• Sonuç bulunamadı

1. GĐRĐŞ

1.2 Cumhuriyet Öncesi Spor Kulüpleri

Türklerde somut olarak ilk kulüpçülük hareketi 1855 yıllarında başlamıştır. ( Öztelli, 1996). Spor araştırmacılarına göre: Evliya Çelebiden ve daha sonraki spor araştırmacıları Osmanlılar döneminde bugünkü spor kulüplerini andıran bir spor teşkilat yapısının var olduğunu varsaymaktadırlar. Kısaca ‘’Spor Tekkesi’’ diye adlandırmaktadırlar (Tan,1976). Çeşitli araştırmalarda bu teşkilatlanmanın son tahlilde

‘’Güreş Tekkesi’’ olduğu anlatılmaktadır (Kunter, 1988). Osmanlı Đmparatorluğu’nun yayılma döneminde her alınan yeni yere göre bir güreş tekkesi kurularak, yörenin güçlü gençlerini bu güreş tekkelerinde toplayarak, pehlivan olarak yetiştirilmiştir (Tan, 1976).

Đmparatorluğun her şehir ve kasabasında güreş sporunu teşvik için böyle tekkeler kurmuşlardır. Đstanbul’daki güreş tekkelerin en büyüğü Zeyrek Yokuşundaydı. Bu tekkede 300 pehlivan yiyor, içiyor, yatıyor ve idman yapıyorlardı. Bu güreşçilere hamam bile tahsis edilmiştir. Konya’da güreşçiler mahallesi bile vardı. Öteki güreş tekkeleri ise; Mekke, Cidde, Đskenderiye, Laskiye, Şam, Maraş, Amasya, Tokat, Edirne, Ankara, Tire, Kütahya, Bergama, Manisa, Akhisar, Yenice, Ürgüp, Gelibolu, Ispala, Ustrunca, Ablonya, Diyarbakır, Konya, Bursa, Balıkesir, Urfa, Halep, belgrad, Bağdat ve Mısır’da bulunurdu (Yıldız, 1979).

Görüldüğü gibi Osmanlı döneminde özellikle çok geniş alana yayılan sporun temel teşkilatlanma birimi durumuna gelen tekkeler birbirinden ayrı bir yapı gösteriyordu.

Tekke için kurulmayacak kadar az nüfuslu olan köy, kasaba gibi yerlerde iyi pehlivanların ihtiyaçlarını köy ve kasaba halkı ortaklaşa karşılama yoluna gidiyorlardı.Bu sistem yirminci yüzyılın başına kadar sürmüştür ( Öztelli, 1996).

Yine iyi pehlivanlar, padişahlar, vezirler, paşalar tarafından koruma altına alınmıştır.

2.Abdülhamit, Đstanbul’da güreşleri yasal ettikten sonra, vezirler, paşalarda pehlivan beslemekten vazgeçmişlerdir ( Öztelli, 1996).

Osmanlı döneminde diğer sporların durumuysa, farklıdır. Đzmir’in Bornova semtinde oturan, ticaret yapan genç Đngiliz erkeklerin kendi aralarında hafta sonlarında iddialı futbol maçları oynamak suretiyle, bu sporu Türkiye’ye sokmuşlardır. Bu Đngiliz aileleri kendilerine uygulanan dokunulmazlıktan yararlanılarak Türkiye’de ilk kulübü

‘’Moda Futbol ve Ragby’’kurmuştur (Ertuğ, 1977). Đngilizlerin başlatmış olduğu futbol oyunu ve kulüpçülük hareketinin ardından , Türk gençlerinin beğenisini kazanan bu spora rağmet artmıştı. Đşte bunun sonucu olarak da 1889 yılında Reşat Danyal ve Fuat Hüsnü ‘’Black Stockings’’ ( Siyah Çoraplılar) adında bir kulüp kurmuştur (Ertuğ, 1977).

Đlk Türk takımı da 1901 yılında Ekim ayı başlarında Đngiliz adı altında ortaya çıkmıştır. Daha sonra F.Hüsnü tek başına 1901’de Kadıköy futbol kulübünü kurmuşlardır (Ataman, 1972). Sporun temel teşkilatlanma birimi olan spor kulüpleri 2.Abdülhamit zamanında kurulmuş ancak bazı sebeplerden kapatılmıştır. Daha sonrada okullar yoluyla kurulan spor kulüpleri Galatasaray, Đstanbulspor, Vefa olarak amatör sporun birimlerini okullarda geliştirme yolunu seçerek ilk defa kulüp-okul işbirliğini geliştirmiştir. Sporun kırk yıl süreyle okullardaki, Beden Eğitimi derslerinin bir parçası olarak yapılması ve yirminci yüzyılın başlarında okul bahçesinin dışına, futbolla çıkarak yayılmaya başlanması ve gönüllü birliklerin spor kulüplerinin birimleri, teşkilatlanma yapılarını oluşturma zorunluluğunu gerekli kılması açısından önemlidir (Çöteli, 1988).

Türkiye’de futbol oyunu 1980 yılında Đzmir’de Đngilizler tarafından Bornova’da 1894 yılında ‘’Futball and Rugby Club’’ isminde bir kulüp kurmuşlardır (Çöteli,1988).

Daha sonra da yine bu Đngilizler iş için gittikleri Đstanbul’da Moda Futbol Ragby

kulübünü kurmuşlardır (Hiçyılmaz, 1984). Yabancılar eliyle okul bahçesine ve Beden Eğitimin gölgesinde sokulan sporun, yine yabancılar eliyle Beden Eğitimin soyutlanmasının, soyutlanırken de futbolla bütünleşmesinin, bütün araştırmacılarca benimsenen önemli bir noktadır. Dünya genelinden Türkiye özeline olduğun gibi yansıyan ikinci benzerlik, Beden Eğitimiyle sporun, tarihsel yol ayrımında sporun bağımsızlığı gerçekleştirmek ve güvence altına almak için aynı teşkilat aracı yani kulüp dediğimiz gönüllü amaç birliklerin kullanılmasıdır (Çöteli, 1988).

Dünyada 1850 yıllarında Türkiye’de 1890 yıllarında beliren öncülerinden bu yana kulüplerin Türkiye’de Galatasaray 1905 ve Đngiltere’de Black Proprietary School 1858 yılında kulüpçülüğü okulda başlatarak dışarıya açılmıştır.Türkiye’de Beşiktaş 1903 yılında ve Đtalya’da Genoa1892 yılında gibi semt yöre, Türkiye’de Đmalat-ı Harbiye MKE Ankara gücü 1910 yılında ve Rusya’da Orakhovo Zuyuvo 1887 yılında işyerine esaslarına göre teşkilatlandıklarını görüyoruz (Fişek, 1980).

Cumhuriyet öncesi Türk sporu ve kulüpleri Đngilizlerin önderliğinde oynanan futbolla kitlelerin iğlisini çekmiş ve Đngiltere’de ilk teşkilatlanma birimi olan gönüllü birlik ilkesinden etkilenmiştir. Ve bu gelişme sonucunda Cumhuriyet öncesinde spor kulüpleri sırasıyla Đstanbul Futbol birliği, Đstanbul futbol kulüpler ligi, Cuma ligi ve Türkiye Đdman Cemiyeti Đttifakı (T.Đ.C.Đ) 1920 yılında faaliyet göstermişlerdir (San, 1973).

1.2.1 Türkiye Đdman Cemiyeti Đttifakı (T.Đ.C.Đ) ve Spor Kulüpleri

Türkiye’de sporda demokrasinin ilk büyük atılımın adı Türkiye Đdman Cemiyeti Đttifakı’dır. 22 Mayıs 1922 tarihinde resmen kurulan ve kısa adı T.Đ.C.Đ olan örgütün günümüzdeki anlamı, Konfederasyon tipinde ‘’Türkiye Spor Kulüpleri Birliği’’dir (Sümer, 1997).17 Mayıs 1903 tarihinde Moda, Elpis ve Imogen Elçilik gemisi kulüplerinin bir araya gelip kurdukları ‘’ Đstanbul Futbol birliği’’dir. Bu birlik, Türkiye’nin tek sporlu ‘’Federatif’’ örgütü olmuştur (Fişek, 1983). 1910 yılına kadar süren bu birliğin yerini Đstanbul futbol kulüpler ligi almış ancak 1914 yılına denk yaşayabilmiştir (Fişek, 1983).

T.Đ.C.Đ’in kurulması için ilk toplantı 12 kulüp yöneticileri bir araya gelmiş ve 26 Haziran 1920 tarihinde toplanılmıştır. Girişimci spor kulüpleri 15 Nisan 1921 yılında ikinci toplantılarını 21 spor kulübü ile yapılmıştır. Kuruluş için ise: 3/8/1909 tarih ve dernekler yasasına göre 27 Kasım 1921 tarihinde kurulmuş 22 Mayıs 1922 tarihinde tüzel kişiliği kesinleşmiştir (Sümer, 1997). T.Đ.C.Đ’in kuruluşu o gün devlet yönetimince desteklenmiş, Türkiye ilk kez 1924 olimpiyatlarına çağırılmıştır (Yıldız, 1979).

T.Đ.C.Đ’in kuruluş amacında sağlıklı bir kuşak yetiştirmek, bu sağlıklı kuşakla Türk ırkını takviye etmek, her sınıfın ilgilendiren sporu yaygınlaştırma, gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak gibi amaçları olan T.Đ.C.Đ’ önceki spor örgütlenmelerinden bir değer önemli farkı ise sadece futbol branşı ile değil diğer branşlarıda yer verilmesidir. Türkiye spor Kulüpleri Birliği anlamına gelen bu örgüt taşralarda ve birden fazla spor dalında federasyonlaşmayı amaçlamıştır (Sümer, 1997).

Örnek olarak 1922’de kurulan, ancak 13 Nisan 1923 tarihinde yeniden örgütlenen Atletizm ve güreş federasyonlarını gösterebiliriz. Bunun yanı sıra Bisiklet, Eskrim ve Halter, 1924 yılında kuruluna Boks, Kürek, Yüzme ve Yelken olarak sıralayabiliriz (Fişek, 1983).

T.Đ.C.Đ tüzüğünde ilginç bir ilkede amatörlük ve profesyonellikle ilgilidir.

Tüzükte profesyonelliği heveskârlılıktan ‘’Amatörlülük gönüllük’’ ayırmak yazılıdır.

T.Đ.C.Đ’in iki tür üyesi vardır. Bunlar tüzel ve özel olmak üzeredir. Tüzel üyeleri spor kulüpleriydi. Tüzük, bireysel ‘’özel’’ üyelerden tam amatörlük niteliği arıyordu (Hiçyılmaz, 1984).

T.Đ.C.Đ’nin tüzüğünde, spor kulüplerine yönelik özel bir bölümün veya tümüyle spor kulüplerinin yerinin aranmasına gerek yoktur. Çünkü T.Đ.C.Đ 3.8.1909 dernekler kanunu kapsamında bulunan spor kulüplerinin, genel Kurul düzenleyerek ve bir araya gelerek kurdukları, dönemine göre hayli demokratik bir üst birliktir (Sümer, 1997).

16.2.1923 tarihindeki kurultayda kabul edilen tüzükte birliğin merkez örgütü olarak, genel merkez yönetimim, federasyonlar, genel kurul ve kurucular kurulu şeklinde belirlenmiştir. Genel merkez yönetimi iki genel kurul arasında işleri yürüten ve seçilmiş üyelerden oluşan yetkili bir organdır.1924 yılında yapılan bir düzenleme ile

genel merkez yönetim kurulu 11’den 7’ye, federasyon yönetim kurulları 7’den 5’e, spor kulüplerinin üyeliği için konan üç yıllık süre de bir yıla indirilmiştir (Sümer, 1997).

T.Đ.C.Đ, 13-18 Şubat 1936 günlerinde toplanan 8. genel Kurulunda kendini dağıtmış, toplantının son günü T.Đ.C.Đ’nin yerine Türk Spor Kurumu (T.S.K) kurulmuş, yine alınan bir kararla kurum, o dönem ülkenin tek siyasal partisi olan Cumhuriyet Halk Partisine (CHP) bağlanmıştır (Fişek, 1983).