• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1 VERGİ KAVRAMI VE GENEL ÇERÇEVESİ

3.4. Dolaylı Vergilerin Enflasyona Etkisi

Ekonomik sorunların yaşandığı dönemlerde enflasyon oranlarının da yüksek seyretmesi, devletin ekonomiye müdahalesini zorlaştırmaktadır. Enflasyonda meydana gelen dönemsel dalgalanmaların sebepleri arasında, uygulanmakta olan vergi oranları da gösterilmektedir. Enflasyonist dönemlerde vergi gelirlerinin reel değerlerinde ortaya çıkan azalma, devletlerin tahsili daha hızlı olan dolaylı vergilere yönelmesinde önemli bir etkendir. Dolaylı vergilerin vergi gelirleri içinde baskın olması avantajlarının yanında birçok dezavantajı da barındırmaktadır. Türkiye’de gelir dağılımının adaletsiz dağılımından dolayı vatandaşların önemli bir bölümü, elde ettikleri gelirin tamamını temel ihtiyaçlarına harcamaktadırlar. Bireylerin gelirlerinin önemli bir bölümünün tüketime aktarılması, dolaylı vergileri enflasyonla mücadelede önemli bir konuma taşımaktadır.138

Enflasyon; iktisadi olarak bir mal veya hizmetin fiyatlarında gözlenen sürekli artıştır. Enflasyonun ölçümü, piyasadaki belirli mal veya hizmetlerin takip edilerek dönemsel olarak tespit edilen fiyat değişimlerine göre belirlenmesi şeklinde

138 Akıncı, A., Özçelik, Ö. (2018). Türkiye’de Dolaylı Vergilerin Enflasyon Üzerindeki Etkisi, Maliye ve Finans Yazıları – (110), s.10.

104

yapılmaktadır. Buna göre; enflasyonist bir dönemde bazı malların fiyatları artarken bazılarının ise düşmesi mümkündür.

Enflasyon, toplam talep ile toplam arz arasında ortaya çıkan sürekli dengesizlikler bütünüdür. Ekonomide, talep fazlalığının bir sonucu olarak enflasyon ortaya çıkıyorsa, mal ve hizmetler üzerine konulacak dolaylı vergilerle fiyatlar yükselecek ve ilgili mal ve hizmetlere olan talep azalacaktır. Enflasyona bu şekilde yapılan müdahaleden beklenen çıktı, talebin azalmasıdır. Verginin talebin azaltılması amacıyla uygulanmasında tercih edilen vergi türü dolaylı vergiler olmalıdır. Çünkü harcamalar üzerinden alınan vergiler, vergi konularının tabana yayılmasında etkin oluklarından ekonomideki likidite fazlasını daha kolay eritebilirler. Dolaysız vergilerin tahakkuk ve tahsil zamanlarında büyük farklar ortaya çıktığından enflasyonist dönemlerde beklenen çıktılar elde edilememektedir.139

Enflasyon oranının düşürülmesinde, mal ve hizmetler üzerine konulacak dolaylı vergiler talebin azalmasını sağlayarak etkili olabilir fakat mal ve hizmetler üzerine konulan vergiler bu mal ve hizmetlerin fiyatlarını yükselterek enflasyonun artmasına da sebep olabilir. Burada vergilerin hangi mal ve hizmetler üzerine konulduğu önem taşımaktadır. Bireylerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan temel giderleri genel olarak; barınma ve beslenmeden oluşmaktadır. Enflasyonun azaltılması için dolaylı vergilerin tercih edilmesi ve dolaylı vergilerin uygulanmasında da temel ihtiyaçlara ait mal ve hizmetlerin seçilmesi halinde, başarı sağlanması mümkün değildir. Çünkü bireyler temel ihtiyaçları için yaptıkları harcamaları kısamayacak ve vergilerden önceki talepleri devam edecektir. Bireylerin zorunlu olarak tüketim yaptıkları mal ve hizmetlerdeki bu fiyat artışları da enflasyonun yükselmesine sebep olacaktır.

139 Aydın, F. (2001). Vergide Konu Seçiminin Verginin Amaç ve Fonksiyonları Açısından Analizi – I, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı:156, s. 29.

105

Grafik 3.6. 2018 Yılında Enflasyon Sepeti ve Hane Halkı Tüketiminin Payları

Kaynak: TÜİK ve AT Kearney - Global Business Policy Council Verilerinden Yararlanarak

Hazırlanmıştır. URL: www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=653 Erişim Tarihi: 05.04.2019

Yukarıdaki Grafik 3.6.’da; 2018 yılında enflasyon sepetinde oluşan mal ve hizmetlerin ağırlıkları ile hane halkı tüketiminin paylarına yer verilmiştir. Buna göre; harcama kalemlerinin enflasyon sepetindeki ağırlıklarıyla, hane halkı tüketimindeki ağrılıkları birbirine benzerlik göstermektedir. Bu kalemlerin arasında tek büyük fark, konut ve kira kaleminde gözlenmiştir. Enflasyon oranlarının hesaplanmasında kullanılan ağırlık paylarının, hane halkı tüketimindeki paylara paralel olması enflasyon verilerinin ölçümünde tüketim dağılımının sağlıklı bir şekilde yansıtıldığını göstermektedir.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubuna bakıldığında; bireylerin temel ihtiyaçlarını gidermek için yaptığı beslenme giderlerinin bu gruptaki harcamaları oluşturduğu görülecektir. Dolaysıyla bireyler bu mal ve hizmetleri yaşamlarını sürdürebilmek için tüketmek zorundadır. Enflasyon sepetinde %23,1 yer kaplayan gıda grubu, enflasyon verisinin tespitinde oldukça önemli bir paya sahiptir. Gıda

0 5 10 15 20 25 Gıda ve Alkolsüz İçecekler Ulaştırma Konut ve Kira Ev Eşyası Lokanta ve Oteller Giyim ve Ayakkabı Harcamanın Enflasyon Sepetindeki Payı (%)

106

grubunu oluşturan mallara uygulan vergiler ise ağırlık olarak KDV ve ÖTV’den yani dolaylı vergilerden oluşmaktadır. Uygulanan oranlar bazı mallarda %18’i bulmaktadır. Dolaylı vergilerin uygulanmasıyla beraber fiyatlar genel seviyesi de artış göstermektedir. Satışı yapılan bir mal ya da hizmetin vergi hariç fiyatına zam yapıldığında, uygulanmakta olan KDV ve ÖTV genel olarak mal fiyatı üzerinden oran olarak hesaplandığından, tahsil edilecek verginin tutarı da artış göstermiş olacaktır. Bu şekilde ortaya çıkan fiyat artışının üstüne bir artış da vergi üzerinden olacaktır. Dolayısıyla oluşan enflasyona ek olarak vergi enflasyonu da toplam enflasyon oranını artıracaktır.

Ulaştırma grubuna bakıldığında bu grubun; otomobil, benzin, mazot, LPG ve toplu taşıma ücretleri gibi kalemlerden oluştuğu görülecektir. Bu grupta bulunan mal ve hizmetlere ise ağırlıklı olarak KDV, ÖTV ve gümrük vergisi gibi dolaylı vergi türlerinin uygulandığı görülecektir. Örneğin; sıfır araç alımında aracın silindir hacmine göre ÖTV oranı %160’lara kadar çıkmaktadır. Uygulanan ÖTV üzerinden aracın kendi fiyatıyla beraber %18 KDV oranı da uygulanmaktadır. Buna göre; yüksek silindir hacmine sahip sıfır bir aracın vergisiz satış fiyatı 100.000,00-TL iken, ÖTV uygulanmasıyla beraber 260.000,00-TL’ye, %18 KDV uygulanmasıyla da 306.800,00-TL’ye çıkmaktadır. Bu durumda araçtan alınan KDV ve ÖTV tutarı 206.800,00-TL olmaktadır. KDV ve ÖTV’nin oransal olarak uygulanıyor olması, malın vergisiz fiyatında yaşanacak artışın tahsil edilecek vergi tutarına da yansımasına sebep olacaktır. Bu da enflasyon oranlarının artması sonucunu doğuracaktır.

Enflasyon sepeti ve hane halkı harcama kalemleri içerisindeki diğer önemli kalemler; konut ve kira, ev eşyası, lokanta ve oteller, giyim ve ayakkabı ve diğer ürünleri içeren gruplardır. Buna göre; konut satışlarında satın alınan konutun m² büyüklüğüne göre KDV oranı %18’ e kadar çıkmaktadır. Konut fiyatlarındaki yükselmeye bağlı olarak hesaplanacak KDV tutarı da artacağından, enflasyon oranlarının oluşmasında konut satışlarının yeri önem taşımaktadır.

Ev eşyası grubundaki mallar ise hem KDV hem de ÖTV uygulanan mallardır. Buna göre toplumun her tabakası için birincil ihtiyaç olmasa da, özellikle yeni evli çiftlerin zorunlu olarak harcama yaptığı bir gruptur. Bu yüzden talebin her zaman için belli bir seviyede olduğu bu gruptaki mallara uygulanan KDV ve ÖTV oranları da enflasyon oranlarının artmasında rol sahibidirler.

107

Enflasyon sepetini oluşturan bir diğer kalem ise giyim ve ayakkabı harcamalarıdır. Giyim ve ayakkabı harcamaları da bireylerin temel ihtiyaçlarındandır. Parasal anlamda daralmanın yaşandığı dönemlerde bir miktar talepte daralma olabilse de, belli bir seviyenin altına inmesi söz konusu değildir. Bu mal grubunu oluşturan ürünlere genel olarak KDV uygulanmaktadır. KDV uygulanması sonucu mal fiyatlarında ortaya çıkan artışlarla beraber vergi tutarları da artacağından enflasyon oranının artıracaktır.

“Merkez Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Fiyat istikrarı ile ekonomik kararlarda dikkate almayı gerektirmeyecek ölçüde düşük bir enflasyon oranı kastedilmektedir. Banka, bu amaç doğrultusunda uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı araçları doğrudan kendisi belirler, bir başka deyişle araç bağımsızlığına sahiptir.140” Fiyat istikrarının sağlanması yani enflasyonun belirli bir

seviyede tutulması Merkez Bankasının görevidir. Merkez Bankası bu görevini para politikası araçlarını kullanarak yerine getirmektedir. Fiyat istikrarının sağlanmasını sadece para politikası araçlarını kullanarak sağlamak oldukça güçtür. Bunun için para politikasının yanında maliye politikası araçları da kullanılmalıdır. Maliye politikalarıyla desteklenen para politikasının başarıya ulaşması daha kolay olacaktır. Maliye politikası araçlarının en etkin olanlarından bir tanesi de vergilerdir. Dolayısıyla vergiler fiyat istikrarının sağlanmasında önemli bir araç olarak dikkate alınmalı ve kullanılmalıdır.