• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: KAYNAK BAĞIMLILIĞININ YÖNETĐLMESĐNDE ÖRGÜTSEL

3.3. Đstatistiksel Analizler ve Bulgular

3.3.5. Değişkenlerarası Đlişkilere Yönelik Uygulanan Regresyon Analizi

Bu aşamada, korelasyon analizi sonucu elde edilen bulguları desteklemek ve araştırma dahilinde daha önce belirlenen hipotezleri test etmek amacıyla yapılan regresyon analizi sonuçlarına yer verilecektir. Elde edilen veriler ışığında, belirlenen hipotezlerin ne ölçüde desteklendiği ortaya konulacaktır.

Araştırma modeline ve modele dayalı hipotezlere konu olan değişkenlerarası ilişkiler, üç farklı boyutta regresyon analizine tabi tutulmuştur. Bunlar, örgütsel ideolojinin kaynak bağımlılığı düzeyi ile, örgütsel ideolojinin kaynak bağımlılığını yönetme eğilimi ile ve kaynak bağımlılığını yönetme eğiliminin kaynak bağımlılığı düzeyi ile olan istatistiksel ilişkileridir.

3.3.5.1. Örgütsel Đdeolojinin Kaynak Bağımlılığı Düzeyine Etkisine Đlişkin Regresyon Analizi ve Hipotez Testi

Örgütsel ideolojilerin, kaynak bağımlılığı düzeyine olan etkisini incelemek amacıyla, araştırma dahilinde H1 hipotezi geliştirilmiştir.

H1: Örgütsel ideoloji, örgütlerin kaynak bağımlılığı düzeyini (psikolojik ve yapısal olarak) düşürür.

Bu hipotezin test edilmesi için, iki değişkenlerarası ilişkiye yönelik regresyon analizi yapılmıştır. Bunlar;

 Örgütsel ideoloji ile algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi arasındaki ilişki,

 Örgütsel ideoloji ile kaynak bağımlılığının yapısal boyutu arasındaki ilişkidir.

Tablo 24’de örgütsel ideoloji ile algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi arasındaki ilişkileri inceleyen çoklu regresyon analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Burada ilerici karar alma, kurumsal sosyal sorumluluk ve organiklik bağımsız değişkenler olup, algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi ise bağımlı değişkendir.

Model algılanan kaynak bağımlılığı değişiminin % 46,3 (R2)’ünü açıklamaktadır. Diğer bir deyişle, örgütsel ideolojiyi oluşturan boyutlar (ilerici karar alma, kurumsal sosyal sorumluluk ve organiklik), algılanan kaynak bağımlılığı düzeyindeki değişimin % 46,3’ünü açıklamaktadır. Tablo 24’e göre, ilerici karar alma ve kurumsal sosyal sorumluluk ile algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi ilişkisinin doğrusal ve negatif yönlü olduğu, organiklik ile algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi ilişkisinin doğrusal ve pozitif yönlü olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Đlerici karar alma puanı bir birim arttığında algılanan kaynak bağımlılığı puanının 0,39 (Beta1) kadar azalacağını söylemek mümkündür. Kurumsal sosyal sorumluluk puanı bir birim arttığında ise algılanan kaynak bağımlılığı puanının 0,379 (Beta2) puan azalacağını söylemek mümkündür. Otel işletmelerinin mekanik yapıda oldukları gerçeğinden hareketle (bkz: Tablo 17) mekanik yapı tarzındaki bir birimlik artışın, algılanan kaynak bağımlılığı puanını 0,111 (Beta3) kadar arttıracağını söylemek mümkündür.

Tablo 24: Örgütsel Đdeoloji ile Algılanan Kaynak Bağımlılığı Düzeyi Arasındaki

Đlişkileri Đnceleyen Çoklu Regresyon Analizi BAĞIMSIZ

DEĞĐŞKENLER BETA T SĐG. (P)

Đlerici Karar Alma -,390 -7,422** ,000

Kurumsal Sosyal Sorumluluk -,379 -7,273** ,000 Organiklik ,111 2,586** ,010 F 85,599** R ,680 R2 ,463

* Değer 0,05 düzeyinde anlamlıdır ** Değer 0,01 düzeyinde anlamlıdır

Algılanan Kaynak Bağımlılığı Düzeyi= f (Đlerici Karar Alma, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Organiklik)

Y= B0 + B1.Xika + B2.Xkss + B3.Xorg.

Y= (-0,390).Xika + (-0,379). Xkss + (0,111). Xorg.

O halde H1 hipotezini test etmek amacıyla oluşturulan regresyon modelinden ilki belirlenen hipotezi destekler niteliktedir.

Tablo 25’te örgütsel ideoloji ile kaynak bağımlılığının yapısal boyutu arasındaki ilişkileri inceleyen çoklu regresyon analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Burada ilerici karar alma, kurumsal sosyal sorumluluk ve organiklik bağımsız değişkenler olup, Yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi ise bağımlı değişkendir.

Oluşturulan bu ikinci model, örgütsel ideolojideki değişimin, yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi üzerinde herhangi bir etki yaratmadığını ortaya koymaktadır. Yani ilerici karar alma ile kaynak bağımlılığının yapısal boyutu arasında herhangi bir etkileşim belirlenmemiştir.

Tablo 25: Örgütsel Đdeoloji ile Yapısal Kaynak Bağımlılığı Düzeyi Arasındaki

Đlişkileri Đnceleyen Çoklu Regresyon Analizi BAĞIMSIZ

DEĞĐŞKENLER BETA T SĐG. (P)

Đlerici Karar Alma -,058 -,817 ,414

Kurumsal Sosyal Sorumluluk ,053 ,745 ,457 Organiklik ,032 ,540 ,589 F 0,328 R 0,057 R2 0,003

* Değer 0,05 düzeyinde anlamlıdır ** Değer 0,01 düzeyinde anlamlıdır

Yapısal Kaynak Bağımlılığı Düzeyi= f (Đlerici Karar Alma, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Organiklik)

Y= B0 + B1.Xika + B2.Xkss + B3.Xorg. – Anlamlı bir ilişki bulanamamıştır.

Đkinci çoklu regresyon modelinden elde edilen bulgular dahilinde, H1 hipotezinin ikinci ayağını oluşturan örgütsel ideoloji – yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi ilişkisi desteklenmemiştir.

Sonuç olarak H1 hipotezi kısmen kabul edilmiştir. Otel işletmelerinde mevcut ideolojik değer bileşkesi algılanan kaynak bağımlılığı düzeyini etkilerken, kaynak bağımlılığının yapısal boyutu üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir.

3.3.5.2. Örgütsel Đdeolojinin Kaynak Bağımlılığını Yönetme Eğilimi Üzerine Etkisine Đlişkin Regresyon Analizi ve Hipotez Testi

Örgütsel ideolojilerin, kaynak bağımlılığını yönetme eğilimine olan etkisini incelemek amacıyla, araştırma dahilinde H2 hipotezi geliştirilmiştir.

H2: Örgütsel ideoloji, kaynak bağımlılığını yönetme eğilimini doğrudan olumlu yönde etkiler.

Bu hipotezin test edilmesi için, üç farklı regresyon modelinden yararlanılmıştır. Đlk model, örgütsel ideolojinin etki ve kontol stratejilerini uygulama eğilimi üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla oluşturulmuştur. Đkinci model, örgütsel ideolojinin dışsal bağlantılar kurma stratejilerini uygulama eğilimi üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla oluşturulmuştur. Üçüncü ve son model ise, örgütsel ideolojinin örgütsel tasarım stratejilerini uygulama eğilimi üzerindeki etkisini ölçmektedir.

Tablo 26 :Örgütsel Đdeoloji ile Etki ve Kontrol Stratejilerini Uygulama Eğilimi Arasındaki Đlişkileri Đnceleyen Çoklu Regresyon Analizi

BAĞIMSIZ

DEĞĐŞKENLER BETA T SĐG. (P)

Đlerici Karar Alma ,290 6,266** ,000

Kurumsal Sosyal Sorumluluk ,560 12,175** ,000 Organiklik -,083 -2,195* ,029 F 138,108** R 0,763 R2 0,582

* Değer 0,05 düzeyinde anlamlıdır ** Değer 0,01 düzeyinde anlamlıdır

Etki ve Kontrol Stratejilerini Uygulama Eğilimi= f (Đlerici Karar Alma, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Organiklik)

Y= B0 + B1.Xika + B2.Xkss + B3.Xorg.

Y= (0.290).Xika + (0,560). Xkss + (-0,083). Xorg.

Tablo 26’da örgütsel ideoloji ile etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimi arasındaki ilişkiyi inceleyen çoklu regresyon analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Burada ilerici karar alma, kurumsal sosyal sorumluluk ve organiklik bağımsız değişkenler olup, etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimi bağımlı değişkendir.

Model etki ve kontrol stratejilerini uygulama eğilimindeki değişiminin % 58,2 (R2)’sini açıklamaktadır. Diğer bir deyişle, örgütsel ideolojiyi oluşturan boyutlar (ilerici karar alma, kurumsal sosyal sorumluluk ve organiklik), etki ve kontrol stratejilerini uygulama

eğilimindeki değişimin % 58,2’sini açıklamaktadır. Tablo 26’ya göre, ilerici karar alma ve kurumsal sosyal sorumluluk ile etki ve kontrol stratejilerini uygulama eğilimi ilişkisinin doğrusal ve pozitif yönlü olduğu, organiklik ile etki ve kontrol stratejilerini uygulama eğilimi ilişkisinin doğrusal ve negatif yönlü olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Đlerici karar alma puanı bir birim arttığında etki ve kontrol stratejilerini uygulama eğilimi puanının 0,29 (Beta1) kadar artacağını söylemek mümkündür. Kurumsal sosyal sorumluluk puanı bir birim arttığında ise etki ve kontrol stratejilerini uygulama eğilimi puanının 0,56 (Beta2) puan artacağını söylemek mümkündür. Otel işletmelerinin mekanik yapıda oldukları gerçeğinden hareketle (bkz: Tablo 17) mekanik yapı tarzındaki bir birimlik artışın, etki ve kontrol stratejilerini uygulama eğilimi puanını 0, 083 (Beta3) kadar azaltacağını söylemek mümkündür.

Bu sonuçlara göre, H1 hipotezini test etmek amacıyla oluşturulan regresyon modellerinden ilki oluşturulan hipotezi destekler niteliktedir.

Tablo 27’de örgütsel ideoloji ile dışsal bağlantılar kurma stratejilerinin uygulanma eğilimi arasındaki ilişkiyi inceleyen çoklu regresyon analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Burada ilerici karar alma, kurumsal sosyal sorumluluk ve organiklik bağımsız değişkenler olup, dışsal bağlantılar kurma stratejilerinin uygulanma eğilimi bağımlı değişkendir.

Tablo 27: Örgütsel Đdeoloji ile Dışsal Bağlantılar Kurma Stratejilerini Uygulama Eğilimi Arasındaki Đlişkileri Đnceleyen Çoklu Regresyon Analizi

BAĞIMSIZ

DEĞĐŞKENLER BETA T SĐG. (P)

Đlerici Karar Alma ,069 ,962 ,337

Kurumsal Sosyal Sorumluluk -,081 -1,142 ,255 Organiklik -,051 -,880 ,380 F 0,692 R 0,083 R2 0,007

Dışsal Bağlantılar Kurma Stratejilerini Uygulama Eğilimi= f (Đlerici Karar Alma, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Organiklik)

Y= B0 + B1.Xika + B2.Xkss + B3.Xorg. – Anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

Oluşturulan bu ikinci model, örgütsel ideolojideki değişimin, dışsal bağlantılar kurma stratejilerinin uygulanma eğilimi üzerinde herhangi bir etki yaratmadığını ortaya koymaktadır. Yani örgütsel ideolojiyi oluşturan boyutlar ile dışsal bağlantılar kurma stratejilerinin uygulanma eğilimi arasında herhangi bir etkileşim ve ilişki ortaya çıkmamıştır.

Araştırma dahilinde oluşturulan ikinci hipotezi test etmek amacıyla belirlenen üçüncü ve son model ise, örgütsel ideoloji ile örgütsel tasarım stratejilerini uygulama eğilimi arasındaki ilişkiye dönük oluşturulmuştur. Tablo 28’de örgütsel ideoloji ile örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimi arasındaki ilişkiyi inceleyen çoklu regresyon analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Burada ilerici karar alma, kurumsal sosyal sorumluluk ve organiklik bağımsız değişkenler olup, örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimi bağımlı değişkendir.

Oluşturulan bu model, örgütsel ideolojideki değişimin, örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimi üzerinde herhangi bir etki yaratmadığını ortaya koymaktadır. Yani örgütsel ideolojiyi oluşturan boyutlar ile örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimi arasında herhangi bir etkileşim ve ilişki söz konusu değildir.

Tablo 28: Örgütsel Đdeoloji ile Örgütsel Tasarım Stratejilerini Uygulama Eğilimi Arasındaki Đlişkileri Đnceleyen Çoklu Regresyon Analizi

BAĞIMSIZ

DEĞĐŞKENLER BETA T SĐG. (P)

Đlerici Karar Alma ,101 1,421 ,156

Kurumsal Sosyal

Sorumluluk -,072 -1,017 ,310

Organiklik ,050 ,853 ,394

F 1,052

R2 0,010

* Değer 0,05 düzeyinde anlamlıdır ** Değer 0,01 düzeyinde anlamlıdır

Örgütsel Tasarım Stratejilerini Uygulama Eğilimi= f (Đlerici Karar Alma, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Organiklik)

Y= B0 + B1.Xika + B2.Xkss + B3.Xorg – Anlamlı bir ilişki bulunamamıştır

Üç çoklu regresyon modelinden elde edilen veriler toplu olarak değerlendirildiğinde, H2

hipotezinin de kısmen desteklendiğini söylemek mümkündür. Otel işletmelerinde mevcut ideolojik değer bileşkesi etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimini etkilerken, dışsal bağlantılar kurma ve örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimleri üzerinde herhangi bir etkiye neden olmamaktadır.

3.3.5.3. Kaynak Bağımlılığını Yönetme Eğiliminin Kaynak Bağımlılığı Düzeyine Etkisine Đlişkin Regresyon Analizi ve Hipotez Testi

Kaynak bağımlılığını yönetme eğiliminin, kaynak bağımlılığı düzeyine olan etkisini incelemek amacıyla, araştırma dahilinde H3 hipotezi geliştirilmiştir.

H3: Kaynak bağımlılığını yönetme eğilimi, örgütlerin kaynak bağımlılığı düzeyini (psikolojik ve yapısal olarak) düşürür.

H3 hipotezinin test edilmesi amacıyla, iki farklı regresyon modelinden yararlanılmıştır.

Đlk model, kaynak bağımlılığını yönetme eğiliminin, algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla oluşturulmuştur. Đkinci model ise, kaynak bağımlılığını yönetme eğiliminin, kaynak bağımlılığı düzeyinin yapısal boyutu üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla oluşturulmuştur.

Tablo 29’da kaynak bağımlılığını yönetme eğilimi ile algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi arasındaki ilişkiyi inceleyen çoklu regresyon analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Burada etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimi, dışsal bağlantılar kurma stratejilerinin uygulanma eğilimi ve örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimi bağımsız değişkenler olup, algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi ise bağımlı değişkendir.

Model algılanan kaynak bağımlılığı değişiminin % 53,7 (R2)’sini açıklamaktadır. Diğer bir deyişle, kaynak bağımlılığını yönetme eğilimini oluşturan boyutlar (etki ve kontrol

stratejileri, dışsal bağlantılar kurma ve örgütsel tasarım stratejileri), algılanan kaynak bağımlılığı düzeyindeki değişimin % 53,7’sini açıklamaktadır. Tablo 3.22’ye göre, etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimi ile algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi ilişkisinin doğrusal ve negatif yönlü olduğu görülmektedir. Dışsal bağlantılar kurma ve örgütsel tasarım stratejilerini uygulama eğiliminin ise algılanan kaynak bağımlılığı düzeyine anlamlı bir etkisinin olduğu saptanmamıştır. Bu modele göre etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimi bir puan arttığında, algılanan kaynak bağımlılığı düzeyi 0,734 (beta1) puan azalmaktadır. Dışsal bağlantılar kurma ve örgütsel tasarım stratejilerini uygulama eğiliminin ise algılanan kaynak bağımlılığı düzeyindeki artış ve azalışa herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Tablo 29: Kaynak Bağımlılığını Yönetme Eğilimi ve Algılanan Kaynak Bağımlılığı Düzeyi Arasındaki Đlişkileri Đnceleyen Çoklu Regresyon Analizi

BAĞIMSIZ DEĞĐŞKENLER BETA T SĐG. (P) Etki ve Kontrol Stratejileri -,734 -18,543** ,000 Dışsal Bağlantılar Kurma Stratejileri -,025 -,629 ,530 Örgütsel Tasarım Stratejileri -,035 -,880 ,380 F 115,316** R 0,733 R2 0,537

* Değer 0,05 düzeyinde anlamlıdır ** Değer 0,01 düzeyinde anlamlıdır

Algılanan Kaynak Bağımlılığı Düzeyi= f (Etki ve Kontrol Stratejileri, Dışsal Bağlantılar Kurma, Örgütsel Tasarım)

Y= B0 + B1.Xek + B2.Xdbk + B3.Xöt

Y= (-0,734).Xek + (0,000). Xdbk + (0,000). Xöt

Bu sonuçlara göre, H3 hipotezini test etmek amacıyla oluşturulan regresyon modellerinden ilkinin oluşturulan hipotezi destekler nitelikte olduğu söylenebilir.

Tablo 30’da kaynak bağımlılığını yönetme eğilimi ile kaynak bağımlılığının yapısal boyutu arasındaki ilişkiyi inceleyen çoklu regresyon analizi sonuçlarına yer verilmiştir. Burada etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimi, dışsal bağlantılar kurma stratejilerinin uygulanma eğilimi ve örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimi bağımsız değişkenler olup, yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi bağımlı değişkendir. Tablo 30: Kaynak Bağımlılığını Yönetme Eğilimi ile Yapısal Kaynak Bağımlılığı Düzeyi Arasındaki Đlişkileri Đnceleyen Çoklu Regresyon Analizi

BAĞIMSIZ DEĞĐŞKENLER BETA T SĐG. (P) Etki ve Kontrol Stratejileri -,006 -,099 ,921 Dışsal Bağlantılar Kurma Stratejileri ,102 1,791 ,074 Örgütsel Tasarım Stratejileri -,225 -3,967** ,000 F 7,456** R 0,264 R2 0,070

* Değer 0,05 düzeyinde anlamlıdır ** Değer 0,01 düzeyinde anlamlıdır

Yapısal Kaynak Bağımlılığı Düzeyi= f (Etki ve Kontrol Stratejileri, Dışsal Bağlantılar Kurma, Örgütsel Tasarım)

Y= B0 + B1.Xek + B2.Xdbk + B3.Xöt

Y= (0.000).Xek + (0,000). Xdbk + (-0,225). Xöt

Model yapısal kaynak bağımlılığı değişiminin % 7 (R2)’sini açıklamaktadır. Diğer bir deyişle, kaynak bağımlılığını yönetme eğilimini oluşturan boyutlar (etki ve kontrol stratejileri, dışsal bağlantılar kurma ve örgütsel tasarım stratejileri), yapısal kaynak bağımlılığı düzeyindeki değişimin % 7’sini açıklamaktadır. Tablo 30’a göre, etki ve kontrol stratejilerinin uygulanma eğilimi ile yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi arasında herhangi anlamlı bir ilişki ve etkileşim saptanmamıştır. Yine dışsal bağlantılar kurma stratejilerinin uygulanma eğilimi ile yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi arasında da herhangi bir anlamlı ilişki belirlenememiştir. Buna karşılık örgütsel tasarım

stratejilerinin uygulanma eğilimi ile yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi arasında doğrusal ve negatif yönlü bir ilişki olduğu söylenebilir. Örgütsel tasarım stratejilerinin uygulanma eğilimi bir puan arttığında, yapısal kaynak bağımlılığı düzeyi 0,225 (beta3) puan azalmaktadır. Etki ve kontrol stratejileri ile dışsal bağlantılar kurma stratejilerini uygulama eğiliminin ise yapısal kaynak bağımlılığı düzeyindeki artış ve azalışa herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Bu sonuçlar ile H3 hipotezini test etmek amacıyla oluşturulan regresyon modellerinden ikincisinin oluşturulan hipotezi destekler nitelikte olmadığı ortaya çıkmaktadır.

Đki çoklu regresyon modelinden elde edilen veriler toplu olarak değerlendirildiğinde, H3

hipotezinin de kısmen desteklendiğini söylemek mümkündür.

Sonuç: Analizlerin Değerlendirilmesi

Araştırma sonucu elde edilen istatistiki veriler genel olarak değerlendirildiğinde, araştırmaya katılan otel işletmelerinin dışa olan bağımlılıklarını minimize etmelerinde üst yönetimlerin ideolojik yönelimlerinin etkili olduğu görülmektedir.

Araştırmaya katılan otel işletmelerinin çoğunluğunun kaynak bağımlılığını yönetmek amacıyla “örgütsel tasarım” ile “etki ve kontrol” stratejilerini uyguladıkları belirlenmiştir. Dışsal taleplere boyun eğmenin maliyetini minimize etmek amacıyla örgüt içi yeni alt birimler kuran, bu alt birimler arası koordinasyonu sağlayan ve yeni teknolojilere yatırım yapan otel işletmeleri yöneticileri, bu şekilde “örgütsel tasarım” stratejilerini uygulayarak, kaynaklara olan yapısal bağımlılıklarını düşük bir oranda da olsa azaltmışlardır. Ancak buna rağmen, işletmelerin kaynaklara olan yapısal bağımlılıkları, algılanan düzeye göre oldukça yüksek sonuçlar vermiştir. Aynı zamanda, örgütsel tasarım stratejilerinin kaynak bağımlılığının algılanan boyutu üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı görülmektedir. Otel işletmelerinde yöneticilerin büyük çoğunluğu “organik” yapı tarzını benimsememekte, açık sistem teorisyenlerinin önerdiği dış çevre ile uyumlu örgüt yapısını yeterince uygulamamaktadır. Örgüt içinde kurulan yeni alt birimlerin mekanik bir yapı dahilinde görev yapıyor olması, “örgütsel tasarım” stratejilerinin etkinliğini bu anlamda düşürmüş olabilir.

Kaynak bağımlılığını yönetmek amacıyla “bağımlılık yaratabilecek örgütlerle faydalı ilişkiler kurma” yolunu seçmeyen işletme yöneticileri, diğer örgütlerle olan ilişkilerini

zayıflatarak, kurdukları yeni alt birimlerle (halkla ilişkiler, ar-ge, pazarlama departmanları gibi) içe dönük yapılanmalar oluşturma yolunu seçmişlerdir. Örgüt içi yapılanmaların desteklenmesi amacıyla da yöneticiler, dış çevreye yönelik somut adımlar atma yolunu seçmişlerdir. Bu bağlamda araştırmaya katılan otel işletmeleri yöneticilerinin büyük çoğunluğu, dışsal talepleri bağımlılığı azaltarak veya dengeleyici güçler kazanarak önlemek amacıyla “etki ve kontrol” stratejilerini uygulamışlardır. Bu stratejilerin uygulanması otel işletmelerinin, belirli acente ve şirketlere olan bağımlılıklarının azalmasında etkili bir rol üstlenmiştir.

Đşletmelerin çoğu tarafından sıklıkla uygulanan yeni etki alanları seçme ve mevcut etki alanını kontrol etme yönündeki stratejiler, üst yönetimlerce algılanan kaynak bağımlılığı düzeyini önemli ölçüde düşürmüştür. Yeni etki alanları seçmek ve mevcut etki alanını kontrol etmek amacıyla alternatif pazarlara giriş yapan, coğrafi genişleme yolunu seçen, sürekli yeni ve farklı ürünler geliştiren, tanıtım ve halkla ilişkilere yatırım yapan, anlaşmalı acentelerle pazarlık görüşmelerine oturan, ticari birlikler oluşturan otel işletmeleri, sözkonusu bu stratejilerin uygulanmasında örgütsel ideolojinin işlevsel niteliklerinden yararlanmışlardır. Bir taraftan etki ve kontrol stratejilerini işletmelerinde sıklıkla uygulayan yöneticiler bu stratejileri rasyonel, sistematik, bilimsel, koordineli ve aynı zamanda sosyal sorumluluğa sahip bir anlayış içinde yürütmüşlerdir. Bu nedenle örgütsel ideolojiyi oluşturan ilerici karar alma ve kurumsal sosyal sorumluluk boyutları, kaynak bağımlılığını yönetme stratejilerinin etkinliğini önemli ölçüde arttırmıştır.

Örgütsel ideolojiyi oluşturan boyutların kendi içinde işlevsel nitelikleri ile birlikte, örgütlerde güçlü ideolojik koalisyonların oluşturduğu örgüt içi sinerji de kaynak bağımlılığının yönetilmesinde etkili olmuştur. Elde edilen nicel veriler göstermektedir ki, örgütsel ideolojinin fonksiyonel işlevlerinden (dış çevreye karşı meşruiyet kazandırıcı, performans arttırıcı, motivasyon sağlayıcı, örgüte rehberlik edici vs.) yararlanan işletmeler, kaynak bağımlılığı sonucu oluşan asimetrik gücü daha etkili biçimde dengeleyebilmektedirler.

Örgütsel ideolojinin yapısal boyutlarından “ilerici karar alma” ve “kurumsal sosyal sorumluluk” boyutları, aynı zamanda doğrudan, kaynak bağımlılığının algılanan boyutunu da düşürmüştür. Đşletme yöneticilerinin ilerici karar alma ve kurumsal sosyal sorumluluğa yönelik ideolojik inanç ve değerleri, kaynaklara olan psikolojik

bağımlılıklarını azaltmış, bu şekilde otel işletmeleri yöneticileri kültür-strateji uyumunu sağlayarak dış baskıların önüne geçebilmişlerdir.

SONUÇ VE ÖNERĐLER

Ekosistemde yaşam alanı bulan her biyolojik varlığın hayatta kalabilmek için besine ihtiyacı olduğu gibi, insan eliyle oluşturulmuş sosyal ve iktisadi bir varlık olan örgütlerin de varlıklarını devam ettirebilmeleri için kaynağa ihtiyaçları vardır. Örgütler, kendileri için hayati önem taşıyan bu kaynakların büyük bir kısmını çevreleri ile girdikleri karşılıklı ilişkiler sonucu elde ederler.

Örgütler dış çevreleri ile kurdukları kaynağa dayalı ilişkiler sonucunda, zamanla kaynağı elinde bulunduran çevresel faktöre bağımlı kalabilirler. Bu bağımlılık, belirli bir süreç dahilinde kaynağı elinde bulunduran çevresel faktörün “güç” kazanması ve kaynak ihtiyacı olan odak örgütü baskı yoluyla kontrol etmesi ile sonuçlanabilir. Kaynak bağımlılığı kuramı, içsel kaynak ihtiyacı olan örgütlerin diğer örgütlerle girdikleri kaynağa dayalı ilişkiler sonucu oluşması muhtemel asimetrik gücü ve bu gücün doğurduğu sonuçları incelemektedir. Kuram, örgütleri pasif yapılar olarak değil, çevresel ilişkilerine yönelik stratejiler geliştirip, bunları uygulayan aktif oluşumlar olarak ele almaktadır. Yani, örgütlerarası kaynağa dayalı ilişkilerin doğurabileceği bağımlılığı ve asimetrik gücü dengelemek için örgütler yönetim mekanizmasından etkili bir biçimde yararlanmak zorundadırlar.

Kaynak bağımlılığı kuramı, dışsal bağımlılıklarını yönetmeleri için örgütlere çeşitli stratejik alternatifler sunmaktadır. Kuramın öncüleri, işletme politikalarına uygun olarak sözkonusu stratejileri uygulayan örgütlerin dışa olan bağımlılıklarını azaltacaklarını ileri sürmüşlerdir.

Bu çalışma ise, 1970’li yılların sonlarında geliştirilen kaynak bağımlılığı kuramına “postmodernist” bir bakış açısını entegre etmeye çalışmıştır. Bu çalışma örgütlere