• Sonuç bulunamadı

2.7. Kurumsal İmajın Oluşturulması

2.7.4. Değerlendirme Aşaması

Uygulamanın her aşamasında tüm iletişim ağları açık tutularak geri besleme alınıp değerlendirilmelidir ve yapılan çalışmanın arzulanan sonuçları verip vermediği tespit edilerek çalışmalara bu verilerden yaralanılarak devam edilmelidir (Örer, 2006: 17).

Elde edilen veriler, hedef kitleye ulaştırılan mesajların geri dönüşümleriyle karşılaştırılarak sonuçlar netleştirilmelidir. Veriler doğrultusunda firmanın hangi pozisyondan hangi pozisyona geldiği, hatta nereye doğru gittiği konularında işletmenin hangi sorunlarının çözümlenebildiği, daha neler yapması gerektiği, sonuç olarak da bir daha özellikle nelerin yapılamaması gerektiğini ortaya koyması açısından son derece önemlidir. Ayrıca bu rapor, rakamlardan oluştuğu için bilimsel doğruları da taşımaktadır ve gerçekliliği yüksektir (Biçer, 2006: 79).

Kurumun iç ve dış çevre ile olan ilişkileri iletişimle sağlandığı için iletişim, kurumun imajında çok önemli faktördür. Kuramsal imajın değerlendirilmesinde objektif sonuçlar alabilmek amacıyla iletişimin açık ve samimi olmasına dikkat edilmelidir. (Örer, 2006: 17).

Bilgi birikiminin ve kaliteli eğitim anlayışının önemli olduğu bu dönemde, yükseköğretim kurumlarının da önemi artmaktadır. Kurumların daha çok akademik ve teknik bilgisi kişileri tercih etmesinden dolayı, yükseköğretim kurumları

Kurumsal imajda en önemli unsur “insan” unsuru olduğu için, turizm sektöründe kurumsal imajın önemi oldukça fazladır. Turizm sektörünün hizmet sektörü olmasından dolayı, çalışan personelin hizmet sektörü hakkında yeterli bilgiye sahip, yeterli sektör deneyimi olan ve yeterli derece dil bilen kişilerden oluşması gerekmektedir. Bu noktada turizm lisans okulları ve ön lisans okullarının önemi artmaktadır.

BÖLÜM III

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI VE DÜZCE ÜNİVERSİTESİ AKÇAKOCA TURİZM İŞLETMECİLİĞİ VE OTELCİLİK YÜKSEKOKULU

HAKKINDA BİLGİ

Bilim ve teknolojinin gelişmesinde vazgeçilmez bir unsur ve toplum için bilgi üretim merkezi olan yükseköğretim kurumları, teknoloji ve onun kaynağını oluşturan bilimin doğrudan bir üretici gücü haline gelmiştir. Artık üretimde yetkinlik, bilim ve teknolojide yetkinlik olarak anlaşılmaktadır. Bu sebepten dolayı bilim ve teknoloji, ekonomik büyüme ve toplumsal refah açısından stratejik bir önem kazanmıştır. Gelişmiş ülkelerde yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda geliştirilen yeni teknolojilerin yeni üretim ve ürün teknolojilerine dönüşmesi süreçleri, iç içe, birbirini takip eden süreçler olarak ortaya çıkmaktadır (Rodoplu, 2009).

Yükseköğretim kurumlarının bu amaçları yanında, diğer bir amacı ise; önlisans, lisans ve lisansüstü programlarda çağdaş ve modern eğitim sağlayan, öncü kurumlar olarak, güçlü ahlaki ve demokratik değerlere sahip, Atatürk İlkelerine bağlı bireyler yetiştirmektir. Yükseköğretim kurumlarının ulusal ve uluslararası davranışlara sahip, modern bir kurum olarak vizyonu, çağdaş eğitim ve araştırma programlarını hayata geçirerek, genç nesli küresel dünyada rekabet etmek üzere eğiten, akademik ve profesyonel mükemmeliyette bir odak noktası olmaktır. Bu yüzden, yükseköğretim kurumları; Türk akademik dünyasındaki konumu, hem ulusal eğitim sorumluluğu, hem de çağdaş eğitim kavramlarına dayanarak önem arz ettiği söylenebilir (Yeditepe Üniversitesi Eua Değerlendirme Raporu, 2007: 4).

Yükseköğretim kurumları, eğitimin son noktası ve eğitim sisteminin en üst kademesi olmalarından dolayı ülke kalkınmasında gereksinim duyulan mesleklere öğrenci yetiştiren kurumlardır. Yükseköğretim kurumlarında nitelikli eğitimin yanında yapılan araştırmalarla da bilime katkı sağlanır. Ayrıca yükseköğretim kurumları topluma hizmet etmeyle görevli kurumlardandır. Seminer, kurs, gezici ekipler, yaz okulları, araştırma merkezleri vb. aracılığıyla topluma hizmet verirler (Üzümcü ve Bayraktar, 2009).

Bu bölümde, yükseköğretim kurumları ve turizm eğitimi veren Düzce Üniversitesi, Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu hakkında detaylı bilgi verilmiştir.

1981 yılında 1.4 milyon kişinin giriş yaptığı ve turizmden 400 Milyon Dolar gelirin elde edildiği Türkiye, Dünya ortalamasının üzerinde hızla büyümüş olan bir ülkedir (Tuyluoğlu, 2003: 13). 2008 yılında 30,9 milyon turisti ağırlaması ve 21,9 milyar dolar turizm geliri elde etmesi bunun en büyük göstergesidir (TUİK, 2009). Bu gelişmeler neticesinde turizme verilen değerin artması ve müşteri beklentilerini karşılayacak işletmelerin olması ve eğitim kalitesi yüksek personelin çalışması turizm sektörüne katkısı büyük olacaktır.

Türk turizminin beklenen yararı sağlaması ve uluslararası alanda rekabet gücünü arttırabilmesi için yapılan işin uluslararası standartlarda olması ve emek yoğun olan bu sektörde çalışan kişilere turizm bilincinin , mesleki değerlerin ve evrensel değerlerin benimsetilmesi nitelikli bir eğitimle mümkündür. Türkiye’de 2000’li yıllarda üniversitelerin turizm ile ilgili bölümlerinden mezun olan öğrencilerin yaklaşık %80’inin turizm sektörünü tercih etmeyerek başka sektörlere yönelmesi, bu alanda verilen eğitimin yetersizliğinin en büyük göstergesidir. Bu kişilerin eğitimini aldıkları alanda çalışmaları ve turizm ile ilgili iş kollarını meslek olarak benimsemeleri ancak nitelikli bir eğitim ile mümkün olacaktır (Üzümcü ve Bayraktar, 2009).

Öğrencinin mesleğe ilişkin teknik becerilerini arttırmak bu eğitim kurumlarının amaçları olmalıdır. Öğrenciye kazandırılacak bu özellikler, karşılaşabilecekleri sorunlar karşısında çözüm üretme yeteneklerini geliştirirken, yetki ve sorumlulukları arasında denge kurmalarını sağlayacaktır. Turizmle ilgili yüksek öğrenim kurumlarından mezun olan öğrenciler bu konu ile ilgili özel bilgi ve beceriye sahip olmalıdır. Verilen eğitimle öğrenciye mesleki bilgi ve beceri yanı sıra sevgi, saygı, dürüstlük, hoşgörü, gibi değerleri içinde barındıran davranış biçimleri kazandırılmalı ve turizm bilinci aşılanmalıdır. Turiste karşı eşit ve dürüst hizmet vermenin ahlak ve terbiyesi bu kişilere benimsetilmelidir (Kızılırmak, 2009).