• Sonuç bulunamadı

1.3. SOĞUK SAVAŞ’TA BLOKLAR

1.3.2. Doğu Bloğunun Kurulması

28

II. Dünya Savaşı sonrasında Almanya enkazı ile birlikte Orta ve Doğu Avrupa’da kısmen de Balkanlarda ortaya çıkan boşluk, esas olarak Sovyetler Birliği tarafından doldurulmuştur. Komünist partiler Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’da Kızıl Ordu yardım ve desteğiyle, Arnavutluk ve Yugoslavya’da ise bir destek olmadan, doğrudan iktidarı ele geçirmişlerdir (Arıboğan vd., 2000: 625)

Sovyetler daha önce bahsedilen, 1945 Yalta Konferansı’nda yapılan anlaşma maddelerine katılmayınca Soğuk Savaş kendini göstermeye başlamıştır. Orta, Doğu Avrupa ve Balkanlar’da özgür ve demokratik seçimler yapılmamış, Moskova’ya itaat eden komünist rejimler kurulmaya başlanmıştır. Birçok askeri birlik de bu ülkelerde konuşlandırılmıştır. Savaş sonrasında ABD ise hemen ordusunu terhis etmiş ve Batı Avrupa’da çok az birlik bırakmıştır.

Daha önce de bahsedildiği üzere, Churcill’in 1945 yılında yapmış olduğu ünlü konuşmasında belirttiği gibi Avrupa’ya bir Demir Perde inmiştir. Stalin, tıpkı bir zamanlar Hitler’in de görüldüğü gibi acilen durdurulması gereken bir diktatör olarak kabul edilmiştir (Roskin ve Berry, 2014: 81). Chuchill’in bu düşüncesine sebep olan asıl neden, Orta ve Doğu Avrupa’nın Sovyet kontrolü altında tutuluyor olmasıdır.

Doğu Avrupa’nın Moskova’nın nüfuzu altına gireceği ABD açısından oldukça ihtimal verilen bir durum haline gelmiştir. 1945’te diplomat George Kennan, Rusların Doğu Avrupa’ya olan ilgisini şu şekilde hatırlatmıştır: “Unutulmamalı ki Büyük Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna etnolojik sınırlarının (Polonya, Finlandiya ve Baltık devletleri) ötesinde batıda yer alan bölgelerin özümsenmesi Rusya’nın daha önce denediği ve başaramadığı bir şeydir” (Mazower, 2013: 23). Bu sefer de durumun farklı olmayacağı yönünde bir beklentinin olduğu da anlaşılmaktadır. Çünkü SSCB savaş sonrasının Doğu Avrupa devletlerinin artık farklıdır ve ele geçirilmeleri Sovyetler açısından çeşitli sıkıntılar doğurmuştur (Mazower, 2013: 23-24).

Sovyetler’in Doğu bloğunu kurmaya ilişkin ilk adımı 1947’de Kominform’u kurmasıdır. Moskova tarafından idaresi sağlanan Kominform’un amacı komünist hareketin koordinasyonu ve komünist ülkeler arasından işbirliğini sağlamaktır (Ataöv, 1964: 137). ABD’ye, Truman Doktrinine ve Marshall Planı’na tepki olarak ortaya çıkan diğer bir hamle ise Comecon’un kurulması olmuştur. Comecon 25 Ocak 1945 tarihinde yayınlaman bir bildiri ile doğmuş, Sovyetler Birliği, Bulgaristan,

29

Çekoslovakya, Macaristan, Polonya ve Romanya temsilcileri arasında yapılan toplantı sonucunda 1949 yılında kurulmuş Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi’dir (Sampson, 1969: 55).

Askeri boyutta ise, Doğu bloğuna üye ülkeler arasında NATO’ya karşılık Varşova Paktı kurulmuştur. Bölgesel, kolektif bir savunma ve yardımlaşma örgütü olarak 14 Mayıs 1955 yılında kurulan Paktın üyeleri; Sovyetler Birliği, Polonya, Demokratik Almanya, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk ve Macaristan’dır. Bu Paktı somutlaştıran Dostluk ve Karşılıklı Yardım Anlaşması’na göre siyasal işleyişten sorumlu Danışma Komitesi’yle birlikte, askeri ayağı yürüten Birleşik Silahlı Kuvvetler Başkomutanlığı görev yapacak, üye ülkelerden birine yapılan saldırı halinde diğer ülkeler yardım sağlayacaktır (Bodur, 2013: 556).

Doğu bloğu ideolojik temellerin çerçevesinde (Kominform), ekonomik (Comecon) ve askeri (Varşova Paktı) boyutlarda da iyice varlığını göstermiştir. Burada Varşova Paktı hakkında kısa bir bilgi verilmiş, aşağıda ise Sovyetler’in ideolojik somut yapısını ifade eden Kominform ile blok üyelerini ekonomik düzlemde bir araya getiren Comecon hakkında ayrıca değerlendirme yapılmıştır. Ancak Kominform ve Comecon’u ele almadan önce III. Enternasyonal olan Komintern’e değinmekte fayda vardır.

Rusya’da iktidarı eline alan Lenin ve Trotski imzalarıyla yayınlanan bir bildiride yeni bir enternasyonalin gerekliliği üzerinde durularak şu görüşler açıklanmıştır. “1. Dünya’da kapitalist sistem yıkılma dönemine girmiştir. 2. Proletaryanın görevi siyasal iktidarı ele geçirmektir. 3. Yeni iktidar işçi sınıfı diktetaryo olmalıdır…” (Ataöv, 1964: 128). Sovyetler Birliği Komünist Partisi 4 Mart 1919’da çeşitli ülkelerin komünist temsilcilerini Moskova’ya çağırmıştır. Fransız, İtalyan ve Rusya’da komünist Partileri ile Doğu ve Orta Avrupa komünist partilerinin katılan partiler 3. Enternasyonal olan Komintern’i kurmuşlardır. Marksist-Leninist ihtilalini yaymak amacıyla kurulmuştur (Ulutan,1980: 256).

1.3.2.1. Kominform. Batı'da ilk defa bir terim olarak ortaya çıkan Cominform, daha sonra bir dizi Avrupa komünist partisinin uluslararası organı olan Komünist Partiler Bürosu için dünya çapında bir kısaltma haline gelmiştir. Resmi adı Komünist Partiler Haber Bürosu olan Kominform’un yayın organı olan Sürekli Barış ve Halk Demokrasisi İçin, Moskova’nın görüşlerini dünyanın dört tarafına on sekiz dilde yaymaya çalışmıştır. Kominform da tıpkı Üçüncü Enternasyonal gibi, dünya

30

komünizmini geliştirmek amacını gütmüştür (Ataöv, 1964: 137). 1947 yılında ABD’ye, Truman Doktrinine ve Marshall Planı’na bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Kurulan milletlerarası komünizm teşkilatının amaçları şu şekilde ortaya konmuştur: İşçilerin yegane vatanı olarak Sovyetler Birliği’nin savunulması; ABD tarafından temsil edilen emperyalizme karşı mücadele edilmesi; Bütün dünyayı kapsayacak olan bir Sovyetler Cumhuriyeti’nin kurulması. Ayrıca yayınlanan bir beyanname ile dünyanın iki bloğa ayrılmış olduğu ve tarafları belirtilmiştir (Özkan, 2017:353; Sürgevil ve Özgün, 2014:130).

Sovyet Rusya bu şekilde Avrupa’da geniş bir nüfuz ve kontrol alanı bulmuştur. Özelikle uydu devletleri Moskova’dan idare edilen bir blok haline gelmiştir. Sovyetler bu demir perde bloğunu daha da kuvvetlendirmek için iki yola gitmişlerdir. Birincisi uydular arasında dostluk, iş birliği, saldırmazlık vb. antlaşmaların imzalanmasıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından emperyalizm sistemi ve bu sistemin getirdiklerine karşı bir bilinç oluşmuş ve halkların karşı direnişler daha örgütlü olmuştur. Rusya’da iktidarı eline alan Lenin ve Trotski imzalarıyla yayınlanan bir bildiride yeni bir enternasyonalin gerekliliği üzerinde durularak şu görüşler açıklanmıştır. “1. Dünya’da kapitalist sistem yıkılma dönemine girmiştir. 2. Proletaryanın görevi siyasal iktidarı ele geçirmektir. 3. Yeni iktidar işçi sınıfı diktetaryo olmalıdır…” (Ataöv, 1964: 128)

Sovyetler Birliği Komünist Partisi 4 Mart 1919’da çeşitli ülkelerin komünist temsilcilerini Moskova’ya çağırmıştır. Fransız, İtalyan ve Rusya’da komünist Partileri ile Doğu ve Orta Avrupa komünist partilerinin katılan partiler 3. Enternasyonal olan Komintern’i kurmuşlardır. Marksist-Leninist ihtilalını yaymak amacıyla kurulmuştur. (Ulutan,1980: 256)

Bu toplantıya Üçüncü Enternasyonal (Komintern), bütün komünist partilerine yardım ve önderlik etmek için toplanmıştır. Proletarya ordusunun kurulmakta olduğu söyleniyordu. Örneğin Macaristan’da proletarya diktatörlüğü altı ay sürmüştür. Rejim İngiliz-Fransız desteğiyle bastırılmıştır. (Ataöv, 1964:132)

1947-1948 tarihlerinde yaklaşık 15 antlaşma yapılmıştır. İkincisi ise lağvedilen III. Enternasyonel’in yerine Kominform’un kurulmasıdır (Sürgevil ve Özgün, 2014:130). Kominform’da blok dışından dıştan yalnız Fransız ve İtalyan komünist partileri temsil edilmiştir.

31

Kominform, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Polonya, SSCB, Macaristan, Çekoslovakya, Fransa ve İtalya komünist partilerince kurulmuştur. Bu teşkilatın kuruluş motivasyonu ABD’nin Marshall ve Truman Doktrinleriyle ekonomik ve siyasal teşkilatlanma yoluna gitmesine karşılık, Sovyetlerin de bu oluşum karşısında daha sağlam durabilme ihtiyaçlarıdır. Bu motivasyon ile belirlenmiş olan amaçlarını gerçekleşmesi için kullanılacak vasıtalar olarak da, proleter hareketlerin, sömürgelerin bağımsızlık hareketlerinin desteklenmesi ve köylüler arasında propaganda yapılması belirlenmiştir (Armaoğlu,1991:437).

Faaliyetlerine 17 Nisan 1956 yılına kadar devam eden Kominform artık sosyalizmin bir dünya sistemi haline geldiği, farklı kıtalarda sosyalist olmayan devletlerle de birleşik bir barış alanının oluştuğu, kapitalist ve sömürülen ülkelerde dahi komünist partilerin güçlendiği ve işçi sınıfı hareketlerinin bölünmesinin engellenmesi gerekçeleriyle kapatılmıştır (Ataöv,1964:137). Ancak kuruluşuyla bile Doğu bloğunun bir kutup olarak belirginleşmesine en önemli ilk katkılardan birini sağlamıştır.

1.3.2.2. Comecon. Comecon uluslararası bölgesel ve ekonomik bir kuruluştur. 25 Ocak 1945 tarihinde yayınlaman bir bildiri ile kuruluşun ortaya çıkmasına giden başlamıştır. Marshall Planı’nın ortaya çıkması ve Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün kurulmasına bir cevap olarak gündeme gelmiş, 5-8 Ocak 1949’da Moskova’da, Sovyetler Birliği, Bulgaristan, Çekoslovakya, Macaristan, Polonya ve Romanya temsilcileri arasında yapılan toplantı sonucunda Comecon (Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi) kurulmuştur (Sampson, 1969: 55).

Comecon’un ilk çalışmaları ekonomik ilişkileri kolaylaştırmak olmuştur. Savaş sonrası ulusal ekonomileri yeniden canlandırma ve kalkınma amaçları gütmüştür; endüstrileşme düzeyini yükseltmek, üye ülkelerin haklarının, sürekli olarak çalışma ve refah düzeyinin yükseltilmesi hedefleri ortaya konmuştur. Comecon’un somut kapsamı ise “ekonomik tecrübe değişimi, ilkel madde, besin makine ve donatım yardımlaşması” sağlamak şeklinde belirlenmiştir (Uçarol, 2006: 817). Tüm bu kalkınma yardımlaşması amaçlarına rağmen, aslında ülkelerdeki komünist partilerin tam anlamıyla kontrol altına girmesi ile birlikte, yapılan anayasalarda ekonomik, sosyal ve siyasal düzen Sovyet sistemine göre kurulmasına da zemin sağlamıştır (Armaoğlu, 1991:434).

32

Sovyet etki alanını da kapsayan tüm Doğu Avrupa ülkelerinde uzun vadeli bir tarım reformu ile yürütülmüştür. Büyük topraklar köylülere dağıtılmıştır. II. Dünya Savaşı’na kadar Çekoslovakya bölgenin tek sanayileşmiş ülkesi iken Polonya ve Macaristan ise onları geriden takip etmiştir.

Doğu Avrupa’daki Alman varlıklarını ele geçiren Sovyet hükümeti, bunların Rusları, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’da sanayi ve ticareti biçimlendirme çabalarını katkı payı olarak kullanmış ve Moskova, Rusların daha çok ihtiyaç duyduğu tükettim mallarını temin amacıyla Polonya ve Çekoslovakya ile ticaret anlaşmaları imzalamıştır (Vernadsky, 2015: 526).

Özetle Comecon, II. Dünya Savaşı’nın ardından dağılan uydu devletlerin ekonomisine hayat vermek, sanayileşme, ekonomik gelişmeleri hızlandırmak, üye ülkeler arasında iş birliği sağlamak amacıyla kurulmuş, ancak Sovyet etki sahasının genişletilmesi amacına da hizmet etmiştir.

Yukarıda görüldüğü üzere Sovyetler Birliği ABD’nin başını çektiği Batı bloğu önderliği ve politikalarına karşılık, tepkisel askeri ve ekonomik kuruluşlar meydana getirmiştir. Sovyetlerin Orta Avrupa ve Balkanlara yönelik politikası ilerleyen bölümlerde incelenirken, Doğu bloğuna temel olan bu organizasyonların faaliyetleri yeri geldikçe ele alınacaktır. Sonraki bölümde SSCB’nin ideolojik temelleri, kısa tarihsel gelişimi ve Soğuk Savaş döneminde uyguladığı dış politikayı şekillendiren unsurlar ele alınacak, Doğu Avrupa ve Balkan devletlerine yönelik sosyalist yayılma politikasının ana hatları belirlenecektir.

33

İKİNCİ BÖLÜM

SOVYETLER BİRLİĞİ SİSTEMİNİN GELİŞİMİ VE DIŞ POLİTİKA

2.1. İdeolojik Altyapı