• Sonuç bulunamadı

2.1.1.5. Somut Olmayan Kültürel Miras

2.1.1.5.4. Dünyadan Yerel Kültüre Bakış Açıları ve Değerlendirmeler

Biodiversite ve ekosistem’in korunması tartışmalarından kaynaklanarak Brezilya’da 80’li yıllarda yerel halkların doğa ile ilgili bilgileri ve geleneklerini koruyan komünler değerlendirilmeye başlanmıştır (Castro, 1998: 4). Brezilya’nın 2018 itibariyle koruma altına aldığı kayıtlı 28 Somut Olmayan Kültürel Mirası vardır (www.portal.iphan.gov.br). Bu kültürel ürünlerde önemli olan teşvik, halkın katılımı ve kültürün yayılması olarak görülmektedir. Ancak bu konuda asıl dikkat edilmesi gereken nokta ne hükümetin adımları ne de yasalardır. Söz konusu grupların içselleştirdiği tarih, yaşam biçimi, bilgi, kendilerini ifade şekilleri ve kutlamalar gibi unsurlardır (Silva ve Silva, 2016: 13). Ayrıca Telles’in (2007: 47) de Brezilya kültürünün korunması için bulunduğu tavsiye halk ile işbirliği içerisinde envanterler, kayıtlar, gözetim ve yaygınlaştırma çalışmalarıdır.

Yerel kültürden bahsedildiğinde sıklıkla dile getirilen otantiklik unsuru ise mirasın canlılığına bağlıdır. Şehirler ve köylerde hayat bulunmalı, canlı olmalı ve müzelere dönüştürülmemelidir. Turistler her geçen gün sterilize edilmiş, estetik olan ve müzeye çevrilmiş tarih merkezlerinden kaçmaktadırlar (Moragas, 2001: 101). Bu tarz dönüşümlerin yapıldığı yerlere MacCannell (1973), turistik bölgelerdeki sosyal alanların düzenlenmesi isimli çalışmasında genel olarak sergilenen otantiklik adını vermektedir.

Telles (2007: 52) de UNESCO’nun 2013 yılında ifade ettiği gibi SOKÜM’ün dinamik bir kavram olduğu gerçeğini vurgulamıştır. Değişimi durduracağı tasavvur edilen her hamle “gerçek ve canlı” bireyler ve topluluklarla alakası olmayan ölü nesneler üretecektir (Pinna, 2003: 2). SOKÜM, insan toplumlarının uygulamalarını ve ifadelerini amaçlar. Hafstein (2007), SOKÜM’ün topografik değil, etnografik olarak tanımlanacağını ve yabancı ülkelerdeki toplumların da SOKÜM’ün zamanla kaybolacağını kabul eden bir algıya sahip oldukları belirtir. Molano (2007: 72), kültürü canlı bir şey olarak görmüştür. Kültür de geçmişten miras olarak kalan unsurların yanında dış etkiler ve yerel olarak icat edilen yenilikler vardır. Kültür cam bir fanus içinde muhafaza edilmemelidir. Kültürün korunması dediğimizde muhafaza etme ile beraber sürekli kültürel evrime uyumu göz önüne alınmalıdır. Bu açıdan bakıldığında sürekli değişen bir şeyi koruyacak yasaları çıkarmanın anlamı ne

19

olacaktır? Bunun şu şekilde anlaşılması gerekmektedir; kültürün temsilcilerinin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda bir akışa bırakılmasını sağlamak. Dışarıdan baskın sektörler tarafından uygulanan dış etkilerin ortadan kalkmasını sağlamak gerekir. Buradaki en önemli nokta ise bir kültür veya geleneğin uygulayıcıları tarafından nasıl görüldüğüdür. Artık değer verilmiyor ve korunmak istenmiyorsa yapılan her çaba boşa çıkacak demektir. Toplumun bilgilendirilip ikna edilmesi çalışmaları ise çok zorlu olacaktır ve sonuç olarak yapay bir SOKÜM çıkma olasılığı doğacaktır (Lenzerini, 2011: 109).

İçinde bulunduğumuz modern dönemde günümüz toplumlarının geçmiş ile olan ilişkisi aşırı dinamizm ve hızlı sosyal değişim ile kopmaktadır. Genel eğilim, insanların bir nostalji patlaması içinde şikayet etmesi ve geçmişin geri kazanılmasıdır (Silva ve Silva, 2016: 219-220). Turistler donuk, tertemiz “aşırı otantik” bir kasaba yerine gerçek ve otantikliği hissedebilecekleri kasabalara yönelmektedirler. Şehrin kültürünün dinamik olduğunu ve boş bir gösteri olmadığını görmek istemektedirler (Moragas, 2001: 107-108).

Çinli akademisyenler SOKÜM’ ün keşfi için 7 model geliştirmişlerdir. Bunlar; festival ve etkinlik turizmi, tema park, turizm emtia gelişim modeli, turizm sahne sanatları modeli, turizm imaj yönetim modeli, temalı müze gelişim modeli ve arkaik sokak, geleneksel evler, köyler ve kasabalar şeklindedir (Yafeng ve Zekun, 2016: 34).

George (2010: 418), Nova Scotia’ da tur operatörlerinin organize etikleri turların içeriğinden bahsetmektedir. Eşsiz mimarinin ve tarihi evlerin gösterildiği, manzaraların izlenebildiği ve yerel halkın kayda alınabileceği ve fotoğrafının çekilebildiği turlar organize edilmektedir. Tur operatörlerinin bu turlardan finansal kazanç elde etmelerine rağmen ev sahibi halka hiçbir pay vermediklerinden bahsetmektedir. Ayrıca bu şirketler görsel materyalleri ve tanıtımları için de bu halkı kullanmaktadır. George, ayrıca SOKÜM’ün bir mal olarak ticaretinin yapılması sonucunda yerel kültürünü koruyan halk ile beraber yok olacağını öngörmektedir. Turizmden kazanılan kazancın yerel halk ile paylaşılması sürdürülebilir turizmin temel taşlarından biridir (TUSİAD, 2012: 20). Yerel halkın turizme sahip çıkması ondan ne kadar gelir elde ettiği ile ilgilidir. Gelir elde edemediğinde halk turizm

20

faaliyetlerine ve turiste karşı bir duruş sergileyebilmektedir. Müzik, el sanatları, yerel mutfak, festivaller eğer ekonomik kazanç sağlanabilecek bir hale getirilirse yokolma olasılığı da düşecektir. Ancak turistlere sunulurken söz konusu kültürel miras ögelerinin orijinalliğini kaybetmemesine dikkat edilmelidir (Türker ve Çelik, 2012: 94).

Yuan (2008), SOKÜM’ün 3 parçadan oluştuğunu söylemiş: tüm bölgenin yapısı, geleneksel el sanatları ve bölge halkının hayatı olarak sınıflamıştır. Hernández (2002: 381), kültürsüz turizmin olmayacağını ifade etmiş ve insanların bir noktadan başka bir noktaya hareket etmelerinin temel sebebinin kültür olduğunu eklemiştir.

Konu ile alakalı olarak Silva ve Silva’nın(2016) çalışmasından çıkan maddi anlamdaki sonuç şu şekilde ifade edilebilir; turizmde kullanılabilecek bir kaynak olarak mirasın ülkelerdeki sahil şeritlerinin yanında iç kesimlere ve ufak şehirlere de gelir ve istihdam yaratılması konusunda katkıda bulunduğu görülmektedir. Çalışmanın diğer bir sonucu ise; bu destinasyonlar boş, kendi içeriklerinden uzak, geçmişin sahte plastik temsilleri olmuş, özgün ses ve kokularını kaybetmişlerdir. Yazar, kültürü ne satılacak ne de satın alınabilecek bir kavram olarak görmektedir. Genellikle çevresel ve sosyoekonomik gelişim söylemleri ile yola çıkan bu tarz turizm genelde ömrünü tüketerek değersizleşmektedir. Denge en önemli unsur olarak görülmelidir ve bunun için ülkelerin miraslarına yapılacak herhangi bir müdahale yerel düzeyde kalmalı ve kültür konusunda katkı verebilecek tüm paydaşların katkısı alınmalıdır. Turizm paydaşlarından, Turizm Bakanlığından, üniversitelerden, din adamlarından oluşan kişilerin akıl birliğiyle bir program oluşturulup uygulanmalıdır (Silva ve Silva, 2016: 221).

Medine yönetiminin Jemaa el fina’ da bir uygulaması buna örnek olarak görülebilir. Şehrin geleneksel görüntüsüne uymayan yapıların yıkılması, renkli reklam panolarının kaldırılması yönetim anlayışının bir şehri nasıl müzeleştirdiğini ve ortamı ve görüntüyü nasıl bir miras haline getirdiğini gösterir (Hafstein, 2007, 83). Son olarak; kitle turizmine karşı alternatif seçenekler geliştirmek isteyenler, siyasiler ve sektör profesyonelleri kültürün turizm içerisindeki yerinin arttırılması hususunu önemle vurgulamaktadırlar (Öter ve Özdoğan, 2005: 127). Ancak,

21

SOKÜM konusundaki farkındalığın artmasıyla beraber söz konusu mirasların karakteri, aktarımı ve korunması konusunda çeşitli görüşler öne sürülmüştür.

2.1.1.5.5. Somut Olmayan Kültürel Miras Konusundaki Eksiklikler ve