• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUM

4.3. Teorik Modelin Açıklanması

4.3.3. Cam Tavan Algısı

Katılımcıların Cam Tavan Algıları 3 tema altında toplanmıştır:

1) Cam Tavanı Algılamama

2) Cam Tavanı Algılama ve Bundan Motive Olma

3) Cam Tavanı Algılama ve Psikolojik Baskı altında Hissetme

4.3.3.1. Cam Tavanı Algılamama. 3 katılımcı bulundukları konuma

yükselirken kadın kimliklerinden dolayı herhangi bir engelle veya zorlukla karşılaşmadıklarını belirtmişlerdir. Bilişim Sektöründe ve Çokuluslu şirketlerde çalışıyor olmalarının bunda etkisinin olabileceğini de belirtmişlerdir. K-4 hayatının

hiçbir aşamasında Cam Tavan Engelleri ile karşılaşmadığını aksine kadın olmasının avantajını yaşadığını şu sözlerle ifade etmiştir:

“…doğru söylemek gerekirse hiçbir aşamasında hayatımın ne okulda ne işte yani Türkiye X Ofisinde, Yurtdışı X Ofisinde, Türkiye’de sektörde, müşterilerde o Cam Tavan Etkisini hissetmeyen bir karakter olarak öyle bir şansım oldu muhtemelen. Hatta şey aslında… Bayan çalışan oranı diğer dünyadaki X ofislerinden bizde daha fazladır. Bizim yüzde 40 civarımız bayan, yönetim kadrosunda biraz daha artıyor, 50’ye yaklaşıyor. Dahası hani içerde de dışarıda da hiçbir problem yaşamadım. Ben Savunma Sanayi ile de çalıştım, Savunma Sektörü ile de çalıştım. Orada da bayan olmamın hatta belki avantajını kullandım. Çünkü daha bir saygıyla dinliyorlar, yani her şekilde şanslıydım ben.

K-4’ün ifadelerinden anlaşılmaktadır ki; Cam Tavan Etkisini hissetmemesinde çokuluslu bir firmada çalışmasının ve kadın çalışan oranının yüksek olmasının da etkisi vardır. Tabi ki buna etki eden diğer faktörler de söz konusudur. Bu faktörlere Etken Faktörler ve Strateji ve Özellikler bölümlerinde değinilecektir.

4.3.3.2. Cam Tavanı Algılama ve Motive Olma. Katılımcıların bir bölümü

Cam Tavan Etkisini çok sonradan algıladıklarını fark etmişlerdir. Engellerle karşılaşmışlar, zorluklar yaşamışlar fakat bu yaşadıklarının aslında Cam Tavan Etkisi olduğunu o engelleri aştıktan sonra fark etmişlerdir. Yoğun çalışma temposu, hedefe odaklanmaları ve bu zorlukları iş yaşamındaki herkesin yaşadığı düşüncesiyle kendilerini motive etmiş ve bu engelleri atlatmışlardır. K-11 engelleri algılamadan nasıl geçebildiğini ve kendini nasıl motive ettiğini şu sözlerle ifade etmiştir:

“…şu anda anlatıyorum, yaşandığını kabul ettiğimiz için anlatıyorum aslında ama yaşarken, işin içindeyken hiç bunları fark etmiyorsunuz bile. “Sonuçta iş dünyasının standart mücadeleleri bunlar. Herkes yaşıyor bunu zaten” diyorsunuz. Bana özel, kadınlığıma özel bir durum değil… Çünkü onu kabul ederseniz gücünüz kırılıyor çünkü aşamayacağınız bir şey, cinsiyetinizi değiştireceksiniz yani…”

K-11 engelleri kabul etmeyerek ve görmeyerek aştığını söylemektedir. Adı üzerinde “Cam Tavan” engelleri, görünmez engellerdir. Eğer orada bir engelin olduğunu düşünürseniz, o engel orada belirecek ve somutlaşacaktır ama eğer orada bir engel olduğunu aklınıza bile getirmezseniz engel orada olmayacaktır. Cam Tavan engelleri kabullendiğiniz sürece varlık gösterebilirler.

4.3.3.3. Cam Tavanı Algılama ve Psikolojik Baskı Hissetme.

Katılımcılardan bir bölümü iş yaşamında Cam Tavan Engelleri ile karşılaştıklarını ve bunun üzerlerinde psikolojik baskı yarattığını belirtmişlerdir. Kadın çalışanlar tarafından en yoğun hissedilen Cam Tavan Etkisi ‘Annenin ikilemidir”. Psikolojik baskı kendisini suçluluk duygusu şeklinde göstermektedir. Kadın önceliklerini sorgulamakta ve hangisinin doğru olduğu şeklinde bir ikilem yaşamaktadır. Çocukları okula başladığında, hasta olduklarında, anneye her ihtiyaç duyduğu anda bu duygu yeniden ortaya çıkabilmektedir. “Acaba ben çalışmakla doğru olanı mı yapıyorum?” “Ben ilgisiz bir anne miyim?” “Doğru olan hangisi?” çalışan kadının aklının bir köşesinde durmakta ve zaman zaman yüzeye çıkmaktadır. Bu suçluluk duygusunu ortadan kaldırabilmenin tek yolu onu bastırmak değil, çözümler üretebilmektir. Şuan üst düzey yönetici pozisyonunda bulunan katılımcılardan anne olanlar da bu duyguyu zaman zaman yoğun bir şekilde yaşadıklarını belirterek, bu duruma kendilerince çözümler üretmişlerdir. Hiç birisi ne çocuk sahibi olmaktan, ne de iş yaşamına devam etmekten pişman değildir. Çocuk sahibi olmayı yoğun çalışma temposu ve kariyer planı sebebiyle daha ileriki zamanlara erteleyen çalışan anneler “Keşke daha erken yaşta çocuk sahibi olsaymışım” demektedirler ve “İyi ki iş yaşamıma devam etmişim”. Annelik ve iş yaşamı birlikte yürütülebilmektedir, bunun kanıtları katılımcılarımızdır. Örneğin K-12 hamileliğinin 3. ayında çok yoğun çalışması ve sağlıklı bir hamilelik geçiremeyeceği düşüncesiyle işinden istifa etmiş ve oğlu 14 aylık olana kadar iş yaşamına ara vermiştir. 2 yıl aradan sonra tekrar iş yaşamına dönen K-12 oğluyla ilk ayrılma dönemlerini şu sözlerle ifade etmektedir:

“…2 yıl onunla beraber olduktan sonra bir babaanne ve bakıcıya devretme zamanında, alışık değil bütün günü beraber geçiriyoruz. Şey derdim ona “Oğlum bana izin verir misin? Avucuma iznimi koy, işime gideyim” derdim, oralarda bir 6 ay duygusal olarak zorlandım…”

Tekrar işe dönme sürecinde duygusal olarak zorlandığını ifade eden K-12, çocuğuyla arasında bir oyun geliştirerek bu süreci hafifletmeye çalışmıştır. Kendi çözümünü; hamileliği döneminde ve çocuğunun bebeklik döneminde yanında olmayı tercih ederek geliştiren K-12 şimdiki hislerini şu sözlerle ifade etmektedir:

“…Rahat bir şekilde zamana bırakmak gerekiyor, oralarda o an karar vermek zorunda değilsin. Bir şeyleri denemek, yürümüyorsa karar değiştirmeler çok doğal hayatta. Biraz böyle hayata

güvenmek gerekiyor aslında. O 6 ay mesela zorlandım ben, o izni sabah isterken “Erken miydi?” leri sorguladım. Çok hızlı başladım ve çok hızlı yoğun çalışmam gerekti ama şuan baktığımda hayır çok doğru bir zamanmış. Oğlumla gülüşüyoruz şimdi söylediğimizde “Avcuma iznimi koyardın benim. Onu almadan gitmezdim” diye…”

K-12 şuan üst düzey bir yöneticidir ve oğlu da artık büyümüştür. Annenin ikilem yaşadığı o zor günler, gülümsenerek hatırlanan hatıralara dönüşmüştür. K-12 o dönemden güçlü bir şekilde çıkmayı başarabilmiştir. Her çalışan anne bunun üstesinden gelememektedir. O ikilemi yaşayan birçok anne psikolojik baskıyı atlatamayarak iş yaşamından çekilebilmektedir.

Kadın çalışanların üzerinde psikolojik baskı oluşturan bir diğer Cam Tavan Etkisi de İğne dir. İş ortamında karşılaştıkları ‘sınanma’ ve kadınsal özelliklerinin olumsuz her olayda dalga geçer bir şekilde yüzlerine burulması kadınları rahatsız etmektedir. Bir kısmı bunu erkeksi davranışlarla çözmeye çalışmaktadır. Fakat tecrübeyle birlikte erkekleşmenin de aslında bir çözüm olmadığını anlamaktadırlar. Bu gibi durumlarda engeli görmezden gelmek, umursamamak, kendine güvenmek, kendini doğru ifade edebilmek en akıllıca çözümdür.

İspat engeli de iş dünyasında kadınların sık karşılaştıkları engellerdendir. Bu

engeli aşmak için işine odaklanmayı ve kendini her yönden gelişmeyi seçen kadın çalışanlar ileri de yetkin kadın yöneticiler olabilmekte, dezavantajı kendi lehlerine çevirebilmektedirler.

Karşılaşılan ve atlatılan her engel kadın çalışan için bir tecrübeye dönüşmekte ve motivasyon aracı olmaktadır. Mücadeleyi seçen, engelleri güce dönüştürebilen kadın çalışanlar başarılı üst düzey yöneticilere dönüşmektedir. Aşamayanlar ise kolay çıkış yolunu seçmekte ve toplum tarafından kendilerine biçilen veya kendilerine biçtikleri rollere geri dönmektedirler.

Benzer Belgeler