• Sonuç bulunamadı

Devlet Planlama Teşkilatı Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı ve Çevre

sağlanmasıdır.

2.3.3. Hizmet İçi Eğitimde Çevre Eğitimi

Mevzuatı uygulamaktan sorumlu belediye ve valilik çalıĢanları ile proje bazında değerlendirme yapan elemanların çevre konusunda eğitimleri oldukça önemlidir. Eğiticilerin eğitiminde öncelikle bir ön eğitim sağlanmalı, ardından profesyonel eğitime geçilmelidir. Politikacı ve yöneticilerin çevre konusunda karar verici konumda oldukları göz önünde bulundurularak çevreye karĢı bilinç ve duyarlılıklarını artıracak Ģekilde çevre eğitiminin verilmesi gerekmektedir (Ġleri, 1998).

2.4. Devlet Planlama Teşkilatı Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı ve Çevre

Devlet Planlama TeĢkilatı tarafından ortaya konulan ve 2007-2013 yıllarını kapsayan dokuzuncu kalkınma planında ise çevre ile ilgili mevcut durum ve amaçlar belirtilmiĢtir. Çevre ile ilgili mevcut durum incelendiğinde;

Hızlı nüfus artıĢı ve sanayileĢme sürecinin, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı üzerindeki olumsuz etkilerinin devam ettiği

Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı konusunda kurum ve kuruluĢlar arasındaki görev ve yetki dağılımındaki belirsizliklerin yeterince giderilemediği

Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde çeĢitli çevre problemlerine karĢı mücadelelerde ilerleme sağlanmasına rağmen, çevre konusunda hala çok sayıda düzenlemeye gereksinim duyulduğu

Ülkemizde Genetik Olarak DeğiĢtirilmiĢ Organizmalar (GDO) ve biyoteknoloji ürünlerinin kullanımı ve dolaĢımı konusunda standartların oluĢturulması ihtiyacının devam ettiği

Ülkemizin BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesinin (ĠDÇS) TBMM tarafından onaylanması ile ĠDÇS’ye taraf olduğu

Çevre konusunda ilgili kuruluĢlar arasında bilgi akıĢının ve paylaĢımının bütüncül bir sistemle sağlanması ihtiyacının devam ettiği, kalkınma raporunda yer almaktadır.

Raporda aynı zamanda çevre konusunda amaçlar da yer almaktadır. Bu amaçlar;

Gelecek kuĢakların ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak doğal kaynakların kullanım koĢulunun belirlenmesi ve bu kaynaklardan herkesin adil bir Ģekilde faydalanabilmesi için çevre yönetim sistemleri oluĢturulacağı

Uluslar arası yükümlülüklerin sürdürülebilir kalkınma gözetilerek yerine getirileceği

Çevre standartları ve yönetimini belirleyen hukuki düzenlemeler Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında güncelleĢtirilirken ülke koĢulları ve kamu yönetimlerinde etkinliklerin gözetileceği

Çevre konusundaki düzenlemelerin etkili bir Ģekilde uygulanmasının sağlanacağı

Çevre ve kalkınma ile ilgili izleme, denetim ve raporlama altyapıları geliĢtirilerek sağlıklı ve bütünleĢmiĢ bir bilgi sisteminin oluĢturulacağı

Ülkemizin zengin biyolojik çeĢitliliği ve genetik kaynakları hakkındaki araĢtırma, koruma, değerlendirme ve ekonomik değer kazandırılması yönündeki çalıĢmaların hızlandırılacağı

Biyogüvenlik ve GDO konusundaki riskleri en aza indirmek için tarım, çevre ve teknoloji politikalarının bütünleĢtirilmiĢ bir yaklaĢımla değerlendirileceği

Sera gazı salınımını azaltmak amacıyla bir Ulusal Eylem Planı hazırlanacağı ve bu doğrultuda BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesine iliĢkin yükümlülüklerin yerine getirileceği

Tarım ve turizm baĢta olmak üzere çevre ile iliĢkili sektörlerde ekolojik potansiyelin değerlendirileceği

Sanayide çevre dostu tekniklerin kullanımı ve atıkların azaltılacağı Atıklara yönelik altyapı sistemlerinde mümkün olduğunca çevre dostu teknolojilerden yararlanılacağı

Mevcut su sağlama sistemlerinin iyileĢtirilerek su kaybında azalma sağlanacağı

Su kaynaklarının kullanımı ve korunumu hakkındaki hukuki düzenleme ve idari yapı oluĢumunun tamamlanacağı

ArıtılmıĢ atık suların tarım ve sanayide kullanımının yaygınlaĢtırılacağı Atıkların geri dönüĢüm basamakları (ayrıĢtırma, toplama, taĢıma, geri kazanım ve bertaraf) bir bütün olarak değerlendirileceği ve ülke Ģartlarına uygun, maliyeti düĢük katı atık bertaraf teknolojisi olan düzenli depolama yönteminin tercih edileceği

Çevre yatırımları açısından yeni finansman yöntemlerinin geliĢtirileceği Çevresel altyapı hizmetleri açısından belediyelerin kapasitelerinin geliĢtirileceği

Çevre bilincinin geliĢtirilmesine yönelik eğitim ve kamuoyu bilgilendirme çalıĢmaları yapılacağı Ģeklindedir.

Çevre sorunlarının çözümü, çevrenin korunması ve kaynakların sürdürülebilirliği gibi konularda bireylerin yeterli bilgi, beceri ve tutuma sahip olmaları ancak bireylere sunulabilecek etkili bir çevre eğitimi ile gerçekleĢecektir. Etkili bir çevre eğitimi ile kastedilen bireylere sadece konu ile ilgili teorik bilgilerin verilmesi değil, onların çevre ve çevre sorunları açısından çözüme aktif katılabilme ve çözüm önerileri sunabilme gibi yeterliklere sahip olmalarının sağlanmasıdır. Bu eğitim aileden baĢlayarak örgün ve yaygın eğitim aĢamalarında devam edebilecek bir sürekliliğe sahip olmalıdır. Bu konuda bu eğitimi bireylere sunacak eğitimcilerin eğitimi de önem arz etmektedir. Dolayısı ile çevre eğitimcilerinin de gerek eğitimleri süresince gerek hizmet içi eğitimler ile sağlanacak çevre eğitimleri ile bu yeterliğe sahip olmaları sağlanabilmelidir.

2.5. Küresel Isınma Nedir?

Antropojenik (insan kaynaklı) etkiler sonucunda atmosferde bulunan sera gazlarındaki artıĢ sebebi ile yeryüzüne yakın olan atmosferin alt tabakaları ve yeryüzünü sıcaklığının yapay olarak artma süreci küresel ısınma olarak ifade edilmektedir (Çepel, 2008). Bu süreç içerisinde sera etkisini tanımlamak yararlı olacaktır.

Yeryüzüne GüneĢ’ten ulaĢan kısa dalga boylu, yüksek enerjili ıĢınların bir kısmı atmosferdeki toz ve partiküller, bir kısmı ise bulutlar tarafından uzaya tekrar yansırken bir kısmı atmosfer tarafından tutulur ve havayı ısıtır. Geriye kalan (yaklaĢık yarısı) kısmı da Dünyamızın yüzeyine ulaĢır. Bu sebeple yüzey ısınır ve uzun dalga boylu düĢük enerjili, ısınmaya sebep olan “kızılötesi” ıĢınlar yayarlar. Bu kızılötesi ıĢınların tamamı tekrar uzaya yansımaz, bir kısmı atmosfer tarafından tutulur ve yeryüzüne tekrar yansır. Bu olayın oluĢma sebebi atmosferde bulunan sera gazlarının yüksek enerjili güneĢ ıĢınlarını geçirmeleri, ancak düĢük enerjili kızılötesi ıĢınları hapsetmelerinden ya da yansıtmalarından kaynaklanmaktadır. Yeryüzünde gerçekleĢen bu olay “sera etkisi” olarak adlandırılmaktadır (McKinney and Schoch, 2003).

Sera etkisi ismini seralarda meydana gelen ısınma olayına benzerliğinden dolayı almaktadır. Seralardaki cam yapılar güneĢ ıĢınlarının giriĢine izin verirken yansıyan kızılötesi ıĢınlarının geçiĢine izin vermemekte ve ısınmaya sebep olmaktadır. Soğuk bir kıĢ gününde dahi seranın içi GüneĢ parladıkça sıcak olabilmektedir (Chiras, 2001). Sera etkisi bir sorun değil aksine var olmamızı sağlayan bir etkidir. Eğer yeryüzü bu etkiye sahip olmasaydı yeryüzünün ortalama sıcaklığının yaklaĢık -17 °C olması söz konusuydu (Bush, 2003; Mckinney ve Schoch, 2003). Ortaya çıkan asıl problem bu etkinin insan kaynaklı olarak yapay bir Ģekilde artmasından kaynaklanmaktadır (Uzmen, 2007).

Benzer Belgeler