5. DELÂLET ÇEŞİTLERİ
1.1.3. Sebepleri
1.1.3.1. Dilsel Sebepler
Dilsel sebepler dilin kendisinden kaynaklanmaktadır. Nitekim bütün dillerde pek çok sözcük bu sebeplerden dolayı gelişim göstermektedir. Örneğin iki sözcük kullanılırken, oluşan temas yoluyla zaman içerisinde onlardan biri diğeri üzerinde
94 Ebû’l-Feth ‘Usmân b. Cinnî, el-Mubhic fî tefsîri esmâi şu‘arâi’l-Hamâse, Huseyn Hindâvî (Thk.),
Dâru’l-kalem, Dimaşk 1987, s. 24-25.
95 Vendryes, el-Luğa, s. 274. 96 Enîs, Delâletu’l-elfâz, s. 145.
97 XX. yy.ın önde gelen Fransız dilbilimcilerindendir. 1866 yılında Moulins şehrinde doğdu.
Üniversite eğitimini 1885’te gittiği Sorbonne’da aldı. 1890’da Ermeni dili araştırmaları yapmak üzere Kafkasya turuna çıktı. Onun birçok dil çalışmaları mevcuttur. Toplum bilimci Emile Durkheim’ın etkisinde kaldı. Dilin toplumsal yönünü vurgladı. (el-Mevsû‘atu’l-‘Arabiyye, http:, www.arab-ency.com, ar, 12.04.2015.; https:, en.wikipedia.org, wiki, Antoine_Meillet, 12.04.2015.)
98 Ullmann, Devru’l-kelime fi’l-luga, s. 154. 99 Ullmann, Devru’l-kelime fi’l-luga, s. 155. 100 Ullmann, Devru’l-kelime fi’l-luga, s. 156.
29
etki yapar ve anlam farklılığını ortadan kaldırır ve böylece gelişim meydana gelir. Buna anlam sirayeti (
ةيللَ ّدلا ى َوْدَعلا
) denir.101 Sözcüklerin anlam gelişimini ortaya çıkaran dil sebeplerinden bazıları şunlardır:a. Sözcüklerin anlam farklılığının ortadan kalkması
Sözcüklerin anlam gelişiminin sebeplerinden biri de anlam farklılığının yok olmasıdır. Buna
ءي جَمـلا
(gelmek) veناَيْت لإا
(gelmek) kelimeleri örnek gösterilebilir.ءي جَمـلا
veناَيْت لإا
aynı anlamı vermektedir. Ancakءي جَمـلا
daha geneldir. Çünküناَيْت لإا
sadece kolayca gelmeyi ifade eder. Ayrıcaناَيْت لإا
’da gelme gerçekleşmemiş olsa da bazen gelme eylemi kastedilmektedir.ءي جَمـلا
ise sadece gelme eylemi gerçekleştiğinde kullanılır.ءي جَمـلا
’in, maddi ve manevi hususlarda kullanıldığı da belirtilmiştir. Kişinin haberi veya bizatihi kendisi geldiğinde de bu kelime kullanılır. Ayrıca bir mekânı, bir eylemi ya da bir zamanı kast edip gelen biri için de kullanılır. Yüce Allah’ınىَعْسَي ل ج َر ةَني دَمـلا اَصْقَأ ْن م َءاج َو
“Ve şehrin en uzak yerinden bir adamkoşarak geldi.”102 âyetinde geçen
َءاَج
fiilinden amaç, kişinin bizzat hızla gelmesidir.Yüce Allah’ın
تاَن ّيَبْلا ب لْبَق ْن م ف سو ي
ْم كَءاج ْدَقَل َو
“Ve andolsun ki daha önce Yûsuf(a.s.) size apaçık delillerle geldi.”103 âyetinde ise Yûsuf’un (a.s.) gelişi bizatihi
gerçekleşmemiş, onun mucizeleri gerçekleşip gelmiştir.
َءي س اَطو ل اَن ل س ر ْتَءاَج ا مَـل َو
ْمه ب
“Ve elçilerimiz Lût’a (a.s.) geldikleri vakit onlardan dolayı Lût üzüldü ve içidaralıp telaşlandı.”104 âyetinde meleklerin gelişinden maksat Lût kavminden
kafirleri helak etmek olup gelme, bir eylemi kast edip gelen kişi veya kişiler için kullanılmıştır.
اَرو ز َو امْل ظ او ؤاَج ْدَقَف
“Böylece onlar haksız ve asılsız bir sözuydurdular.”105 âyetinde ise gelişe kastetme anlamı yüklenmiş ve bizzat
gerçekleşmemiştir.106
ٍةَجاح ْن م دي ر أ َك تْئ ج
(Gelip senden bir şey istiyorum.) cümlesinde,َك تْئ ج
’denَك تْد َصَق
kast edilmiştir.ناَي ْت لإا
kelimesinde iseَك تْيَب ْن م ابي رَق تْن ك
101 Pierre Garou, ‘İlmu’d-delâle, Munzir ‘Ayyâş (Thk.), Dâru Talâs, Dimaşk 1988, s. 118. 102 Yâsîn, 36/20.
103 Gâfir, 40/34. 104 Hûd, 11/77. 105 Furkân, 25/4.
30
َك تْيَتَأَف
(Evine yakındım ve sana geldim.) cümlesinde olduğu gibi bazen gelme eyleminde niyet ve kasıt olmayabilir.Anlam farkılığı,
دو ع قلا
(oturma) ileسو ل جلا
(oturma) kelimeleri arasında da bulunmaktadır. Nitekim el-Misbâhu’l-munîr’de bu fark şöyle geçmektedir:سو ل ج
ileدو ع ق
aynı anlamda değildir. Çünküسو ل ج
aşağıdan yukarıya doğru hareket ederek oturmaktır.دو ع ق
ise yukarıdan aşağıya doğru hareket ederek oturmaktır. Mesela uzanmış ya da secdede olan içinَسَلَج
kelimesini, ayakta olup oturan için iseَدَعَق
kelimesini kullanırız.”107 en-Nadr b. Şumeyl (ö. 203/818) de şöyle demektedir: “Me’mûn (ö. 218/833)’un huzuruna girdiğimde o bana,ْس لْج ا
(otur) dedi. Ona “Uzanmış değilim ki böyle diyorsun” dedim. Me’mûn dedi ki “Peki nasıl söyleyeyim?” Ona dedim ki “ْد عْق ا
de. Çünküدو ع ق
ayaktakiler için söylenir. O da bana bir hediye verdi.”108 Buna göre, insanlar bu iki kelime arasında ayırım yapmasa daسو ل ج
yukarıdan aşağıya doğru;دو ع ق
ise aşağıdan yukarıya doğru hareket ederek oturmaktır.Sözcüklerdeki anlam farkının ortadan kalkma şekillerinden biri de ifade kısaltmalarında görülmektedir. Bu da sözlerde hazf (silme) imkanı olan durumlarda geçerlidir. Örneğin
ليللا
veراه نلا
'ın kısaltılmışı olanناَد َوْسَلأا
sözüğüyle gece ve gündüz,ءاملا
veنبللا
’ın kısaltılmışı olanناَضَيْبَلأا
kelimesiyle de su ve süt kastedilir.109b. Yanlış kıyas
Geniş bir dil kültürüne ve bilgisine sahip olmayan bazı kişiler, dil kalıplarına döktükleri malzemelerin, dil kaidelerine ve gramer kurallarına uygun olduklarını düşünmektedirler. Daha sonra onlar tarafından bu kalıplara dökülen dil
107 Ahmed b. Muhammed el-Feyyûmî, el-Misbâhu’l-munîr, Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye, Beyrut 1994,
c.1, s. 105.
108 Ahmed b. Muhammed el-Hattâbî, Risâle fî i‘câzi’l-Kur’ân, Muhammed Halefullâh (Thk.),
Dâru’l- ma‘ârif, Kahire 1976, s. 31.
109 Murtadâ Ebû’l-Fayd Muhammed b. Muhammed b. ‘Abdirrezzâk el-Huseynî ez-Zebîdî, Tâcu’l-
31
malzemeleri yayılmakta ve bu şekilde kullanıma girmektedir. Yanlış kıyas denilen ve doğru olmayan bu kullanımlardan bazı örnekler aşağıda verilmiştir:
ري د م
(müdür) kelimesinin çoğulu, hatalı olarak,رْي ز َو
kelimesine kıyaslanarak yapılmış veءا َر َز و ، رْي ز َو
’da olduğu gibiرْي د م
’in çoğulu daءا َرَد م
’dır denmiştir. Nitekim Mu‘cemu’s-savâbi’l-lugavî’de denilmektedir ki:رْي د م
’in çoğuluءا َرَد م
’dır. Nitekimس را َدَمـلا ءا َرَد م َعَمَتْج ا
(Okulların müdürleri toplandı.) denmektedir. Bu ise reddedilmiştir ve doğru bir ifade değildir. Aksi halde, kök harf olmayanم
harfinin, kelimenin kök harflerinden sayılması gerekirdi. Oysa kelimenin köküرود
harflerinden ibarettir. O halde söz konusu ifadenin doğru şekliو رْي د م َعَمَتْج ا
س راَدَمـلا
”dir.110ك َراَب م
kelimesi deرو رْبَم
kelimesinin veznine kıyas edilmiş veَك حاَجَن كو رْبَم
“Başarından dolayı tebrikler” denmiştir. Oysa bu da yanlıştır. Nitekim Mu‘cemu’s- savâbi’l-lugavî’de denilmiştir ki:
َك حاَجَن كو رْبَم
ibaresi yanlıştır. Çünküك َراَب م
kelimesi bu vezinde burada kastedilen manayı vermemektedir. Doğru ifade iseك َراَب م
َك حاَجَن
’dır. Çünküكو رْبَم
kelimesinin köküَك َرَب
’den gelmektedir. Bu ise “çömelme” manasındadır. Nitekim “deve çömeldi” manasındaاَكو ر ب رْي عَبلا َك َرَب
denmektedir. İçinde bereket olan hususlarda iseَك َراَب
fiili kullanılmaktadır. O halde, bir şey bereketlidir denilecekseك َراَب م ءي شلا
ifadesi kullanılır.”111َدَفَن
kelimesi deَذَفَن
kelimesine kıyas edilmekte, onun yerine kullanılmakta veةَعْب طلا تَذَفَن
(Baskısı bitti) denmektedir. Oysa bu da yanlıştır. Ahmed Muhtâr, sözlüklerdeذفن
kelimesininَي ن ف
(Bitti) manasında kullanılmadığını delil göstererekةَعْب طلا تَذَفَن
ifadesinin yanlış olduğunu belirtmektedir. Çünküَذَفَن
kelimesinin anlamıىَضَم
veَق َرَتْخ ا
(geçti)’dir.112
110 Ahmed Muhtâr ‘Umer, Mu‘cemu’s-savâbi’l-lugavî, ‘Âlemu’l-kutub, Kahire 2008, s. 676. 111 Muhtâr, Mu‘cemu’s-savâbi’l-lugavî, s. 655.
32
Yanlış kıyas yüzünden hatalı kullanılmış başka pek çok kelime vardır.113 Burada detaya girecek değiliz. Ancak yanlış kıyasın, delâletin gelişiminde açık bir etkisinin olduğunu belirtmemiz gerekir.
c. Ses değişikliği
Ses değişikliği, daha çok, harflerin birbiriyle değişimi (ibdâl) ile harflerin yer değişikliğinde (kalb) meydana gelmektedir. Örneğin
ةَلاَثَحلا
veةَلاَفَحلا
kelimeleri “kötü ve değersiz” anlamlarında olup bu kelimelerde mahreç yakınlığı sebebiyle harflerin değişimi (ibdâl) vuku bulmuştur. “Yapışma” anlamındakiج ْز للا
veز ْج للا
kelimelerinde ise harflerin yer değişmesi (kalb) meydana gelmiştir.114عَقْسَلأا ve
عَقََْلأا
kelimeleri de serçeye benzer bir kuşun adıdır. Bu iki kelime arasında ibdal meydana gelmiştir. “Sarımsak” anlamına gelenمو ثلا
veمو فلا
kelimeleri arasında da ibdâl meydana gelmiştir.Sonuç olarak Bütün bunlar da sözcüklerde delâlet gelişimine yol açmaktadır.