• Sonuç bulunamadı

HÜSEYİN ATAY’IN İSLAM DİNİNE YAKLAŞIM

B- Allah’ın Birliğ

VII. ATAY’IN FARKLI YAKLAŞTIĞI İSLAMİ KONULAR

VII.X. Din Öğretim

Atay’a göre, din dersleri ilkokul birinci sınıftan başlatılmalıdır. Ortaokul ve lisede din kültürü dersinden ayrı olarak, bir saat Kur’an tercümesi, anlamı dersi konmalıdır. Böylece gençler dini ana kaynaktan öğrenebilecek, hurafeler ortadan kalkacak, imam hatip liselerine rağbet de ortadan kalkacaktır. Kur’an kursları da çözülmesi gereken sorunlardan biridir. Yüz binlerce çocuk ve genç, burada üç dört senesini geçirip, Kur’an’ı ezberleyip papağan gibi okumaktadırlar. Bunun dine faydasının ne olduğu üzerinde düşünme zamanı gelip geçmiştir. Atay’a göre Müslümanların ilerleyebilmeleri için, din diye uydukları on iki asır önceki fakihlerin söz, anlayış ve içtihatlarından kurtulmaları gerekir. Çünkü fıkıhta demokrasi, fikir hürriyeti, din hürriyeti yoktur. Bunu yapabilmek ise, Kur’an’a dönüp, onu çağa uygun bir şekilde anlayıp yeni bir din anlayışı geliştirmekle mümkündür.672

Atay, dinin ve din eğitiminin önemsenmesinden yanadır. Bu tavrın yalnızca ülkemizle sınırlı kalmayıp İslam memleketlerine de sirayet etmesini arzular. İslam dünyasının ve de Türkiye’nin eğer gelişmek istiyorlarsa, din eğitimine gerekli önemi vermek zorunda

670

Atay, H. , Kur’an’a Göre Araştırmalar I-III/123

671 Atay, H. , A.g.e. I-III/129 ; Atay, H. , Cehaletin Tahsili, s. 194 672 Geniş bilgi için bkz. Atay, H. , Kur’an’a Göre Araştırmalar, I-III/134

olduklarını vurgular. O, din öğretiminde tarihi geleneğin tesirinde kalınarak memleketimizde din öğretimi meselesinin çözülemeyeceğine de inanır.673

VII.XI. Laiklik

Atay, “laiklik” kelimesine “din adamı olmayan” anlamını verir. Laikliği batının icat ettiğini, ama asırlar geçtiği halde hala kendine uyduramadığını, çünkü Hıristiyanlıkta din adamının mutlak varlığından dolayı, Batı’nın laikliğinin çok zor ve imkânsız olduğundan söz eder. Ama Atay, İslam’a göre laikliği formüle etmek mümkündür der. Çünkü İslam’da din adamı, ruhbanlık yoktur, dini emirleri yerine getirmede Müslümanlara yardımcı olacak din görevlileri vardır. Atay’a göre İslami literatürde yapılan din ilimleri-dünya ilimleri, din işleri- dünya işleri ayrımı da yanlıştır. Her iş dünyada yapılır ve dünya işidir. Bu dünya da yapılan her işin ahirette karşılığı vardır. Mesela namaz din işidir, hasta muayene etmek dünya işidir demek tamamen yanlıştır. Öyle zaman olur ki namaz kılmak günah, laboratuarda deney yapmak ibadet sayılabilir. Bu insana aittir ve onun niyetine bağlıdır. Ata’ya göre şeriat din olarak algılanır ve laikliğe zıt bir konuma yerleştirilirse, dini kabul eden laikliği kabul edemez. Çünkü iki zıt bir arada bulunamaz. Laiklik şeriata zıt ise, laik olan da dini kabul edemez. Hem dindar hem laik olabilmek için, şeriatın din olup olmadığını, şeriat ve dinin ne olduğunu, laikliğin ne olduğunu ve dinle nerede uyuştuğunu veya uyuşmadığını anlatmak gerekir. Bunu yapmak için fikir hürriyetine ve fikir üretmeye izin vermek şarttır. Bu hürriyet ve izin olmazsa kargaşa sürer gider.674

Atay, Hz. Peygamberin yaptığı işleri ve verdiği hükümlerde bir sınıflandırmaya gitmektedir. Buna göre, Hz. Peygamber’in; peygamber olarak, devlet başkanı olarak, kadı olarak ve müftü olarak hükümler verdiğini ifade etmektedir. Hz. Peygamberin kadı olarak verdiği hükümler tikel hükümlerdir, hükme konu olan şahsın özel durumuna ilişkindir ve başkalarını bağlayıcı özelliği yoktur. Peygamber olarak söyledikleri dinle ilgilidir ve bunları uygulamaları konusunda insanlara baskı yapamaz. Bunların uygulanması insanların vicdanına bırakılmıştır. Devlete ve yönetime başka bir ifadeyle organizasyona ait işler ise vicdani değil, icbârîdir ve devlet, kurum ve kurallarıyla bu hükümlerin işletilmesini sağlamak durumundadır. Bu tasniften hareket eden Atay, İslam’ın dünya görüşünün din-devlet ayırımına, yani laikliğe imkân verdiğini söylemektedir. Devlete/yönetime ait bütün işlerin kontrol edilebilmesi ve yönetenlerin eleştirilebilmesi bu ayırım ile mümkündür. Atay’a göre dinin, devleti Allah adına idare ettiklerini söyleyen ve dini sadece kendi yönetimlerinin

673 Atay, H. , Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s. 14

devamını sağlayan bir payanda olarak kullanan adı halife, sultan, kral, vs. ne olursa olsun, bütün yönetenlerin tahakkümünden kurtarılması bu ayırım ile mümkündür.675

Atay’a göre, Kur’an’ın dünya görüşünün imkân verdiği bu laiklik, sadece din ve devlet işlerinin ayrılması anlamında değil, din hürriyeti ve dinde hürriyet kavramlarını da kapsamaktadır. Laiklik ve dinde hürriyet arasındaki ilişkiyi irdelerken Atay, bir ayırım yapmaktadır:

Kur’an’ın İslamı : Kuranın İslam’ı içinde din hürriyetine yer vardır. Ulemanın İslamı : Ulemanın İslam’ı içinde din hürriyetine yer yoktur Halkın/Avamın İslamı : Halkın İslam’ı içinde de din hürriyetine yer yoktur.

Atay’ın dikkat çektiği bir nokta da, İslam’ın dünya görüşünün din-dünya ayırımına (sekülerizm) imkân vermediğidir. Zîrâ, dinsel bir renk ve içerik taşıyan bütün terim ve kavramlar dünyada aktüelleşirler ve dünyada ömür süren bir insanın, her alandaki hareket hattının doğru bir rotada yürümesine imkan verirler.676

Atay kızların başlarının resmi dairelerde ve okullarda açtırılmasının laikliğin gereği olmadığını, bunun laikçilik olduğunu ifade eder. Günümüzde laikliği İslam düşmanlığı olarak uygulayanların bu uygulamalarını, gelenekçi veya dar görüşlü Müslümanların güçlenip idareye hâkim olmaları halinde, bütün insanlara dar görüşlü dini yaptırım uygulayacakları endişesiyle yaptıklarını öne sürer. Belki bunda haklı olduklarını da söyler. Atay Kur’an’ın verdiği din hürriyetinin, herhangi bir tür laikliğin verdiği din hürriyetinden daha geniş olduğunu iddia eder. Ayrıca Atay, mezheplerin din hürriyetini kısıtladığını da savunur.677

VII.XII. Cizye

Atay, İslam dinini kabul etmeyenlerden alınması Kur’an’da emredilen678 Cizye’yi,

kâfirlerin can ve mal güvenliğini sağlamayı taahhüt etmiş bulunan İslam ordusunun, askeri

hizmeti karşılığında alınan bir bedel olarak yorumlar.679