• Sonuç bulunamadı

DENGBÊJ ANLATILARINDA KULLANILAN BAŞLICA FORMLAR “Doğal minör gamındaki melodilere, dinamik ritimlere ve parlak bir

vokal icraya sahip olan Kürt müziği dinleyicide çok özel bir ruh hali yaratır: Alabildiğine dinamik ancak bütünüyle melankolik. Bu özel ruh halinin, bu bölgeye giden seyyahları cezp ettiği söylenir. Bir 19. yüzyıl seyyahı şunları söyler: “Kürt havaları oldukça düzenli modülasyonlarıyla göze çarparlar ve bu ezgiler, öylesine dokunaklı, öylesine melankolik bir şey taşır ki, insan, bize şiddet ve yağma alışkanlığından başka bir yüzlerini göstermemiş olan bu kabilelerde, Kürt ezgilerinin varlığını ima ettiği duyguların nasıl doğduğunu, bir türlü anlayamaz.” Ayako Tatsumura

Dengbêjîn anlattığı birçok hikâye formu bulunmaktadır. Bu formların tek tek açıklanmasını farklı bir araştırma konusu gerektirdiği kanısındayım. Araştırmanın başlığı itibariyle destan türü olan ve Kürtçede genel olarak Şerê Merxasîyê (Yiğitlerin çatışması/savaşı) diye anılan bu tür ve bu türe yakın lawik, berite ve beyt üzerinden incelemeyi sürdüreceğim. Bu formlardan bahsetmişken en çok bilinen ve kullanılan birkaç formu bu alanda kapsamlı bir araştırma yapan Christian Poche’den kısa tanımlarla geçmek istiyorum.

Lawje (Lawij, Lawik): Belli bir ritmi olmayan serbest havalardır. Dengbêjler; lawje de, destan da okurlar. Ama ‘lawje'ler çîrok ve destanlara göre daha kısadırlar. Melodik yapısı belirgindir. Aralarda sürekli dönen bir ezgi kalıbı “nakarat”ı vardır. Lawje, Kürtlerin en karakteristik serbest formudur ve inici bir makamsal seyre sahiptir. Serbest tartımlı olarak seslendirilen, xulxulandin [gırtlak titretme, vibrasyon] üslubunun hâkim olduğu lawjeler, havînî bölümlerinin dışında resitatif [yığmalı] bir şekilde okunur. Hakkâri bölgesinde, Havînî denilen bölümde genellikle cümlenin sonundaki sessiz harf düşer ya da sonuna ‘-e' , ‘-o' gibi harfler eklenir ve yığmalı bölümden sonra gelen bu bölümde ses uzatılır. Havînîler genellikle nefes

40

almak için kullanılan dinlenme bölümleridir. Lawjelerin sözleri genellikle gerçekleşmemiş aşklar ya da ölen birisinin ardından yakılan bir ağıttır. Lawje daha çok Bahdinan ve Cizre'de yaygın olan bir müzikal gelenek olmasına rağmen Hakkâri bölgesinde de kullanılır. Lawje geleneğinin güçlü olduğu serhat bölgesi dengbêjlerinde ziqziq [titretme] tavrı belirgindir.

Pîrepayîzok: Yayladan dönüş hüzünlüdür. Çünkü hem âşıkların ayrılma vaktidir, hem de sonbaharı karşılama ve uzun bir kışa hazırlık dönemidir ki ‘pîrepayîzok'lar da bu ruh halinin yansımasıdır. Yani heyranok baharın coşkusuysa, pîrepayîzok da sonbaharın hüznüdür. Payîz sonbahar demektir, payîzoklar ise sonbahara yakılan şarkılardır. Oralarda sonbahar hazan mevsimidir, sevilmeyen bir mevsimdir, uzun bir kışa açılan kapıdır ve 7-8 ay köyde kapalı kalmanın habercisidir. Sonbahar aynı zamanda alegorik olarak insan ömrüne tekabül edecek şekilde kullanılır. Sonbahara yakılmış bir şarkı gibi görünen pîrepayîzok'lar aynı zamanda insan ömrünün de sonbaharını ima eden dramatik hikâyeleri kapsar. Pîrepayîzok'ların makamları da heyranok'lara benzer ama daha lirik ve hüzünlüdür. Ayrıca heyranok yaylada söylenen asıl haliyle iki âşık tarafından karşılıklı söylenirken, pîrepayîzok tek kişi tarafından söylenir.

Lawikê Siwaran-Destan (Yiğitlik, Kahramanlık-Epik- Şarkıları ): Savaşı, göçü ve buralarda geçen hikâyeleri anlatan şarkılardır. Savaşın Kürtlerin hayatında tarih boyunca işgal ettiği önemli yer nedeniyle epik şarkıların sayısı çok fazladır. Bunlara ova halkı tarafından ‘delal' (güzel), dağ halkı tarafından da ‘lawikê siwaran' (savaşçı şarkıları) adı verilir. Delal, genellikle tenbûr eşliği ile icra edilir. Lawikê Siwaran ise daha az düzenli bir melodik çizgiye, kesik ve canlı bir ritme sahiptir. Uzun destanlarda ritmik ve ezgisel yapı öykünün bölümlerine göre (hüzünlü, dramatik bölümler, çatışma vs.) çeşitlilik gösterir. Bazı örneklerinde (örn; Dimdim

41

Kalesi Destanı'nın manzum bölümleri) kalabalık bir grubun icra ettiği govend (halay) oynanırken iki kişi ortaya çıkar ve daha teatral denilebilecek bir dans icra ederler. Dimdim Kalesi örneğinde bu iki kişiden birisi Emîr Xan'ı, diğeri ise İran Şahı'nı canlandırır ve biri hançer, öteki ise kılıçla bir savaş dansı yaparlar. ‘Dimdim Kalesi Destanı'nın hüzünlü sahneleri yumuşak olmasına rağmen cenk sahneleri daha serttir. Bu şarkılara yaşanmış hemen tüm iç ve dış çatışmalar konu olmuşlardır. Söz ve müzik sıkı bir bağ içindedir ve marş karakteri gösterir; bu da yiğitlik duygularının kabarmasına yol açar. Bu şarkılar altmetinleri veya direkt olarak öyküleri aracılığıyla Kürt toplumunun farklı zamanları, katmanları ve mekânlarına ait profilleri anlamamıza imkân verirler.

a) Destan: Destan formuna ‘beyt' de denir. Uzun, manzum ve epik hikâyelerdir. Genellikle büyük aşklara, savaşlara, aşiretlerin dış güçlere karşı gösterdikleri kahramanlıklara ve önemli olaylara dairdir. Ama Zembîlfroş örneğindeki gibi ilahi bir aşkı anlatan hikâyeler de destanın içeriğini oluşturabilir. Destanların her bir bölümü farklı bir makamda ve ritmde okunur. Anlatılan bölümün aksiyonuna göre makam ve ritm daha yumuşak, lirik ya da daha sert ve güçlüdür. Aslında divanlarda ve oturarak okunurlar, sadece usta dengbêjlerin tamamının hafızasında tutabildikleri ağır eserlerdir ama bazı hızlı ve sert bölümleri Hakkâri’de düğün esnasında da dans eşliğinde söylenmektedir. Hakkâri’de eskiden herkesin defalarca dinlediği halde tekrar tekrar dinlemek istediği Dımdım Kalesi, Sînem Xan, Rûstemê Zal ya da Cembelî û Binevş gibi önemli destanların tamamını hafızasında tutan dengbêj artık kalmamıştır.

b) Berite: Bêrîtelerin sözleri savaş ve kahramanlık üzerine olmasına karşın ezgileri oldukça yumuşak ve liriktir. Bir teze göre şeşbendîlerin ağdalı söylenmesi kışın uzun süre kapalı kalınması ve dolayısıyla dilin daralmasından

42

kaynaklanmaktadır. Bu nedenle şehir merkezinde ya da yakın köylerde bu forma rastlanmaz. Hakkâri bölge dengbêjlerinin bazıları Pinyanişîlerin şeşbendî okuma tarzının Asurilerle bir arada yaşamalarının yarattığı etkileşimden kaynaklandığını söylerler. (Poche, 1996)

Bu konuda benzer bir araştırma yapan Nebi Güler ise, “Kürt Kültüründe Dengbêjlik ve Tragedya” adlı makalesinde dengbêjlik formlarına ilişkin özetle şunları aktarmaktadır: “Her konu ve temanın, üslup ve tarzın ayrı ayrı dengbêjliği vardır; kimi mâtemliler için, kimi gülmeceliler için, kimi savaş veya düğün için ve diğer konular için de mutlak bir dengbêjlik yolu vardır, ilk akla gelenleri sırası ile belirtmeliyim: 1-) Destan dengbêjleri-trajedi betimleyiciler- 2-) Govend dengbêjleri 3-) Milli- siyasi dengbêjler 4-) Şîn dengbêjleri –mâtem, yas için- 5-) Savaş dengbêjleri 6-) Mürüvvet dengbêjleri-dengbêjê mirazşahî , şahîvan- 6-) Evlilik törenlerinde halaysız gelin süsleme ve damadı çömertleştici dengbêjler 7-) Aşk-evîn- dengbêjleri 8-) Komedyen-mizahçı veya hicivci dengbêjler 9-) Atışmalı dengbêjler 10-) Kürt kültüründe hızla gelişen çalgılı, enstrümanlı yeni tarz dengbêjleri 11-) Gülbank-Gulbank- ilâhi okuyan dengbêjler.12-) Yukarıda sayılanların tümünü bir arada sürdüren dengbêjler. (Güler, 2008)

43