• Sonuç bulunamadı

Doğum Sırası Değişkenine Göre Hayatın Anlamının Betimsel İstatistikleri ve

BÖLÜM 3: BULGULAR VE YORUMLAR

3.2. Hayatın Anlamına İlişkin Bulgular

3.2.6. Doğum Sırası Değişkenine Göre Hayatın Anlamının Betimsel İstatistikleri ve

Doğum Sırası değişkenine göre hayatın anlamı ölçeği betimsel istatistikleri ve tek yönlü ANOVA testi sonuçları Tablo 20’de verilmiştir.

Tablo 20: Doğum Sırası Değişkenine Göre Hayatın Anlamının Betimsel

İstatistikleri ve Tek Yönlü ANOVA Testi Sonuçları Doğum Sırası N X S Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı Serbestlik Derecesi Kareler Ortalaması F p Anlamlı Fark İlk 311 107,994 14,438 Gruplararası 4284,236 3 1428,079 6,150 0,000 İlk>Tek Orta>Tek Son>Tek Orta 243 109,111 15,736 Gruplariçi 191565,405 825 232,200 Son 235 107,336 15,073 Toplam 195849,641 828 Tek Kardeş 40 98,025 18,843 Toplam 829 107,654 15,380

Buna göre hayatın anlamı ölçeğinde en yüksek ortalamaya sahip olan grup orta sırada doğanlara aittir. İkinci sırada en yüksek ortalamaya sahip olan grup ilk sırada doğanlardan oluşan gruptur. Üçüncü sırada en yüksek ortalamaya sahip olan grup son sırada doğanlardan oluşan gruptur. En düşük ortalamaya sahip olan grup tek kardeş olarak doğanlardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonuçlarına göre, doğum sırası değişkenine göre katılımcıların hayatın anlamı ölçeğine verdikleri cevapların ortalamaları arasında anlamlı farklar olduğu görülmektedir. [F(2-826)=6,150, p<0,001]

Hangi gruplar arasında fark olduğunu belirlemek amacıyla yapılan Dunnet C testi sonuçlarına göre tek kardeş olanların ortalaması ilk, orta ve son olanların ortalamasından anlamlı olarak daha düşüktür.

106

3.2.6.1.Doğum Sırası Değişkenine Göre Hayatın Anlamının 1. Faktörü (Hayatın Anlamı ve Amacı)’nün Betimsel İstatistikleri ve Tek Yönlü ANOVA Testi Sonuçları

Doğum sırası değişkenine göre hayatın anlamı ölçeği birinci faktörü hayatın anlamı ve amacı faktörünün betimsel istatistikleri ve tek yönlü ANOVA testi sonuçları Tablo 21’de verilmiştir. Buna göre hayatın anlamı ve amacı faktöründe en yüksek ortalamaya sahip olanlar orta sırada doğanlardan oluşan gruptur. Bu grubu sırasıyla ilk sırada doğanlardan oluşan grup, son sırda doğanlardan oluşan grup ve tek kardeş olarak doğanlardan oluşan grup takip etmektedir.

Tablo 21: Doğum Sırası Değişkenine Göre Hayatın Anlamının 1. Faktörü (Hayatın Anlamı ve Amacı)’nün Betimsel İstatistikleri ve Tek Yönlü ANOVA Testi

Sonuçları Doğum Sırası N X S Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı Serbestlik Derecesi Kareler Ortalaması F p Anlamlı Fark İlk 311 91,842 12,814 Gruplararası 3722,676 3 1240,892 6,900 0,000 İlk>Tek Orta>Tek Son>Tek Orta 243 93,173 13,767 Gruplariçi 148370,252 825 179,843 Son 235 91,183 13,221 Toplam 152092,929 828 Tek Kardeş 40 82,850 16,565 Toplam 829 91,612 13,553

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonuçları, doğum sırası değişkenine göre katılımcıların hayatın anlamı ve amacı faktörüne verdikleri cevapların ortalamaları arasında anlamlı farklar olduğu görülmektedir. [F(2-826)=6,900, p<0,001]

Hangi gruplar arasında fark olduğunu belirlemek amacıyla yapılan Dunnet C testi sonuçlarına göre tek kardeş olanların ortalaması ilk, orta ve son olanların ortalamasından anlamlı olarak daha düşüktür.

107

Hayatı anlamlandırma süreçlerinde doğum sırası değişkenine göre çıkan farklılığın sebebi, tek çocukların ben merkezli kalmalarından kaynaklanıyor olabilir. Hayatı kendi merkezlerinde kurmaları sebebiyle kendilerini sarıp sarmalayacak daha genel bir anlama ulaşamadıkları düşünülebilir.

Bütün yukarıda anlatılanlar sebebiyle araştırmacılar inanç ve anlam ilişkisini incelemişlerdir. Yapılan araştırmalar din ve anlam ilişkisini genelde pozitif yönde destekler niteliktedir.

Lore Schmid’in 23 farklı meslek grubundan 612 genç arasında yaptığı bir araştırmaya göre, hayatın anlamının kaynağı üzerine sorulan soruyla tasavvur, ideal ve hayatın anlamı arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Gençler verdikleri cevaplarda kendilerine ait ideallerden bahsetmişlerdir. Örneğin, Tanrısal tasavvurlar Tanrı’ya hizmete uygun olacak tarzda idealin içeriğinde somutlaştırılmıştır. Bu çıkarım, Tanrı’ya hizmeti amaçlayan ideal sahibi fertler için hayatın anlam kazanması olarak yorumlanmıştır213.

17 Ağustos depremzedeleri üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, depremzedeler depremi dini veya din referanslı kavramlarla açıklamaya çalışmışlardır. Takdir-i İlahi, uyarı, imtihan gibi kavramlar kullanarak geçmiş tecrübelerine de atıf yapmışlardır. Depremin doğal bir hadise olduğunu kabulle beraber ilahi bir nedene bağlama söz konusu olmuştur. Buna göre felaketin kaynağı ilahi güç, nedeninin ise insanlar olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca insanların kalıcı olmayan, toplumsal anlamda bir değişimin olmadığı bir dini yönelimin olduğu görülmüştür. Dini inançlar, felaketi yorumlama, kayıplara karşı dirençli olma noktasında destek sağlamıştır214.

Otistik çocuğa sahip 40 anne babayla mülakat tekniğiyle yapılan bir araştırmaya göre, anne babaların büyük çoğunluğunun otizmin sebebini dini sembol ve kavramları kullanarak açıkladığı, otizmin ardında metafizik bir güce inandıkları tespit edilmiştir.

213

Lore Schmid, “Anlam ve Değer Kaynağı Olarak Dini İnanç”, Abdülkerim Bahadır (çev.), Selçuk

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı. XVI (Güz 2003), s. 183.

214 Ümmüşerif Gülmez, “Deprem Tecrübesi Yaşayanlarda Dinsel Anlamlandırma Biçimleri ve Tutumlar” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi SBE, 2008), s. 95.

108

Ailelerin birçok özelliğindeki farklılık dikkate alındığında, ilahi güçten yardım veya ilahi güce isyan şeklinde sorgulamalara gittikleri görülmüştür. Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, yaşanan gerilimlerle mücadele etme ve psikolojik rahatlama için dua, ibadet ve Allah inancına yönelmişlerdir215.

20 kanser hastası veya hastalığı atlatıp normal risk grubunda bulunan insanlarla yapılan bir araştırmaya göre, hastalar hem dini temelli hem de dini olmayan temelli anlamlandırma biçimleri ortaya koymuşlardır. %80’i dini temelli atfetme sistemi kullanmıştır. Kanser hastalığının arka planında Allah, genetik, Çernobil nükleer patlaması gibi faktörler bulunmuş olup, kanser kader, imtihan, uyarı/ders, ceza, ihmal/kişisel sorumsuzluk gibi çeşitli kavramlarla açıklanmaktadır. Ayrıca araştırmaya katılanların %75’inin dua ve ibadet vasıtasıyla ruhsal gerilimlerle başa çıkmaya çalıştıkları tespit edilmiştir. Hastalığı anlamlandırma ve açıklamaya yönelik kullanılan ders, ceza vs. gibi çeşitli kavramlar doğrultusunda hastaların %93.75’i dini duygu ve davranışlarında pozitif yönde bir değişim yaşandığı belirtmişlerdir216.

Stresle baş etme ve dini tutumlar üzerine yapılan bir araştırmaya göre, bireylerin dine sığınma derecesi çok yüksek bulunmuştur. Benzeri maddelerde de ilişkinin çok yüksek çıkması da dini tutum ile stresle baş etme arasındaki ilişkiyi desteklemiştir217.

Hayatın anlamına ilişkin bulgulardan sonra kişisel değerlere ilişkin bulgular ele alınacaktır.