• Sonuç bulunamadı

3. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

3.6. Dış Ticaret ve Sivil Toplum İlişkisi

Uluslararası düzeyde etkinliği olan kuruluşlar olmaları, sivil toplum kuruluşlarının dış ticaretle olan ilişkisini meydana getirmektedir. Dünyanın farklı ülkelerinde sivil toplum kuruluşlarının ülkeler arasındaki politik ve ekonomik problemlerin çözümünde aracı rolde bulundukları bilinmektedir ve buna yönelik örnekler bulunmaktadır. Türkiye için de geçerli olan bu durum sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'nin dış ticaretinin gelişmesine yönelik çabalarını beraberinde getirmiştir.

Yürütülen sivil toplum faaliyetleri aracılığıyla temel amaç Türkiye'nin ekonomisini ve dış ticaretini geliştirmek olacak şekilde çaba gösterilmektedir. Böylece sivil toplum kuruluşları uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin yer almasını sağlayarak ekonomik ilişkiler kurulmasında etkisini göstermektedir (Aydemir, 2016: 358). Sivil toplum ve dış ticaret ilişkisinde bu yöndeki faaliyetler önemli bir yere sahiptir.

TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB, Türkiye'nin dış ticaretine katkı sağlayan başlıca sivil toplum örgütleri olarak ön plana çıkmaktadır. Özellikle TÜSİAD, dünyanın farklı yerlerinde temsilcilikleri bulunan ve Türkiye'nin dış ticaretine katkı sağlama potansiyeli daha yüksek olan bir sivil toplum örgütüdür (TÜSİAD, 2019). Dış ticaret hacmini geliştirmek ve daha fazla ihracat yapma hedefleri olan Türkiye'nin uluslararası düzeyde faaliyet gösteren ve etkiliği olan sivil toplum örgütlerinin sayısını artırmasının hedeflere katkı sağlaması beklenmektedir.

58 TÜSİAD’ın ardından yurtdışındaki yapılanmasıyla öne çıkan sivil toplum kuruluşlarından birisi de MÜSİAD’dır. 88 ülkede faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu olarak MÜSİAD, Türkiye'nin uluslararası düzeyde daha fazla temsil edilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Benzer şekilde TOBB tarafından açılan yurtdışı temsilciliklerinin varlığından bahsedilmesi mümkündür (TOBB, 2017; Şahin, 2013: 243).

Tüm bunlar Türkiye'nin dış ticaret hedeflerinin gerçekleştirilmesi bakımından dikkate alınarak geliştirilmesi gereken bir konu niteliği taşımaktadır.

Bu noktada, Türkiye’nin uluslararası ekonomik faaliyetlerinde rehberlik ve aracılık eden Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)’ten de bahsetmek gerekmektedir.

DEİK, Türk özel sektörünün, başta dış ticaret olmak üzere uluslararası alandaki yatırımlar, ekonomik ilişkiler, lojistik ve müteahhitlik gibi pek çok alandaki ilişkileri düzenlemekte olan bir kuruldur. Kamusal ve özel alandaki ekonomik faaliyetleri yönlendirebilme, yeniyi savunma ve dünya ticaretinde önemli pay sahşbi olma gibi vizyonlara sahip olan DEİK, Kurucu Kuruluşları ve üyelerinin temsil ettiği kuruluşlar itibariyle, Türkiye ekonomisinde üretim, katma değer, kayıtlı istihdam ve dış ticaret gibi alanlarda önemli temsil yeteneğine sahiptir (DEİK, 2019).

Merkezi İstanbul’da yer alan DEİK’in, Türkiye’nin diğer ülkelerle olan iktisadi, mali, ticari etkinliklerini artırmak amacıyla çalışmalar yapmak, benzer kurum ve kuruluşlar ile gerçekleştirdiği görüşmelerin uygun koşullarda sağlanması ve ilişkilerinin olumlu yönde ilerlemesi için gereken kararları vermek ve bu alanda hali hazırda var olan imkanların değerlendirilebilmesi için katkıda bulunmak gibi görevleri mevcuttur (TOBB, 2019).

Bu noktada DEİK’in dış ticaret ile ilgili gelişmeler konusunda yaptığı araştırmalar ve uyguladığı mevzuatların öneminden bahsetmek yararlı olacaktır. DEİK’in kurumsal olarak iş birliği sağlayabilmesi açısından oldukça önem taşıyan iş konseyler, üç farklı yapıda ve 120’yi aşkın sayıda hizmet vermektedir. Bu konseylerden ilki olan ikili iş konseyleri, günümüzde 114 ayrı ülkeye yayılmış olan ve bulundukları ülkelerin dış ticaret hacmiyle ilgilenen konseylerdir. Söz konusu iş konseyler, Türk tarafı ve muhatap tarafı olmak üzere iki ayrı kısımdan oluşmaktadır. Türkiye’nin DEİK’e üye diğer ülkelerle olan dış ticaret ilişkisi, iş konseylerinin muhatap tarafı ile gerçekleştirilmektedir. Söz konusu muhatap taraf bünyesinde gelişmiş pek çok şirketi barındırmaktadır. Bununla birlikte,

59 Türkiye’nin küresel değer zincirindeki statüsünün daha yükseğe taşınabilmesi için DEİK bünyesinde kurulan bir diğer iş konseyi, sektörel iş konseyidir. Lojistik, Sağlık Turizmi, Eğitim Ekonomisi gibi pek çok ayrı sektörde etkinlik sağlayan sektörel iş konseyleri, dış ticaret ilişkilerinin düzenlenmesi bakımından da önemli bir konumda yer almaktadır (Özçelik, 2015: 3-5).

Burada faaliyetlerinden bahsedilmesi gereken bir diğer sivil toplum kuruluşu da Türkiye Müteahhitler Birliği’dir. 1952 yılında Ankara’da kurulmuş ve faaliyete geçmiş bir sivil toplum örgütü olan Türkiye Müteahhitler Birliği, Türkiye’deki inşaat şirketlerini yurt dışı alanda temsil etmektedir. Yönetim kurulu, denetleme kurulu, yüksek danışma kurulu ve genel sekreterlik olmak üzere dört ana birimden oluşmaktadır. Türkiye Müteahhitler Birliği’ne üye inşaat şirketleri incelendiğinde, bu şirketlerin yurtdışı alanda hizmet verdikleri, dolayısıyla ülkenin dış ticaret hacmine katkıda bulundukları göze çarpmaktadır. Küresel düzeyde adını duyurmuş bu şirketler bugüne kadar Türk Müteahhitler Birliği’nin üstlendiği Türkiye içi projelerin %70’ini, Türkiye dışı projelerin ise yaklaşık yüzde 90’ını gerçekleştirmişlerdir.

Türk Müteahhitler Birliği, Türkiye dışındaki ilk faaliyetlerini kurulduktan yaklaşık yirmi sene kadar sonra Libya’da gerçekleştirmişlerdir. Bu faaliyetin hayata geçtiği 1972 yılından bu yana Türk Müteahhitleri Birliği, totalde 123 ülkede faaliyet göstermiş ve toplamda yaklaşık 380 milyar dolarlık proje üstlenmiştir. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin Aralık 2018 itibariyle üstlendiği proje sayısı ise 9600’dür. Bu faaliyetler göz önüne alındığında, Türkiye Müteahhitler Birliği’nin Türkiye dış ticaret hacminde ve ticaret ilişkilerinde önemli role sahip olduğunu söylemek mümkündür.

Bununla birlikte Türkiye Müteahhitler Birliği, geçmişten bugüne kadar yalnızca inşaat alanında faaliyet göstermemiştir. Bugün hala daha Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri, enerji, turizm, sağlık, ulaşım gibi çeşitli alanlarda etkinlik gösteren firmalardan oluşmaktadır (TMB, 2019).

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin, diğer sivil toplum örgütleri gibi birtakım amaçları bulunmaktadır. Bu amaçlar, aşağıdaki gibidir (TMB, 2019):

i. Sektörle yakından alakalı bir durum olduğunda, kamuoyunun bilinçlenmesini sağlamak.

60 ii. Yurtiçi ve yurtdışı alanda çeşitli firmalarla iş birlikleri yapmak.

iii. Türkiye Müteahhitler Birliği’ne üye firmaların haklarını kollamak, çıkar elde etmelerini sağlamak.

iv. Mesleki standartlar ve iş etiğini geliştirmek.

v. Türkiye Müteahhitler Birliği’ne üye firmaların ulusal ve uluslararası alandaki rekabet edebilme potansiyelini artırmak.

61

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM