• Sonuç bulunamadı

B- DOĞUM VE DOĞUM SONRASI HALK İNANIŞLARI

1- Doğum Esnasındaki Halk İnanışları

Nihayet dokuz aylık heyecanlı bekleyişi bitmiş ve bebeğe kavuşma zamanı gelmiştir. Ama asıl süreç şimdi başlıyor. Adeta masallarda olduğu gibi insanlar 40 gün 40 gece süren geleneksel şenliklerle bebeğinin gelişini kutlamaya hazırlanır. Her ne kadar eski ya da sıkıcı olduğunu düşünsek de gelenek, görenek, örf ve adetler zamanı geldiğinde her ailede karşımıza çıkan bir olgu olarak toplumsal hayatımızda yer alır. Geçmişten günümüze intikal eden, mutlak yapılması şart olmasa da

90

Gülsüm Aygün, 1969 Rize Doğumlu, İlkokul Mezunu, Yeşiltepe Köyü, Ev hanımı; Nasibe Bilgin, 1964, Rize Doğumlu, İlkokul Mezunu, Çukurluhoca Köyü, Ev HanımıSarfinaz Burak, 1942 Rize Doğumlu,Okur-Yazar, Yenice Köyü, Ev Hanımı

91 Ayşe Köse, 1944 Rize Doğumlu, Oku-Yazar, Büyükköy Köyü, Ev Hanımı; Yurt

yapılmasında iyi niyet beklentilerinin olduğu bir sosyal olgu olan bu geleneksel davranışlar halk kültürümüzde de oldukça geniş yer tutuyor. Bebeğin ana rahmine düşüşünden başlayıp doğumuna, ilk dişinden sünnetine, hatta askere gidişine ve hayatın sona erişine kadar bu olgularla ilgili halk kültürümüzde uygulanan birçok gelenek bulunuyor. Bunların birçoğu zaman içinde unutulup gitse de bir bölümü günümüzde de yöreden yöreye değişim göstererek varlığını hala sürdürüyor.92

Bu inanışlar çocuğun doğumu ile başlayıp belli bir yaşa ulaşıncaya kadar devam etmektedir. Rize yöresinde özellikle köylerde doğumlar genelde evlerde olur. Daha önce izah ettiğimiz gibi maddi sebepler ve coğrafik durum bu konuda önemli bir faktördür. Doğum esnasında evde doğum yapan kadının yanında tecrübeli birkaç kadın bulunur. Bu kadınların birisi doğum konusunda Rize’ce ifadesiyle ‘doğurtma’ konusunda tecrübelidir. Bu işin herhangi bir eğitimini almamıştır ama zamanla tecrübe kazanmıştır. Bu işi yapan kişiye her yerde olduğu gibi Rize’de de ‘EBE’ denilmektedir.93

Eski doğumlar köy ebelerinin yardımıyla gerçekleştirilirdi. Doğum odasında ip, makas, sıcak su, havlu, çocuğun giysileri hazır bulundurulur. Konuyla ilgili olarak bir kaynak kişi anlatısı şöyledir. “Doğum zamanı geldiği zaman çocuk alçaklaşır, kadının yanları boşalır, çocuk yola durduğu zaman kadının yüreği bulanır, istifra etmesi gelir. Önce su geldi mi doğum kolay olur. Doğum odasın da bir ebe iki üç de yardımcı bulunur. Yardımcı kadın yüksek bir yerde oturur. Doğum yapacak kadını yüzü kendisine dönük olacak biçimde dizine oturtur. Ebe kadının arkasında oturarak bir bezle makata doğru baskı yapar ki makat yırtılmasın. Kadının eğer ilk doğumuysa ebe parmağıyla rahmin ağzını açar. Ebe kadının karnına hiç ellemez, sadece kadına nefesini aşağıya vermesini söyler. Bu sırada yardımcı; elleriyle kadını kucağında saklamaya devam etmektedir. Ebe doğuma girmeden mutlaka abdest alır, Kadın diz üstü çömerek doğum yapar, kadın diz üstü oturduğunda asıl ebe önde olur, çocuğu önden alır”.94

92 Emine Yıldırım, 1935 Rize doğumlu, Okur-Yazar Değil, Rize Merkez, Ev Hanımı; 93 Hakime Şişman, 1952 Rize Doğumlu, Okur-Yazar, Yalı Mah. Ev Hanımı; Yurt

Ansiklopedisi, s, 6417

94 Gülsüm Aygün, 1969 Rize Doğumlu, İlkokul Mezunu, Yeşiltepe Köyü, Ev hanımı; Havva

Rize’de ebeler özenle seçilir. Çünkü ebenin huyunun doğacak çocuğa geçeceğine inanılır. Bu inanış Rize yöresinin bu konudaki en yaygın inanışlarındandır. Daha sonraki dönemlerde de çocuğun hareketleri ve davranışları ebenin davranışlarıyla ilişkilendirilmeye çalışılır. Örneğin çocuk ebesinin huyuna yakın bir davranış sergilese, aile bireyleri hemen çocuğa ebesinin ismiyle çağırır. Mesela; Çocuk hoşa gidilen veya gidilmeyen bir davranış sergilerse ‘Uuu Rabiye’95 diye tepki gösterilir. Yani Rabciye gibi davrandı denilmek istenir.96

Doğum artık yaklaşınca ebe belli miktarda ılık su hazırlattırır. Ebe ve diğer köylülerin yardımıyla hamile kadın doğurtturulur. Doğum yapan kadının doğumu kolay olsun diye rahme zeytinyağı akıtılır. Kadının ıkınmasını sağlamak amacıyla da doğum yapan kadının kendi saçları ağzına konulur.97 Çocuk ters gelirse değişik şekillerle düzeltilmeye çalışılır ve hamile kadının hareket etmesi sağlanır.98 Bu arada doğum iyice zorlaşacak olursa hemen köyün erkekleri tarafın en yakın hastaneye kaldırılır.

Biyolojik bir olay olan doğumun gerçekleştiği an çok önemlidir. Bu nedenle de doğum çevresinde doğumu kolaylaştıracak, çabuklaştıracak, bir takım uygulamaların kümelendiği görülmektedir. Çocuk sahibi olma isteğinden başlayarak, aş erme ve gebelik aşamalarından geçip, yeni bir canlının dünyaya geleceği bu aşamaya gelme, yani doğum olayı geçiş dönemlerinin en dinamik bölümünü oluşturmaktadır. Bu nedenle de doğum olayının kolay olması ve anneye ve çocuğa zarar verilmemesi için bir takım yollara başvurulmaktadır.

Yörede doğum esnasında doğumun kolay olmasına yönelik olarak yapılan halk hekimliği ve dinsel büyüsel uygulamalar geçmişte yoğunluk taşımaktaydı. Karadeniz yöresinde umumiyetle doğum ve ölüm yıldönümlerinde mevlit okutulur.99 Günümüzde ise doğumlar hastanelerde yapılmakta bu türden uygulamalar gençler arasında kısmen unutulmuş durumdadır. Konunun halk hekimliği ve inanış boyutu açısından değerlendirilmesi bakımından bu uygulamaların da kısa bir özetini vermek istiyorum. “Tavana ip bağlanır, kadın o ipten tutunur. Kadın öğürsünde rahim açılsın

95 Nasibe Bilgin, 1964, Rize Doğumlu, İlkokul Mezunu, Çukurluhoca Köyü, Ev Hanımı 96 Sarfinaz Burak, 1942 Rize Doğumlu,Okur-Yazar, Yenice Köyü, Ev Hanımı

97 Meryem Erker, 1938 Rize Doğumlu, Okur Yazar, Çataldere köyü, Ev Hanımı 98 Hacer Bilgin, 1950 Rize Doğumlu, Okur-Yazar Değil, Gelincik Mah., Ev Hanımı

diye saçı ağzına verilir.”100 “Doğum güçleşirse hocaya okutulan su kadına içirilir. Kadının çocuk yolları açılsın diye doğum sırasında saç örükleri sökülür, takıları çıkarılır. Çocuk ters ise doğrulsun diye kadın sallanır, doğum sırasında kadının saçı ağzına verilir (öğürsünde çocuk çıksın diye). “Kadın sancı çekerken kocası mermi atar çocuk duyup çıksın diye”.101 Çocuk yanlara sokulmuşsa gevşesin diye, kadın sırta alınarak sallanır. Kadın battaniyenin üstüne konur sallanır.102 Yukarıdaki uygulamaların büyük çoğunluğu; dinsel büyüsel içerikli uygulamalar olup, gerek dinin, gerekse büyünün gücünden yararlanılmaya çalışılmıştır.

Benzer Belgeler