Töre dergisi, daha önce de belirtildiği gibi yetmişli yılların siyasi
kargaşasında doğmuş bir fikir ve sanat dergisidir. Hangi döneme ait olursa olsun her
dergi belli bir fikrî çizgiye sahiptir. Töre, milliyetçilik heyecanının zirveye çıktığı bir
ortamda, milliyetçilerin etrafında toplandığı bir dergi olmuştur. Bu güne kadar
milliyetçi kesime hitap eden Orkun, Ötüken, Türk Yurdu gibi milliyetçi çizgiye sahip
pek çok fikir dergisi çıkmıştır. Töre dergisi için fikrî yönü ve çizgisi itibariyle bu
dergilerle benzer olduğunu söylemek mümkündür.
112Ancak Töre’yi diğer
emsallerinden ayıran ve daha değerli kılan şey şüphesiz ki fikrî bir dergi olmasının
yanı sıra son derece karmaşık ve hareketli bir ortamda milliyetçi kesimi etrafında
toplaması ve onların kuvvetli sesi olmasıdır.
Töre dergisinin, dönemsel gelişmelere bağlı olarak tabii bir ihtiyaçtan
doğduğunu söylemek mümkündür. Dergilerin ideolojik savaşların cephesi olduğu bir
dönemde milliyetçi kesimi fikrî bakımdan besleyip şuurlandıracak ve harekete
geçirecek bir derginin olmayışı Töre’nin doğuşunu tetikleyen en önemli unsur
olmuştur. Töre dergisinin kuruluşundan yönetimine ve yazar kadrosuna varıncaya
kadar aktif olarak görev almış olan Yağmur Tunalı, onun doğuş ve var oluş sürecini
şu şekilde dikkatlere sunar:
“O dönemlerde Türk milliyetçiliğini fikrî açıdan besleyecek
doyurucu bir ortam hazır değildir. Çıkan diğer dergiler Türk
milliyetçiliğine fikrî açıdan destek verecek kuvveti ve başarıyı
gösterememişler, istenilen etkiyi yaratamamışlardır. Töre dergisi, bu
boşluğu doldurmak Türklüğün yeni bir dirilişle yine zirveye çıkmasını
sağlamak amacıyla yayım hayatına başlamıştır.”
113Töre dergisinin doğuş nedenleri arasında komünizm faaliyetlerinin bu
sıralarda üniversite gençleri üzerinde yoğun şekilde hissedilmeye başlamasının da
büyük etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle solun sanat, edebiyat ve bilimde
gençler üzerinde yoğun şekilde etkili olmasına karşılık milliyetçi kesimde bu işi
görecek güçlü bir derginin piyasada olmayışı söz konusu eksikliği derinden
hissettirmiştir. Derginin 29/1.sayısında Ayşe dergisinin neden Töre’ye
dönüştürüldüğü ve hangi amaca hizmet etmek istediği okuyuculara bir bildiride şu
sözlerle ifade edilmiştir:
“…uzun bir uyku evresi geçirildi. Artık ayılmak zorundayız.
Yıkıcı neşriyatın birkaç senede eriştiği hedef ortadadır. Cinayetler,
tahripler, baskınlar hep bu yazıların sonucudur. Yine de her şey geçmiş
değildir. Tehlikeler savrulmamıştır. Millet ve ülke birliğini aziz tutan
insanların varlığımızı ve bütünlüğümüzü kurtarmak, korumak ve
yüceltmek için ilim, fikir ve emeklerini gençliğe sunup onun asıl ruhunu
millî ateşle tutuşturmak çabalarını birleştirecekleri güne kadar tehlike
devam edecektir.”
114Töre’nin kurucusu Emine Işınsu da derginin gayesinin, Türk milletinin
geçmişinden gelen değerleri gelecek nesillere aktarmak, Türk milletinin millî ve
kültür temellerini inceleyerek Türkiye’nin milliyetçi güçlü yarınlara ulaşmasını
sağlamak olduğunu belirtir.
115Töre dergisi bir fikrin savunuculuğunu yapsa da savunduğu değer ve
düşünceleri slogan olarak kullanmamış, propaganda malzemesine dönüştürmemiştir.
Elbette ki milliyetçilik fikrinin sanattan ekonomiye savunucusu olarak milliyetçiliği
her alanda vurgulamıştır fakat bunu sloganlarla değil alanında uzman, kuvvetli aydın
113 Yağmur Tunalı, “Törenin Töresi”..., s. 7.
114 Töre, “Sunuş”, Töre, S. 29/1, Mayıs- Haziran 1971, s. 40. 115 Emine Işınsu, “Genel Durum”, Töre, S. 12, Mayıs 1972, s. 4.
kalemlerin izah edici yazılarıyla yapmayı ilke edinmiştir. Derginin bu gayesini
okuyucusuyla paylaştığı şu sözlerinde görmek mümkündür:
“Töre, Türkiye’deki tek milliyetçi dergi değildir. Fakat milliyetçi
ve ülkücü dergiler arasında Töre tektir. Töre gerçekten üniversitedir.
Slogan dergisi değildir. ‘Kahrolsun!’larla, ‘Yaşasın’larla dolmaz. Töre,
Türkiye’de bir milliyetçi aydın kadro hareketidir.”
116Töre dergisi milliyetçilik şuurunu aşılamak kadar milliyetçi gençler ve
aydınlar yetiştirmeyi de kendisine ilke edinmiştir. Derginin bu yöndeki düşüncesinin
112.sayıda “Töre’den” başlığı altında okuyucuya açıkça ifade edildiği görülmektedir:
“Eğer söylediklerimizde hakikat payı varsa ülkümüz yolunda
sizi harekete geçmeye davet ediyoruz. Gelin milliyetçi aydın
yetişmesinde, milliyetçiliğin aydın kesime girmesinde yükümüzü paylaşın.
Birlikte mücadele edelim…”
117Derginin isminin mutlaka bir amaç taşıdığını ve bu amacın da gelenekleri ve
Türk Dünyası ile olan bağları hatırlatmak olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Derginin her şeyin üzerinde tuttuğu, kendine kılavuz edindiği değerlerin başında
“Türk Töresi” gelmektedir. “Töre” ismi derginin kadrosunca ortaklaşa verilen bir
karar sonucu seçilmiştir. Derginin kurucusu Emine Işınsu, Töre’nin isim babasını şu
sözleriyle açıklamıştır:
“Töre ismine gelince; Ankara’da Alparslan Türkeş, Sadi
Somuncuoğlu, İbrahim Metin, İskender Öksüz daha birkaç arkadaşın
katılmasıyla bir toplantı yaptık… Derginin milliyetçi ve çok kaliteli bir
mecmua olmasını arzu ettiğimi söyledim. Birçok isim ortaya atıldı,
sonuçta ‘Töre’ ismi kazandı…”
118Töre dergisinin yazar kadrosuna baktığımızda dönemin bütün milliyetçi
akademisyen, yazar ve şairlerinin Töre’de yer aldığı görülmektedir. Türk
116 Töre, “Töre’den”, Töre, S. 105, Şubat 1980, s. 3. 117 Töre, “Töre’den”, Töre, S. 112, Eylül 1980, s. 2. 118 Nebahat Aktaş, age., s. 34.
milliyetçiliğine hizmet etme düşüncesini benimsemiş bütün ilim ve fikir adamlarını
bünyesinde toplayan Töre dergisinin ele aldığı temel meselelerden biri Türk
milliyetçiliği fikri olmuştur. Bu açıdan bakıldığında Töre’nin milliyetçi düşünce ve
siyaset adamları ile aydınların yoğun şekilde kümelendiği bir dergi olduğu görülür.
Türk milliyetçiliğinin önemli düşünce, siyaset ve ilim adamlarından Galip Erdem,
Dündar Taşer, Erol Güngör, Necmettin Hacıeminoğlu, Mehmet Eröz başta olmak
üzere, Ayhan Tuğcugil, Orhan Türkdoğan, Abdülkadir İnan, Tahir Çağatay, A. Bican
Ercilasun, Enis Öksüz, Turan Yazgan, Birol Emil, Mertol Tulum, Mubil Özyörük,
Sadık Kemal Tural, Umay Günay, Tevfik Ertüzün, Atilla Özmen, Nusret Çam, Reha
Oğuz Türkkan, Sadi Somuncuoğlu, Hüseyin Mümtaz, Rıza Kardeş, Vehbi Ecer,
Necip Mirkelamoğlu, Turgut Günay, Hacer Hicran Göze, Vural Savaş, Ergün Göze
gibi isimler milliyetçi düşünceye yön veren yazılarıyla Töre sayfalarında yer
almışlardır.
Bu yazarların kaleminden ortaya çıkan külliyata bakıldığında derginin
baştan sona kadar büyük Türk düşünürü Ziya Gökalp’in Türkçülük fikri ekseninde
yayın yaptığı ve bu fikri geniş kitlelere taşıma iddiasını taşıdığı söylenebilir. Türk
milliyetçiliği tartışmasız dergide en fazla yer edinen konu olmuştur. Türk
milliyetçiliği fikrini işleyebilmek, milliyetçi düşünce konusunda zihinleri
aydınlatmak ve Türk milliyetçiliğinin meselelerine çözüm yolları aramak Töre
kadrosunca en fazla üzerinde durulan noktalardır. Türk milliyetçiliğinin en hassas
meselelerinden biri “Türk dünyası” yani dış Türkler olmuştur. Hemen her sayısında
dış Türkler meselesine yer verilmesi, derginin bu konudaki hassasiyetini ortaya
koyar. Töre’de çıkan yazılar dikkate alındığında bu konunun odak noktalardan biri
olduğunu anlamak mümkündür. Töre dergisi, dış Türklerin sorunlarını, meselelerini
dile getirerek başta Türkiye olmak üzere bütün dünya Türklüğü kamuoyunun
dikkatini o yöne çekmek istemiştir. Bu hassasiyet derginin milliyetçilik anlayışının
bir parçasıdır. Necmettin Hacıeminoğlu, Töre dergisinin milliyetçilik anlayışını ve
Türk dünyasına bakış açısını şu sözleriyle belirtmiştir:
“Türk milliyetçisi daha önce de belirtildiği üzere, Türklüğü
şimdiki siyasi hudutlarımız içinde düşünmez. Türk milletini yalnız
Türkiye’de yaşayan 36 milyondan ibaret saymaz. Bir anne, gurbetteki
evladı ile yanındaki arasında nasıl bir fark gözetmezse, Türk milliyetçisi
de öyle, bugünkü hudutlarımız dışında kalan ırkdaşlarımızla Türkiye
Türkleri arasında bir fark görmez.”
119Töre dergisinin dış Türkler meselesine olan hassasiyetini ortaya koyan bir
nokta da bu konu ile ilgili dergide özel bir bölüm ayrılmış olmasıdır. İlk olarak
derginin 2/30 1971 tarihli sayısında “Türk Dünyasından Haberler” başlığı altında bir
bölüm açılarak Türkiye sınırları dışında yaşayan Türklerle ilgili güncel haberler ve
durumlar aktarılmıştır. Daha sonra da 1981 Mart 118.sayıdan itibaren “Türk Dünyası
Dosyası” adı ile yeni bir bölüm oluşturularak bu bölümde dış Türklere dair haberlere
yer verilirken, onlardan gelen mektup ve yazılar da okuyucuyla paylaşılmıştır. Hasan
Oraltay, Baymirza Hayıt, Nadir Devlet Türkiye dışından Töre’ye pek çok yazı
gönderen önemli isimlerdir. İklil Kurban, Tahir Çağatay, Abdülkadir İnan, Muhabay
Engin, Yavuz Akpınar ve Dündar Taşer ağırlıklı olarak dış Türklerle ilgili yazılar
kaleme almış önemli isimlerdir.
Bunlarla birlikte Töre dergisi, İslamiyet’i Türk milliyetçiliğinin ayrılmaz
bir parçası addetmiş ve bu çerçevede dergide pek çok hususu gündemine almış,
tartışmıştır. İslamiyet’i manevi ve ebedî değerlere sahip yüce bir din olarak tarif
edilerek, Türk kültürüne sağlam temeller oluşturduğu inancı ve Türklüğün gücüne
güç kattığı düşüncesiyle yüceltilmiştir. İslamiyet’in Türk kültüründeki önemi ve
kattığı değerler ifade edilirken Türklerin de İslam dinine yaptığı hizmetler ayrıca
vurgulanmıştır. Dergide dini konularda yazılar kaleme alan kişiler: Süleyman H.
Bolay, Vehbi Ecer, Günay Tümer olmuştur.
Tarih ve Türk kültürü de derginin hemen her sayısında yer verilen konuların
başında gelmektedir. Türk tarih ve kültürünü aksettiren yazıların sayısı epeyce
fazladır. Töre dergisi Türklerin tarihi geçmişini ve kültürel değerlerini yüceltirken
Osmanlı’ya sırtını dönmemiştir. Türklerin tarih sahnesine ilk çıkışından bugüne Türk
tarih ve kültürü bütün olarak görülmüş ve benimsetilmeye çalışılmıştır. Tarihi
meselelere yer verilirken vesikalara ve resmî verilere yer verilmesi derginin bu
konudaki objektif yönünü de ortaya koymaktadır. Mehmet Eröz ve Orhan
Türkdoğan, Türk kültür ve sosyolojisi üzerine araştırma ve inceleme yazılarıyla
dergide önemli yazılar neşretmiştir.
Töre bir fikir dergisi olduğu kadar aynı zaman da bir sanat ve edebiyat
dergisidir. Derginin sanat ve edebiyat yönünün kuvvetli olmasında şüphesiz ki
kurucuları Halide Nusret Zorlutuna ve Emine Işınsu başta olmak üzere derginin
kadrosunun büyük bir kısmının sanat ve edebiyatçılardan oluşmasının rolü büyüktür.
Töre’nin ilk yıllarında daha çok düşünce yazılarının ağırlıkta olmasına karşın 1975
yılından yani 52. sayıdan itibaren sanat ve edebiyat yazılarında artış başlamıştır. Bu
artışın sebebini ve Töre’nin sanattaki gayesini Sadık Kemaloğlu, şu sözleriyle ifade
etmiştir:
“Okuyucuların büyük bir kısmı derginin sanat konularına
ayırdığı yeri az buluyordu. Dergi idarecileri de sanat ve edebiyat
meselelerine gerektiği kadar yer ayırmadığı görüşüne varınca bu
eksikliği gidermek üzere bazı temaslar yaptılar, sonunda 1972
Aralık’ının ilk haftası bir toplantı yapıldı.
Önceleri her hafta Salı günü, 1973 Şubat’ından itibaren her
cumartesi bir araya gelinir oldu. Bu toplantılarda, serbest münakaşa
ortamında Türk sanatının geleneğini tespit şuuruyla beslenmiş yeni bir
sanat atılımı gerçekleştirmek için neler yapılacağı konuşuluyordu.
Önce, Türk sanat geleneğinin ana noktaları ile millî estetik
anlayışının ölçülerinin; çağdaş ve gelişmeci bir bakışla ortaya konması
gerektiğinde fikir birliğine varıldı. Türk fikir ve sanatını ilk yazılı
vesikadan, ilk sanat eserinden günümüze kadar bir bütün olarak düşünen
topluluk, sanat ve edebiyatımızın hiçbir devrini inkâr etmeyen; millî
yapıya ters düşmeyen, toplumu düşünce ve estetik zevk bakımından
eğiten, yücelten bir sanat atılımı gerçekleştirilmesini istiyordu.”
120Musiki, karikatür, sanat ve edebiyat gibi hemen her türden yazıya yer
verilmesinden hareketle derginin sanat ve edebiyat yelpazesinin bir hayli geniş
olduğunu söyleyebiliriz. Şiir, Töre dergisi sayfalarında baştan sona kadar en fazla yer
almış olan edebî türdür. Özellikle Halide Nusret Zorlutuna ve Arif Nihat Asya’nın
şiirleri dergide en fazla yer verilen şiirlerdir. Zirveyi paylaşan bu iki isim arasına
daha sonra Yetik Ozan eklenir. Töre dergisiyle tanınan Yetik Ozan, “Töre Şairi”
olarak adlandırılmıştır. Edebiyat camiasının ünlü şairlerinden Yahya Kemal, Fuat
Köprülü, Necip Fazıl, Aka Gündüz gibi isimlerin bazı şiirlerine de derginin
sayfalarında rastlanılmaktadır. Töre dergisinde bu isimler kadar olmasa da şiirlerine
rastladığımız şair listesinin epeyce kabarık olduğu görülmektedir. Bahattin Karakoç,
Yağmur Tunalı, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, İlhan Geçer, Dilaver Cebeci,
Ahmet Tevfik Ozan, Hayati Baki, Abdürrahim Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler,
Olcay Yazıcı, Yılmaz Soyer, Şükrü Karaca, Muhsin İlyas Subaşı, Coşkun Ertepınar,
Cemal Kurnaz, Azmi Güleç, Taner Karahasanoğlu, Nusret Çam, İsmet Bozdağ,
Ömer Öztürkmen, Cemil Altunören, Mehmet Doğan, Er Cilasun, Şerafettin Toperi,
Yunus Savcı, Ahmet Metin Şahin, Mehmet Şahin, Gavsettin Koçak, İsmail Hakkı
Yılanlıoğlu, Abdülkadir Ozulu, Selahattin Ertürk, A. Rahmi Balcıoğlu, Ergün Göze,
Yılmaz Yalçıner, Hasan Demir, Hasan Hüseyin Emiroğlu, İmre Taht, Ayhan İnal,
Talat Sait Halman, Osman Olcay Yazıcı, Cengiz Şen, Oğuz Karakoç, Mevlüt
Uluğtekin Yılmaz, Ahmet Yüzendağ, Salman Kapanoğlu, Bahtiyar Mehemmed
Alizade, Ömer Albayrak, Ay- Turan Ladik, Alaaddin Kirman, İbrahim Berber,
Yunus Özel, O. Olcay Yazıcı, Nizamettin Aksu, Sabri Çoksolmaz, Faruk Nafiz
Gürakan, Necip Mirkelamoğlu, Süleyman Rüstem, Figani, Ali Akmanlar, Samet
Vurgun, Hikmet Tanyu, Latif Güler, Ahmet Ali Arslan, Adem Merdan, Fırat Araz,
Nejat Sefercioğlu, Hayali Hasan Yavaş, Aşık Çağlar, Selim Saruhanlı, Abdülkadir
Turan, Bahtiyar Vahabzade, Mustafa Aykutluğ, Hüseyin Bozok Kılıçarslan, Mehmet
Karahan, Genç Atsız, Selahattin Bozdoğan, Murat Sözer, Şaban Abak, Feride
Baydar, Ahmet Çelen, Mehmet Araz, Davut Nesib, Resul Rıza, Atamırat Atabayev,
Nesrin Aydın, Burak Harputlu, Yusuf Coşkun, İlteriş Mehmet, Hüseyin Güllü, Ali
Özcan, Ali Özbek, M. Berkir Balaban, Bahattin Kök, Erdoğan Çakır, D. Kaya
Kadıoğlu, Selman Cahit Öztaş, Şahin Oğuz, Mehmet Özdemir, Ahmet Çiğdem,
Alper İslam Evsen, Oğuz Adem Selçuk, Remzi Çinko, Necmettin Esin, Hüseyin
Çelikcan, Selçuk Bekar, Ali Özcan, Osman Kibar, Remzi Ceylan, Adem Konak,
Göktürk Mehmet Uytun, Mustafa Doğan, Nadir Erke, Raif Öztürk, Nafiz Nayır,
Mahmut Topbaşlı, Zeynel Abidin Makas, Saadettin Yıldız, Cemal Sayan, Fahri
Turgut, Hanife Alper, Yusuf Dursun, Fevziye Çamseven, Cihan Eroğlu, Raif Öztürk,
Hasan Şahmaranoğlu, D. Kaya Kadıoğlu, Amil Çelebioğlu, Burak Harputlu, Yusuf
Özaslan, Orhan Saykal, M. Yılmaz Aşıkalioğlu, Mümtaz Beyaztaş, Mehmet Kara,
Turgut Yazlak, Mehmet Saim Kaplan, Zahit Eren, Fatih İsmail Öğütlü, Muhammet
Sabri Karger, Nazım Hikmet Polat, Rabia Gölbaşı gibi isimlerin şiirleri de nadir de
olsa Töre sayfalarında görülmektedir. Bu isimlerden pek çoğunun şiirlerinin yanında
sanat ve edebiyat yazıları da bulunmaktadır.
Sanat ve edebiyatla ilgili yazılara da dergide fazlaca yer verilmiştir. Hatta
zaman zaman bazı sayılarda sanat ve edebiyat yazılarının çoğunlukta olduğu görülür.
Dergide 1975 yılında 52. sayıdan itibaren sanat ve edebiyat yazılarının artmaya
başladığı görülür. Özellikle 1980’li yıllarda sanat ve edebiyat yazılarına verilen
ağırlığın daha da arttığı fark edilmektedir. Bu artışın en önemli sebebi 12 Eylül
Dönemi’dir. Dönemin sıkıntı ve buhranından Töre dergisi de nasibini almıştır.
Düşünce yazılarında azalmalar görülürken sanat ve edebiyat yazıları artmaya başlar.
Sevinç Çokum, Şerif Aktaş, Sevim Kantarcıoğlu, Şevket Bulut, Hasan Kallimci, Zeki
Alan, Hasan Kayıhan, Ülker Gürbüz gibi isimler dergide edebiyat ve sanat
yazılarıyla yer almışlardır. Bazı edebiyatçılar adına özel sayılar neşredilmesi de
derginin edebî ağırlığının arttığını göstermektedir. 1981 Ocak – Şubat “Tarık Buğra
Özel Sayısı” bunların ilkidir.
Töre dergisinde edebiyata olduğu kadar musiki, sinema ve tiyatroya da çok
fazla yer ayırıldığını söylemek mümkündür. Tiyatrodan musikiye pek çok yazıya yer
verilerek Türk sanat hayatı tanıtılmıştır. Oğuzata Altaylı, Mehmet Nuri Özşahin
sinema; Aclan Sayılgan, Mahir Canova, Şevket Bülent Yahnici tiyatro ve Murat
Bardakçı da musiki alanında yazılarıyla derginin sanat kadrosunda yer almışlardır.
Töre kadrosunda sosyal ve siyasi hiciv yazılarıyla yer alan Dilaver Cebeci de,
Seyyah-ı
Fakir ismiyle yayımladığı yazılarıyla derginin sanat yönünü
renklendirmiştir.
Bütün edebiyat sanat dergilerinde olduğu gibi Töre dergisi için de çizim ve
desen bir hayli önemli olmuştur. Çizim ve desenler, hem dergideki şiir ve yazılarla
konu bütünlüğü sağlanmalarıyla hem de dergiye estetik bir hava katmaları yönüyle
dergi için son derece önemlidir. Töre’nin çizim kadrosunu Ahmet Ali Garipkafkaslı
ve Coşkun Karakaya başta olmak üzere Oğuz Karakoç, Nezih Demirtepe, Rıfkı
Demirelli, Mazlum Ümit, Mehmet Başbuğ, Ali Düzgün, Osman Altıntaş, Suzan
Çataloluk ve Vehbi Okur oluşturmaktadır.
Töre dergisinde, dil de ağırlıklı olarak yer verilen meselelerden biridir.
Derginin pek çok sayısında Türk diline yapılan yıkıcı ve yok edici eylemlere karşı
mücadele verilmiştir. Derginin dil kadrosunu, dönemin önemli akademisyenlerinden
Ahmet Bican Ercilasun, Tahsin Banguoğlu, Birol Emil, Mertol Tulum, Dursun
Yıldırım ve Necmettin Hacıeminoğlu oluşturmaktadır.
Töre dergisinde diğer konulara nazaran az da olsa iktisat konulu yazılar da
neşredilmiştir. Dönemin ekonomik meseleleri Türk milliyetçiliği fikir sisteminin
gözünden değerlendirilerek yorumlanmıştır. Enis Öksüz, Turan Yazgan, Mustafa
Erkal, Eyüp Aktepe, Ahmet Melenlioğlu, Agâh Oktay Güner, Tevfik Ertüzün ve
Tarık Somer iktisadi meseleleri ele alan yazılar neşretmişlerdir.
Belgede
Töre dergisi üzerine bir inceleme
(sayfa 59-67)