• Sonuç bulunamadı

ÇEVİRİDE EŞDEĞERLİK STRATEJİLERİ VE MONA BAKER’IN TASNİFİ

2.3. Dilbilgisel Eşdeğerlik

Bu eşdeğerlik düzeyi, dillerin dilbilgisel kategorileri arasındaki farklılığa atıfta bulunmaktadır. Baker’a göre (1992) dillere ait dil bilgisi kuralları arasında

49

değişiklikler olduğundan kaynak dilin doğrudan eşdeğerini hedef dilde bulmak güçleşir. Dahası, bu yapısal farklılıktan dolayı, kaynak dildeki bilgi veya mesaj hedef dile geçerken önemli yapısal değişikliklere uğrayabilir (p. 85).

Dilbilgisel eşdeğerlik düzeyi, temelde kaynak ve hedef dilin dilbilgisel sınıflandırmaları arasındaki farklılıklar üzerinde durur. Özellikle farklı dil ailelerindeki dillerin dil bilgisi kaideleri çeviri etkinliğine uyarlanırken

değişikliklerle yüz yüze gelindiğinden, kaynak dilin tam olarak eşdeğerini hedef dilde bulabilmek de zorlaşmaktadır. İşte hedef dilde bir ifadeyi karşılayacak dilbilgisel unsurların bulunamaması durumunda, çevirmen belli başlı bilgileri aktarırken hedef dilde bazen doğallığı da bozacak şekilde ekleme, çıkarma, yer değiştirme veya açıklamalar yapmak yolunu takip edebilir. Bu da tabii ki olarak zaman zaman kaynak dildeki mesajın bazı detaylarının hedef dilde yitirilmesine sebep olmaktadır.

Türkçede zaman, tasarlama kipleri ve kişi eklerinin bir sözcükte iç içe

geçmesi özellikle Türkçeden İngilizceye çeviri güçlüğünü artıran konulardan biridir. İngilizcede özellikle bilimsel ve teknik metinlerde yazarın bahsi geçen konuya mesafeli ve objektif duruşunu vurgulamak maksadıyla sık sık edilgen çatı kullanılır. Bu, birçok durumda Türkçe için de geçerlidir ve özellikle ek eylem yapılarındaki farklılıklar göze çarpar.

Türkçe İngilizce

-Amacım seçkin bir bilim adamı olmaktır. -My aim is to be an elite scientist. Yukarıdaki örneklerden anlaşıldığı üzere İngilizcenin de içinde yer aldığı Hint-Avrupa dillerinde “to be” yardımcı fiilleri olmadan söz konusu cümlelerin kurulması mümkün olmamaktadır. Oysa Türkçede, “çay güzel” örneğinde olduğu gibi bir isim cümlesi yardımcı fiil olmadan da kurulabilmektedir.

50

Başkan’a göre, (1978) özellikle çok iç içe olduğu yabancı dilin tesiriyle kendi ana dilinin dil bilgisi ve söz dizimi kurallarına hâkim olamayan çevirmenler, söz konusu hedef dilin cümle içi yapılarında abes, alışılmamış, tuhaf anlatımlarla okura ulaşmaktadırlar. İki dil arasında gerçekleştirilecek çeviri etkinliğinde yanılgılar genelde iki öbekte toplanabilir: Yabancı dil açısından bilgi eksikliği ve ana dili açısından yadırgatıcı anlatım (s. 33).

Bilindiği üzere dünya üzerinde konuşulan diller yapıları bakımından tek heceli, eklemeli ve çekimli olmak üzere üç ayrı grupta incelenmektedir. Bu tasnifte esas olan ölçüt kelime türetme özellikleridir. Kelimenin yapısı ve türetme yolları da bir dilin temel yapısı içine girmekle birlikte, dili meydana getiren asıl unsur, cümle yapısıdır.

Yine bir dilde tek bir sözcükle ifade edilen bir olgu, aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi başka bir dilde ancak bir söz öbeği veya bir cümlecikle anlatılabilmektedir.

Türkçe İngilizce

- Unutamadıklarımızdansınız. -You are one of our unforgettables.

Öyleyse diller arası sadece karşılıklı yapısal eşdeğerlik değil kaynak ve hedef diller arasındaki anlam eşdeğerliğinin sağlanması da önem arz etmektedir. Dahası her iki dilin unsurları arasında yaygın kullanım veya işlevsellik bakımından

eşdeğerliğin öngörülerek öteki dile de aktarılması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, bir ifadeyi diğer dile çevirirken yapısal eşdeğerliğin yanı sıra o hedef dildeki kullanım, bağlam veya söyleme uygunluğun da teyit edilebilmesi önemlidir. Temel olarak dilbilgisel eşdeğerlikte aşağıdaki başlıklar ele alınabilir:

51 2.3.1.Tekillik ve Çoğulluk

İngilizcede tekil ve çoğullukta ayrım yapılırken bu Türkçede bazen söz konusu olmamaktadır. Buradaki temel ayrım yapısal olarak kaynak dilde çoğul yapıda ifadeler üretmek için isim soylu sözcüğün sonunda çeşitli takılar

kullanılmasıdır.

İngilizce Türkçe

-“My books” are on the table. -“Kitaplarım” masanın üzerindedir. -There are “a few students” in the class. - Sınıfta “birkaç öğrenci” var. Örneklerde görüldüğü gibi Türkçe ve İngilizce çokluk eki kullanılırken bazen aynı işlem uygulanmakta; ancak çoğul ifadelerin eşdeğer karşılığını vermek “a few students” > “birkaç öğrenci” örneğinde olduğu gibi birçok durumda mümkün olmamaktadır.

2.3.2.Cinsiyet ayrımı

Her ne kadar birçok dilde olduğu gibi her isme ait erillik dişilik tamlayıcıları bulunmasa da İngilizcede şahıs zamirlerinde ayrımlar yapılmıştır. Bu ayrım Türkçe cümlelerde üçüncü tekil şahıslar eril, dişil ve cansızlarda net olarak yapılmamıştır.

İngilizce Türkçe

-He slept on the couch -O (erkek) kanepede uyudu -She slept on the couch -O (kız) kanepede uyudu -It slept on the couch -O (kedi) kanepede uyudu

Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi “he, she, it” kişi zamirlerinin Türkçede İngilizcedeki gibi ayrım yapılmış üç ayrı karşılıkları olmadığından, üçüncü tekil şahısların hepsi birden “O” kişi zamiri verilmekte bu da doğal olarak çeviride karmaşaya neden olmaktadır.

52 2.3.2. Zaman uyumu

Kaynak dil olarak İngilizcede, zamanda yakınlık ve uzaklık kavramındaki ayrım oldukça net yapılırken, Türkçede olayın sadece geçmiş zamanda belli bir uzaklıkta gerçekleşmiş olmasına vurgu yapılması yeterli görülmektedir. Bu yönüyle İngilizcede şimdiki zamana yakın veya etkisi hissedilen bir noktada “Present Perfect Tense” ifade edilen durum veya eylemi hedef dil Türkçeye aktardığımızda çeşitli anlam kayıpları ile karşılaşılmaktadır. Örneğin “ Where have you been?” cümlesi “1. Nerede kaldın? 2. Neredeydin?” şeklinde içinde bulunduğu bağlama göre ilk cümlede olduğu gibi bir sitem ifade edebilirken başka bir durumda da yakın zamanda bulunduğu bir yer hakkında soru sorulmuş olabilir.

İngilizce Türkçe

-Where have you been? -Nerede kaldın? -Neredeydin?

Çevirmen böyle yapısal farklılıklar sonucu oluşan anlam ayrımını algılayıp hedef dil okuruna da hissettirebilmek, dolayısıyla dilbilgisel eşdeğerliği sağlamak durumundadır.