırım yapabilecek ve üretimlerini artırarak istihdam olanakları yaratabileceklerdir. TRUMP’a göre uygun vergi politikası, şirketlerin en fazla yüz de on beş vergi ödeyeceği bir vergi politikası olmalıdır. “Üretimi teşvik etmemiz, işleri ülkeye getirmemiz ve ABD da yatırım yapmayı kolaylaştırmamız gerekiyor. Planın boyutları ne olursa olsun her şirketin ödeyeceği verginin gelirinin yüzde on beşinden fazla olmayacağını bildiriyor. Bu düşük oran şirketlerin ülke dışına taşınmasını gereksiz hale getirecek ve ABD’yi dünyanın en rekabetçi piyasalarından biri yapacak. Bu plan aynı zamanda deniz aşırı sermayesi bulunan şirketlerin bu parayı sadece yüzde onluk bir oranla ABD’ye geri getirmesini de gerektiriyor. Şu anda yurda getirilmiyor çünkü vergi oranları çok yüksek.”(Trump,2017: 168)

Trump, geri dönen sermayenin oluşturduğu kazanımlar ile ABD’de alt yapıların yenilenmesini ve beraberinde büyük istihdamların olacağını ifade etmektedir. “Birkaç yıl önce, mali yardım kuruluşu olan Moody’s kara yollarının ve devlet okullarının altyapısının iyileştirilmesi için yatırılacak federal paranın her bir dolarının ekonomiye 1,44 dolar olarak geri döneceğini hesapladı. Kongre bütçe ofisi altyapı yatırımlarının en güçlü doğrudan ekonomik etkilerinden birisi olduğunu belirtti. Neden biliyor musunuz? İstihdam. Bu projeler insanları istihdam ediyor; sadece işi yapan insanları değil aynı zamanda üreticileri, tedarikçileri tasarımcıları ve evet avukatları bile. Senato Bütçe Komitesi ABD’nin yeniden yapılandırılmasının on üç milyon iş yaratacağını tahmin ediliyor. Yapmamız gereken şeyi doğru yaparsak, bu ülkenin muazzam altyapımızın oluşturulduğu Yeni Düzen ’den bu yana yaşadığı en büyük ekonomik patlamayı yaratabiliriz.”(Trump,2017: 139)

ABD ekonomisinde ithalatın büyük bir kısmının tüketimden kaynaklı olması ABD ekonomisinin sürdürülebilir büyümesini tehlikeye atmakta, sürekli olarak devam eden dış ticaret açığı borç ile finanse edildiği için ekonomiye zarar vermektedir. ABD ekonomisinde ticaret açığı ile ilgili bir diğer sorun ABD ekonomisinin rekabet gücünü zayıflatmasıdır. Uzun süreli yapılan ithalatlar şirketlerin tecrübe ve üretim kapasitesinin kaybedilmesine beraberinde şirketlerin rekabet gücünün ve iş yaratma olanağının kaybolmasına neden olmaktadır. Bu durum, TRUMP’ın koruyucu ticaret politikasını etki etmekte, koruyucu ticaret hamlelerini daha da hızlandırmaktadır. (Losev,2018: 11)

TRUMP mevcut dış ticaret politikasında özellikle en büyük ticaret ortağı olan Çin Halk Cumhuriyetine karşı tepkisini ortaya koymakta, mevut ticari durumun oluşturduğu olumsuzluğu ifade etmektedir. “Çin düşük ücretli işçileri kullanarak sektörleri yıktılar, bize on binlerce işe mal oldular, sanayi casusluğu yaptılar, teknolojimizi çaldılar ve paralarını

25 yönlendirip değerini düşürdüler ve bu da bizim mal ithalatımız pahalılaştırıyor hatta bazen olanaksızlaştırıyor.” (Trump,2017: 61)

TRUMP hedeflenen ekonomi politikasında Çin’in ABD ekonomisine olan bağlılığı belirtmekte ve bu durumu işleri yoluna koyabilmek için bir avantaj olarak görmektedir. TRUMP’a göre Çin’e karşı uygulanacak baskının temel noktası bu karşılıklı bağımlılıktır. “Çin ile şu ana kadar ekonomik rekabet halindeyiz ve uzun zamandır bu savaşı kaybediyoruz. Ancak Amerika’nın fazla borçlu olduğu ülke, ekonomilerimiz çok olumsuz bir şekilde birbirine bağlı. Gerçek şu ki bizim onlarla ticarete ihtiyacımız olduğu kadar Çin’in de güçlü bir ABD ekonomisine ihtiyacı var. Onların ihraç mallarının neredeyse yüzde yirmisini biz alıyoruz ve ABD yüzdesinin her yıl daha da yükselmesi, Çin’in kendi refahı için ABD tüketicisine daha çok bağımlı hale getiriyor. Unutmayın: bizim onlara olduğumuz kadar Çinlilerinde bize ihtiyacı var. Belki daha fazla.”(Trump,2017: 62) Bu durum ABD Çin arasındaki ticaret savaşını daha da tetiklemekte ABD’nin Çin’e karşı baskın bir politika izlemesine neden olmaktadır.

TRUMP yönetimi ekonomi politikasını bir bütün olarak ifade edecek olursak; TRUMP yönetiminin ekonomi politikasının birinci adımı; ABD sermayesinin anavatanına geri getirilmesi doğrultusunda ticaret anlaşmalarını yenilemek; uygulanacak ek gümrük tarifeleri ile Çin, Meksika gibi ülkelerin elde ettiği ucuz maliyetli üretim avantajını kapatarak; bu ülkeleri müzakereye oturtmaktır. İkinci adım olarak sermayenin geri gelmesi için uluslararası ticarette şartları eşitledikten sonra vergi indirimleri ve mali destek politikaları ile sanayi üretimini artırmak, ülkesinde yatırım yapmayı daha teşvik edici bir hale getirmek vardır. Oluşacak yeni ortam ile beraber ABD ekonomik olarak daha da canlanacaktır. Bu politikanın son aşaması ise canlı ABD ekonomisinin alt yapısının yenilenmesi vardır. Bu çalışmada belirtiğimiz gibi TRUMP ABD alt yapısını yeterli görmemekte yenilenmesini hedeflemektedir. Alt yapıların yenilenmesi ile istihdam oranı daha da artacak işsizlik çok düşük seviyelere gelecektir.

26

İKİNCİ BÖLÜM

ÇİN EKONOMİSİ

Bu bölümde Çin Ekonomisi literatür dikkate alınarak ana hatlarıyla tanıtılmış ve Çin Ekonomisine etki eden faktörler temel özellikleriyle anlatılmış, Çin Ekonomisinin gelecek ekonomi politikalarına değinilmiştir.

2.1. Çin Ekonomisi

Uzak doğunun parlayan yıldızı Çin Halk Cumhuriyeti, yakaladığı büyüme performansıyla bütün dikkatleri üzerine çekmiştir. Sosyalist yapıdan serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecini başarılı bir şekilde yöneten Çin, uygulamış olduğu karma ekonomik sistemle sahip olduğu yeteneklerini doğru bir politika ile uygulayarak küresel ekonomide liderliğe gözünü dikmiş, ABD’nin en büyük rakibi olmuştur. Ancak Çin’in ekonomik yapısı ABD ekonominse göre çok daha farklı çalışmaktadır. Farklı çalışan ekonomiler akabinde farklı politikalar ortaya koymaktadır. Bu bölümde ABD’nin en büyük rakibi olan Çin Halk Cumhuriyetinin ekonomik yapısı incelenecek, gelecek ekonomi politikaları sorgulanacaktır.