• Sonuç bulunamadı

2. YEREL YÖNETİMLER, DEMOKRASİ VE YÖNETİŞİM

2.2. Demokrasi, Yerel Demokrasi ve Katılımcı Yerel Demokrasi

2.2.3. Demokrasi Uygulama Biçimleri

Egemenliğin kullanılması açısından demokrasi üç ayrı şekilde uygulanmaktadır. Bunlar; doğrudan demokrasi, temsili demokrasi ve yarı doğrudan

27

demokrasidir. Doğrudan demokrasi ile halk egemenliği bizzat ve direkt olarak kullanır, temsili demokrasi ile halk egemenliğini temsilcileri vasıtasıyla kullanır ve yarı doğrudan demokrasi de ise egemenliğin kullanımı halk ile temsilcileri arasında yapılır.

2.2.3.1. Doğrudan Demokrasi

Daha önce bahsettiğimiz üzere Antik Yunan şehir devletlerinde uygulanmış olan doğrudan demokrasi, halen günümüzde farklı uygulama şekilleri ile halkın doğrudan yönetime katıldığı yöntemler yer almaktadır ancak bilinen şekliyle ve tam anlamıyla İsviçre’nin birkaç kantonunda doğrudan demokrasi uygulanmaktadır. Kökeni egemenliğin devredilmezliği ve halk egemenliği teorisine dayanan doğrudan demokrasi, normatif demokrasi teorisine en yakın demokrasi biçimidir. Bu teorinin temeli ise Rousseau’nun sosyal sözleşme kitabında yer verdiği egemenliğin devredilmeyeceği kuramına dayanmaktadır. Doğrudan demokrasi ile devlet için gerekli tüm kararlar direkt halk tarafından alınmaktadır (Tunç, 2008: 1117). Yani halkın yönetimle ilgili tüm kararları bir aracı olmaksızın doğrudan kendisinin alması ve aldıkları kararları uygulaması doğrudan demokrasiyi ifade etmektedir doğrudan demokrasi ise gerçek demokrasidir (Aktan, 2005: 8; Aktan, 2016: 7). Günümüzde doğrudan demokrasinin gerçek anlamı insanlık tarihi boyunca çarpıtılarak, uygulama alanının nüfusun sürekli olarak artmasından dolayı doğrudan demokrasinin uygulama olanağının azalması ve demokrasi ile ilgili yapılan olumsuz eleştiriler gibi nedenlerle, yarı doğrudan demokrasi ve temsili demokrasi doğrudan demokrasinin işlevlerini yerine getirmek için ortaya çıkmıştır.

2.2.3.2. Temsili Demokrasi

Halka ait olan egemenliğin doğrudan halk tarafından değil de seçtiği temsilciler aracılığı ile kullanılmasıdır. Yani halkın sahip olduğu siyasal hakkın oy vererek seçtikleri siyasal temsilcilere devretmesidir. Temsili demokrasilerde seçimler öncelikli araçtır. Her ne kadar temsilci ile seçmen arasındaki ilişki seçimden seçime kurulsada dilekçe hakkı gibi usullerle vatandaşın devretmiş olduğu siyasal yetkiye katılımı sağlanmaya çalışılmaktadır. Milli egemenlik teorisine dayanan temsili demokraside temsilci, seçildiği bölgenin değil, tüm milletin temsilcisi konumundadır. Türkiye, Almanya, İngiltere, Japonya, ABD, Hollanda’yı temsili demokrasiyi uygulayan ülkelere örnek olarak saymak mümkündür (Tunç, 2008: 1117).

28

Temsili demokrasi ile halkın alınacak kararlarda mutlak söz sahibi olmaması, kararların ancak seçimler yoluyla belirlenen ve halktan bağımsız temsilciler tarafından alınması anlayışı, temsilcilerin hukuksal ve siyasal düşünceleri, halkın kendi düşünceleri olarak kabul edilmekte ve bu yetkiyi dilediği gibi kullanma hakkı tanımaktadır. Temsili sistem, halkın doğrudan katılımına imkan vermeyen bir sistem olmasının yanında, halkı kendi iradesini dilediği gibi açıklayabilecek olgunlukta görmemektedir (Arsel 1964: 162). Kısaca halk egemenliğin doğrudan kendileri tarafından kullanılmasını ileri sürülmesini istemezler (Teziç, 1986: 90).

Temsili demokrasi ile temsilcilere verilen siyasal hakkın kötüye kullanılmasını engellemeye yönelik tek yol halkın elinde bulunan seçim ve oylama mekanizmasıdır. Seçim sonrasında temsilciler yasal bir şekilde yönetimle ilgili tüm yetkilere sahip olmaktadır. Temsili demokrasi kamu yönetim sistemi içerisinde demokrasinin sadece temsil olgusunu yerine getirmesi ve temsilcilerin demokrasi kaynaklı yetkilerini kötüye kullanımını engelleyememesinden ötürü iyi yönetimin sağlanmasına bir katkı sağlamamaktadır (Aktan, 2006: 32).

Temsili demokrasi, halkın alınacak kararlarda doğrudan söz sahibi olamaması halkın doğrudan egemenliğini ve egemenliğin devredilmezliği teorisi ile ters düşmekte olup, normatif demokrasi teorisinden de uzak günümüzde maddi zorunluklardan dolayı uygulanan bir demokrasi biçimi olarak değerlendirilebilir.

2.2.3.3. Yarı Doğrudan Demokrasi

Hakimiyetin kullanılmasını halk ile temsilcileri arasında dağıtıldığı bir demokrasi biçimidir. Yarı doğrudan demokrasi ile, hakimiyetin kullanımı bakımından halkın seçtiği temsilcilere verilmesi sebebiyle temsili demokrasiye, referandum, halk vetosu gibi araçlarla seçmenlerin hakimiyetin kullanılması bakımından doğrudan katılmaları sebebiyle ise doğrudan demokrasiye benzemektedir (Tunç, 2008: 1117). Bu kapsamda temsili ve doğrudan demokrasinin birleşimi olarak yarı doğrudan demokrasiyi söylemek mümkündür. Ancak temsil olgusunun yanında katılımcılık olgusunun da yer alması sebebiyle daha çok doğrudan demokrasiye benzemektedir. Yarı doğrudan demokrasinin uygulandığı yerde halk egemenliğe halk vetosu, referandum, halk teşebbüsü, halkın kanun teklifi, bilgi edinme özgürlüğü, ombudsman, seçim ve oylama mekanizması ve halkın meclis

29

toplantılarına katılımı yollarıyla doğrudan katılmaktadır (Aktan, 2006: 32). Temsili demokrasi ile yönetilip bazı karar alma süreçlerinde referandum halk vetosu gibi yarı doğrudan demokrasinin araçlarını kullanan ülkeler var olmakla birlikte tam anlamıyla yarı doğrudan demokrasi ile yönetilen ülkelere İsviçre ve İtalya örneklerini verebiliriz.

Halkın siyasete aktif katılımının söz konusu olduğu doğrudan demokrasi ve yarı doğrudan demokrasi biçimleri iktidarın sınırlandırılmasına etki eder. İktidarın sınırlandırılması halkın siyasete aktif ve doğrudan katılımını sağlayarak kamunun temin ettiği hizmetlerinin sunumunda verimliliği ve etkinliği artırır. Doğrudan demokrasi ve yarı doğrudan demokrasi biçimleri iyi yönetimin uygulanmasında önem arz etmektedir.

Demokrasi kavramının yerel ölçekte büyük önem arz etmesi ve her geçen gün yaygınlık kazanması ile birlikte bu kavramın, “yerel” örnekleri ile de kullanıldığı görülmektedir. Demokrasi kavramının temelinde halkın yönetime katılımı, halka karşı hesap verme sorumluluğu ve çoğunluk ilkesi gibi değerlerin yerel yönetimlerde hayata geçirilmesi daha kolaydır. Yerel yönetimlere katılma; merkezi düzeydeki katılımdan daha çoktur ve doğrudandır (Hill, 1974: 22-24 ).

Benzer Belgeler