• Sonuç bulunamadı

2. Namaz

2.5. Cuma Namazından Sonra Nafile Namaz Kılmak

Kûfe ekolünün kaynak kişi olarak beslendiği, sahâbenin önemli simalarından olan Hz. Ali ile Abdullah b. Mes’ûd arasında bazı fıkhî meselelere dair görüş ayrılığı bulunmaktadır. Şâfiî, onların ihtilaf ettikleri meselelerden132 bir tanesinin Cuma namazından sonra kılınan nafile namazın rek’at sayısı hakkında olduğunu belirtmiştir.133

İmam Şâfiî el-Üm’de bu mesele üzerine konuşurken her nedense Hz. Ali’nin kavline yer vermemiştir.134 Bunun yerine sünnete daha uygun görünmesi sebebiyle cumadan önce ve sonra dört rek’at namaz kılınacağı yönünde ictihad eden Abdullah b. Mes’ûd’un görüşünü135 tercih ettiğini ise açıkça beyan etmiştir.136

130 Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, II, 433.

131 Şâfiî, er-Risâle, s. 283, 289 (Şafiî, birbirine muhalif olduğu sanılan tüm hadislerin arasındaki ihtilafın giderilebileceğini ve bunlardan birinin tercih edilerek onun delalet ettiği hükme göre amel edilebileceğini düşünmektedir). Ayrıca bk. Aktepe, İshak Emin, “İmam Şafiî’nin Hadisler Arasında Görülen Çelişkilere Bakışı”, Hadis Tetkikleri Dergisi, sayı: 2, 2006, s. 64; Kanarya, Bayram, “İmâm Şafiî’nin “İhtilâfu’l-Hadîs” İsimli Eserinde Muteârız Hadisleri Çözme Metodolojisi”, s. 105-106.

132 Aslında İmam Şâfiî’nin, Hz. Ali ve Abdullah b. Mes’ûd arasındaki ihtilaflardan ziyade Kûfe ekolünün/Irak ehlinin bu iki sahâbîye olan muhalif görüşlerine yer verdiği söylenebilir. Bk. Şâfiî,

el-Üm, I, 157-163, 164, 166; IV, 72-73; VII, 172-173.

133 Bk. Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsar, I, 337; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-kebîr, IX, 309-310 (Ebû Abdirrahmân es-Sülemî’nin (ö. 73/692) sözü bu ihtilaftan bahsetmektedir); Hattâbî, Meâlimu’s-sünen, I, 250; İbn Abdilber, et-Temhîd, XIV, 171-183.

134 Hz. Ali’nin kanaati için ayrıca bk. Tirmizî, “Cuma”, 24: ،ٍتاَعَك َر َعَب ْرَأ ِةَعُمُجْلا َلْبَق يِ لَصُي َناَك ٍدوُعْسَم َنْبا َّنَأ ٍتاَعَك َر َّتِس ِةَعُمُجْلا َدْعَب يِ لَصُي ٌّيِلَع َناَك َو ٍتاَعَك َر َعَب ْرَأ اَهَدْعَب َو Abdurrezzâk, Musannef, III, 246; Tahâvî, Şerhu

Meâni’l-âsar, I, 337 ( اًّتِس ِ لَصُيْلَف ِةَعُمُجْلا َدْعَب اًيِ لَصُم َناَك ْنَم :َلاَق ُهَّنَأ ُهْنَع ُالله َي ِض َر ،ٍ يِلَع ْنَع ); Heysemî,

Mecmai’z-zevâid, II, 195.

135 Tirmizî, “Cuma”, 24: (Dört rekât uygulaması Rasûlullahtan kavlen ve amelen sabittir). Ayrıca bk. Şevkânî, Neylu’l-evtâr, III, 333.

136 Şâfiî, el-Üm, I, 164; Nevevî, Mecmû‘, IV, 9-10; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 451. Ayrıca bk. Mollaibrahimoğlu, Cemil Cahit, Rivayetler Işığında Nâfile Namazlar, s. 67-72, 89.

Ebû Hüreyre hadisi, cumadan önce ve sonra dört rek’at nafile namaz kılınacağı yönünde ictihad eden Abdullah b. Mes’ûd’un kavlini destekler mahiyettedir. İmam Şâfiî de meseleyi incelerken el-Üm’de bu rivayete yer vermiştir. Sözü edilen nakilde Ebû Hüreyre’den rivayetle Hz. Peygamber (a.s.): ُمُكُدَحَأ ىَّلَص اَذِإ اًعَب ْرَأ اَهَدْعَب ِ لَصُيْلَف َةَعُمُجْلا “Biriniz cumanın farzını eda edince, ardından dört rek’at

namaz daha kılsın” buyurmuşlardır.137

Bu tartışmada Tarafeyn (Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed) ve İmam Şâfiî, Abdullah b. Mes’ûd’un dört rek’at kılınması noktasında verdiği emir138 ve uygulaması139 ile amel etmişlerdir.140 Alkame b. Kays (ö. 62/682), Esved b. Yezîd (ö. 75/694), İbrâhîm en-Nehaî, Hammâd b. Ebî Süleymân (ö. 120/738) gibi Kûfe ekolünün tanınan âlimleri de Hz. Ali’nin değil, Abdullah b. Mes’ûd’un ictihadını benimsemişlerdir.141

Bu meselede dikkat çekici olan nokta İmam Şâfiî’, Süfyân es-Sevrî (ö. 161/778) ve Abdullâh b. Mübârek’in (ö. 181/797) ehl-i re’yden olan Abdullah b. Mes’ûd ile aynı kanaati paylaşıyor olmalarıdır.142

Ebû Yusuf’un ise Hz. Ali’nin ictihad ve uygulamasını benimseyerek143

cumadan sonra altı rek’at nafile kılınması gerektiğini söylediği rivayet

137 Müslim, “Cuma”, 67; Ebû Dâvûd, “Cuma”, 38; Tirmizî, “Cuma”, 24; Nesâî, “Cuma”, 42; İbn Mâce, “İkâmet”, 95; Ahmed b. Hanbel, Müsned, XV, 437; Abdurrezzâk, Musannef, III, 248; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 464; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsar, I, 336; İbn Hibbân, Sahîh, VI, 229-234; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, III, 339-340; Zeylaî, Nasbu’r-râye, II, 207. Ayrıca bk. İbn Hazm,

el-Muhallâ, II, 7; İbn Abdilber, et-Temhîd, XIV, 173; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, I, 217; Nevevî, Sahîhu Müslim bi-şerhi’n-Nevevî, VI, 168-169; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, III, 333-334; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 13.

138 Abdurrezzâk, Musannef, III, 247; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 464; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsar, I, 337.

139 İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 464.

140 Serahsî, Mebsût, I, 157; Kâsânî, Bedâ’i‘u’s-sanâ’i, I, 285; Nevevî, Sahîhu Müslim

bi-şerhi’n-Nevevî, IV, 9-10; Zeylaî, Tebyînü’l-hakâik, I, 172; İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, II, 70; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 451; Zuhaylî, el-Fıkhü’l-islâmî ve edilletuhu, II, 1058.

141 İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 465; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-kebîr, IX, 310-311 (Zeyd b. Vehb (ö. 83/702) ise Abdullah b. Mes’ûd’dan sonra bu uygulamaya son verdiklerinden söz etmektedir= ُنْب ُدْي َز

:َلاَق ،ٍبْه َو

ُليِقَنَف ُع ِج ْرَن َّمُث ،ِالله ِدْبَع َعَم َةَعُمُجْلا يِ لَصُن اَّنُك ); Hattâbî, Meâlimu’s-sünen, I, 250. Ayrıca bk. İbn Hazm,

el-Muhallâ, II, 81; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 269; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, III, 334.

142 Bk. Hattâbî, Meâlimu’s-sünen, I, 250; İbn Abdilber, et-Temhîd, XIV, 173; Nevevî, Mecmû‘, IV, 10; İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, II, 70.

143 Tirmizî, “Cuma”, 24; Abdurrezzâk, Musannef, III, 247; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 464; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsar, I, 337.

edilmektedir.144 Ebû Mûsâ el-Eş‘arî, Mesrûk b. Ecda el-Kûfî (ö. 63/683), Atâ ve Mücâhid de (ö. 103/721) cumadan sonra altı rek’at nafile kılınacağını düşünen fakihlerdendir.145

Kılınacak olan bu altı rek’atın keyfiyeti hakkında yani namazın tek selamda mı ifa edileceği yoksa iki kılınıp daha sonra üzerine dört rek’at daha mı ilave edileceği noktasında yine ihtilafa düşülmüştür.146 Abdullah b. Ömer iki ve dört rek’at halinde iki namaz arasının selamla ayrılarak kılınması gerektiğini düşünmektedir.147

Bu meselede gerek Hanefîler gerekse Şâfiîler, Abdullah b. Mes’ûd’a muhalefet etmemişler ve her iki mezhep de eserlerinde açıkça yer vermek suretiyle onun kavli ile amel etmişlerdir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla ayrılığa düştükleri tek noktanın, cuma namazından sonra kılınacak olan bu dört rek’atın tek selamla mı yoksa iki selamla mı bitirileceği hususunda olduğu söylenebilir.148

144 Serahsî, Mebsût, I, 157; Kâsânî, Bedâ’i‘u’s-sanâ’i, I, 285; İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, II, 70. Ayrıca bk. İbn Abdilber, et-Temhîd, XIV, 176.

145 İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 464. Ayrıca bk. İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 269; Şevkânî,

Neylu’l-evtâr, III, 334.

146 Kâsânî, Bedâ’i‘u’s-sanâ’i, I, 285. Ayrıca bk. Şevkânî, Neylu’l-evtâr, III, 334.

147 Müslim, “Cuma”, 70-72 [Abdullah b. Ömer’in gerek kendisi (evinde ve mescitte olmak üzere) gerekse Hz. Peygamberle birlikte cumadan sonra iki rekât nafile kıldığına dair rivayetler bulunmaktadır]; Ebû Dâvûd, “Cuma”, 38; Tirmizî, “Cuma”, 24; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VIII, 197; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 464. Ayrıca bk. Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsar, I, 335-337 (İshak b. Râhûye (ö. 238/853) ise mescitte kılanın dört, evde kılanın iki rekât eda edeceğini söyleyerek gelen farklı rivayetlerin arasını cem etme yoluna gitmiştir); Hattâbî, Meâlimu’s-sünen, I, 250; Beyhakî,

es-Sünenu’l-kübrâ, III, 339-341; Zeylaî, Nasbu’r-râye, II, 207; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, III, 333-334 (Hz.

Ömer’in de altı rekât kıldığı nakledilmektedir); İki ve dört (önce iki rekat kılıp arayı selamla ayırarak ardından dört rekat daha ilave yapma) nispeti Hz. Ali’ye de yapılmaktadır bk. Taberânî,

el-Mu‘cemü’l-kebîr, IX, 310. Ayrıntılı bilgi için fıkıh eserlerine bk. İbn Abdilber, et-Temhîd, XIV, 175;

Serahsî, Mebsût, I, 157; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 269 (Ahmed b. Hanbel ise, dileyenin iki dileyenin de dört kılabileceğini söylemiştir); İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, II, 69-70; Ayrıca rivayetlerin değerlendirmesi için şu makaleye bk. Mollaibrahimoğlu, Cemil Cahit, “Cuma Namazının Sünnetleriyle İlgili Rivayetlerin Değerlendirilmesi”, Tasavvur: Tekirdağ İlahiyat Dergisi [Namık

Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi], Sayı: 2, 2018, s. 697-702.

148 Serahsî, Mebsût, I, 157: tek selamla ifa edileceğini söyleyen Hanefîlere karşın Şâfiîler, cumadan sonra kılınacak olan bu dört rekâtlık revâtib sünnetin ikişer rek’at halinde eda edileceğini, ilk ikinin müekked ikinci ikinin gayri müekked olduğunu söylemektedirler. Ayrıca bk. Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 451.