• Sonuç bulunamadı

Değişimi Gerektiren Gelişmeler, Nedenleri ve Amaçları

10. İletişim modelleri: Örgütsel iletişimin, resmi otorite ve hiyerarşiyle ne kadarının

1.2.1 Değişimi Gerektiren Gelişmeler, Nedenleri ve Amaçları

Değişim bir moda olmaktan öte, bir zorunluluk ve günümüzün olmazsa olmaz kavramı hâline dönüşmüş ve gittikçe hızı artan bir trend izlemektedir. Örneğin; eskiden iki, üç yılda bir model yenileyen otomotiv sektörü her yıl model yenilemektedir. Cep telefonlarının işlevleri ve modelleri ise, üç ayda bir yenilenmektedir.

Değişimin artmasında en önemli neden, bilişim teknolojilerinin ulaştığı noktadır. Artık, bilgiyi üretmek, kullanmak, iletmek, depolamak, yönetmek, paylaşmak ve bilgiye ulaşmak çok daha kolay, hızlı ve ucuz gerçekleşmektedir. Değişimi körükleyen bir diğer faktör ise, günümüzün küresel yapısı ve onun etkisiyle artan rekabet koşullarıdır. Küreselleşme kavramı, özelleşme, uluslar arası taşıma ve ulaşım imkanlarındaki artış, sınırsız iletişim ve haberleşme, ekonomik anlamda serbestiler, bloklar ve güçlü bölgesel kutuplaşmalar gibi

çeşitleri gelişme ve oluşumların doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.

Küreselleşmenin oluşumunda büyük rol oynayan bilgi teknolojisi, haberleşme, iş birliği faaliyetleri, ticarî faaliyetler ile tanıtım amaçlı faaliyetleri kolay ve hızlı bir yapıya dönüştürmüştür. Artık pazardaki bütün rakipler, bilgi teknolojisinin ekonomik hayata etkisinden dolayı, bir anda çok farklı ve tehdit edici bir yapıya bürünebilmektedir Küreselleşen dünyada, ekonomik, politik, teknolojik açılımlar, yepyeni rekabet koşullarını da beraberinde getirmiştir. Politik birleşme ve bütünleşmeler, ekonomik birlikteliklerle güçlenmiş, dünya üzerinde bu yönde bölgesel ve küresel oluşumlar hayat bulmuştur. Görece siyasi sınırlar, bütünleşme yönünde yapılan anlaşmalar ile sağlanan ekonomik kolaylıklar ve kolaylıkla elde edilebilen teknolojik bilgiler, küresel arenada aktör sayısını hızla artırmıştır. Artık küresel yönetimler geçerlidir. Çünkü sistemlerle birlikte müşterilerde küreselleşmiş, ortak değerler belirmiştir.

Küresel rekabet ortamında, gelecek erimli olmak ve çağdaş gelişmelere ayak uydurmak kaçınılmaz bir yaklaşımdır. İşletmecilik bağlamında bu tarz felsefe; “İçinde bulunulan gün, en mükemmel şekliyle yaşanıyor olsa bile; o noktada kalındığında çok gerilere düşülebilir.” şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Değişim gereklerini karşılama yarışında öne geçenler; performansları yanında stil farklılıklarına sahip olanlardır. Yaklaşım farklılıkları; yaratıcılıkları ve geleceği okuyup bu günden yaratma, şekillendirme yönündeki çabalarıdır. Doğru stratejiler oluşturan ve izleyen işletmeler, adımlarını daha emin atmakta, rekabette avantaj sağlamaktadır. Doğru ve etkili rekabet stratejilerinin oluşumu, özümsenmiş değişim gücü ve becerisi ile doğru orantılıdır. Etkinlik kaynağı ise işletmelerin vizyonu olmaktadır (Hazır, 2004).

İşletmeler Koçel’ e göre (2003;694-695) iki ana nedenden dolayı değişime ihtiyaç duyarlar. Bunlar;

Dışsal Nedenler: İşletme bir sistem olarak ele alındığında, her işletme dış çevresinden aldığı çeşitli inputları, belli teknoloji düzeyindeki üretim süreci içinde

değiştirir ve elde ettiği outputu yine dış çevresine verir. Bu dışsal nedenler, Teknoloji, Rekabet, Ekonomik Koşullar ve sosyal, kültürel ve demografik koşullardır. İşletmeler dışsal nedenleri pekte fazla kontrol edemezler. İçsel Nedenler: Değişime zorlan içsel nedenler, işletmelerin iç bünyelerindeki bazı gelişme, durum ve olaylar ile ilgidir. Örneğin düşük verimlilik, satışların düşmesi, düşük moral-motivasyon düzeyi, kişiler veya gruplar arası yoğun çatışmalar, personelin yükselen eğitim düzeyi ve bekleyişler gibi unsurlar, organizasyon içinde çeşitli konularda değişiklikler yapılması ile sonuçlanır. Bununla beraber işletme içindeki yaratıcılık sonucu ortaya çıkan yenilik, icat, fikir, teknoloji ve hizmet türleri de değişime neden olabilirler. Değişime gereksinim duyulan konular aşağıdaki gibi kısaca da sıralanabilir (Kaynar: 2004):

• Globalleşme ve rekabet

• Uluslar arası ve bölgesel entegrasyonların önem kazanması

• Bilgi teknolojilerindeki gelişmeler, • Malzeme teknolojilerinde ki gelişmeler,

• Yeni teknolojik buluşlar,

• Yeni pazarların oluşması ve pazarda lider olma yarışı • İnsan kaynağının öneminin her geçen gün artması, • Değişen demografik yapı ( cinsiyet, dil, din, ırk, kültür…)

• Örgüt içerisinde olabilecek verim düşüklüğü, • Motivasyon eksikliği,

• Kişiler yada takımlar arası çatışmalar, • Personelin eğitim düzeyi ve beklentileri • Ekonomik koşullar,

• Sosyal eğilimler

• Müşteri taleplerindeki değişim, • Kamu tekelinin azalması, • Doğal çevre değişimi, • Hukuksal değişiklikler

Bu şekilde daha birçok neden bulunabilir. Yukarıda geçen nedenlere bakıldığında bir genelleme yapılırsa gelişen teknoloji tamamıyla çağımızdaki değişimlerin temel nedenidir diyebiliriz. Olaya geniş bir perspektiften bakarsak teknoloji değişimi ile iletişimde herhangi bir sınırın olmaması dolayısıyla belirli bir globalleşme, yeni makineler ve dolayısıyla bu makineleri

kullanacak nitelikli işgücü, teknolojiyle yönlenen sosyal ve kültürel çevre, müşteriye sunulan malların çeşitlenmesi ve buna binaen müşterinin farklı taleplerde bulunması gibi teknolojinin yaşantımızda ki etkinliği tamamıyla bizi yönlendirmektedir ve sürekli olarak değişime itmektedir.

İşletmeler mal ve hizmeti üretip satarken, kârlarını en üst seviyeye çıkarmak isterler ve işletme fonksiyonlarını bu amaç doğrultusunda yönlendirirler. İşletmeler faaliyetlerinden en fazla şekilde verimlilik alabilmek ve bunun sonucunda kâr sağlayabilmek için değişen şartlara da ayak uydurmak zorundadırlar. Yani yapılan değişiklikler, işletmenin yüksek kâr, verimlilik gibi bazı amaçlarına ulaşmasında yardımcı olur. Bunun gibi değişimin diğer bazı amaçlarını şöyle sıralayabiliriz (Kaynar, 2004).

- Örgütün etkinliğini ve verimliliğini artırmak, -Teknolojiyi takip ederek uyum sağlamak, -Koordinasyonu güçlendirmek,

-Geleceğe hazır olabilmek

-İşletme içerisinde ki motivasyonun artmasını sağlamak,

-Müşteri memnuniyetini sağlamak.

Örgütsel değişimin amacı, örgütsel etkinliği artırmak, bazen de azalmasına engel olmaktır. Bunu ise içinde bulunulan ekonomik şartlar ve Pazar koşulları gibi unsurlar belirler. Örgütlerin etkinliğini tam olarak ölçebilmek için rekabet koşullarının eksiksiz oluşması gerekmektedir. Örneğin; dünyanın en ciddi ve yolcularına en kötü davranan, Rusya’nın Sovyet döneminden kalma havayolu şirketi Aeroflat, tekel olduğu dönemlerde önemsemediği imajı, Pazar ekonomisin koşullarında şirkete milyonlarca dolar kaybettirince paniğe kapıldı. Kabin görevlilerine “gülümseyin” talimatı veren şirket, amblemindeki orak- çekici atma, hosteslerin askeri üniformaya benzeyen giysilerini değiştirme, hatta yolcularına seçenekli mönü sunma kararı aldı. Örnek’te görüleceği gibi, tekel olduğu dönemde etkin gibi görünen kuruluşun, rekabet koşullarında gerçek etkinlik derecesi ortaya çıktığında

başta örgüt kültürü olmak üzere, radikal değişim kararları aldığına tanık olmaktayız.

Genel olarak örgütsel değişime neden ihityaç duyulur sorusunun cevabı, örgütsel ve çevresel unsurlardanda meyadan gelen değişimlerdir. Bir örgütteki örgütsel unsurlar yapı, insan unsuru, teknoloji ve ürün/hizmet olarak düşünülebilir. Örgütün yapı ve amaçlarında, politikalarında, ödül ve ceza sistemlerinde, iş gören tutum, davranış, beceri ve beklentilerinde, kullanılan makine ve techizatın teknolojisinde ve nihayet mal ve hzimet unsurlarında meydana gelebilecek bir değişim örgütsel değişmeyi gerekli kılabileceği gibi, kültür, endüstri, insan kaynakları, pazar, finansal kaynaklar, ekonomik koşullar, hükümet politikaları vb. çevresel koşullarda meydana gelebeilecek her hangi bir değişime de örgütsel değişimin nedenleri arasında yer alabilir ( Marşap, 1995:42).

Benzer Belgeler