• Sonuç bulunamadı

1.4 Ağız İçi Molar Distalizasyonu

1.4.15 Diğer Sistemler

Cetlin ve Ten Hoeve (1983), çekimsiz tedavi yaklaşımı içerisinde ağız dışı kuvvet (headgear) ile ağız içi kuvvet sistemi (hareketli akrilik plak) kombinasyonunun üst çene birinci molar dişlerinin distalizasyonunda kullanımını önermektedirler. Akrilik plak, yemekler dışında gün boyu kullanılmaktadır. Apareydeki parmak zemberekler 1–1,5 mm aktive edilmekte, böylece her bir büyükazı dişi için 30 gram distal kuvvet sağlanmaktadır. Bu hareketli aparey büyükazı dişlerinin kronlarını distale hareket ettiren devamlı bir kuvvet mekanizması ortaya koymaktadır. Ağız dışı uygulama, iskeletsel modele bağlı olarak servikal veya high-pull headgear olabilmektedir. Tek taraflı 150 gram kuvvet uygulayan headgear kök pozisyonlarını kontrol etmek için kullanılmakta ve günde 12–14 saat taşınmaktadır. Böyle bir kombinasyon ile paralel diş hareketi elde edildiğini ve

tedavi öncesinde hastaların birinci molar dişlerinde çapraz kapanış ve/veya şiddetli rotasyon varsa; bu aparey kombinasyonu uygulanmadan önce düzeltilmesi gerektiğinin önemi vurgulanmaktadır.

Jeckel ve Rakosi, "molar distalizasyon arkı" (MDA) adını verdikleri ağız içi hareketli aparey ile 10 hastada büyükazı dişlerinin distalizasyonunu gerçekleştirmişlerdir. Termoplastik bir materyalden hazırlanan bir splint ve bu splinti çepeçevre saran kalın bir telden meydana gelen aparey, üzerinde açık sarmal yay bulunduran kalın telin, açık sarmal yayın aktive oluncaya kadar sıkıştırılarak molar dişlerde bulunan tüplere yerleştirilmesi ile işlev görmektedir. Yazarlar, apareyin istenildiğinde takıp çıkarılabilmesini ve ağız içi bir uygulama olmasını büyük bir avantaj olarak göstermişlerdir. Günlük kullanım süresi 17–18 saat olan apareyin başlangıç distalizasyon kuvveti 2 N' dur, takiben kuvvet 5–6 N' a çıkarılmaktadır (1 N = 100 gram). Bu uygulama ile daha önce başarısız headgear tedavisi görmüş olan 5 hastada 6 hafta sonunda 3,1 mm yer elde edilirken, sadece MDA ile tedavi edilen diğer 5 hastada 2.8 mm yer elde edilmiştir. Belirgin miktarda üst molar distalizasyonu, aşırı miktarda kesici diş protrüzyonu oluşturmadan sağlanmıştır. (Jeckel ve Rakosi 1991)

Reiner (1992), nance apareyini modifiye ederek, unilateral büyükazı distalizasyonu için yeni bir aparey tanımlamıştır. Aparey birinci küçükazı ve birinci büyükazı dişleri arasına yerleştirilen paslanmaz çelik açık yayların 3 mm aktive edilmesiyle 150 gram kuvvet uygulamaktadır. Bu yöntem ile kooperasyonu olmayan (2 haftada bir reaktivasyon randevularına gelmeyen) hastalarda ayda 0.76 mm, uyumlu hastalarda ise 0.96 mm hareket elde edildiği, kesici dişlerin çok az öne hareket ettiği ve overjet miktarında klinik olarak izlenebilen artış olmadığı belirtilmektedir.

Puente (1997), Sınıf II malokluzyonun tedavisinde kullanılan "edgewise- modified Nance" apareyini tanımlamıştır. Nance apareyi üzerindeki Ni-Ti sarmal yay omega loop ile aktive edildiğinde, distal bir kuvvet meydana gelmektedir. Palatal kuvvet yanında bukkaldeki Ni-Ti sarmal yay ile ikinci bir kuvvet elde edilmektedir. Bu aparey ile ayda 0.75–1 mm paralel distal büyükazı hareketi oluştuğunu belirtmiştir.

Kalra (1995), köşeli TMA telinden "K-loop" adını verdiği büyükazı distalizasyon apareyini tanıtmıştır (Resim 1.23). Bu sistem ile Nance apareyinden destek alınarak ve kuvvet-moment oranının iyi ayarlanmasıyla paralel molar distalizasyonu elde edilebileceği belirtmiştir. "K-loop" 6–8 haftada bir 2 mm aktive edilmiştir. Bu aparey ile 4 haftalık tedavi sonunda birinci molar dişlerde bir miktar distale devrilme ile birlikte 4 mm distalizasyon olduğu ve 1 mm overjet artışı meydana geldiği gözlenmiştir.

Resim 1.23. K-loop (Kalra1995).

Greenfield (2005), hızlı Sınıf II düzeltme için “fixed piston” apareyini tanıtmıştır (Resim 1.24). Birinci molar ve birinci premolar arasına bukkal ve lingualden yerleştirilen pistonlara Ni-Ti açık sarmal yaylar yerleştirilmektedir. Yaylar pistonların tam, yani açık uzunluğuna uyacak şekildedir. Yayların aktivasyonu 6–8 haftada bir yapılmaktadır. Bu aktivasyonlar ile hafif ve kontrollü kuvvetler elde edilmektedir. Bir tarafta 25 gram toplamda 50 gram kuvvet verilmektedir. Apareyin avantajları şu şekilde sıralanmaktadır; üst çene birinci molar dişlerinde paralel hareket meydana gelmektedir, çekimsiz vakalarda tedavi süresini azaltmaktadır, ayda yaklaşık 1 mm birinci molar distalizasyonu meydana gelmektedir. Bu seviyeyi aşan kuvvetlerde ankraj kaybının yanında, aynı zamanda Nance apareyinin altında ve komşu mukozada inflamasyon olduğu bildirilmektedir.

Resim 1.24. A. Orijinal Greenfield molar distalizasyon uygulaması .B. Modifiye Greenfield

molar distalizer (Greenfield 2005).

Ortodontide son yıllarda piyasaya sunulan bir diğer intraoral molar distalizasyon apareyi de Ching tarafından geliştirilen CD Distalizer’dir (Resim 1.25). Bu aparey hem alt, hem de üst çenede kullanılabilen sabit ortodontik bir apareydir. Hızlı molar distalizasyonu sağlamak amacıyla nikel titanyum açık sarmal yaylar birinci premolar ile molar diş arasına yerleştirilmiş, ayda ortalama 1 mm molar distalizasyonu elde edildiği belirtilmiştir (Ching 2009).

Resim 1.25. CD Distalizer.

Oberti ve ark (2009), yapmış oldukları çalışmalarında dual-force distalizer (DFD) sistemini (Resim 1.25) palatinal mini implant ankraj desteği altında kullanarak molar distalizasyonunu gerçekleştirmişlerdir. 5 aylık distalizasyon

süresinde ayda ortalama 1,2 mm’ lik hareket gerçekleşmiştir. Furkasyon seviyesinde distalizasyon miktarı 4,4±1.41 mm kron seviyesinde ise 5,9±1.72 mm olarak elde edilmiştir. Ayrıca molarlarda 5,6±3,7º inklinasyon meydana geldiğini belirtmişlerdir.

Resim 1.26. Dual-Force Distalizer (DFD) Sistemi.

Maksiller dental arkta sınıf II molar ilişkisini düzeltmek için molar dişlerin distalize edilebilmeleri amacıyla çok çeşitli yöntemler geliştirilmiş olduğu görülmektedir. Headgearlar, hedeflenen amaca çok kolay ulaşabilecek potansiyele sahip olsalar da, hitap ettikleri hasta grubu ergenlik çağındaki bireyler olduğunda estetik kaygı ile uyum problemleri açığa çıkmaktadır. Ortodonti alanındaki gelişimlerle, hasta uyumu gerektirmeyen ve ortodontik tedavi süresince yaşam kalitesini yüksek tutmayı amaçlayan ağız içi molar distalizasyon yöntemleri gelişmekte ve tercih edilmektedir.

Bu bilgiler doğrultusunda çalışmamızın amacı; ağız içi molar distalizasyon yöntemlerinden, aynı hastada sağ segmentte modifiye FCA distalizasyon sisteminin ve sol segmentte modifiye Jones Jig distalizasyon sisteminin kullanılması ve ankraj amacıyla insiziv palatal bölgeye intraosseoz vida yerleştirilerek bu sistemlerden elde edilecek distalizasyon sonrasında, dentofasiyal yapılar üzerinde meydana gelen değişikliklerin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir.

Benzer Belgeler