• Sonuç bulunamadı

Doğa Bilimleri ve Marksizm

Doğal bilimlerindeki/Sosyal bilimlerdeki gelişmelerle birlikte Marksizmin kendisini yenilemesi, yer yer revizyona uğratması, hatta belki de toptan değiştirmesi gerekir mi?

Aslında Marksizm de liberalizm kadar modern bilimdeki ge-lişmelerden etkilenmişti. Marksizmin tarihsel ilerleme fikrini savunmasının dayanaklarından biri de özellikle doğa bilimlerin-de yaşanan gelişmelerdi. Günümüzbilimlerin-de bilimlerin-de Marksistlerin bilimsel

gelişmeleri yakından izlemesi gerekirken bunun yeteri kadar yapılmadığı aşikâr; Marksist sosyal bilimcilerin temel bilimler-deki gelişmeleri takip ettiğini söylemek zor. Bunda, yukarıda değindiğim gibi, bilimsel metinlerin o disiplindekiler hariç kim-se tarafında anlaşılamaz bir özelleşme ve teknikleşme kim-seviyesine ulaşmasının kuşkusuz önemli rolü var. Ne var ki Marksizmle doğa bilimleri arasında bunun da ötesinde bir iletişim ve ilgi ek-sikliğinden bahsedilebilir.

Marksist sosyal bilimin doğa bilimlerindeki gelişmeleri neden yakından izlemesi gerektiğini göstermek için sinir bilimi örne-ğine değinilebilir. Eric Kandel’in yakın tarihli The Age of Insight (2012) isimli kitabı hem bu alandaki ilerlemenin 20. yüzyılın başından itibaren başta psikoloji olmak üzere diğer bilim dalla-rını ve sanatı nasıl etkilemiş olduğunu, hem de sinir biliminde yaşanan ve yaşanacak yeni gelişmelerin insanı, toplumu ve sa-natı araştıranlarca neden ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor.

Kandel’in gösterdiği üzere, psikanalizin kurucusu Sigmund Fre-ud sinir bilimini çok ciddiye alıyor ve oradaki gelişmeleri yakın-dan takip ediyordu. Freud kariyerinin ilk dönemlerinde, yani 1874-95 arasında, zihinsel hayatı temel nörobiyolojik terimlerle ifade etmeyi tercih etmişti. 1900’den sonra başlayan ikinci döne-mindeyse beynin biyolojisinden bağımsız bir zihinsel psikoloji geliştiriyordu. Freud’un biyolojik çalışmalarını bir kenara bıra-kıp psikolojiye yönelmesinin bazı nedenleri vardı. Bunlardan biri, beyinle ilgili bilimsel çalışmaların yeterince gelişmediğinin farkında olmasıydı. Freud davranış, zihin ve beyin arasında ilişki kuran bütünleşmiş bir analiz için henüz erken olduğunu düşü-nüyor, bu yüzden de psikolojiyi sinir biliminden ayırıyordu. Öte yandan davranışçı psikolojinin yetersizliğinin de farkındaydı.

Dolayısıyla Freud, psikanalizi davranışın gözlemlenmesine da-yanan yetersiz psikolojik analizlerle potansiyeli çok yüksek olan ancak henüz yeterli gelişkinliğe ulaşmamış sinir bilimi arasında bir yerde görüyor, bunu yaparken de gelecekte sinir bilimindeki gelişmelerin psikolojik eksenli çalışmaların yönelimini kökten değiştirebileceği ihtimalini hep akılda tutuyordu.

Sinir biliminde yakın zamanda yaşanan gelişmeler de sos-yal bilimcilerin dikkate alması gereken türdendir. Örneğin

insanların sanat yapıtlarına, özellikle görsel olanlara nasıl tepkiler verdiklerine dair nöroloji temelli araştırmalar este-tik çalışmalara yeni bir perspektif kazandırabilir. Ekonomide nöro-görüntüleme tekniklerini kullanan ve “nöro-iktisat” da denen çalışmalar da dikkat edilmesi gereken bir başka alan.

Mevcut haliyle bu çalışmaların çoğunda ciddi sorunlar var gibi görünüyor; nöro-iktisat çalışmalarının ekseriyeti neo-klasik iktisadın varsayımlarını kabul ediyor ve davranışsalcı psikolo-jinin etkisinden uzaklaşamıyor. Ancak zamanla bu sorunların ağırlığının azalması ya da böyle bir şey olmasa bile Marksist-lerin bu sorunların farkında olarak bu alandaki gelişmelerden faydalanabilmeleri mümkün. Örneğin Türkiye’de yapılmış bir çalışma güven ve karşılıklılığın salt metaforlar olmadığını ve nöro-görüntüleme teknikleriyle ölçülebilen bilişsel işlevlere denk düştüğünü iddia ediyor (Başkak ve Öneş 2010). Hem bi-limsel hem de politik açıdan böyle bir savın ciddiye alınması gerektiği çok açık.

Beyin bilimi alanında ya da başka herhangi bir temel ya da uygulamalı bilimde yaşanacak muhtemel gelişmeler Marksizmi tamamen değişmeye zorlayabilir mi sorusunu Marksistler ken-dine güvenli biçimde sorabilmeliler. Marksizmin arkasında insa-na, insan tarihine, insan toplumunun temel dinamiklerine dair müthiş bir kavrayış yatar. Marksizm tarihi ve toplumu en genel hatlarıyla çok iyi anlamış ve açıklamıştır. Mesela “toplumsal üretim ilişkileri” ve “yabancılaşma” kavramları sınıflı toplumla-rı ve sınıflı toplumda insanın varoluşunu anlamak için elzemdir.

Marksizm değişmelidir, gelişmelidir; bu aslında kaçınılmazdır.

Marksizm başka sosyal bilim yaklaşımlarından orta (mezo) dü-zey kavramlar alabilecek kendine güveni göstermelidir.(6) Doğa bilimlerindeki ve teknolojideki gelişmelerden de korkmamalı-dır. Eğer bir gün aslında Matrix(7) gibi bir simülasyonda yaşadı-ğımız ve gerçeklik sandıyaşadı-ğımız ortamın tamamen hayali olduğu ortaya çıkmazsa, Marksizmin tamamen geçersizleşmesi müm-kün değildir. Marksizm hem doğal bilimlerden hem de Marksist

6) Tarık Şengül’le kişisel konuşma.

7) The Matrix. (Film) yön. Andy and Lana Wachowski. Warner Bros, 1999.

olmayan toplumsal bilim teorilerinden öğrenerek, dersler çıka-rarak, gerekirse kavram ve yöntem ödünç alarak yoluna devam edecektir.

KAYNAKÇA

Althusser, L. 1967. Philosophie et philosophie spontanée des savants., Paris:

F.Maspero.

Aytekin, E. A. 2012. “Tarih ve Siyaset Bilimi”, Gökhan Atılgan ve E. Attila Aytekin (der.), Siyaset Bilimi: Kavramlar, İdeolojiler, Disiplinler Arası İlişkiler içinde, İstanbul: YordamKitap, s. 427-436.

Başkak B. ve Öneş, U. 2010. “Sosyal Sermaye ve Psikiyatrik Bozukluklar:

Güven ve Karşılıklılık Üzerine”, Nöropsikiyatri Arşivi, 47/3: 252-259.

Bhaskar, R. 2013. Natüralizmin Olanaklılığı, (çev. Vefa Saygın Ögütle), Pra-tika: Ankara.

Carr, E. H. 1993. Tarih Nedir, (çev. Misket Gizem Gürtürk), İstanbul: İle-tişim.

Cohen, G. 1978. Karl Marx’s Theory of History: A Defence, Princeton: Prin-ceton University Press.

Gould, S. J. 1996. The Mismeasure of Man. New York and London: W.W.

Norton and Company.

Joseph, J. 2001. “Eleştirel Gerçekçiliğin Marksizme Faydalı Olabileceği Beş Nokta”, (çev. E. Attila Aytekin), Praksis 1: 149-170

Kandel, E. 2012. The Age of Insight. The Quest to Understand the Uncon-scious in Art, Mind, and Brain: from Vienna 1900 to the Present, Random House.

Macherey, P. 2009. “Althusser and The Concept of The Spontaneous Phi-losophy of Scientists”, Parrhesia 6: 14-27.

Ozan, E. D. 2001. “Sosyal Bilimlerde Gerçekçi-İlişkisel Bir Yaklaşımın Ana-hatları”, Praksis 3: 10-25.

Sayer, A. 2000. Realism and Social Science. London: Sage.

Snow, C.P. 2005. İki Kültür, (çev. Tuncay Birkan), Ankara: TÜBİTAK.

Türk, D. 2012. “Eleştirel Gerçekçilik Üzerine”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi 67/3: 189-217.