• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1 VERGİ KAVRAMI VE GENEL ÇERÇEVESİ

3.2. Dolaylı Vergilerin Yatırımlara Etkisi

Yatırım ve vergi ilişkisini belirleyen en önemli faktör, yatırım sonrası elde edilecek kar tutarıdır. Yatırım yapacak olan birey veya kurumun, bu yatırımından beklediği en önemli fayda karının yüksek olmasıdır. Dolayısıyla yatırımcılar, yatırım yapmadan önce hangi sektör ve bölgeye yatırım yapacaklarına dair kapsamlı bir araştırma içine girerler. Bu araştırmadan sonra yatırımları için uygun buldukları yer ve sektörde yatırımlarını gerçekleştirirler.

Vergi faktörü yatırımlar için karın oluşması aşamasında ortaya çıkmaktadır. Örneğin; yatırım yapmak için yabancı bir ülke seçecek olan yatırımcının ülke seçiminde, ödeyeceği vergiler önemli rol oynayacaktır. Vergi oranları yüksek olan bir ülkede, yatırımcı elde edeceği karın büyük bir bölümünü o ülkenin vergi idaresi tarafından elinden alınacağını bildiğinden dolayı o ülkeye yatırım yapmayı tercih etmeyecektir. Ancak vergisel teşviklerin olduğu, yatırımların desteklendiği ülkeler ise yatırımcı açısından daha cazibeli bir duruma gelmektedir.

Vergi ve yatırım ilişkisinde vergi önemli bir faktör olsa da, devreye diğer değişkenler de girmektedir. Yatırım yapılacak olan ülkedeki siyasi, sosyal ve ekonomik durum yatırımcı açısından önem arz etmektedir. Yatırımcısına güven vermeyen ülkelerde yatırım oranları düşük kalmakta, bunun sonucu olarak da ekonomik gelişim sağlanamamaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki yatırım ihtiyacı düşünüldüğünde, yatırımcıların ilgisini çekecek bir ortamın hazırlanması büyük önem taşımaktadır.

Yatırımlar açısından önemli göstergelerden biriside yabancı doğrudan yatırım güven endeksidir. Bu endeks; ülkelerin politik, ekonomik ve düzenleyici

95

değişikliklerden nasıl etkilendiğini göstermektedir. Yabancı yatırımlar; ülkelere dışardan ek girdi sağladığından kalkınma ve gelişim açısından büyük öneme sahiptir. Bu yüzden yabancı yatırımların ülkelere girişi özellikle gelişmekte olan ülkeler için çok önemlidir.

Tablo 3.3. Yabancı Doğrudan Yatırım Güven Endeksi (2012- 2018)

2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018

Sıra Puan Sıra Puan Sıra Puan Sıra Puan Sıra Puan Sıra Puan Sıra Puan Amerika Birleşik Devletleri 4 1,52 1 2,09 1 2,16 1 2,10 1 2,02 1 2,03 1 2,09 Kanada 20 1,34 4 1,86 3 1,93 4 1,94 3 1,80 5 1,78 2 1,82 Almanya 5 1,52 7 1,83 6 1,84 5 1,89 4 1,75 2 1,86 3 1,81 Birleşik Krallık 8 1,47 8 1,81 4 1,91 3 1,95 5 1,73 4 1,80 4 1,77 Çin Halk Cumhuriyeti 1 1,87 2 2,02 2 1,95 2 2,00 2 1,82 3 1,83 5 1,76 Japonya 21 1,31 13 1,68 19 1,62 7 1,80 6 1,73 6 1,72 6 1,72 Fransa 17 1,37 12 1,71 10 1,74 8 1,80 8 1,60 7 1,71 7 1,70 Avustralya 6 1,52 6 1,83 8 1,76 10 1,79 7 1,63 9 1,67 8 1,66 İsviçre 22 1,30 18 1,63 14 1,68 14 1,74 11 1,54 12 1,58 9 1,58 İtalya - - - - 20 1,61 12 1,75 16 1,48 13 1,56 10 1,57 Türkiye 13 1,39 - - 24 1,60 22 1,69 - - - -

Kaynak:AT Kearney - Global Business Policy Council (Endeks puan sıralamasında ilk 25 sıraya yer vermekte olup, ilk 10 sıra dışında sadece Türkiye tabloya dâhil edilmiştir.) URL:

www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do;jsessionid...?istab_id=9049 Erişim Tarihi: 12.05.2019

Yukarıdaki tabloda; çeşitli kıstaslara göre belirlenen ve yabancıların doğrudan yatırımlarında göz önüne aldıkları durumlara göre hazırlanan endeks yer almaktadır. Buna göre endekste yer alan puanların yüksekliği, ülkeleri yabancılar için daha cazip hale getirirken, puanların düşüklüğü ise yabancıların ülkeleri tercih etmemesine neden olmaktadır.

Doğrudan yabancı yatırımlar açısından en cazip ülke 2018 yılında 2,09 puanla Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmuştur. ABD’nin yabancı yatırımlar açısından cazip hale gelmesinde; hukuka güven, ekonomik fırsatlar, yüksek kişi başına düşen gelir, gelişmiş alt ve üst yapı imkânları gibi faktörler etkili olmuştur. Yatırımcılar, yatırım için ülke seçerken her şeyden önce hukuki güvenceleri göz önüne alırlar.

96

Güven problemi olan ülkeler risk unsurlarını barındırdığından, kar oranları yüksek olsa dahi yatırım için tercih edilmezler.

Tabloda doğrudan yabancı yatırım güven endeksi yüksek olan diğer ülkelere göz atıldığında bu ülkelerin gelişmiş ülkeler olduğu görülecektir. Bunun sebebi de; gelişmiş olan ülkelerdeki güven ortamı ve riskin minimum seviyede olmasıdır. Güven endeksi sıralamasındaki ülkelerde üretim mevcut olmakla beraber üretim yapılabilmesi için koşullar da müsaittir.

Endeksteki verilere Türkiye açısından bakıldığında; Türkiye’nin ilk 25 sıraya sadece 2012, 2014 ve 2015 yıllarında girebilmiştir. Son üç senede ise doğrudan yabancı yatırım güven endeksi sıralamasında ilk 25 içine dâhil olamamıştır. Güven endeksi sıralamasında ilk sıralarda yer bulabilmek için; sağlıklı bir ekonomik ve hukuk düzenin yanında bunu destekleyici güven ortamının bulunması mecburidir.

Grafik 3.3. Yurt Dışında Yerleşik Kişilerin Türkiye’deki Doğrudan Yatırımlarının Artış Oranı

Kaynak: T.C. Merkez Bankası Verilerinden Yararlanılarak Hazırlanmıştır. URL:

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Odemeler+Deng esi+ve+Ilgili+Istatistikler/Uluslararasi+Yatirim+Pozisyonu Erişim Tarihi: 12.05.2019

Yukarıdaki tabloda; 2003- 2017 yılları arasında yurt dışında yerleşik kişilerce

Türkiye’de yapılan doğrudan yatırımların artış oranları verilmiştir. Buna göre; 2003 -50% -30% -10% 10% 30% 50% 70% 90% 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

97

yılından 2008 yılında Dünya çapında yaşanan ekonomik krize kadar Türkiye’ye dışarıdan önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Krizin yaşandığı 2008 yılında dışardan sağlanan doğrudan yatırımlar bir önceki yıla göre %50 oranında düşmüştür. Sonraki iki yılda bir toparlanma gerçekleşse de; 2011 yılından sonra doğrudan yabancı yatırımlarında dalgalı bir seyir gözlenmiştir. 2011 yılında sonraki veriler kontrol edildiğinde yabancı yatırımcının Türkiye’yi tercih etmekte istikrarsız davrandığı görülecektir. Bu durum ülkede yaşanan; ekonomik, siyasal ve hukuksal istikrarsızlıkların bir sonucudur. Dış yatırımcı; tam anlamıyla güven sağlayamayan ülkeleri tercih etmemektedir.

Ülke içinde yatırım yapılması için tasarruflara ihtiyaç vardır. Tasarrufların yapılması ise tek başına yatırımların gerçekleşmesi için yeterli değildir. Vergilerin yatırımlar üzerindeki etkisini ölçmek ve tespit etmek oldukça zordur. Ancak gelir vergilerinde yansıtma mekanizması bulunmadığından, bu vergiler yatırımların reel getirilerini doğrudan azaltarak yatırımın önünde bir nevi engel duruma gelebilmektedir.

“Dolaylı vergiler ise, reel yatırımlara doğrudan etki etmeyebilir ancak yatırım sonrası tüketim aşamasında alım gücünü düşürebilir. Fakat dolaylı vergiler ile yatırımlar arasındaki bu ilişki dolaysız vergilere nazaran daha geç gerçekleşeceği gibi, yatırımdan elde edilen kazançların tüketilmeyerek tekrar yatırıma yönlendirilmesiyle dolaylı vergiden sürekli kaçınmak da olanaklıdır.135

Dolaylı vergilerin yatırıma bir başka etkisi de; yatırım mallarının fiyatlarında ortaya çıkardığı artıştır. Yatırımcı için fiyatlarda oluşacak artış, alternatif arama çalışmalarının başlangıcı anlamına gelmektedir. Bu durumda vergiler salınırken, ortaya çıkaracağı etkiler en iyi şekilde analiz edilmelidir. Vergi hasılatı elde etmek için salınmış bir vergi eğer yatırımların düşmesine de sebep oluyorsa, verginin getireceği hasılat ile yatırımın fırsat maliyetleri karşılaştırılarak en verimli yöntem tercih edilmelidir. Ayrıca yatırımlar için tasarruflarında gerekli olduğu ve tasarruflar ile dolaylı vergilerin birbiriyle ilişkili olduğu durumu da göz ardı edilemez.

135 Atılgan, H. (2004). a.g.e. s. 90.

98