• Sonuç bulunamadı

ÇEVRİYAZI İŞARETLERİ

0.1. Atasözlerinin Tanımı

0.2.3. Diğer Türk Lehçelerinde Adlandırmalar

Türk Dünyasının ortak mirası sayılan atasözleri günümüzde çeşitli adlandırmalara uğramıştır. Yukarıda sözünü ettiğimiz terimin Türkiye Türkçesi ve Kazak Türkçesindeki adlandırmalarına, özellikleri ve farklılıklarına yer vermiştik. Diğer Türk lehçelerinde de atasözleri teriminin adlandırma açısından bazı

benzerlikleri ve farklılıkları ortaya çıkmıştır. Söz gelimi, Kazak Türkçesindeki maqal – mätel sözcüğü Kırgız, Özbek, Uygur, Karakalpak, Tatar, Başkurt ve Nogay Türkçelerinde ses açısından az çok fark gösterir. Bu da ait olduğu grubun özelliklerine ve coğrafya yakınlığına dayandırılabilir. Bu durum Oğuz grubunu temsil eden Azerbaycan, Türkmen ve Türkiye Türkçelerinde için de geçerlidir. Diğer Türk lehçelerinde ise yazılış ve seslenişlerinde farklılıklar vardır.

Özbek Türkçesi: Marufov “maqol”u “Hayat tecrübesi temelinde halk tarafından ortaya konan, esas olarak öğüt ve ders içerikli, küçük, derin anlamlı, hikmetli ibare, söz” (1981: 451) şeklinde “matal”ı ise “Kesin anlam ifade etmeyen mecazlı ibare, hikmetli söz” (1981: 456) şeklinde açıklar. Mirzayev vd., “maqol” terimi Arapça “qavlun” (aitmoq, gapirmoq = demek, söylemek) (1987:14-15) anlamına gelen Arapça bir sözden alındığını belirtir. Aynı zamanda Özbek Türkçesinde “matal” kelimesi “kıssa, mesel” anlamında da kullanılmaktadır. Bu iki kelime, birbirinden az çok farklı iki ayrı atasözü çeşidini ifade etmektedir. “Maqol” tam bir hüküm, fikir ve sonuç ifade eder. “Matal”da ise tam bir hüküm, umumi bir sonuç yoktur; sadece anlamı ve fikri ihsas eden ipuçları vardır (Razzoqov vd., 1980: 108-109).

Kırgız Türkçesi: Kırgız Türkçesinde “makal” veya “makal-lakap” terimlerini Yudahin "atalar sözü, mesel, vecize" şeklinde açıklamıştır (1988: 549). Akmataliyev, makalın halk tarafından ortaya konulduğuna, kısa ve mecazlı söz olduğuna değinirken lakapın herhangi bir vakayı, hayata ait gerçeği; insan tavır ve davranışlarındaki bir hususiyeti ibret olarak ortaya koyan kısa cümleler olduğuna değinmiştir (2011: 209, 818). Birbirine benzeyen bu iki kavramın bazı farklılıkları da vardır. Makal, birçok hayat tecrübesinin bir toplamıdır, vakaların tekrarlanışı ve ispatlanışı neticesinde ortaya çıkar. Lakap ise yalnızca bir iş veya vaka neticesinde ortaya çıkar (Akmataliyev, 2004: 242).

Uygur Türkçesi: İslamlığın yayılmasından sonra, Uygur edebiyatında “sav” teriminin yerine “söz” anlamını taşıyan Arapça maķal ve “örnek göstererek ifade etmek” anlamını taşıyan temsil sözcükleri, bunların birikimi olan maķal-temsil biçimleri kullanılmaya başlamıştır (Polat, 1994: 142-143). Bu iki kavramın diğer Türk lehçelerinde olduğu gibi birbirleriyle benzerliklerinin bulunmasına rağmen bazı farklılıkları da vardır. Bunu Hezbaqiyev vd. maqalın bir fikri, bir hükmü kesin ifade ile anlatılmasını ifade ederken tämsilin doğrudan değil, dolaylı bir şekilde anlatılmasını ifade etmiştir (2003: 3).

Karakalpak Türkçesi: Karakalpak Türkçesi’ndeki “naqıl-maqal” ikilemesini Kamalov tek tek “naqıl, akıl, nasihat olarak söylenen söz.” (1988: 262), “maqal, hayat tecrübesinden alınıp halk ağzında şekillenmiş, talim ve terbiye bakımından öneme sahip kısa, hüküm verici, derin anlamlı sözler.” (1988: 337) şeklinde tanımlar. Birbirine benzeyen naqıl ve maqalın yapısı ve içeriği bakımından farklılıklar göstermektedir. Naqıl bir fikir veya hüküm kesin şekilde, bitmiş bir cümle ile ortaya konur (Niyetullayev, 1995: 44). Maqal ise naqılın bitmemiş, hükmü kesin olmayan türüdür (Maqsetov, 1996: 156). Başka bir ifadeyle naqıllar hükmü kesin olan bitmiş cümleler, maqallar ise kesin hüküm belirtmeyen eksiltili cümlelerdir.

Tatar Türkçesi: Tatar Türkçesindeki “mäkal” terimini Adbullin vd., “hayattaki türlü görünüşleri umumileştirerek ustaca söylenmiş tabir, özlü söz.” (1979: 418) şeklinde açıklar. Ancak Tatarca’da otuzlu yıllardan itibaren “äytem” kelimesi kullanılmaya başlamıştır. Äytem, “herhangi bir hayat görünüşünü hususi olarak mecazlı bir şekilde değerlendirirken kullanılan, bitmiş bir cümle teşkil etmemesiyle mäkal’dan ayrılan kalıcı söz öbeği”dir (Abdullin vd., 1981: 677-678).

Başkurt Türkçesi: Başkurt Türkçesinde atasözü “mäqäl” kelimesi (Agişev, 1993: 850) ve bunun yanında Tatar Türkçesindeki gibi “äytem” kelimesi de kullanılmaktadır (Ažnağolov, 2011: 481). Uraqsin, bunu “mäqäl, hayat tecrübesinden çıkarılarak söylenen, derin manalı, nükteli söz.” (2004: 269)., “äytem, Başkurt halk biliminde hayatın belli görünüşünü hususi olarak mecazlı bir şekilde değerlendiren kalıcı söz öbeği.” şeklinde tanımlar (2004: 503).

Nogay Türkçesi: Nogay Türkçesinde “atasözü” kelimesinin karşılığı olarak “makal” terimi kullanılmaktadır.

Türkmen Türkçesi: Türkmen sözlü geleneğinde atasözünü adlandırmak için “nakıl” veya “atalar sözi”, “babalar sözi” (dedeler sözi) terimleri Oğuz grubundaki adlandırmalara benzer şekilde kullanılmaktadır (Garrıyev vd., 1949: 21). Atanıyazov nakıl kavramını “öğüt nasihate yoğrulan, yerinde söylenen, kısa ve ferasetli düşüncelerin adı olan nakıl’ın, “rivayet, hikaye, atalar sözü” gibi birkaç anlamı bulunan Arapça “nağ(ı)l” kelimesinden türediği ve bazı Türk lehçelerine “nakıl” olarak girdiği” (2004: 247) şeklinde yorumlar. Türkmen Sovyet Ansiklopedisi’inde atalar sözinin nakılın barındırdığı özelliklere çok yakın olduğunu belirtir (1974: 220). Atalar sözi ve nakıl birbirine çok benzemekle birlikte bazı farklılıkları da göstermektedir. Bunu Sis,

Türkmen atasözleri “Yapı ve kuruluş özellikleri bakımından Türkiye Türkçesindeki atasözlerinden farklı değildir. Anlam yönünden bütün insanlara hitap edecek bir tarzdadır. Türkmen atasözleri fikir bakımından değerlendirildiğinde; çalışmanın faydaları, tembellik ve çalışmamanın zararları, mertlik ve yiğitliğin saygınlıği, atın insan hayatındaki yeri ve önemi, vatan sevgisi, dostluğun önemi, yaramaz, rüşvetçi, kıskanç insanların yerilmesi, akıl ve edebin faydaları, tatlı dilli olmanın kazandırdıkları, lüzumsuz ve kötü konuşmanın sebep olduğu zararlar, kadının, eş kardeş, anne olarak toplumdaki yeri, komşuluk hakları, misafırperverlik vb konuların işlendiği, dolayısıyla, Türk atasözlerinde de görülen ortak temaların fazlalığı dikkati çekmektedir” (2005: 258).

şeklinde açıklar. Şamuradov nakıllar akıl verici fikir dolaylı yoldan gidilip bunun arkasında da mutlaka bir rivayet olduğunu vurgular (1961: 60).

Azerbaycan Türkçesi: Azerbaycan Türkçesindeki “atalar sözü” ve “mәsәl” terimlerini Ahundov vb. “Atalar sözü, ibretamiz içeriğe sahip kısa kelam, ifade”, “mәsәl” ise: “Mesel gibi söylenen meşhur söz, halk ifadesi.” (1997: 72, 439) şeklinde açıklanmıştır. Birbirine benzeyen bu iki kavramın arasında bazı farklılıklar da vardır. “Atalar sözü” bir fikri, bir hükmü tam, bitmiş ve umumileşmiş biçimde ifade eder. Başka bir deyişle “atalar sözü”nün ifade ettiği fikir veya hüküm izaha ihtiyaç bırakmayacak derecede kesin ve açıktır. “Mәsәl”de ise bu kesinlik ve tamlık yoktur.

Kumuk Türkçesi: Kumuk Türkçesinde “atasözü” kelimesinin karşılığı olarak “atalar sözü” ve “aytıw” terimleri kullanılmaktadır (Bammatova, 1960: 728). Kumuk Türkçesi Sözlüğü’nde “atasözü” teriminin anlamı olarak “atalar sözü”de “aytıw” da verilmiştir (Pekacar, 2011: 45, 55).

Karaçay-Malkar Türkçesi: Karaçay-Malkar Türkçesinde atasözünü karşılayan nart sözler, basit kuruluşlu ama derin anlamlı sözlerdir. Karaçay-Malkar Türkleri, Nart destanlarında geçen Nart kahramanlarını kendi ataları saydıklarından, atasözlerine de “nart söz” adını vermişlerdir. Dolayısıyla nart sözleri, Karaçay-Malkar Türklerinin eski hayat tarzını, eski kültürünü, sosyal ve ekonomik yapısını yansıtırlar. (Adiloğlu, 2003: 141-142).

Altay Türkçesi: Altay Türkçesi'nde kep sös (belli bir şekli, formu olan söz) veya ukaa sös (duyulan, duyulma yoluyla öğrenilen söz) olarak adlandırılan ata sözleri en çok dört mısra şeklinde ve manzumdur. Ukaa sösler, kep söslerden farklı olarak öğretici yönü ağır basan sözlerdir. Altay-Türk ata sözlerinde ahenk assonans, alliterasyon ve kafiye ile sağlanmaktadır.

Hakas Türkçesi: Türkiye Türkçesindeki “atasözü” kavramı Hakas Türkçesinde “söspek” terimiyle karşılanmaktadır. “Söspek” kelimesi pek ve sağlam olan söz anlamına gelmektedir.

Tuva Türkçesi: Tuva Türkçesinde atasözlerinin karşılığı olan “üleger domak” ve “üleger sös” terimleri Tuvinsko – Russkiy Solovar’da “ülegerTuvalarda atasözlerine “üleger domak” ve “üleger sös” denmektedir. Tuvinsko-Russkiy Solovar’da “üleger sös”ün Rusça karsılığı olarak “atasözü”, “atalar sözü” ve “darb-ı mesel” anlamlarına gelen poslovitsa; “üleger domak” içinse, “atalar sözü” anlamına gelen pogovorka yazılmıstır (1968: 446). Aynı sözlükte “üleger” kelimesine ise “örnek, numune, model, timsal, misal, tip, şablon, form”; “domak” kelimesine ise “konusma, dil, söz” anlamları verilmistir (1968: 170, 446). “Üleger” kelimesi, bir önceki paragraftan da anlasılacağı üzere Altay, Teleüt, Teleñgit ve Sor lehçelerinde “ülger” biçiminde yer almış, sonuna eklenen “sös” ya da “söz” kelimesiyle birlikte “atasözü” anlamını yüklenmistir. Ölmez, bu kelimenin, Moğolcada “üliger” biçiminde yer aldığını belirtir (2007: 287).

Çuvaş Türkçesi: Çuvaşçada “atasözü” kelimesinin karşılığında, “vattisem sĭmahĭ” (yaşlıların sözü) ve “attesen sĭmahĭ” (ataların sözü) kelimeleri kullanılmaktadır.

Gagavuz Türkçesi: Gagavuz Türklerinde atasözlerine “söyleyiş” denmektedir.

Yakut Türkçesi: Yakut Türkçesindeki “ös xohoon” kavramının “atasözü” anlamının dışında “misal, vecize” gibi anlamları da bulunmaktadır. Buradaki “Ös” sözcüğü “öz, temel, esas” anlamlarını karşılarken “xohoon” sözcüğü “münasip tabir, seci, aliterasyon, güzel beyan, sözün esas mânâsı, halk arasında dolaşan ve muayyen kalıba dökülmüş kısa söz, nükteli ve dokunaklı söz” gibi anlamları ihtiva etmektedir (Kirişçioğlu, 2013: 13).

Burada da görüldüğü gibi bu terimin zaman içerisinde sosyal, siyasi, tarihi vb. sebeplerden dolayı farklı isimlerdirmeleri meydana gelmiştir. Buna rağmen ortak değerlerimizden olan atasözleri bütün Türk lehçelerinde yapı ve anlam açısından benzerliklerini korumuşlardır.

Benzer Belgeler