• Sonuç bulunamadı

2. DİYARBAKIR’DA YAŞAYAN GAYRİMÜSLİM UNSURLAR

2.1. Yahudiler

2.3.6.2. Diyarbakır Ermenilerinin Sosyal ve Ekonomik Durumu

Diyarbakır’ın Osmanlı devletinin hâkimiyeti altına geçmesinden sonra yapılan 1518 ve 1540 tarihli tarirlerde, Hıristiyan nüfusun çoğunluğu Amid şehrinde, geri kalanları ise nahiye ve köylerde yaşıyor ve büyük bir ihtimalle ticaretle uğraşıyorlardı157

. Diyarbakır vilayetinde yaşayan Ermeniler başta olmak üzere bütün gayrimüslim unsurların ekonomik hayatta baskın ve belirleyici bir konuma sahip olduklarını Osmanlı Şeriyye Sicilleri ve Avrupalı seyyahların anıları teyit etmektedir. Diyarbakır şehrinde yaşayan gayrimüslimler bazı mahallelerde ayrı, bazı mahalleler de ise Müslümanlar ile birlikte yaşamaktaydılar. Mali, hukuki ve dini hayatta tam bir serbestliğe sahip olan gayrimüslimlerin Müslümanlarla münasebetlerinin iyi olduğu, herhangi bir haksızlığa uğradıklarında dava hakkına sahip oldukları, hukuk alanında tam bir eşitlik ve adaletin hâkim olduğu görülmektedir158

.

Sosyal ve iktisadi hayatta önemli bir yer işgal eden Ermeniler, günlük hayatın esasını teşkil edecek kadar etkili görevler üstlenmişlerdi159

. Nitekim hayvancılık mer- kezi durumunda olan şehirdeki koyun pazarı mukataası 1566'da İbrahim adlı bir Ermeni tarafından idare edilmekte ve buradan İstanbul'a Türkmen koyunları gönderilmekteydi160. Ayrıca bağcılığın önemli bir yer tuttuğu Diyarbakır’da 1540’ta yıllık geliri 270.000 akçeye ulaşan, şarap üretilen meyhane gayrimüslimler tarafından işletilmekteydi161

.

1691 tarihli Diyarbakır Cizye Defteri’ne kayıtlı olan 2850 cizyegüzarın tamamına yakınının imalat ve ticaret işlerinde çalışmaları hem gayrimüslimlerin gündelik şehir hayatındaki ağırlığını hem de Amid şehrinin önemli bir sanayi ve ticaret merkezi olduğunu belirtmesi açısından önemlidir162. Ermenilerin şehir hayatındaki etkinliğini meskûn oldukları köylerde de görmek mümkündür. Nitekim Diyarbakır’a bağlı ve idari bakımdan köy olan Ali Pınar köyü tam bir sanayi merkezi

156

Nejat Göyünç, “Diyarbakır”, s.468 157 Mehdi İlhan, a.g.e, 96

158 İbrahim Yılmazçelik, a.g.e, s. 118

159 Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara, 1990, s.13 160

Nejat Göyünç, “Diyarbakır”, s.467 161 Nejat Göyünç, “Diyarbakır”, s.467

162 M.Salih Erpolat, “Cizye Defterlerinin Sosyal ve İktisadi Tarih Araştırmaları Açısından Önemi: Diyarbakır Örneği”, Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, Sayı: 4, Diyarbakır, 2004, s.193

görünümündedir. 1691’de 290 cizyegüzarın bulunduğu bu köyde 113 çulcu,11 kasari, 6 bakkal, 6 boyacı, 9 katırcı,11 çerçi, 7 keşiş, 4 sellah, 2 taşçı, 3 ırgat, 3 haddad, 5 nalbend, 2 neccar, 2 nuhhas, 2 esbabi, 7 habbaz, ayrıca birer tane olmak üzere babuci, bağcı, berber, bardakçı, cenan, çizmeci, debbağ, hallac, hamal, hayat, harbende, semerci, mıhçı, mumcu, kasap, kalcı ile 19 hizmetkâr 60 rençber ve mesleği belirtilmemiş 2 nefer vergi mükellefinin bulunduğu görülmektedir. Bu haliyle iktisadi bakımdan köy ahalisinin tarım toplumundan çok sanayi toplumu hayatı yaşadığı söylenebilir 163

.

Tanzimat ve Islahat Fermanının ilanı neticesine meydana gelen düzenlemelerle Osmanlı ülkesinde yaşayan Ermenilerin toplumdaki ekonomik ve sosyal durumunda ciddi gelişmeler meydana gelmiştir. Nitekim bu dönemden sonra Diyarbakır vilayetinde Ermenilerin devletle ilişkileri, görev aldıkları idari ve toplumsal görevler ve meşgul oldukları meslekleri doğrudan veya dolaylı olarak gösteren çok sayıda kayıt bulunmaktadır. Bu kayıtlar, Ermenilerin Diyarbakır vilayetinde Meclis Dava Mümeyyizliği, Sandık Eminliği, Muhtarlık, Meclis İdare Azalığı ve çeşitli mahkemelerde azalık gibi resmi görevler üstlendiklerini göstermektedir.

Yine Diyarbakır’da açılan Hamidiye Sanayi Mektebi’nde olduğu gibi, devlete ait okullarda da görev aldıkları anlaşılmaktadır. Nitekim Sanayi Mektebi’nin idarecilerinden birisi ve mensucat, ciltcilik, terzilik, kunduracılık öğretmenleriyle bazı çalışanları Ermeniler olduğu görülmektedir164. Diyarbakır Ermenileri yaygın olarak neccar, dokumacı, değirmenci, bakkal, duvarcı, dabbağ, attar, boyacı, kazancı, marangoz ve demirci gibi birçok mesleğin yanında ticaret ve sarraflıkta da Ermenilerin öne çıktığı, vilayette güçlü bir konuma ve itibara sahip oldukları bu itibarla üretim alanlarında ve paranın kotrolünde etkin bir konumda oldukları açık bir şekilde anlaşılmaktadır165

.

163 M. Salih Erpolat, Cizye Defterlerinin Sosyal ve İktisadi Tarih Araştırmaları Açısından Önemi: Diyarbakır Örneği”, s.196

164 Talip Atalay, “Diyarbakır’da Ermeniler (1869-1884)”, Nebiler, Sahabiler, Azizler ve Krallar Kenti Diyarbakır, C.II, Diyarbakır, 2010, s. 288

3. 1878-1920 YILLARI ARASINDA VİLAYETİN ETNİK ve DEMOGRAFİK YAPISI

Toplum ve devlet hayatında en önemli öğelerden birisi nüfustur. Nüfus, bir ülkenin gücünü ve zenginliğini geçmişte olduğu gibi günümüzde de belirleyen en önemli faktörlerden birisi olarak görülmektedir. Nüfus hareketlerinden doğan bir takım sonuçlar iktisadi ve sosyal yapıyı etkilemektedir. Dolayısıyla şehir tarihi çalışmalarında şehir nüfusunun tespiti, şehrin sosyal ve iktisadi tarihinin ilmi bakımdan anlaşılmasını ve olaylar üzerindeki tesirlerini ortaya koyması bakımından büyük önem taşımaktadır166

.

Osmanlı İmparatorluğundaki Ermeni nüfusu, “Ermeni soykırımı” iddiaları nedeniyle birçok yerli ve yabancı araştırmacının çalışmasına konu olmuştur. XIX. yüzyılın sonlarına doğru, Avrupalı araştırmacılar, Osmanlı İmparatorluğundaki Ermeni nüfusuna ilişkin olarak çeşitli rakamlar ortaya koymuşlardır. Sonra Ermeniler de, kendi nüfusuna ilişkin iddialarını öne sürmüşlerdir. Türk yazarları da aynı iddialarla eserler ortaya koyup kendi tezlerini savunmuşlardır167

.

Bu bağlamda burada XIX. yüzyılın son çeyreğinde ve XX. yüzyılın başında Diyarbakır vilayetinin etnik ve demografik durumunun tespit edilmesi daha sonraki bölümlerin anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Diyarbakır vilayetinde yaşayan Müslümanlar kendi içerisinde Türk, Arap, Kürt, Zaza, Kızılbaş, Çerkez gibi değişik etnik ve dini gruplardan meydana gelmektedir168. İslami temellere ve dini referanslı millet sistemine göre yönetilen Osmanlı Devleti’nde Müslüman olan bütün unsurlar nüfus ve etnik durumlarına bakılmaksızın “Müslüman” olarak değerlendirildiğinden dolayı bunların kesin oranlarını söylemek ve tespit etmek mümkün olmamaktadır.

Gayrimüslimler içerisinde nüfusu en fazla olanlar başta Ermeniler ve Süryaniler olmak üzere Katolikler, Protestanlar, Yahudiler, Ortodokslar, Keldaniler, Yezidiler, Kıptiler ve Rumlardır. Bunlara XVII. Yüzyıldan sonra bölgede faaliyet gösteren İtalyan Kapuçinler ile Fransız Fransiskenleri de ilave etmek gerekir. Bunların yanında

166

İlhan Palalı, XIX Yüzyılın İkinci Yarısında Diyarbakır (Vilayet Salnameleri ve Mahalli Kaynaklara Göre), İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), Malatya, 1999, s. 80 167 Justin Mc Carthy, Müslümanlar ve Azınlıklar, çev., Bilge Umar, İstanbul,1998, s. 45

Kürtzade, İbrahimi169, Çarıklı, Şemsi gibi sayıları az olan mezhep ve inanışlara mensup topluluklar da görülmektedir170

.

XIX. yüzyılda Diyarbakır şehir merkezi başta olmak üzere, vilayetin genel nüfusu; savaşlar, iç çatışmalar, göçler171, salgın hastalıklar172

ve ayaklanmalardan173 olumsuz etkilenmiş, bunun sonucu olarak da özellikle Müslüman nüfus önemli oranında azalmış, gayrimüslim nüfus ise varlığını önemli ölçüde korumuştur174

. Anadolu ve Vilayeti Şarkiye genelinde başlayan Ermeni başkaldırılarına paralel ve eşzamanlı olarak vilayette Ermenilerin çıkarmış oldukları ayaklanmalar sonucunda vilayet nüfusu gayrimüslimler özellikle de Ermeniler aleyhine değişmiştir175

.

Diyarbakır’ın etnik ve demografik yapısının belirlenmesi için, eldeki veri ve iddialar üç grupta ele alınmıştır. Bunlar Osmanlı kaynakları, Ermeni kaynakları ve diğer kaynaklar olmuştur.

Benzer Belgeler