• Sonuç bulunamadı

4. GELENEKSEL YAPI MALZEMELERİNDEN YENİ MALZEMELERE

4.4. Bilimdeki Gelişmelerin Yeni Yapı Malzemeleri Sürecine Etkileri

4.4.3. Metal Dışı Malzemelerle Deneyler

Sainte Geneviéve Kilisesi’nin yapımı esnasında, Soufflot ve çevresindekiler taşların birbiriyle karşılaştırmalı olarak dayanım güçlerini ölçecek deneyler yaptılar ve bu çalışmaların sonuçlarını matematikle fomülize edebildiler. Böylelikle modern yapısal analizin temelleri atılmış oldu. (Rizzuto 2010: 263)

Sainte Geneviéve Kilisesi’nin yapımı sırasında yaşanan strüktür problemi tartışmalarına katılan Gauthey de 134 taşların dayanımı ölçen bir makina da

tasarlamıştır. (Rondelet 1844: 132) Bu makinayla bir dizi denemeler yapmıştır. Soufflot, bu deneylerden yola çıkarak, tamamen demirden, Gauthey'in makinasına benzer bir makina yapar. Bu makinadaki bir takım aksaklıkları gören Rondelet de sonradan kendi makinasını tasarlamıştır. (Rondelet 1834b: 134)

134 Gauthey deneysel yaklaşımı desteklemiştir. Mekanik ve fenni bilgisi çok kuvvetli olarak tanımlanmasa da, özellikle kemerlerin kırılma yükleriyle ilgili deneyler yapmaktaydı. Pantheon’un yapımı sırasında süregiden tartışmalarda da bir deney makinası geliştirdi. Soufflet’i La Hire’in kemer teorisine dayanarak eleştiren Patte’ye karşı, bu teorinin kemerlerin çökmesiyle ilgili söyleminin uygulamada güvenilmez olduğu ve Patte’nin eleştirisinin de aslında tamamen bu teoriyi temel almadığını söyleyerek savunmuştur. Gauthey, teoriyi değerlendirip, deney, deneyim ve gözlemi kullanarak pratiğe dönük çıkarımlar yapmaktydı. La hire’in teorisiyle yapılan değerlendirmeye karşı çıkmasının tek sebebi teorinin dayandığı hipotezi reddetmesinden kaynaklanmıyor, ancak aynı zamanda bu hipotezin uygulamada karşılaşılan deneyimlerle örtüşmemesinden kaynaklanıyordu. Gauthey teoriyi pratik olarak yapı sanatının sınırlarının geliştirecek veya uygulamada görülen gerçeklerin limitlerini ortaya çıkaracak pratik bir araç olarak görmekteydi. Teorik analize önem veiyordu, ancak uygulamanın tümüyle teoriye dayandırılmasına karşıydı. ( Kranakis 1997: 106, 107)

86

Şekil 4.8.a. Soufflot’un basınç testi yapan makinesi. Şekil 4.8.b. Rondelet’in basınç testi yapan makinesi (Rondelet 1832a: Tavola VII)

87

Şekil 4.9.’da, Fig. 1 ve Fig.2’de “Scuola Ponti e Strade”’den Perronet’in135

basınç testi yapan makinesi görülmektedir. Figür 3 ve 4’te Rondelet’in basınç testi yapan makinesi görülmektedir. (Rondelet 1844: 134)

Rondelet bu makinayla 450 taş türü üzerinde 800'den fazla deney yapmıştır. Deney sonuçlarına göre en kullanışlı taş çeşitlerini içeren ve bunların inşaatın hangi bölgesinde kullanıma uygun olduğunu belirten bir fihrist hazırlamıştır. (Rondelet 1844: 136)

Rondelet, St. Geneive kilisesinin yan neflerinin inşasında kullanılan Bagneux (banc - franc) taşı ile ve (Rondelet 1844: 138). St. Geneive kilisesinin kubbesinin ayaklarının yapıldığı Mont - Souris taşıyla da deneyler yapmıştır. (Rondelet 1834b: 143)

Rondelet deneylerden şöyle sonuçlar çıkarır:

“Birbiri üstüne yerleştirilmiş küp taşların dayanımı, küp sıralarının aynı oturma alanına ve küp sıralarının toplam yüksekliğine sahip tek bir paralelkenar taşın dayanımından daha azdır. Üst üste binen küplerdeki dayanım azalmasının sebebi, taşlar gevreklik noktasına ulaşmadan evvel taşlarda oluşan çatlaklardır. Bu çatlaklar bir taştan diğerine geçerek devam ederler ve taşlarda kayma düzlemi136 oluşmasını

engellerler. Çünkü bir taşta çatlak oluşturmak için gerekli olan kuvvet, gevrekliğe neden olan kayma düzlemini oluşturmak için gerekli kuvvetten daha azdır. Bu sebeple birbiri üzerine dizilen taşlar, harçla birleştirilen taşlara oranla daha küçük bir kuvvet altında hasar görürler. Deneylerde elde edilen bir başka sonuç da şudur ki, küp taşlar,

135 Jean – Rodolphe Perronet. Fransız Mimar ve Mühendis. d.1708 – ö. 1794. Köprü inşaası konusunda çalışmıştır. (Ottoni 2008: 307)

88

oturma alanını oluşturan uzunlukları yüksekliğinden daha fazla olan taşlara oranla çatlamaya daha güç maruz kalırlar.

Tüm bu deneyler neticesinde denebilir ki, bir ayağın dayanımının değerlendirilmesi söz konusu olduğunda, bu ayağı oluşturan taş sıralarının yüksekliğine ve sıra sayısına bakılmalıdır. Birden fazla sayıda taştan oluşmuş sıra var ise, bu taşların ağırlığı hatırı sayılır değerde olacağı için ayakların dayanımını etkiler. Ayrıca, makina ile test edildiğine dayanımı yüksek çıkan taşlar, büyük inşaatlardaki yükler altında kullanıldığı vakit aynı dayanımda davranmayabilirler, daha kırılgan ve parçalanmaya müsait olabilirler.” (Rondelet 1834b: 145)

St. Geneive’in kubbesinin ayaklarında yaşanan kaza bu son ifadeye bir örnek teşkil etmiştir. Yapılan deneylerde Mont - Souris taşının dayanımı Bagneux taşının dayanımının 1 / 7'si kadar çıkmasına rağmen, Mont - Souris taşı sağlam kalmış ve fakat Bagneux taşı her bölgesinde kırılıp ufalanmıştır. (Rondelet 1834b: 146)

Soufflot ve akabinde Rondelet, kesit şekilleriyle de deneyler gerçekleştirmişlerdir. Rondelet St. Geneive kilisesinin kubbesini taşıyan ayakların formunda iki örnek yaptırır. Bunlarla kıyaslayabilmek için tüm örneklerin yüzey alanı aynı olmak üzere ikisi dairesel kesitli, diğer ikisi kare kesitli, ikisi de eşkenar üçgen kesitli olmak üzere altı örnek daha yaptırır. Yükleme deneylerinin sonunda ilk parçalanan Sainte Geneviéve’in ayakları formundaki örnekler olmuştur. En dayanıklı çıkan örneklerse silindirik olanlardır. (Rondelet 1834b: 149)

Dayanımın bu deneyler vasıtasıyla ön plana çıkışı ve yapılarda “esas” olan iç gerilmelerin karşılanmasının yapı teorisinin ana konusu olmasınını yapı bilimindeki gelişmeler sağlamıştır. Navier 1826’daki ders notlarında, yapı teorisini 3 denklemin çözülmesi olarak açıklar. Bunlar: denge, elastik madde ve uyumluluk’tur. Yapıdaki iç

89

gerilmeler bunlarla net bir şekilde hesaplanır ve deneylerden elde edilmiş malzeme dayanımlarıyla karşılaştırılır. (Huerta 2006: 49)

90

5. 18. YY.’DA TARİHİ TAŞ YAPILARIN METAL KULLANILARAK KONSOLİDASYONU: SAN PİETRO (ROMA) ÖRNEĞİ