• Sonuç bulunamadı

Bölüm 5: Tartışma, Sonuç ve Öneriler

5.1. Tartışma

5.1.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Çözümlemeler

Öğretmenlerin farklılaştırılmış öğretimi uygulamaya ilişkin yetkinlik düzeyleri toplam puanının öğretmenlerin branşına göre anlamlı bir farklılık oluşturmadığı tespit edilmiştir. Ölçeğin alt boyutları bakımından incelendiğinde; motivasyon, materyal, etkinlikler, öğrenme ortamı ve bireysel farklılıklar alt boyutlarında öğretmenlerin branşı bakımından farklılık bulunmazken, görevler ve değerlendirme alt boyutlarında öğretmenlerin branşları istatistiksel açıdan anlamlı fark oluşturmuştur.

Görevler alt boyutunda Türkçe öğretmenlerinin İngilizce öğretmenlerine göre daha yüksek puan aldıkları tespit edilmiştir. Yani Türkçe öğretmenlerinin İngilizce öğretmenlerine göre öğrencilere verilen görevleri farklılaştırmada yetkinlik düzeyleri daha yüksek çıkmıştır. Bunun yanı sıra Türkçe öğretmenleri ile fen bilimleri öğretmenleri arasında Türkçe öğretmenleri lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Buna göre Türkçe öğretmenlerinin öğrencilere verilen görevleri farklılaştırmada yetkinliklerinin daha yüksek olduğu söylenebilir. Fen bilimleri dersinde yapılan etkinlikler aslında öğrencilerin seviyelerine göre daha fazla derece ya da gruba ayrılabilirken, yani öğretimin farklı seviye ve ilgi alanlarına göre farklılaştırılmasında daha somut örneklere elverişli bir ders olmasına rağmen öğretmenlerin bunu gerçekleştirmede problem yaşadıkları düşünülebilir. Gerekli öğrenme ortamının sağlanamaması bu duruma gösterilecek sebeplerden biri olabilir. Sosyal bilgiler dersi öğretmenlerinin de İngilizce öğretmenlerine göre görevleri farklılaştırmada daha yetkin oldukları çıkan sonuca göre söylenebilir. İngilizcenin bir yabancı dil olması ve bu dersin öğretilmesi hususunda öğretmenlerin, öğrenmenin tam anlamıyla sağlanamayacağı kaygısından dolayı diğerlerine göre kendilerini daha az yetkin hissettikleri düşünülebilir.

Değerlendirme alt boyutunda ise yine İngilizce öğretmenleri diğer branşlara göre daha düşük puan almışlardır. Matematik ve sosyal bilgiler dersleri ile İngilizce dersi arasında

istatistiksel açıdan bu iki ders lehine anlamlı farklılık bulunması görevler boyutunda olduğu gibi İngilizce öğretmenlerinin yaşadıkları kaygıdan ya da okullarda yabancı dil öğretimi için gerekli alt yapının yani öğrenme ortamının sağlanamamasından kaynaklı bir durum olarak düşünülebilir. Bir diğer farklılık ise matematik öğretmenleri ile fen bilimleri öğretmenleri arasında ortaya çıkmıştır. Bu iki ders genellikle paralel ilerlemesine rağmen değerlendirme boyutunda ortaya çıkan bu farklılığın dersin içeriğine bağlı olduğu düşünülebilir. Süreç boyu birbirine paralel ilerlese de değerlendirme aşamasında matematik dersi sayısal mantığa daha yatkın bir ders olduğu için farklılaştırılması noktasında öğretmen yetkinliklerinde bir ayrım ortaya çıkmış olabilir. Yani matematiksel işlem gerektiren değerlendirme türlerinde öğrenci seviyesine göre bir yol izlenmesi daha kolay olabilir ve bunun da dersin öğretmenine farklılaştırmayı sağlaması bakımından destek sağladığı düşünülebilir.

Çalışma sonuçlarına göre sosyal bilgiler ve Türkçe dersi öğretmenlerinin de fen bilimleri öğretmenlerine göre değerlendirmeyi farklılaştırma yetkinliklerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Buna göre değerlendirme boyutunda görevler boyutundan olduğu gibi en düşük puanın fen bilimleri öğretmenlerinin aldığı ve bu anlamda öğretmen yetkinliğinin en düşük olduğu söylenebilir.

5.1.4.2 Öğrenim Durumuna Göre

Öğretmenlerin farklılaştırılmış öğretimi uygulamaya ilişkin yetkinlik düzeyleri toplam puanının mevcut şartlara göre farklılaştırılmış öğretimi uygulama düzeyinde öğrenim durumuna göre bir farklılık bulunmadığı gibi bir farklılık oluşturmadığı tespit edilmiştir. Alt boyutlar incelendiğinde de öğrenim durumu açısından istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Uygulama noktasında bir farklılığın olmaması okulların alt yapısına bağlı olarak beklense de, yetkinlik boyutunda daha çok eğitim alan öğretmenin daha yetkin olması beklenen bir durumdu. Fakat araştırmanın sonucunu bu durumu destekler nitelikte çıkmamıştır.

5.1.4.3 Okulun Bulunduğu Konum ve Yapısı

Öğretmenlerin farklılaştırılmış öğretimi uygulamaya ilişkin yetkinlik düzeyleri toplam puanının okulun konumu ve yapısına göre anlamlı bir farklılık oluşmadığı ortaya çıkmıştır. Buna göre genel olarak tüm öğretmenlerin çalıştıkları okulun sosyal çevresinden bağımsız olarak öğretimi farklılaştırmak için aynı seviyede yetkinliğe sahip olduğu söylenebilir.

Ölçeğin alt boyutları incelendiğine; öğrenme ortamı, görevler ve değerlendirme alt boyutlarında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark görülmemektedir. Fakat motivasyon, materyal, etkinlikler ve bireysel farklılık alt boyutlarından özel okullar lehine anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Rollins’ in (2011) özel okul ve devlet okulu öğretmenleri ile yaptığı çalışmasının sonucunda da özel okulda görev yapan öğretmenlerin farklılaştırılmış öğretimi uygulama düzeylerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Mevcut uygulama alt boyutlarında özel okul öğretmenlerinin altı boyutta diğerlerine göre farklılaştığı fakat yetkinlik boyutunda üç boyutta bir farklılık ortaya çıkmaması öğretmen yetkinliklerinin okulun konumu ve yapısından bağımsız olduğunu göstermektedir. Nihayetinde özel okullardaki öğretmenler ve devlet okullarında görev yapan öğretmenler aynı eğitim fakültelerinden mezun olmakta ve benzer eğitimleri almaktadırlar. Sadece özel okullarda imkanlar daha fazla olduğu için öğretmenlerin yeni uygulamaları sağlamaları daha kolaydır şeklinde düşünülebilir.

Özellikle materyal ve etkinlikler boyutları daha somut direktiflerden oluştuğu için ve maddi kaynaklara daha fazla dayandığı için özel okullar lehine bir durumun ortaya çıkması şaşırtıcı olmamıştır. Devlet okulları içerisinde ise merkezî okullardaki öğretmenlerin merkeze yakın ve merkezden uzak olanlara göre farklılaştırılmış öğretime ilişkin yetkinlik düzeyleri daha yüksek çıkmıştır. Maddi olanakların özel okullarda sağlandığı gibi merkezî okullarda da yakın şekilde sağlanması bu farklılığı ortaya çıkarmış olabilir. Kiley’ in (2011) de belirttiği gibi maddi olanakların sağlandığı kurumlarda öğretimin farklılaştırılması daha kolay olmaktadır. Çünkü hem kullanılacak materyaller açısından hem de sınıf ortamı vs. gibi durumlarda maddi imkanlar göze çarpan bir farklılık olarak ele alınmaktadır. Fakat farklılaştırılmış öğretim sadece bu boyutla ele alınmamaktadır. Tomlinson’ a (2007) göre en basit ve kolay ulaşılabilir materyaller ile yapılan etkinlikler bile basitten komplekse doğru bir sıraya dizilip öğrenciye sunulabilir.

Benzer Belgeler