• Sonuç bulunamadı

2.1. Tekstil ve Hazır Giyim Sektörleri

2.1.4. Dünyada Tekstil ve Hazır Giyim Sektörlerinin Tarihsel Gelişimi ve Mevcut

Tekstil, dünyadaki en eski sektörlerden biri olarak belirtilir. Yazının bulunmasından önce, yani Taş Devri zamanında basit tekstil ürünleri kullanılmaktadır. Belli bir süre hayvan postunu kıyafet yerine kullanan insanların kumaşı keşfetmesiyle birlikte tekstil, dünya ülkelerinin ekonomisinde temel sektörlerden biri olmuştur (Türkkan, 2006: 4).

Tekstil liflerinin önemli hammaddelerinden olan pamuğun tarihi milattan önceki dönemlere dayanmaktadır. Orijin merkezi Orta Afrika sayılan pamuk, tarihte ilk kez Hindistan’da bulunan arkeolojik kazıntılarda, M.Ö. 15. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen dokunmuş pamuklu kumaşlara rastlanmıştır. Günümüzde ise hem Türkiye’de, hem de dünyada değişik alanlarda kullanılan pamuğun sanayi ve ticarette önemli yer tutan ürünlerden biri olarak bilinmektedir (Sakinoğlu, 2007: 1-2).

İnsanlığın en eski el sanatlarından biri olarak bilinen dokumacılık, insanların önemli ihtiyaçlarından olan soğuktan korunma, mevsimine göre giyinme, örtünme ve süslenme gibi unsurlar sonucunda ortaya çıkmıştır (Şanlı vd, 2014: 16). Dokuma tekniğinin M.Ö. 5000 yılından beri var olduğu ileri sürülmektedir. Mezopotamya, Mısır, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin tarihlerinin ilk devirlerinde dokuma tezgâhının bulunduğu ifade edilmektedir. Ortaçağ döneminde dokumacılık sektörü Avrupa’da birçok ülkede görülmeye başlanmıştır. Sanayi devriminin gerçekleşmesine dokumacılık sektörünün de rolü büyüktür. İlk tekstil fabrikasının 1520 yılında kurulduğu iddia edilen İngiltere dokumacılıkta önemli bir yere sahiptir (Türkkan, 2006: 5).

Örmeciliğin tarihi ise M.S. 600’lere dayanmaktadır ve bir rivayete göre Orta Asya Türkleri ile Mısırlılar tarafından keşfedildiği söylenmektedir. 16. yüzyıl sonlarına gelene kadar günümüzde de halen kullanılan tığ, mil, şiş ile örmecilik yapılmaktaydı. O dönemlerde eşine bu işleri kolaylaştırmak için İngiliz din adamı William Lee tarafından örme makinesi icat edilmiştir. Sonrasında yıllar itibariyle bu tür denemeler yapılmış ve günümüzde teknolojinin de kullanılmasıyla önemli gelişmeler kat etmiştir (MEB, 2011: 2; Türkkan, 2006: 6).

Elle üretilen tekstil ürünleri sanayi devriminden sonra makine yardımıyla üretilmeye başlanmıştır. Makine üretiminin başlangıç yeri İngiltere’dir. 19. yüzyıl başlarına gelindiğinde, tüm Avrupa ve Amerika’ya yayılmıştır (Türkkan, 2006: 4). Bunların yanı sıra Japonya, Çin, Hindistan, Hong Kong, Güney Kore, Tayvan, Endonezya ve Bangladeş gibi Asya ülkelerinin de sanayileşmesinde önemli rol oynamıştır. Özellikle 1970’li yıllardan sonra tekstil üretimi bu

gelişmekte olan ülkelere kaymıştır. Küreselleşen dünyada tekstil de en fazla etkilenen sektörlerden biri olmuş ve tekstil ticareti artış göstermiştir (Eraslan vd., 2008: 266).

1970’li yıllarda gelişmiş ülkelerin başını çektiği tekstil sektöründe maliyetlerin yükselmesi genç nüfus oranının azlığı ve insan kaynaklarının başka sektörlere kayması sebebiyle istihdam sıkıntısı çekilmesi gibi durumlar sektörün merkezinin gelişmekte olan ülkelere doğru kaymasına yol açmıştır. Japonya, Hong Kong, Tayvan ve Güney Kore gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelerde faaliyet gösteren tekstil firmalarının üretim merkezlerini Asya ülkelerine kaydırmaları bunun en büyük örneğidir. Bu firmalar; Endonezya ve Bangladeş gibi az gelişmiş, iş gücü potansiyeli yüksek, hammaddeye erişimin kolay ve ucuz olduğu ülkeleri merkez haline getirmeye başlamışlardır (Au ve Chan, 2003: 1101). Sektörün emek yoğun bir zeminde işliyor olması gelişmekte olan ülkeler için yeni istihdam alanları oluşturma açısından cazibesini de artırmıştır.

1995 yılında DTÖ kapsamında 18 ülkenin kotaları kaldırmak amacıyla Tekstil ve Giyim Antlaşmasının (ATC) imzalanması ve Çin’in 2001 yılında DTÖ’ye üye olması Tekstil ve Hazır Giyim sektörlerinde rekabet şiddetini artmasına sebep olmuştur (Demirok, 2017: 8). Daha sonra ATC antlaşması dâhilinde 2005 yılında Çok Elyaflılar Antlaşmasının yapılması ile tekstil ve hazır giyim ticareti Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması/ DTÖ serbest ticaret sistemlerine entegre edilmiştir. Sonuç olarak, kotalar tamamen ortadan kaldırılmış ve sektörler yeni bir döneme geçiş yapmıştır (Öztürk, 2012: 2).

Gerçekleşen dünya ekonomik krizi sonucunda 2008 yılında tekstil ve hazır giyim sektörlerinde tüketim azalmış ve üretim sanayileri olumsuz etkilenmiştir. Küresel kriz sonrasında dalgalanmalar yaşanmaya devam etmiş ve 2013 yılında sektörler biraz da olsun olumlu sonuçlar almıştır (BSTB, 2015: 12).

Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin dünya ekonomisine katma değer, net döviz girdisi temin etmesi, emek faktörünün olması dolayısıyla istihdamı artırması ekonomik kalkınma sürecinde önemli yer almasını sağlamaktadır. Bunların yanı-sıra daha da önem arz eden gayrisafi yurt içi hâsıla, imalat ve dış ticaret boyutlarına belirtilen sektörlerin katkı sağlaması, onların dünya çapındaki rolünü göstermektedir (Alkan vd., 2018: 4).

Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde ilkin yatırım maliyetlerinin düşük olması, ekonomik ve sanayileşme açılarından gelişmelerine katkı sağlaması sebepleriyle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler tarafından daha çok tercih edilmektedir. Ayrıca sektörlerin özellikle de hazır giyimin emek yoğun bir sektör olması, işçilik maliyeti düşük olan bu ülkelerin hükümetleri tarafından daha da önemsemelerini göstermektedir (Özbek 2017: 2-3).

Tekstil ve hazır giyim üretim merkezlerinin az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kayması sonucu bu ülkelerde sektörlerin üretimi yıllar geçtikçe hem rakamsal olarak, hem de oransal düzeyde artış gösterdiği görülmektedir. Üretime paralel olarak belirli bir ölçüde ihracat oranları da artmaktadır. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ticaretinde Çin, Hindistan, Türkiye, Bangladeş, Pakistan ve Vietnam gibi önem kesp eden ülkeler bulunmaktadır. ABD, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin ise açıklanan sektörlerde önemli yer tutmalarına rağmen giderek paylarının azaldığı dikkat çekmektedir (Bashimov, 2017: 26).

Mevcut sektörlerde Asya ülkeleri özellikle de Uzak Doğu ülkeleri emek yoğun ürünlerde pazara yoğunlaşırken, ekonomik açıdan gelişmiş ülkeler katma değeri yüksek, konvansiyonel ve teknik tekstil ürünlerdeki pazara odaklanmaktadır. Konvansiyonel ve teknik tekstil ürünlerin üretimi ile ilgilenen ülkelerin başında AB ülkeleri ve ABD gelmektedir (Alkan vd., 2018: 4).