• Sonuç bulunamadı

Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması

206 Centel, Zafer, s. 312.

207 Mahmutoğlu, s. 8-9.

73 CMK’nın 76. maddesi “diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması” başlığını taşımaktadır. Bir ceza soruşturması veya kovuşturması sırasında olayların gelişimine göre şüpheli veya sanık haricinde başkaca şahıslar için de muayene ve örnek alma işlemlerinin uygulanması gerekebilir. Hatta bazı durumlarda bu bir mecburiyet halini de almaktadır. Faili meçhul olarak yürütülen soruşturmalarda mağdurdan elde edilecek delillerle soruşturma konusu olayın aydınlandığı vakidir.

Mağdurdan elde edilecek bulguların karşılaştırılması sonucunda fail veya faillerin tespiti mümkün olabilmektedir. Bazen çok basit gibi gözüken emarelerin, elde edilecek diğer verilerle karşılaştırılmaları sonucunda çok önemli deliller haline gelmeleri mümkündür208.

CMK’nın 76. maddesi her ne kadar diğer kişiler için düzenlenmiş olsa da maddenin ilk fıkrası yalnızca mağdurdan bahsetmektedir.209 Yönetmelik’te diğer kişilerin beden muayenesi 7. maddede, diğer kişilerin vücudundan örnek alınması ise 8. maddede düzenlenmektedir. Bu maddelerde ise mağdur ile birlikte diğer kişiler de tedbirin kapsamında kabul edilmiştir. Yönetmelik’te CMK’nın aksine sadece mağdur ile sınırlı bir yaklaşımın söz konusu olmadığını söylemek gerekir210.

Bu noktada mağdur dışında kalan tüm kişilerin CMK’nın 76. maddesi kapsamında kalıp kalmayacağı konusu önem arz etmektedir. Mevzuatımızda üçüncü kişiler kapsamının açıkça düzenlenmesi gerekmektedir. Bu açıdan mağdur haricindeki diğer kişiler hakkında uygulanacak muayene ve örnek alma işlemleri hukuka aykırı kabul edilmesi gerektiği savunulmuştur. Ayrıca CMK’nın 76. maddesinin 3. fıkrası:

“Çocuğun soy bağının araştırılmasına gerek duyulması halinde; bu araştırmanın yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınması gerekir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bundan yola çıkarak diğer kişilerden; hem mağdur hem de soybağı tespit edilecek çocuğun anlaşılması gerektiği şeklinde yorumlayanlar da mevcuttur211.

Yönetmelik’in 3. maddesinde “Mağdur: Suçtan veya haksız eylemden zarar gören kişi” şeklinde tanımlanmıştır. Burada mağdurun kapsamı yalnızca hakkında ceza muhakemesi yürütülen bir eylem ile sınırlandırılmayıp haksız eylemlerden zarar görenler de mağdur olarak değerlendirilmiştir. Haksız eylemin kapsamı suç

208 Özbek, Doğan, Bacaksız, Tepe, s. 453.

209 Öntan, s. 77.

210 Öztürk, Tezcan, Erdem, Gezer, Kırıt, Akçan, Tütüncü, Özaydın, s. 363.

211Ünver, Hakeri, s. 280; Öztürk, Kazancı, Güleç, s. 226.

74 soruşturmasındaki eylemlerden daha geniştir. Ceza hukuku alanı dışında başka hukuk dalları ile ilgili de haksız fiil kavramı karşımıza çıkmaktadır. Ceza muhakemesi suç şüphesi içeren bir fiilin vücut bulması ile başlayan bir süreçtir. Konumuz olan beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması da bir ceza muhakemesi işlemidir. Bu noktada ceza muhakemesi haricinde de mağdurun beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması işleminin gerçekleştirilebileceği sonucu çıkarılabilir. Neticede suça konu eylemlerin her biri aynı zamanda bir haksız fiili içermektedir. Ancak her haksız fiil neticesinde uygulanan hukuki işlemler ceza muhakemesinin konusunu oluşturmamaktadır. Ayrıca suçtan zarar gören kavramı da geniş anlamlar ifade etmektedir. Ceza muhakemesi anlamında mağdur suçtan zarar gören kişidir. Ancak her suçtan zarar görenin mağdur sıfatını almayacağını da hatırlatmakta fayda olacaktır.

Mağdur ve suçtan zarar gören kişiler her zaman aynı kişiler olamayacağından, Yönetmelik’in mağdur kavramına ilişkin tanımı eleştiri konusu olmuştur. Ancak yine de Yönetmelik adli işlemlere ilişkin bir Yönetmelik olduğundan; bu tanımda yalnızca ceza muhakemesi anlamında suçtan zarar görenlerin kastedildiği sonucunu çıkarmak doğru olacaktır. Ayrıca CMK ve Yönetmelik’te on sekiz yaşından küçük çocuklara ilişkin ayrıca bir düzenleme söz konusu değildir. Bu sebeple on sekiz yaşından küçük çocuklar açısından da diğer kişi sıfatıyla muayene ve örnek alınması uygulanabilecektir212.

Ceza soruşturmasına konu bir olayın mağduru aynı zamanda olayda ölmüş veya öldürülmüş de olabilir. Burada diğer kişiler kavramından hayatta olan kişiler anlaşılmalı, ölü kimseler üzerindeki muayene ve örnek alma işlemleri açısından CMK’nın 76. ve Yönetmelik’in 7. ve 8. maddeleri esas alınmamalıdır. CMK’nın 83.

maddesinde düzenlenen keşif ve CMK’nın 86 ve 87. maddelerinde düzenlenen adli muayene ve otopsi işlemlerine ilişkin hükümler uygulanmalıdır. Ayrıca maktul üzerinde yapılacak delil temin etme işlemlerine ilişkin de olay yeri incelemeye ilişkin usul ve esasların uygulanması gereklidir213.

Bizce diğer kişiler kavramının kapsamının CMK’da belirtilmesi hususu önem arz etmektedir. Her ne kadar CMK’da yalnızca mağdur ve soybağı tespit edilecek çocuk belirtilse de; Yönetmelik’te geniş anlamda mağdur ve diğer kişiler şeklinde bir

212 Akbulut, s. 100.

213 Ünver, Hakeri, s. 280; Öztürk, Kazancı, Güleç, s. 226; Özbek, Doğan, Bacaksız, Tepe, s. 455;

Kızılarslan, s. 261.

75 düzenlemeye gidilmiştir. Şüpheli ve sanığın beden muayenesinde olduğu şekilde;

diğer kişiler açısından da beden muayenesi ve örnek almanın uygulanması kişilik haklarına bir müdahale niteliği taşımaktadır. Yine aynı şekilde beden muayenesinin nasıl ki şüpheli ve sanık üzerinde uygulanması bir koruma tedbiri niteliği taşıyor ise mağdur ve diğer kişiler üzerinde yapılacak muayene ve örnek alma işlemleri de koruma tedbiri özelliği göstermektedir. Nitekim ilk bölümde yaptığımız açıklamalarda da; beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması işleminin koruma tedbiri niteliğinin ağır bastığını ifade ederken tedbirin uygulanacağı kişiler açısından bir ayrıma gitmemiştik. Kanaatimizce; mağdur ve soybağı tespit edilecek çocuklar haricinde uygulanacak işlemler kişilik haklarına bir müdahale niteliği taşıdığından, Anayasanın 13. maddesine de uygun olacak şekilde muhakkak suretle CMK’da düzenlenmeli ve ayrıca diğer kişiler kavramının kapsamı açıkça belirtilmelidir.

Ayrıca CMK’da ve Yönetmelik’te açıkça belirtilmese de; kovuşturma aşamasında muhakemede rol alacak “katılan” sıfatı taşıyan kişiler de diğer kişiler kavramı kapsamında değerlendirilmelidir214.

2) Şüphe Bakımından

CMK’nın diğer kişilerin muayene ve örnek alınması işlemlerinin düzenlendiği 76. maddesinde koruma tedbirinin uygulanması için gerekli olan şüphe düzeyi ile ilgili bir değerlendirme yapılmamıştır. Yönetmelik’in 7. ve 8. maddelerinde de şüphe ile ilgili bir belirmeme mevcut değildir. Şüpheli ve sanığın beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması başlığı altında ceza muhakemesi hukukumuzdaki şüphe kavramını açıklamıştık. Burada soruşturmanın başlaması için basit şüphe gerekli olduğunu ve şüpheli ve sanık hakkında muayene ve örnek alma işlemleri uygulanırken basit şüphenin elde edildiği takdirde diğer şartlar da sağlanıyorsa koruma tedbirinin uygulanabileceğini belirtmiştik.

Kanaatimizce; diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması uygulanırken mevzuatımızda gerekli olan herhangi bir şüphe düzeyinin belirtilmemesi sebebiyle soruşturmanın başlaması için gerekli olan basit şüphenin varlığı yeterli olmalıdır. Burada suçun işlendiğini gösterir en azından iz ve emareler bulunmalıdır.

Eğer suç iddiasına ilişkin herhangi bir emare veya şüphe mevcut değilse diğer kişiler açısından muayene ve örnek alma işlemleri uygulanmamalıdır. Soruşturma

214 Özen, s. 362.

76 aşamasında tedbirin uygulanmasına ilişkin takdir hakkını Cumhuriyet savcısı kullanacaktır. Soruşturma dosyasında emare ve deliller nitelendirilerek şüphe düzeyine ilişkin bir kanaat elde edecektir. Kovuşturma aşamasında ise diğer kişiler hakkında uygulanacak tedbir açısından iddianame düzenlenmiş olduğu için yeterli şüphenin mevcut olduğunun kabulü gerekir.

Bu konuda önemli bir husus da; eğer suç iddiasına ilişkin basit şüphe elde edilemediyse salt şüphe saptamak için diğer kişiler üzerinde muayene ve örnek alma işlemleri uygulanmamalıdır. Diğer kişilerin muayene ve örnek alınması işlemi bir koruma tedbiri niteliği taşımaktadır. Şüphe temin edilmeden diğer kişiler üzerinde muayene ve örnek alma uygulandığı takdirde, bu durum kişilik haklarının ihlali olarak nitelendirilebilecektir.

Eğer şüphe elde edilmeden beden muayenesi ve örnek alma işlemleri uygulanırsa bu durum ceza muhakemesi anlamında bir işlem olarak kabul edilemeyecektir ve elde edilen verilerin hukuka aykırı olma ihtimali gündeme gelecektir. Bu haliyle diğer kişiler üzerinde beden muayenesi ve örnek alma uygulanırken suç iddiaları iyi araştırılmalı, toplanan delillerle en azından basit şüphe elde edilmeli, bundan sonra diğer şartlar da sağlanıyorsa diğer kişiler üzerinde koruma tedbirinin uygulanması yoluna gidilmelidir.

3) Uygulanma Koşulları

a) Hâkim, Mahkeme veya Gecikmesinde Sakınca Bulunan Hallerde Cumhuriyet Savcısının Kararı

CMK’nın 76/1. maddesinde mağdurun beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasına; “Cumhuriyet savcısının istemiyle ya da re'sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebileceği” hüküm altına alınmıştır. Yönetmelik’in 7. ve 8. maddelerinde aynı karar mercileri mağdur ve diğer kişiler için birlikte düzenlenmiştir. CMK’nın 76.

maddesinin değişiklikten önceki 1. fıkrası: “ Bir suça ilişkin delil elde emek amacıyla, mağdurun bedeni üzerinde tıbbi muayene yapılabilmesine veya kan, saç, tükürük, tırnak, cinsel salgı gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek koşuluyla, Cumhuriyet savcısının istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme

77 tarafından karar verilebilir.” şeklinde idi.215 Tasarının ilk halinde savcıya diğer kişiler hakkında uygulanacak muayene ve örnek alma işlemleri hakkında karar verme salahiyeti tanınmadığını görmekteyiz. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde dahi savcıya bu imkân tanınmamıştır. Hâlbuki işin mahiyeti gereği mağdur hakkında uygulanacak muayene ve örnek alınması için hâkimden karar alınması bazı durumlarda hızlı hareket etmeyi engellemektedir. Özellikle cinsel suçlar hakkında yürütülen bir soruşturmada mağdurun muayenesi neticesinde elde edilecek sperm ve diğer vücut sıvıları soruşturmanın akıbeti açısından çok önemlidir. Bu sıvılar insan bedeni üzerinde özelliğini yitirmeden uzun süre var olamamaktadır. Bu ve benzeri durumlarda hâkimin kararının beklenmesi şüphesiz delillerin kaybolma ihtimalini kuvvetlendirecektir. Bu sebeple savcıya gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında mağdurun beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması hususunda yetki tanınması yerinde bir düzenleme olmuştur216.

Şüpheli ve sanık hakkında uygulanacak muayene ve örnek alma koşullarını incelerken gecikmesinde sakınca bulunan hallere ilişkin açıklamalarda bulunmuştuk.

Bu başlık altında tekrardan bu husustan bahsetmeyeceğiz. Ancak burada savcının gecikmesinde sakınca bulanan bir hal kapsamında verdiği muayene ve örnek alma kararının yirmi dört saat içerisinde hâkim onayına sunması gerektiğini hatırlatmakta fayda olacaktır. Ayrıca CMK’da hâkim tarafından onaylanmayan kararların hükümsüz kalacağı ve elde edilen verilerin kullanılamayacağı açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu durumda hâkim tarafından onaylanmayan deliller hukuka aykırı olup hükme esas alınamayacaktır.

Mağdur veya diğer kişiler soruşturma aşamasında savcıdan muayene ve örnek alınmasına ilişkin karar verilmesini talep edebileceklerdir. Savcılık makamı tarafından diğer kişilerin talebi kabul edilmediği takdirde; bu kişilerin savcılık makamını aracını kılmaksızın hâkime taleplerini iletebilmelerinin kabulü gereklidir. Bu hâkim, soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimidir. Hatta diğer kişiler yalnızca kendileri hakkında değil, dosya kapsamında bulunan başkaca kişiler hakkında da tedbirin uygulanmasını talep etmeleri mümkündür. Bu durumda dosyada mağdur sıfatı ile bulunan bir kişi, hem dosya kapsamında şüpheli bulunan şahıs hakkında hem de başka bir mağdur varsa onun hakkında muayene ve örnek alınmasının uygulanmasını talep

215 Şahin, “Gazi Şerhi”, s. 243.

216 Öztürk, Kazancı, Güleç, s. 227.

78 edebilecektir. Aksi bir durum, tarafların delil sunma ve savunma haklarının kısıtlanması anlamına gelecektir217.

Kanun koyucu diğer kişilerin muayene ve örnek alma işlemleri açısından soruşturma ve kovuşturma aşamaları için farklı düzenlemeler yapma yoluna gitmemiştir. Bu durum muhakeme evrelerinin niteliklerinin göz ardı edilerek ve gerekli dikkat gösterilemeden düzenleme yapıldığını göstermektedir.218 Bu durumda CMK lafzından, savcının kovuşturma aşamasında da gecikmesinde sakınca bulunan bir hal kapsamında karar verebileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak kovuşturma aşamasına geçildiğinde davaya bakan mahkemenin muayene ve örnek alınmasına karar verecek merci olduğunu görmekteyiz. Ağır ceza mahkemesinde görülen bir dava söz konusu ise mahkeme heyet halinde karar verecektir. Mahkeme veya hâkim bu kararı resen verebileceği gibi, savcının talebi üzerine de verebilir. Bir önceki başlıkta katılanın da diğer kişiler kapsamında kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştik. Bu haliyle kovuşturma aşamasında katılan da beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasının uygulanmasını talep edebilecektir219.

Tüm bu açıklamaların ardından CMK’nın 76/2. maddesindeki önem arz eden düzenlemeden de bahsetmek yerinde olacaktır. Buna göre; “Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur”. Mağdurun rızası halinde karar alma mekanizması işletilmeden de elde edilecek veriler hukuka uygun kabul edilecektir. Şüphesiz rıza hukuka uygun ve geçerli bir rıza olmalıdır.220 Ayrıca rıza verecek olan mağdur olayın mahiyeti ile ilgili detaylıca bilgilendirilmelidir. Bu bilgilendirme kişinin rızasına ilişkin beyanı alınmadan önce ve tam olarak yapılmalıdır. Eğer bu şartlar gerçekleşmezse rıza hukuka aykırı olacağı için elde edilen veriler de hukuka aykırı kabul edilecektir.221 Kanaatimizce; rızaya ilişkin beyan kolluktaki ve savcılıktaki ifadede açıkça geçmelidir Eğer mağdur ifadesinde rıza gösterdi ise Cumhuriyet savcılığından hastaneye tedbirin ifası hakkında müzekkere yazılmalıdır. Eğer dosyada

217 Özen, s. 363.

218 Centel, Zafer, s. 317.

219 Özen, s. 363-364.

220 Yurtcan, “Ceza Yargılaması”, s. 292.

221 Hakan Hakeri, “Türk Tıp Hukukunda Aydınlatma ve Tıbbi Müdahalelerde Bilgilendirilmiş Rıza Alınması Yönetmeliği Taslağı”, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.3, S.2, 2006, s. 31-32.

79 kısıtlama kararı yoksa rızaya ilişkin ifadenin müzekkereye ek olarak eklenmesi de faydalı olacaktır.

CMK’nın rızaya ilişkin hüküm fıkrasında yalnızca mağdurdan bahsedilmiştir.

Mağdur dışındaki diğer kişilerin rızası halinde yine de karar alma mekanizmasının işletilip işletilmeyeceği hususu önemlidir. CMK’dan mağdur dışındaki diğer kişilerin muayene ve örnek alınmasına ilişkin rızaları olsa dahi CMK’nın 76/1. maddesinin uygulanacağı anlamı çıkmaktadır. Bu noktada Yönetmelik’in 18/3. maddesine göz atmakta fayda olacaktır. Bu madde; “Bir suçun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla, şüpheli, sanık ve diğer kişilerin kendiliğinden başvurarak rıza göstermeleri hâlinde, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi, kovuşturma aşamasında ise hâkim veya mahkeme kararıyla tıbbî muayeneleri yapılabilir ya da vücutlarından örnek alınabilir”. şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre mağdur haricinde diğer kişilerin de rızası halinde karar alma mekanizması işletilmeyecektir222.

Kanaatimizce; eğer mağdur haricindeki diğer kişiler açısından da rızanın varlığı halinde karar alma zorunluluğunun ortadan kalkması arzu ediliyor ise bunun CMK’da açıkça belirtilmesi daha doğru olurdu. Mağdur haricindeki diğer kişilerin tedbirin uygulanması hakkındaki rızalarının kabulü, şüphesiz ki kişilik haklarını doğrudan etkileyecek niteliktedir. CMK’da tanınmayan bir hakkın Yönetmelik ile düzenlenerek sınırının genişletilmeye çalışılması doğru olmamıştır.

Ayrıca şüpheli ve sanık hakkındaki bölümde bahsettiğimiz şekilde diğer kişiler açısından da muayene ve örnek almanın uygulanmasında soruşturma ve kovuşturma aşamasına ilişkin bir ayrıma gidilmediğini görmekteyiz. Kanaatimizce; diğer kişiler açısından soruşturma ve kovuşturma aşamalarına ilişkin ayrı ve ayrıntılı düzenlemelere gidilmesi CMK’nın sistematiğini kuvvetlendirecektir.

Yine CMK’nın 76. maddesinin başlığı “diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması” iken madde metninde yalnızca mağdurun belirtilmesi, koruma tedbirinin uygulanacağı diğer kişiler hakkında uygulanacak karar prosedürünün belirlenmesi noktasında boşluğa sebep olmuştur. Kanaatimizce;

CMK’nın 76/1. maddesinde mağdur ve diğer kişiler açısından bir ayrıma gidilmesi ve

222 Centel, Zafer, s. 317.

80 bu eksiğin Yönetmelikle kapatılmaya çalışılması CMK’nın sistematiğine zarar vermekte ve kavramların özensiz seçildiği izlenimini doğurmaktadır.

Yönetmelik’in 19. maddesinde ise; “Sağlık mevzuatı ve taraf olunan uluslararası sözleşmeler uyarınca tabip tarafından yapılması gereken tedavi amaçlı tıbbî muayene ve müdahaleler için Cumhuriyet savcısı ya da hâkim kararı aranmaz.”

şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu maddede; karar alma usulünün uygulanmasına bir istisna getirildiğini görmemiz mümkündür.

Yine bahsetmemiz gereken önemli bir diğer husus; diğer kişiler açısından iç ve dış beden muayenesi şeklinde bir ayrıma gidilmemiş olmasıdır. Bu noktada; şüpheli ve sanık hakkında dış beden muayenesi açısından daha kolay bir usulün düzenlenmiş olması, mağdurun şüpheli ve sanığa nispeten daha fazla korunduğu izlenimini doğurmaktadır. Kanaatimizce; mağdur ve diğer kişiler hakkında uygulanacak koruma tedbiri açısından iç ve dış beden muayenesi şeklinde bir ayrıma gitmeden (rızası bulunduğu haller dışında) aynı karar usulünün aranması, kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasının kapsamını genişletmiştir.

Son olarak mağdur ve diğer kişiler hakkında yapılacak müdahaleler açısından;

şüpheli veya sanık hakkında isnat edilen suçun ağırlığı noktasında bir belirleme yapma yoluna gidilmemiştir. Bu haliyle diğer kişilerin beden muayenesi ve örnek alma işlemleri, şüpheli ve sanığın dış beden muayenesinde olduğu gibi tüm suçlar açısından mümkündür223.

b) Tabip Tarafından Yapılması

Şüpheli ve sanığın muayene ve örnek alma işlemlerinin düzenlendiği CMK’nın 75. maddesinde “müdahalenin ancak tabip veya sağlık mesleği mensubu bir kişi tarafından” yapılabileceği hüküm altına alınmıştı. Diğer kişilerin muayene ve örnek alınmasının düzenlendiği CMK’nın 76. maddesinde ise işlemin kimin tarafından uygulanabileceğinin hüküm altına alınmadığını görmekteyiz. Bu konuda Yönetmelik’te düzenleme yapma yoluna gidilmiştir. Yönetmelik’in 7. maddesinde:

“Mağdurun ve diğer kişilerin beden muayenesi ancak tabip tarafından yapılacağı”

belirtilmiştir. Diğer kişilerin vücudundan örnek alınmasının düzenlendiği Yönetmelik’in 8. maddesinde ise örnek alma işlemlerinin, “ancak tabip tarafından

223 Gedik, s. 202; Özbek, Doğan, Bacaksız, Tepe, s. 454.

81 veya tabip gözetiminde sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi tarafından yapılabileceği” düzenlenmiştir. Şüpheli ve sanık hakkındaki iç beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasının kim tarafından uygulanacağı CMK ile belirlenmiş ancak Yönetmelik hükmü müdahaleyi gerçekleştirecek kişiler noktasında sınırlama yapma yoluna gitmiştir. Diğer kişiler açısından ise mesele tamamıyla Yönetmelikle düzenlenmiştir224.

Diğer kişilerin muayene ve örnek alma işlemlerinin kim tarafından gerçekleştirileceğinin CMK’da açıkça belirtilmemesi sebebiyle bu hususta şüpheli ve sanığın iç beden muayenesine ilişkin CMK’nın 75. maddesindeki hükmün kıyas yolu ile uygulanması gerektiğini öne sürenler olmuştur. Buna göre diğer kişilerin muayene ve örnek alma işlemlerini “ancak tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi”

yerine getirebilecektir225.

Kanaatimizce; diğer kişilerin beden muayenesi ve örnek alınması işlemleri açısından CMK’nın 75. maddesindeki hükmün kıyas yolu ile uygulanmasının kabulünden ziyade konunun açıkça CMK’da düzenlenmesi daha doğru olacaktır.

CMK’nın 75. maddesine göre; şüpheli ve sanığın iç beden muayenesini tabip veya

CMK’nın 75. maddesine göre; şüpheli ve sanığın iç beden muayenesini tabip veya