• Sonuç bulunamadı

kurumun mevzuatı belirlemektedir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ne, özerk hastaneler ise (Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi) 07.05.1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na göre yönetilmektedir. Özel hastaneler olarak sınıflandırılan hastaneler ise Ticari Kanun hükümleri ve Sağlık Bakanlığı yasal düzenlemelerine göre faaliyette bulunmaktadırlar (Kısa, 2002: 117). Yine Özel hastaneler 1933’te çıkarılan 2219 sayılı “Hususi Hastaneler Kanunu” ile bu yasaya dayanılarak 1982 tarihinde çıkarılan “Özel Hastaneler Tüzüğü”’ne bağlı olarak kurulmakta ve işletilmektedir. Hususi Hastaneler Kanunu özel hastaneleri şu şekilde tanımlamaktadır: “Devletin resmi hastanelerinden ve hususi idarelerle belediye hastanelerinden başka yatırılarak hasta tedavi etmek veya yeni hastalık geçirmişlerin zayıfları yeniden eski kuvvetlerini buluncaya kadar sıhhi şartlar içinde beslenmek ve doğum yardımlarında bulunmak için açılan ve açılacak olan sağlık yurtları "hususi hastaneler" den sayılır”. Özel hastanelere kabul edilecek hastalar, hastanelerin türleri, binaların nitelikleri, personel kadroları, bulundurulması zorunlu ilaç, araç ve gereçler ve özel hastanelerin iç hizmetlerine ilişkin esaslar ise Özel Hastaneler Tüzüğü’nde gösterilmektedir.

Çalışmanın konusu gereği burada sadece devlet hastaneleri ve üniversite araştırma hastaneleri incelenecektir. Bu çerçevede Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nin kısaca ele alınması faydalı olacaktır.

13.01.1983 yılında yayınlanan Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği Türkiye’de yataklı tedavi kurumlarında çeşitli hizmetlerin uygulanması esaslarını, personelin görev, yetki ve sorumluluklarını belirlemek ve modern çağın icaplarına ve

memleket gerçeklerine uygun, süratli, kaliteli, ekonomik hastane işletmeciliği sağlamak amacıyla yayınlanmıştır. Hastane, sağlık merkezi gibi Sağlık Bakanlığı’na ait yataklı tedavi kurumları bu yönetmeliğe göre yönetilmektedir (Kısa, 2002: 117). Bu kısa açıklamadan sonra aşağıda devlet hastaneleri ile üniversite araştırma hastanelerinin yönetimi hakkında kısaca bilgi verilecektir.

2.4.1. Devlet Hastaneleri Yönetimi

Devlet hastanelerinin örgütleniş biçimini ve işleyişini “Yataklı Tedavi Kurumları Yönetmeliği” düzenlemektedir. Yukarıda da bahsedildiği gibi bu yönetmelikle hastanelerde hizmetlerin uygulanması esasları, personelin görev ve sorumlulukları belirlenerek açıklanmaktadır.

Ülke genelinde sağlık hizmetlerinin organizasyonundan, yürütülmesinden ve denetiminden sorumlu olan Sağlık Bakanlığı, merkez teşkilatı olarak devlet hastanelerinin en üst kademesinde yer almaktadır. Bakanlığın altında, taşra teşkilatı olarak illerde Valiliklere bağlı Sağlık Müdürlükleri ve bu müdürlüklere bağlı olarak görev yapan hastane başhekimlikleri yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı taşra teşkilatı Şekil 5.’te gösterilmektedir.

Şekil 5. T.C. Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı50

Hastanelerin iç organizasyonunda ise tepede başhekimlik makamı, onun altında da orta kademe yönetim organları bulunmaktadır. Merkez teşkilatı olan Sağlık Bakanlığı tarafından saptanan kararlar ve hazırlanan planlar dâhilinde hastanede günlük faaliyetlerin yürütülmesi yetkisi başhekimliğe verilmiştir. Sorumluluk kendisinde kalmak üzere başhekim bu yetkisinin bir kısmını işlevsel yöneticilere devretmektedir. Örneğin, mali ve teknik işleri yürütme yetkisini hastane müdürüne, hemşirelik hizmetlerini yürütme yetkisini başhemşireye, tıbbi hizmetlerin yürütülmesi yetkisini ise başhekim yardımcıları ve uzman hekimlere devretmektedir. Hastanede görevli tüm hekimler, dolayısıyla tüm klinik ve poliklinikler de başhekimliğe bağlanmış durumdadır (Seçim, 1985: 164)51.

Sonuç olarak, devlet hastanelerinin örgütlenme ve yönetim yapısına bakıldığında, Sağlık Bakanlığı’na egemen olan merkeziyetçi yapının burada da başhekimlik makamı vasıtasıyla egemen olduğu söylenebilmektedir (Karakılçık, 1997: 55).

2.4.2. Üniversite Araştırma Hastaneleri Yönetimi

Üniversite araştırma hastanelerini (ÜAH) düzenleyen ve kuruluş ve işleyişlerini öngören özel bir yasa bulunmamaktadır. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın kendine bağlı hastanelerde uygulanmak üzere çıkartmış olduğu Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği devlet hastanelerinde olduğu gibi ÜAH’nde de uygulanmaktadır. ÜAH’nin yapılanması ve örgütlenmesi konusunda 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nda da herhangi bir açık düzenleme bulunmamakla birlikte yasanın “uygulama ve araştırma merkezi” kavramını açıkladığı 3/j maddesi bu merkezleri “Yükseköğretim kurumlarında eğitim ve öğretimin desteklenmesi amacıyla çeşitli alanların uygulama ihtiyacı ve bazı meslek dallarının hazırlık ve destek faaliyetleri için eğitim, öğretim, uygulama ve araştırmaların sürdürüldüğü bir yükseköğretim kurumudur” şeklinde tanımlamaktadır. ÜAH ile ilgili olarak özel bir yasa bulunmamasından ötürü, bu hastaneler arasında gerek örgütlenme ve yönetim yapısı, gerekse hizmetlerin ve işlerin yürütülüş biçimi bakımından farklılıklar gözlemlenebilmektedir.

ÜAH katma bütçeli kuruluşlar olan üniversitelerin tıp fakülteleri bünyesinde kurulmaktadırlar. Bu nedenle tedavi ve iyileştirme hizmeti sunmanın ötesinde temel işlevlerinden bir tanesi de eğitim ve araştırma hizmeti sunmak olmaktadır (Karakılçık, 1997: 71). Sigortalı ya da sigortasız her türlü hastaya ve yaralıya hizmet veren ÜAH, hem genel bütçeden aldıkları payla, hem de kendi olanakları52 ile giderlerini karşılamaktadırlar (Tokat, 1993: 26).

ÜAH diğer hastanelere birçok noktada benzemekle birlikte; bu hastanelerle bazı farklılıkları da bulunmaktadır. İlk olarak diğer hastanelerde yer almayan kimi hizmet ve yönetim organları53 ÜAH’nde yer almaktadır. İkinci farklılık, diğer kamu hastaneleri sağlık hizmeti sunmak gibi tek bir görevle yükümlü tutulurken, ÜAH sağlık hizmetleri yanında eğitim ve araştırma hizmetleri gibi iki temel ve önemli ana hizmetle de yükümlü tutulmuşlardır. Son olarak yönetimsel organ, birim ve unvanların da farklı adlar ve işlevler altında toplanması da bir başka farklılık olarak sayılabilmektedir (Karakılçık, 1997: 76, 77)

2547 sayılı Yükseköğretim Yasası, ÜAH’ne ilişkin bir düzenleme getirmediğinden ve başka da temel bir düzenleme bulunmadığından; ÜAH’nin kuruluşu, 2547 sayılı yasanın 3/j maddesinde sözü edilen “uygulama ve araştırma merkezleri” kapsamında düşünülmektedir. Uygulama ve araştırma merkezleri de doğrudan rektöre bağlı olduğundan ve buraların yöneticileri rektör tarafından atandığı için, aynı konumda düşünülen ÜAH başhekimleri de doğrudan rektöre bağlı olup onun tarafından atanmaktadır. ÜAH’nin temel örgütlenme yapısı Şekil 6’da gösterilmektedir.

52 Döner sermaye gelirleri

53 Bölüm başkanlıkları, ana bilim dalı başkanlıkları, fakülte yönetim kurulu, hastane başmüdürlüğü,

Şekil 6. Üniversite Araştırma Hastanelerinin Temel Örgütlenme Yapısı54

54 Şekil Trakya Üniversitesi Sağlık Eğitim ve Uygulama Merkezinden elde edilen organizasyon

şemasından yararlanılarak oluşturulmuştur. Hastane Akademik Eğitim Kurulu Merkez Müdürü (Başhekim) Hastane Yönetim Kurulu

Hastane İdari İşler Koordinasyon Kurulu Rektör Başhekim Tıp Fakültesi Dekanlığı Dâhili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Temel Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Başhekim Yardımcıları Hastane Danışma Kurulu Tıbbi Hizmetler Danışma Komisyonları Kalite Konseyi Hastane Müdürü Hastane Müdür Yardımcıları

Şekilde de görüldüğü gibi ÜAH çok karmaşık bir yönetim yapısına sahip olmaktadır. Şekilde gösterilmemekle hastane müdür yardımcılarına bilgi işlem merkezi, özlük işleri, kan merkezi, yemekhane, biyomedikal, satın alma, arşiv gibi bir çok birim bağlı bulunmaktadır. Yine tıp fakültesi dekanına bağlı bölüm başkanlıkları da kendi içlerinde çeşitli ana bilim dalı başkanlıklarına ayrılmaktadır. Tıp fakültesi organizasyon yapısını karmaşıklaştıran ana unsur başhekim ve onun hemen yanında bir de, hastanede çalışan tüm akademik personelin başında yer alıp hastane yönetimi üzerinde söz sahibi olmayan tıp fakültesi dekanının bulunması olmaktadır. ÜAH’nin servis ve laboratuarlarında, poliklinik ve ameliyathanelerinde görev yapan öğretim görevlileri bulundukları anabilim dalı başkanına bağlı bulunmaktadır. Ana bilim dalı başkanları, altlarında yer alan öğretim görevlilerinin yöneticisi olarak, tıp fakültesi dekanına bağlı olup; ana bilim dalı başkanları ile başhekimlik arasında yönetimsel bir bağlılık bulunmamaktadır. Sonuç olarak, örgütsel yapılanmayla ilgili olan bu karmaşık yapı, yönetim ve işleyiş yönünden birçok soruna yol açabilmektedir.