• Sonuç bulunamadı

3. SAHÂBENİN FIKHÎ FAALİYETLERİ

3.1. Fakih Sahâbenin Fıkıh Birikimi

3.1.3. Diğer Sahâbeden İstifade

Sahâbe arasındaki irsal meselesi özelde küçük sahâbenin genelde ise diğer ashâbın birikimini elde etme yollarından biridir.234 Her birinin yaşanan tüm gelişmelere aynı şekilde şahit olmamaları, Hz. Peygamber’e yakınlık, müslüman olma zamanı, meşguliyetler gibi kendi aralarındaki birikim farklılığını oluşturan çeşitli sebeplerden dolayı sahâbenin birbirinden istifadeleri gündeme gelmektedir.

Hz. Peygamber, Mekke’nin fethedildiği gün birkaç sahâbî ile birlikte Kabe’nin içine girmiş ve iki rek‘at namaz kılmıştı. Hz. Peygamber’in tasarruflarına gösterdiği hassasiyetiyle bilinen İbn Ömer, Hz. Peygamber’in nerede namaz kıldığını o gün Rasûlullah ile birlikte Kabe’ye giren Bilal-i Habeşî’ye (ö. 20/641) sormuştu.235 Bu husus, Hz. Peygamber’e dair özel bir bilginin çok yakınında olan sayılı kişi tarafından bilinirliğine işaret ederken sahâbenin kendi arasındaki bilgi alışverişini de anlaşılır hale getirmektedir.

Hz. Peygamber’in aile hayatı ile ilgili ahkâma taalluk eden meselelerin hanımları tarafından müslümanların bilgisine sunulması normal bir durumdur. Bu durum aynı zamanda Hz. Peygamber’in hanımlarının, diğer ashâbın hem bilgi olarak kaynaklıklarını hem de muhtemel sorularla muhatap olmalarını beraberinde getirmiş böylece onların birikiminden bir istifade keyfiyeti ortaya çıkmıştır. Örneğin Hz.

234 Sahâbe irsaline dair bir değerlendirme için bkz. Polat, Mürsel Hadisler, ss. 88-90.

235 Tayâlisî, Müsned, 2/438 (no: 1211); Abdürrezzâk, el-Musannef, 5/80 (no: 9064): İbn Ebû Şeybe,

el-Musannef, 3/369 (no: 15020); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 9/160 (no: 5176); Buhârî, “Salât”, 96;

56

Peygamber’in oruçlu olarak hanımlarını öptüğü bilgisini Hz. Âişe236 ve Hafsa237

nakletmiştir.238 Yine Ebû Mûsâ el-Eş‘arî, aile hukukuna dair bir takım meselelerde

Hz. Âişe’ye sorular yönelterek bilgi eksikliğini tamamlama gayretini göstermiştir.239

Müslümanlar arası ihtilâf cari olan bazı konularda teyit almak için yine Hz. Peygamber’in hanımlarından bilgi isteniyor ve onların ifadelerine göre hareket ediliyordu. Bir seferinde Ebû Hüreyre’nin ramazan günü cünüp olarak sabahlayan kişinin o günü oruçlu geçirmemiş olacağına yönelik fetvası, dönemin yöneticisi Mervan b. Hakem tarafından Hz. Âişe ve Ümmü Seleme’ye teyit amaçlı sorulmuştu.240 Onlardan gelen cevap ise durumun bu şekilde olmadığı, bilakis Hz. Peygamber’in kendilerinin yanında cünüp olarak sabahladığı bir gün orucuna devam ettiği şeklindeydi. 241 Bu cevabı öğrenen Ebû Hüreyre, Hz. Âişe’nin kendisinden daha iyi bileceğini242 söyleyerek görüşünden dönmüştü.243 Ebû Hüreyre, bu fetvasının kaynağını Fazl b. Abbas’ın kendisine tahdis ettiği bir hadis olarak belirtmiştir.244 Bu da diğerlerine nazaran geç müslüman olmuş bir sahâbînin fetva verirken diğer sahâbeden istifadesine örnek teşkil etmektedir.

Bu hususta yine dikkat çeken bir örnek de şudur: Ebû Hüreyre’nin pişmiş et yedikten sonra abdest alınması gerektiği fetvasına karşı Mervân, meseleyi en iyi

236 Muvatta, “Sıyâm”, 18; Ebû Yûsuf, el-Âsâr, s. 177 (no: 805); Abdürrezzâk, el-Musannef, 4/183

(no: 7410); İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, 2/314 (no: 9391); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 42/384 (no: 25600); Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/295 (no: 3042);

237 Tayâlisî, Müsned, 3/162 (no: 1691; İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, 2/314 (no: 9396); Ahmed b.

Hanbel, Müsned, 44/42 (no: 26446); Müslim, “Sıyâm”, 73; İbn Mâce, “Sıyâm”, 19, Nesâî, es-

Sünenü’l-kübrâ, 3/301 (no: 3067).

238 Mustafa Karataş, bu rivayete dair kütüb-i tis‘a özelinde bir inceleme yapmıştır. Söz konusu

hadisin senedinde yer alan kişilerinin isimlerini bir liste halinde ele almıştır. Buna göre bu hadisin, muhtemelen özel bilgi içermesi nedeniyle, sadece Hz. Peygamber’in hanımları (Hz. Âişe, Hafsa, Ümmü Seleme, Ümmü Habibe) tarafından aktarıldığı anlaşılmaktadır. Rivayetlerin literatürdeki yer alma sayısının oranları, metin içerisindeki ifadeler ve bunlardaki benzerliklerden anlaşıldığı kadarıyla bu hadisin ana kaynağının Hz. Âişe olduğu söylenebilir. Hadisi nakleden diğer hanımlardan sadece Ümmü Seleme kendi tecrübesine değinmiş bununla birlikte insanlara bu bilgiyi Hz. Âişe’nin haber verdiğini söylemiştir. Diğer hanım sahâbîler ise Hz. Âişe’nin rivayetini tekrar etmişlerdir. bkz. Karataş, Rivayet Tekniği Açısından Hadislerin Sayısı, 107-109; 232-254.

239 Muvatta, “Tahâret”, 73; Şâfiî, Müsned, 1/37 (no: 101); Abdürrezzâk, el-Musannef, 1/248 (no:

954); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 43/320 (no: 26289); Müslim, “Hayız”, 88;

240 Muvatta, “Sıyâm”, 11; Şâfiî, İhtilâfü’l-Hadîs 8/639; Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/365 (no: 2946). 241 İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, 2/329 (no: 9577); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 44/266 (no: 26664);

Buhârî, “Savm”, 22; Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/269 (no: 2955).

242 Ebû Yûsuf, el-Âsâr, s. 181 (no: 824); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 41/215 (no: 24681); Nesâî, es-

Sünenü’l-kübrâ, 3/262 (no: 2943); Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsâr, 2/103 (no: 3453);

243 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 44/225 (no: 26609); Tayâlisî, Müsned, 3/179 (no: 1711); Müslim,

“Sıyâm”, 75.

57

bilenlerden olması bakımından Rasûlullah’ın hanımlarından Ümmü Seleme’ye müracaat etmişti. Ümmü Seleme ise Rasûlullah’ın bir keresinde et yemeği yedikten sonra abdest almaksızın namaz kıldırdığını ifade etmişti.245

Sahâbe döneminde özellikle ilk iki halifenin istişare meclisleri oluşturduğu bilinmektedir. Bu meclisler aynı zamanda o dönemde sahâbe arasında bilgi alışverişi ortamlarının tesis edildiğine de işaret etmektedir. Sahâbenin birbirlerinden isim vermeksizin nakillerde bulunmasının kimi zaman bu ve benzeri ilim meclisleri sayesinde olduğu söylenebilir. Hz. Ömer’in ceninin diyeti (gurre) ile ilgili sahâbeden hadis bilenlerin olup olmadığını araştırması sonucunda Mugîre b. Şu‘be (ö. 50/670), Hz. Peygamber’in bu meselede bir cariye veya köle olmak üzere gurre ile hükmettiğini Muhammed b. Mesleme’yi (ö. 43/663) de şahit göstererek nakletmiştir.246 Rasûlullah’ın bu hükmünü Ebû Hüreyre’nin de rivayet ettiği görülmektedir.247 Bu durum ise ilgili mecliste Ebû Hüreyre’nin de bulunduğu veya daha sonra bu bilgiyi elde ettiği şeklinde değerlendirilebilir.

Hz. Peygamber’in hayatta olduğu sırada yakınında veya uzağında çeşitli vesilelerle sahâbeden sadır olan ve ahkâma taalluk eden görüşlerin son tahlilde O’nun huzurunda ve dolayısıyla da gözetiminde olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında söz konusu sahâbe tasarruflarının aynı zamanda Hz. Peygamber’in davranış ve ifadelerinin etkisi ile ortaya çıktığı da görülmektedir. Bu anlamda da her ne kadar Rasûlullah’ın takriri söz konusu olsa ve artık Sünnet çerçevesinde değerlendirilse248

de meselelere yaklaşım tarzı olarak sonraki nesiller açısından öğretici mahiyet arzeder. Aynı zamanda Rasûlullah’ın vefatı sonrasında sahâbenin, karşılaştıkları problemlere çözüm üretme aşamalarında bu bilgi edinme süreci ve ortaya çıkan birikimleri daima yararlanacakları bir rehber niteliğinde olacaktır.

245 Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsâr, 1/64 (no: 377-379).

246 Şâfiî, el-Üm, 6/111; İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, 5/391 (no: 27269); Ahmed b. Hanbel, Müsned,

30/153 (no: 18213); Buhârî, “Diyât” 25; Müslim, “Kasâme”, 39; İbn Mâce, “Diyât”, 11; Ebû Dâvûd, “Diyât”, 20; Nesâî, “Kasâme”, 40, 41.

247 Muvatta (Şeybânî Rivayeti), s. 231 (no: 675); Şâfiî, el-Üm, 6/110; İbn Ebû Şeybe, el-Musannef,

5/391 (no: 27268); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 12/151 (no: 7217); Buhârî, “Diyât”, 25 (no: 6904); Müslim, “Kasâme”, 34; İbn Mâce, “Diyât”, 11; Ebû Dâvûd, “Diyât”, 20; Tirmizî, “Diyât”, 15; Nesâî, “Kasâme”, 39, 40.

248 Hz. Peygamber’in huzurunda ortaya çıkan sahâbe tasarruflarına nebevî tasdikin artık takriri sünnet

58