• Sonuç bulunamadı

Huzeyfe b. El-Yemân radıyallahu anh şöyle dedi:

لا َناَك ِنَع َمَّل َسَو ِهْيَلَع ُللها ىَّل َص ِللها َلو ُسَر َنوُلَأ ْسَي ُساَّن

َلو ُسَر اَي : ُتْلُقَف ،يِنَكِر ْدُي ْنَأ َةَفاَخَم ِ ر َّشلا ِنَع ُهُلَأ ْسَأ ُتْنُكَو ،ِرْيَخْلا َب ْلَهَف ،ِرْيَخْلا اَذَهِب ُللها اَنَءاَجَف ، ر َشَو ةَّيِلِهاَج يِف اَّنُك اَّنِإ ،ِللها اَذَه َدْع

: َلاَق ؟ رْيَخ ْنِم ِ ر َّشلا َكِلَذ َدْعَب ْلَه : ُتْلُقَف ،ْمَعَن : َلاَق ؟ٌّر َش ِرْيَخْلا ،يِتَّن ُس ِرْيَغِب َنوُّنَت ْسَي ٌمْوَق : َلاَق ؟ُهُنَخَد اَمَو : ُتْلُق ،ٌنَخَد ِهيِفَو ،ْمَعَن ،ُرِكْنُتَو ْمُهْنِم ُفِرْعَت ،يِيْدَه ِرْيَغِب َنوُدْهَيَو َكِلَذ َدْعَب ْلَه : ُتْلُقَف

ْمُهَباَجَأ ْنَم َمَّنَهَج ِباَوْبَأ ىَلَع ٌةاَعُد ،ْمَعَن : َلاَق ؟ ر َش ْنِم ِرْيَخْلا ٌمْوَق ، ْمَعَن : َلاَق ،اَنَل ْمُهْف ِص ،ِللها َلو ُسَر اَي : ُتْلُقَف ،اَهيِف ُهوُفَذَق اَهْيَلِإ َن ِسْلَأِب َنوُمَّلَكَتَيَو ،اَنِتَدْل ِج ْنِم ْنِإ ىَرَت اَمَف ،ِللها َلو ُسَر اَي : ُتْلُق ،اَنِت

ْنِإَف : ُتْلُقَف ، ْمُهَماَمِإَو َنيِمِل ْسُمْلا َةَعاَمَج ُمَزْلَت : َلاَق ؟ َكِلَذ يِنَكَرْدَأ

218 Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Abdurrazzak (7/291) Said b. Mansur Sunen (2048) İbn Şebbe Tarihu’l-Medine (2/730) İbn Hazm el-Muhalla (9/217) Beyhaki (10/348)

147

ْوَلَو ،اَهَّلُك َقَرِفْلا َكْلِت ْلِزَتْعاَف : َلاَق ؟ٌماَمِإ َلََو ٌةَعاَمَج ْمُهَل ْنُكَت ْمَل َع َّضَعَت ْنَأ َكِلَذ ىَلَع َتْنَأَو ُت ْوَمْلا َكَكِرْدُي ىَّتَح ةَرَج َش ِل ْصَأ ىَل

“İnsanlar Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hayırdan sorarlardı. Ben ise yetişirim korkusuyla şer/kötülükler hakkında sorardım. Dedim ki:

“Ey Allah’ın rasulü! Bizler cahiliyye ve şer içindeydik. Allah bize bu hayrı getirdi. Bu hayırdan sonra şer var mıdır?

“Evet” buyurdu. Dedim ki:

“Bu şerden sonra hayır dönemi olacak mı?”

“Evet, onda bulanıklık da olacak” buyurdu.

“Onun bulanıklığı nedir?” dedim.

“Bir topluluk benim yolumdan başka bir yol tutacaklar.

Onları tanır ve karşı çıkarsın” buyurdu.

“Bu hayırdan sonra şer olacak mı?” diye sordum.

“Evet, cehennem kapılarına çağıran davetçiler olacak, kendilerine icabet edenleri oraya atacaklar” buyurdu.

“Ey Allah’ın rasulü! Bize onları anlat” dedim.

“Onlar bizim derimizden olup, bizim dilimizden konuşacaklar” buyurdu. Ben:

“Ey Allah’ın rasulü! Bu zamana yetişirsem ne yapmamı emredersin?” dedim.

“Müslümanların cemâatinden ve

imamlarından/yöneticilerinden ayrılma” buyurdu.

148

“Eğer onların cemâati ve imamı yoksa (ne yapayım)?” dedim.

“Bir ağaç kökü dişlemek zorunda kalsan bile, sana bu halde iken ölüm gelinceye kadar o fırkaların hepsinden ayrıl” buyurdu.219

Enes b. Mâlik radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

ْفا َليِئاَر ْسِإ يِنَب َّنِإ

“Muhakkak ki İsrailoğulları yetmiş bir fırkaya ayrıldılar.

Şüphesiz ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılacak, biri dışında hepsi ateşte olacaktır.” Denildi ki:

“Ey Allah’ın rasulü! O (kurtulan) hangisidir?” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem elini yumdu ve şöyle buyurdu:

“el-Cemâat’tir. Allah’ın ipine toptan sarılın, ayrılığa düşmeyin”220

219 Sahih. Buharî (3606) Muslim (1847).

220 Hasen. Ahmed (3/145) İbn Mâce (3992) Taberî Tefsir (7/74) Sa’lebî, el-Keşfu ve’l-Beyan (3/163) Fesevî el-Ma’rife (3/373) el-Esbahanî el-Hucce Fi Beyani’l-Mahacce (18) Lâlekâî Usulu itikad (148) el-Elbânî Zilalu’l-Cenne (1/27)

149

ةَّيِلِهاَج ةَتيِم َتاَم َّلَِإ توُمَيَف اًرْب ِش ةَعاَمَجْلا

“Emîrinde/yöneticisinde hoşlanmadığı bir şey gören kimse sabretsin. Zira cemâatten bir karış ayrılan ancak cahiliyye üzere ölür.”221

Fudâle b. Ubeyd radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

َجْلا َقَراَف ٌلُجَر : ْمُهْنَع ْلَأ ْسَت َلَ ٌةَث َلََث ،ُهَماَمِإ ى َصَعَو ،َةَعاَم

، َتاَمَف َقَبَأ ٌدْبَع ْوَأ ٌةَمَأَو ،اًي ِصاَع َتاَمَو ٌةَأَرْما َو

،اَهُج ْوَز اَهْنَع َباَغ

ُهَدْعَب ْتَجَّرَبَتَف اَيْنُّدلا َةَنْؤُم اَهاَفَك ْدَق ْلَأ ْسَت َلََف ،

ْمُهْنَع

“Şu üç kişiyi sorma: Cemâatten ayrılan ve imamına/yöneticisine isyan edip isyankâr olarak ölen, efendisinden kaçıp bu şekilde ölen cariye veya köle ve dünya geçimini sağlamış bulunan kocasının yokluğunda süslenip dışarı çıkan ve dolaşan kadın. Bunları sorma”222

İbn Ömer radıyallahu anhuma şöyle demiştir: “Ömer radıyallahu anh bize Câbiye’de şöyle hitap etti:

“Ben aranızda, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in aramızda bulunduğu ve şöyle buyurduğu yerde duruyorum:

َعَم َناَطْي َّشلا َّنِإَف َةَقْرُفْلاَو ْمُكاَّيِإَو ِنْيَنْث ِلَا ْنِم َوُهَو ِد ِحاَوْلا

َزْلَيْلَف ِةَّنَجْلا َةَحوُبْحُب َداَرَأ ْنَم ُدَعْبَأ َةَعاَمَجْلا ْم

“Cemâatten ayrılmamanız gerekir. Sizleri ayrılıktan

221 Sahih. Buharî (6646) Muslim (1849).

222 Sahih. Ahmed (6/19)

150

sakındırırım. Zira şeytan tek kişiyle beraber ve iki kişiden daha uzaktır. Cennetin ortasını isteyen cemâatten ayrılmasın.”223

İbn Mes’ûd radıyallahu anh şöyle demiştir:

ِةَعاَّطلاِب ْمُكْيَلَع ُساَّنلا اَهُّيَأ اَي َجْلاَو

،ِةَعاَم يِف ُليِب َّسلا اَمُهَّنِإَف

َرَمَأ يِذَّلا َِّللها ِلْبَح ىَلِإ ِل ْصَ ْلْا

،ِهِب ِإَو ِةَعاَمَجْلا يِف َنوُهَرْكَت اَم َّن

ِةَق ْرُفْلا يِف َنوُّب ِحُت اَّمِم ٌرْيَخ

“Ey insanlar! İtaat etmeniz ve cemâatten ayrılmamanız gerekir.

Zira bu Allah’ın kendisine sarılmayı emrettiği ipidir. Muhakkak ki, cemâat ve itaatte hoşlanmadığınız bir durum, fırkada hoşlandığınız durumdan daha hayırlıdır."224

Sabit b. Kutbe el-Muzeni rahimehullah’tan: “İbn Mes’ûd radıyallahu anh daha önce ve daha sonra benzerini yapmadığı bir hutbe yaparak şöyle dedi:

لاِب ْمُكْيَلَعَو ،َللها اوُقَّتا ، ُساَّنلا اَهُّيَأ َمُهَّنِإَف ِةَعاَمَجْلاَو ،ِةَعاَّط

ا

وُهَرْكَت اَم َّنِإَو ،ِهِب َرَمَأ يِذَّلا ِللها ُلْبَح ْيَخ ِةَعاَمَجْلاَو ،ِةَعاَّطلا يِف َن

ٌر ِةَق ْرُفْلا يِف َنوُّب ِحُت اَّمِم

“Ey insanlar! İtaat etmeniz ve cemâatten ayrılmamanız gerekir.

Zira bu Allah’ın kendisine sarılmayı emrettiği ipidir. Muhakkak ki, cemâat ve itaatte hoşlanmadığınız bir durum, fırkada hoşlandığınız

223 Sahih. Tirmizî (2165) Nesâî Sunenu'l-Kubrâ (9225)

224 Sahih mevkuf. Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr (9/198); el-Lâlekâî (159); İbn Cerîr et-Taberî, Tefsir (Al-i İmrân 103. Ayetin tefsiri). Hâkim (4/598); İbn Ebî Şeybe (7/474); Ebû Nuaym, el-Hilye (9/249); İbn Abdilberr, et-Temhid (21/273)

151 durumdan daha hayırlıdır."225

İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan: “Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Gerçekten de dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya, sen hiçbir şeyde onlardan değilsin.” (En’am 159)

“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra ihtilafa düşerek ayrılan kimseler gibi olmayın! İşte onlar var ya, onlar için çok büyük bir azap vardır!” (Al-i İmran 105) “Kalplerinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve onun tevilini aramak için müteşabih olanlarına tabi olurlar.” (Al-i İmran 7) “Ne var ki insanlar aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedirler.” (Mu’minun 53) “Hâlbuki muhakkak O size kitapta indirmiştir ki: “Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın; yoksa o zaman muhakkak siz de onlar gibisinizdir.” Muhakkak Allah münafıkları da kâfirleri de hep beraber Cehennemde toplayacaktır.” (Nisa 140)

“Muhakkak ki benim dosdoğru yolum budur; o halde ona uyun;

sizi O’nun yolundan ayıracak yollara uymayın. İşte bu size kendisiyle tavsiyede bulunulan şeydir. Umulur ki sakınırsınız.”

(En’âm 153) “O: “Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin” diye dinden Nuh’a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi size de şeriat kıldı. Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve kendisine yöneleni hidayete erdirir.” (Şura 13)

ِةَق ْرُفْلاَو ِف َلَِتْخلَا ِنَع ْمُهاَهَنَو ِةَعاَمَجْلاِب َنيِنِمْؤُمْلا ُ َّللها َرَمَأ َبْخَأَو يِف ِتاَمو ُصُخْلاَو ِءاَرِمْلاِب ْمُكَلْبَق َناَك ْنَم َكَلَه اَمَّنِإ :ْمُهَر

225 Sahih mevkuf. Taberânî, (9/198, 199) el-Lâlekâî (159) Acurri eş-Şeria (17) İbn Cerîr et-Taberî, (7/75, 76) İbn Ebî Hâtim Tefsir (3916) Hâkim (4/598) İbn Ebî Şeybe (7/474) Ebû Nuaym, el-Hilye (9/249) İbn Abdilberr, et-Temhid (21/273)

152

َِّللها ِنيِد

“Allah, mü’minlere cemaati emretmiş, onları ihtilaftan ve fırkadan yasaklamış, onlara kendilerinden öncekilerin Allah’ın dininde tartışma ve husumetler sebebiyle helak olduğunu haber vermiştir.”226

Ebu Seleme b. Abdirrahman rahimehullah dedi ki: “Ebû Katâde radiyallahu anh veya yanında Ensar’dan diğer bir kişi, kuşatma altında bulunan Osmân radıyallahu anh’ın yanına girdiler. Hac yapmak için ondan izin istediler. Osman radiyallahu anh onlara izin verdi. Sonra ikisi şöyle dediler:

َق ؟ُم ْوَقْلا ِء َلَُؤَه َرَهَظ ْنِإ ُنوُكَن ْنَم َعَم ،ِةَعاَمَجْلاِب ْمُكْيَلَع : َلا

،ُم ْوَقْلا ِء َلَُؤَه َكَبا َصَأ ْنِإ َتْيَأَرَأ : َلَاَق َلاَق ؟ ْمِهيِف ُةَعاَمَجْلا ِتَناَك َو

:

ا اوُمَزْلا ْتَناَك ُثْيَح َةَعاَمَجْل

“Şu topluluk bize üstün gelirse kiminle beraber olalım?” Osmân radıyallahu anh:

“Cemâatten ayrılmamalısınız” dedi. Onlar dediler ki:

“Şu topluluğun sana yaptıklarını görüyorsun. Cemaat de onların arasındadır.” Osman radiyallahu anh dedi ki:

“Nerede olursa olsun, cemâatten ayrılmayın!”227

El-Evzâî rahimehullah’tan: “Hassan b. Atiyye rahimehullah dedi

226 Hasen. El-Âcurrî eş-Şeria (4) Taberî Tefsir (7/604, 9/314, 670) İbnu’l-Munzir Tefsir (243) İbn Ebî Hâtim Tefsir (6124, 8158) el-Lalekai (212) İbn Batta el-İbane (1/275)

227 Sahih mevkuf. Ahmed b. Hanbel, Fadâilu’s-Sahabe (753) Abdullah b.

Ahmed, Fadailu Osmân (42) İbn Şebbe Tarihu’l-Medine (4/1209) Mamer Cami (1579)

153 ki:

َّل َص ِ َّللها ِلو ُسَر ُباَح ْصَأ اَهْيَلَع َناَك ٌسْمَخ َمَّل َسَو ِهْيَلَع ُللها ى

َّن ُّسلا ُعاَبِ تا : نا َسْحِإِب َنيِعِباَّتلاَو ُزُلَو ،ِة

ْرُقْلا ُةَو َلَِتَو ،ِةَعاَمَجْلا ُمو ،ِنآ

َِّللها ِدْبَع وُبَأ َلاَق َِّللها ِليِب َس يِف ُداَهِجْلاَو ُةَراَمِعَو : َلاَق ُّنُظَأَو :

ِد ِجا َسَمْلا

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sahabeleri ve onlara güzellikle uyanlar şu beş esas üzerindeydiler: Sünnete tabi olmak, cemâatten ayrılmamak, Kur’ân okumak, Allah yolunda cihâd etmek ve mescidleri imar etmek.”228

Benzer Belgeler