• Sonuç bulunamadı

Kalite, kaynakların verimli kullanımını sağlayan, ürün ve hizmetlere kullanım uygunluğunu kazandıran, müşteri gereksinimlerine uygun üretim anlayışını benimseyen aynı zamanda işletmelerin toplumsal sorumluluklarını da yerine getirmeye olanak sağlayan bir performans başarı boyutu olarak tanımlanmaktadır (İçöz, 2005, s. 120). Destinasyon kalitesi ise destinasyonun hem soyut hem de fiziksel özelliklerinin bütünsel değerlendirmesi ile ilgilidir. Destinasyon kalitesi; iklim, deniz, plaj, parklar, spor alanları,

güvenlik, temizlik, fiyatlar, iletişim kurabilme, yöresel ürünler (yiyecek-içecek, görsel, duyuşsal ve hediyelik) konukseverlik, ulaşım, alt yapı ve üst yapı, planlı yapılaşma, etkinlikler, hizmet sunumu, yöresel (doğal, tarihi, kültürel, sanatsal, folklorik vb) özelliklerin yüksek düzeyde olması anlamına gelmektedir (Chi ve Qu, 2008, s. 629; Alvarez, 2007, s. 281; Pritchard ve Havitz, 2006, s.294; Andereck vd., 2005; Bahar ve Kozak, 2005, s.142). Aslında destinasyonun tüm bu özelliklerini anlamlı kılan hizmet kaliteyi belirleyen temel faktördür.

Birçok araştırmada destinasyon kalitesinden bahsedilmemesine rağmen destinasyon olma koşullarında kalite kavramı kullanılmadan, kalite boyutlarından bahsedilmektedir. Bu da destinasyon boyutunda kalite kavramının ortak bir noktaya varmadığını ve destinasyon kalitesi gibi önemli bir etkenin ihmal edildiği izlenimi uyandırmaktadır. Yine kalite kavramı incelendiğinde, kalitenin ne olduğu ve düzeyini, kullanıcının belirlediği görülmektedir (Fırat ve Dirlik, 2007, s.89-90). O halde destinasyon kalitesi de ancak onun kullanıcısı tarafından belirlenebilecektir. Konecknik ve Gartner (2007), turistin destinasyona ilişkin değerlendirmesinin ürün, hizmet ve deneyimlerin bir kombinasyonu olduğu ve tüm bu unsurlar için kalitenin, tüketici davranışlarını etkileyen hayati önemde bir boyut olduğunu belirtmişlerdir. Zabkar, Brencic ve Dmitrovic (2010) destinasyon niteliklerinin turistlerin algıladıkları kaliteyi ve bu doğrultuda tatmin ve turist davranışlarını etkilediğini ortaya koymuşlardır.

Turistler destinasyonu ziyaret ederken bireysel ürünler ve hizmetler tüketmektedir. Bu bireysel ürünlerin ve hizmetlerin kalitesi destinasyonun rekabetinde önemli bir rol oynarken, daha önemlisi destinasyonun ziyaretçilere eksiksiz bir deneyim sunma ve bunları birleştirme yeteneğidir. Aslında, bireysel kaliteli hizmet faaliyetleri sunmak yeterli değildir. Mümkün olduğunca, destinasyon yöneticileri toplam ziyaret deneyiminin bütün unsurlarının kusursuz ve sorunsuz olduğundan emin olmaya çalışmalıdır (Crouch, 2007, s.30).

2.1.6.1. Kentsel Yaşam Kalitesi ve Destinasyon Kalitesi İlişkisi

Kentsel Yaşam Kalitesi, dar anlamıyla, toplumsal, ekonomik ve mekansal öğeler açısından kent tanımına giren yerlerde, kentsel alt yapı, iletişim, ulaşım, konut ve benzeri olanakların sunulma düzeyinin önceden belirlenen ölçülerin üstünde olması durumudur. Geniş anlamıyla, “kentsel yaşam kalitesi” kavramı, toplumsal, kültürel, siyasal öğe ve

süreçleri de içerir. Kentin sunduğu olanak ve fırsatlardan örgütler, katmanlar içinde yaşayan bireylerin eşit, dengeli, gereksinimleri oranında yararlanması, eğitsel, sanatsal, ekinsel, siyasal etkinliklere, süreçlere etkin biçimde katılabilme olanaklarına sahip olabilmesi söz konusudur. Kentsel yaşam kalitesi, çağdaş kent ve çevre standartlarının bir kentte sağlanmasının yanında, kentli haklarının da herkese sağlanmış olması ile doğrudan ilgilidir (Yavuzçehre ve Torlak, 2006, s.184-185).

Günümüzde yaşam kalitesi birçok farklı unsurla ilişkili olması nedeniyle felsefeden psikolojiye, sağlıktan kentsel planlamaya, işletmeden iktisada, sosyolojiden sosyal politikaya kadar birçok alana konu olmaktadır. Yaşam kalitesi geçmişte maddi zenginlikler ve gelir düzeyi ile ifade edilirken günümüzde yapılan araştırmalar, teknolojik gelişme ve gelir seviyesinin yükselmesiyle birlikte, maddi zenginliğin yaşam kalitesinin tek başına bir göstergesi olmadığını; mekânsal, sosyal ve hatta politik faktörlerin de bireylerin yaşam düzeylerinde ve biçimlerinde etkili olduğunu göstermiştir. Bu nedenle yaşam kalitesi sadece gelir ve maddi kaynaklarından ziyade kişilerin ve toplumların “insani gereksinmelerinin tatmini”,”nesnel yaşam koşulları” ile “öznel iyilik hali” üzerine yoğunlaşan bir kavramdır. Kentsel yaşam kalitesi kavramı, çevrenin ölçülebilir mekânsal, fiziksel ve sosyal bileşenleri ve bu bileşenlerin algılanma biçimlerini bir arada ele alan ve buna göre bireylerin algılama biçimlerinin sadece nesnel özellikleri ile değil aynı zamanda bireysel etkilerin de değerlendirildiği öznel bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Buna göre yaşam kalitesi, çok genel olarak, kentte yaşayan bireylerin gereksinimlerinin tam olarak karşılanması ile yaşam koşullarının nesnel bakımdan olumlu yönde gerçekleşmesi ve buna bağlı olarak öznel açıdan tam bir iyilik halini (wellbeing) ifade etmektedir (www.skb.org.tr, erişim Tarihi: 09.04.2014).

Nesnel açıdan kentin sunduğu olanak ve fırsatlardan kentte yaşayan bireylerin eşit, dengeli ve gereksinimleri oranında yararlanması, eğitsel, sanatsal, kültürel, siyasal etkinliklere ve süreçlere katılabilme olanaklarına sahip olabilmesi (erişebilirlik) ile insan onuruna yaraşır standartlarda yaşam sürmesi olarak değerlendirilmektedir. Öznel açıdan ise kentli bireylerin genel olarak yaşamdan doyum almaları ve mutlu olabilmeleridir.

Dünya İnsani Gelişme Göstergelerinde, toplumsal düzen, arananı bulma, politik durum, özgürlükler, yaşam maliyeti, çevre, altyapı, güvenlik ve iklim insanların mutlu olmaları için gerekli olmakla beraber destinasyon kalitesi içinde yer alan kavramlardır. Aslında destinasyonun, kaynak (orijin) kentinden yaşam koşulları bakımından farkı yoktur. Sadece

turistik çekicilikler bunlara ek olarak öne çıkmaktadır. Doğum sırasında ölüm oranları, hava kirliliği, su kalitesi, spor ve benzeri birçok durum kentin insanlara sağladığı olanaklarla ilgilidir. Kent kalitesi göstergelerinden hava kirliliği, su kalitesi, yeşil alan, spor olanakları, planlı caddeler, bisiklet kullanım alanı ve toplu taşıma öğeleri destinasyon kent kalitesini ziyaretçiler açısından önemli kılabilmektedir.

Bir kentte her ne kadar turist ile yerleşik yaşayan arasında bir takım farklılıklar olsa bile, kentin taşıma kapasitesi göz önünde tutulduğunda, turistlerin yoğun olduğu dönemlerde nüfus yoğunluğundan bahsetmek gerekecektir. İşte bu dönemler kentsel yaşam kalitesinin düştüğü dönemler olacaktır. Bu nedenle turist ile yerleşik yaşayan arasında kentsel yaşam kalitesi açısından aynı düzeyde hizmet alma durumu söz konusudur. Bu durumda, turistin kentsel yaşam kalitesi yüksek destinasyonları tercih etmesi beklenmelidir. O halde destinasyon kalitesi ile kentsel yaşam kalitesi arasında benzerlik olduğunu söylemek doğru olacaktır. Buna rağmen tarihi yerler plajlar gibi turistik çekicilikler kentsel yaşam kalitesini ve destinasyon kalitesini doğrudan etkilememektedir (Çimen, 2010, s.28-30).