• Sonuç bulunamadı

DÎVÂN-I HĠKMET’TE DĠL VE TÜRKÇE

Ç DÎVÂN-I HĠKMETE GÖRE GARĠP – YETĠM –FAKĠR

K. DÎVÂN-I HĠKMET’TE DĠL VE TÜRKÇE

Dil, insanlar arasında iletiĢimi sağlayan en etkili iletiĢim aracı olarak tanımlanmıĢtır. Ġlk insanın dünyada var olduğundan beri dil de varlığını sürdürmüĢtür. Nitekim Kur‟an-ı Kerimde:”Onun kanıtlarından biri de gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasıdır. KuĢkusuz bunda bilenler için ibretler vardır.”138

Bu vesileyle insanlar topluluklar halinde yaĢayıp toplumsal bir ortam oluĢturma erdemine ancak dil ile ulaĢtıkları söylenebilir

Buradan hareketle dilin toplumsal birlikteliği sağlayan, toplumsal iliĢkilerde insanlar arasında sıkı iliĢkilerin oluĢmasında katkı sağlayan önemli bir iletiĢim bağıdır. Tarihin değiĢik dönemlerinde toplumlar içerisinde bulundukları buhranlardan kurtulmak için dili etkin bir Ģekilde kullanmıĢlardır. Yakın tarihimize baktığımızda KurtuluĢ savaĢı yıllarında yazılan eserlerle halkın birlikteliği sağlanmıĢ, yapılan nutuklarla askerî güce güç katılmıĢtır. Bu bağlamda insan ya da insan toplulukları arasındaki anlaĢmazlıkların kaynağı iletiĢim eksikliğidir. Toplulukları birlikte tutan iĢte bu dil yani iletiĢimdir.139

Hoca Ahmed Yesevî de etrefındaki topluluklarla daha etkili iletiĢim kurabilmek için bölge insanının iletiĢimde kullandığı Türkçe‟yi tercih etmiĢtir. Bu tercihinin ne derece isabetli olduğunu bugün daha iyi görebilmekteyiz. AĢağıdaki hikmetlerde bu durumu Ģöyle anlatmaktadır;

138 30Rum Suresi /22 139

Ramazan Ġlbay,” Dilin Ġnsan ve Toplum Hayatındaki Yeri ve Önemi” www.milliedebiyat.com, EriĢim 12.9.2017

87

HoĢ görmemekte âlimler sizin dediğiniz Türkçe‟yi, Âriflerden iĢitsen açar gönül ülkesini,

Âyet hadîs anlamı Türkçe olsa uygundur, Manâsına yetenler yere koyar börkünü...

Miskîn, zayıf Hoca Ahmed yedi ceddine rahmet, Farsça dilini bilerek güzel söylemekte Türkçe‟yi...140

Hoca Ahmed Yesevî‟nin içinde yaĢadığı dönemde Türk toplumu bozkırda yarı göçebe hayatı yaĢayan insanlardan oluĢmaktaydı. Belki tasavvuf adına yeni yeni anlayıĢlar çıkıyordu ama Yesevî‟nin hedef kitlesi olan Türk boyları arasında Ġslamiyet yeni yeni kök salıyordu. Bir toplumda dinsel ve kültürel değiĢim yapmanın en etkili yollarından birisi muhataplarının diliyle onlara hitap etmektir.

Toplumunu tanıyan, toplumun hassasiyetlerini bilen, toplumu etkilemesini beceren âdeta bir toplumbilimci olduğunu düĢündüğümüz Hoca Ahmed Yesevi, dönemindeki diğer mürĢitlerden farklı olarak halkın kullandığı dili kullanmayı tercih etmiĢtir. Edebiyat ve sanat dilinin Farsça olduğu, Resmî dilin Arapça olduğu bir dönemde Türkçe‟yle etrafındaki Türk topluluklarına seslenmiĢtir. Halkın kullandığı dilin tasavvuf geleneği ve literatürüne de aktarılmasında Hoca Ahmed Yesevî‟nin baĢarısı gözlenmektedir.141

Bütün bu değiĢim ve dönüĢüm ekseninde Hoca Ahmed Yesevî Hazretleri söz konusu Türkçeyle tasavvvufî Ģiirler söylerken bir diğer taraftan da kendisini Türkçe hikmetler söylediği için eleĢtiren âlimlerle mücadele etmiĢtir. Sürekli tekrar ettiği bir Ģey mücadelesini hep ilim meclisinden insanlarla yapmıĢ olması. Ama bütün sıkıntılara rağmen Türkçe söylemekten etrafındaki insanların diliyle onlara hitap etmekten mutluluk duymaktadır. Bu arada eleĢtirilere de kulak asmadığı görülmektedir.

Yukarıdaki dizelerde kendisine karĢı son derece özgüvenli davrandığını da söylenebilir. Fars dilini bilse de Türkçeyi güzel söylediğinden ve bu durumdan memnun olduğundan bahsetmektedir.

140Hoca Ahmed Yesevî “Divan-ı Hikmet”, a.g.e H. 69,s170

141Mehmet Fatih ÖZCAN, “ Divan-ı Hikmet‟te Türkçe ve Türkçecilik Üstüne”, Geçmişten Geleceğe Hoca

88

Hoca Ahmed Yesevî‟nin bu tutumu KaĢgarlı Mahmud‟un Divan-ı Lugati‟t Türk adlı eserini Ali ġir Nevaî‟nin Muhakemet‟ül Lugateyn adlı eserleriyle Türkçenin ayakta kalması için verilen mücadeleyi bizlere hatırlatmaktadır.

Divan-ı Hikmet Kutadgu Bilig‟den sonraki en eski Ġslami Türk edebiyatı örneğidir. Ayrıca eski halk edebiyatının birçok unsurunu kullanarak Ġslam‟ı milli Ģekil ve vezinle ifade eden ilk eserdir. Divan-ı Hikmet, “Kutadgu Bilig” ve “Atabetül-Hakayik” eserlerindeki dilin devamıdır. Türkçeye sahip çıkmanın ötesinde içinden çıktığı, mensubu olduğu Türk milletine sahip çıkmak vardır. Halkına sahip çıkmanın ötesinde bir anlamda dinine sahip çıkmak vardır. Bütün bu çabalarla halkının gözünde itibar kazanmayı baĢarmıĢtır.

Hoca Ahmed Yesevî Ġslam‟ın öğretilerini, ilkelerini dünya ve yaĢam anlayıĢını, ait olduğu milletin dili ile millete mal ederek anlatabilmiĢ, bunların benimsenmesini ve içselleĢtirilmesini hızlandırmıĢ, daha kalıcı hale gelmesini sağlamıĢtır. Kendi milletinin kendi dili ile literatüre aktarmayı baĢarmıĢtır.

Bu bağlamda Hoca Ahmed Yesevî ile Türk dili ve edebiyatı irfan ve mana olarak birleĢtirilmiĢ bir değer yargısı olarak karĢımıza çıkmaktadır. Türk Edebiyatı‟nın “Ġlk Türk Mutasavvıfı” Ģöhretini almayı baĢarmıĢtır. O, ana dilini mana diline getirebilmiĢ Türklerin “ruh hamurkârı, ortak mayası”dır.142

Öyle ki Hikmetleri‟nin tesiri yüzyıllar boyunca devam etmiĢtir. Bunu öğrencisi ve takipçisi olan Yunus Emre de Ģu Ģekilde görmek mümkündür.

AĢkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım tünü günü, Bana seni gerek seni143

Yunus Emre

142 KâĢif Hamdi OKUR, “Yesevî Muhibbi Bir Hanefî Fakîh: Sığnâkî‟nin Ġbadet Dili AnlayıĢı”, Geçmişten

Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî Uluslararası Sempozyumu C.2. Aralık 2016 ,Ġstanbul,s.700

89

IĢkıng kıldı Ģeyda mini Cümle âlem bildi mini Kaygum sinsin tüni küni Minge sin ok kirek sin144

Ahmed Yesevî

Hoca Ahmed Yesevî “Türkçe yetersizdir” diyenlere cevabını Divan-ı Hikmetle fazlasıyla vermiĢtir. H.Ahmed Yesevî günümüzde de insanlığın ihtiyacı olan kardeĢliği, dostluğu, vatan sevgisini anlatan hikmetleri Türkçe ile dile getirmiĢ sevgi ve hoĢgörüye dayalı sade ve temiz söylemleriyle bir buluĢma noktası oluĢturulmasını sağlamıĢtır.

Hoca Ahmed Yesevî, yeni bir dine geçmeye ve alıĢmaya çalıĢan göçebe Türk kavimlerinin hem Türklüklerini, dillerini muhafaza etmelerinde hem de Ġslamiyet‟i kabul etmelerinde kilit bir rol oynamıĢtır. Ulusal birlik ve beraberliğin yanı sıra Ġslam ile bütünleĢtiren 12. yy‟da evet diyerek Hoca Ahmed Yeseevî günümüzde örnek teĢkil edebilir.145