• Sonuç bulunamadı

Değiştirilmelerine yönelik haklı sebepler bulunmadıkça, nakit yaratan birimler, aynı varlık veya varlık türleri için dönemden döneme tutarlı bir

TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINDA MESLEKİ YARGI GEREKTİREN DURUMLARIN İNCELENMESİ

72. Değiştirilmelerine yönelik haklı sebepler bulunmadıkça, nakit yaratan birimler, aynı varlık veya varlık türleri için dönemden döneme tutarlı bir

şekilde tespit edilir.

Nakit yaratan birimlerle ilgili değişiklik gerektiren haklı sebepler, meslek mensubunca yargı ile belirlenecektir. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın “d” maddesine uymaktadır.

102. Nakit yaratan bir birimin değer düşüklüğü testinde, bir işletme, bahse konu nakit yaratan birimle ilgili tüm şirket varlıklarını belirler. Şirket varlığının defter değerinin bir kısmının:

(a) Mantıklı ve tutarlı bir temelde söz konusu birime dağıtılabilmesi durumunda, işletme, bu birime dağıtılan şirket varlığının defter değerinin ilgili kısmı da dahil olmak üzere, birimin defter değerini geri kazanılabilir tutarı ile karşılaştırır. Her türlü değer düşüklüğü zararını 104 üncü Paragrafa göre muhasebeleştirilir.

(b) Mantıklı ve tutarlı bir temelde söz konusu birime dağıtılamaması durumunda işletme her türlü değer düşüklüğü zararını 104. paragrafa göre muhasebeleştirilir.

Paragrafta yer alan uygulama ile ilgili mantıklı ve tutarlı bir temelin varlığının sorgulanması mesleki yargı kullanımı gerektirecektir. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın “d” maddesine uymaktadır.

110. Bir işletme, şerefiyeden başka bir varlık için önceki dönemlerde

ayrılmış değer düşüklüğü zararının bundan böyle mevcut olmayacağı veya azalmış olabileceği yönünde bir belirti olup olmadığını her raporlama tarihinde değerlendirir. Böyle bir belirtinin olması durumunda, işletme, ilgili varlığın geri kazanılabilir tutarını tahmin eder.

Standardın 111. paragrafı ile desteklenen ve şerefiye ile ilgili olan bu madde yine yargı kullanımı gerektirmektedir. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın “d” maddesine uymaktadır.

3.4.8. TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar Standardında Mesleki Yargı Gerektiren Durumlar

Tablo 3.8. Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar Standardında Mesleki

Yargı Gerektiren Durumlar

TMS 37 a b c d e TOPLAM

1 - 16 13 5 35

Zımni kabulden doğan yükümlülük: İşletmenin aşağıda yer alan fiillerinden kaynaklanan yükümlülüktür:

(a) Geçmişteki uygulamalar, yayımlanmış politikalar veya yeterince

belirli cari açıklamalarla, işletmenin belirli sorumlulukları üstleneceğini diğer şahıslara taahhüt etmesi; ve

(b) Bunun sonucunda, işletmenin bu sorumlulukları yerine getireceği

konusunda diğer şahıslar nezdinde geçerli bir beklenti yaratmış olması.

Standardın tanımlara yer veren 10 numaralı paragrafından alınan yukarıdaki bölüme göre “zımni kabulden doğan yükümlülüğün varlığının” belirlenmesinde mesleki yargı kullanımı gerekmektedir. İşletmenin daha önce yapmış olduğu açıklamaların belirgin olup olmadığı ve diğer kişiler nezdinde beklenti yaratıp yaratmadığı gibi konular mesleki yargı ile belirlenecektir. Örneğin yıllık faaliyet raporunda şirket tepe yönetimi belirli projelerden söz etmişse faaliyet raporuna göre hareket eden herhangi bir yatırımcı doğal olarak geçerli bir beklentiye sahip olmuştur şeklinde yorum yapılabilir. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın ‘d’ maddesine uymaktadır.

Koşullu yükümlülük:

(a) Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla

kontrolünde bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilebilecek olan; veya

(b) Geçmiş olaylardan kaynaklanan; fakat aşağıda yer alan nedenlerle finansal tablolara yansıtılamayan mevcut yükümlülüktür:

(i) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için, ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkma ihtimalinin bulunmaması; veya

(ii) Yükümlülük tutarının, yeterince güvenilir olarak

ölçülememesi

Koşullu yükümlülük tanımının verildiği ilgili paragraf işletmenin tam kontrol koşulunun varlığı ve kaynak çıkış olasılığı gibi bazı koşullardan bahsetmektedir. Bu koşullar standart setinin kavramsal çerçeve bölümünde de yer almakta ve yükümlülüğün var olup olmadığının belirlenmesinde rol oynamaktadır. Koşullu yükümlülüğü tanımlarken gerekli olan bu koşulların sağlanıp sağlanmadığı mesleki yargı gerektirmekte ve sınıflandırmanın ‘d’ maddesine uymaktadır.

Ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşme: Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mutlaka katlanılması gereken maliyetin, söz konusu sözleşme kapsamında elde edilmesi beklenen ekonomik faydayı aştığı sözleşmedir.

Standardın yine tanımlara yer veren kısmından alınan bu kısımda da mesleki yargı kullanımı gerekmektedir. Sözleşme ile ilgili olarak katlanılması gerekecek olan maliyetlerin belirlenmesi ve tutarlarının hesaplanması tahmin gerektirmektedir. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın ‘e’ maddesine uymaktadır.

14. Bir karşılık, aşağıda yer alan koşulların varlığı halinde finansal tablolara yansıtılır:

(a) Geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğün (hukuki veya zımni) bulunması;

(b) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren

kaynakların işletmeden çıkmalarının muhtemel olması,

Bu koşulların karşılanmaması durumunda, herhangi bir karşılık finansal tablolara yansıtılmaz.

Standardın 14. paragrafında yer alan üç koşulun varlığı yargı ile belirlenecek ve karşılık ancak bu koşulların varlığı durumunda finansal tablolara yansıtılacaktır. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın ‘c’ maddesine uymaktadır.

15. Nadiren de olsa, bazı durumlarda ortada mevcut bir yükümlülük olup olmadığı açık değildir. Anılan durumlarda, eldeki tüm kanıtlar dikkate alındığında, bilanço tarihi itibariyle mevcut bir yükümlülüğün var olması ihtimali böyle bir yükümlülüğün yok olması ihtimalinden daha yüksekse, geçmişteki bir olayın mevcut bir yükümlülüğü doğurduğu kabul edilir.

Paragrafta gecen karşılaştırmanın yapılabilmesi için olasılıkların hesaplanması yani mesleki yargı kullanılması gerekmektedir. olasılıkların hesaplanması sırasında paragraf uyarınca eldeki tüm kanıtlar dikkate alınmalıdır. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın ‘d’ maddesine uymaktadır.

16. Hemen hemen tüm durumlarda, geçmiş bir olayın mevcut bir yükümlülüğü ortaya çıkarıp çıkarmadığı açıktır. Bazı nadir durumlarda, örneğin bir davada, ya belli olayların meydana gelip gelmediği ya da bu olayların mevcut bir borç doğurup doğurmadıkları tartışılabilir. Böyle bir durumda, işletme, uzman görüşleri gibi mevcut her türlü kanıtı dikkate almak suretiyle mevcut yükümlülüğün bilanço tarihinde var olup olmadığına karar verir. Sözü edilen kanıtlara bilanço tarihinden sonra ortaya çıkan olaylardan kaynaklanan her türlü ek kanıt dahildir. Bu kanıtlar temel alınmak suretiyle:

(a) Bilanço tarihi itibariyle, mevcut bir yükümlülüğün var olması ihtimali böyle bir yükümlülüğün var olmaması ihtimalinden fazla ise, işletme karşılığın muhasebe kaydını yapar (eğer, muhasebeleştirme kriteri karşılanıyorsa); ve

(b) Bilanço tarihi itibariyle, mevcut bir yükümlülüğün var olmama

ihtimali böyle bir yükümlülüğün var olması ihtimalinden fazla ise, ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkması ihtimali düşük olmadıkça, işletme finansal tablo dipnotlarında koşullu borç açıklamasında bulunur.

Kendisinden önce gelen paragrafla birbirini tamamlayan bir yapıya sahip olan 16. Standart paragrafı da mesleki yargı gerektirmektedir. Paragrafın iki adet alt başlığı uyarınca karşılıkların finansal tabloların içinde veya dipnotlarında yer alacağı belirlenmektedir. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın ‘c’ maddesine uymaktadır.

17. Mevcut bir yükümlülük doğuran geçmişteki bir olay, sorumluluk doğuran olay olarak adlandırılır. Bir olayın sorumluluk doğuran olay olarak nitelendirilmesi için, işletmenin söz konusu olayın doğurmuş olduğu yükümlülüğü yerine getirmekten daha gerçekçi bir seçeneğinin olmaması gerekir. Sözü edilen durum sadece aşağıdaki koşullarda oluşur:

(a) Yükümlülüğün yerine getirilmesinin kanunen zorunlu olması veya

(b) Olayın (işletmeye ait bir olay da olabilir), söz konusu işletmenin ilgili yükümlülüğü yerine getireceğine dair diğer taraflar nezdinde geçerli beklentiler yarattığı, zımni kabulden doğan bir yükümlülük olması.

Standardın 17. Paragrafında geçen “olay”ın zımni kabulden doğan bir yükümlülük olup olmadığının belirlenmesi yargı kullanımı gerektirecektir. Bu paragrafın gerektirdiği yargı kullanımları verilen sınıflandırmanın ‘d’ maddesine uymaktadır.

22. Yeni kanun tasarılarının yasalaşmak üzere olduğu durumlarda, yalnızca

Benzer Belgeler