• Sonuç bulunamadı

Ögelerin dizilişindeki genel eğilim şöyledir: Yüklem, cümlenin sonunda bulunur. Belirtisiz nesne ve bazı zarflar, yüklemin yanında yer alır. Diğer ögelerin yeri değişkendir. Genellikle vurgulanmak istenen öge yüklemin yanında bulunur. Buna göre cümlenin ögeleri şunlardır:

6.1.1.1. Yüklem

Cümlede yargıyı üzerinde taşıyan öge, yüklemdir. Kılış, oluş ve durum yüklem tarafından karşılanır. Yüklem cümlenin ana ögesidir.

Örnekler:

Akşehir’de sonbahar kısa sürer. Gökyüzünün başka rengi de varmış. Sakla samanı, gelir zamanı

Çoğu geceler uyur kalırmışım kitabımın başında.

Birinci cümlenin yüklemi çekimli bir fiil, ikinci cümlenin yüklemi ise ek-fiilin anlatılan geçmiş zaman kipiyle “-(i)mış” ekiyle çekime girmiştir ve isimdir. Üçüncü cümlede iki yüklem görülmektedir. Bir cümlenin sadece bir yüklemi vardır. İki yüklem olması demek burada iki cümle olduğunu gösterir. Dördüncü cümlede ise yüklemin ortada olduğunu görüyoruz. Şiirler de veya düzyazılarda bazen ahenk unsuru olarak yüklemin başa ya da ortalara kaydığını görebiliriz. Ancak Türkçenin söz diziminde yüklem genel olarak sonda yer alır.

6.1.1.2. Özne

Cümlede işi yapanı veya yargıya konu olanı karşılayan öge, öznedir. Özne, yüklemin gösterdiği kılışı, oluşu ve durumu üzerine alır.

Aşağıda verilen örnekler üzerinden öznenin özellikleri kısaca açıklanacaktır.

Örnekler 1:

1.1. Gurbet çeken gönüller, kuşatmıştı ocağı.

1.2. Karısı, kızları, çocukları korkudan sapsarı kesildiler.

1.4. Bahar, şu arkamdaki bahar, bizi sevinçten deli ederdi.

1.5. Uçurumun başına çöktüm. (gizli özne BEN)

1.6. Bu yoldan ikinci bir sofaya gelinir ve bunun sağ tarafındaki ilk kapıdan bu odaya girilirdi (Yüklemin edilgen oluşu öznenin “sözde özne”olduğunu

göstermektedir).

1.7. Şair! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın. (ortak özne)

1.8. Ahmet çırağa surat ederdi. (Ahmet)Yüz vermez, konuşmazdı. Türklerin bu yalçın kayalar üstüne ne zaman konduğu bilinmez.

Örnekler 2:

2.1. İri azgın köpekler arkasından koşuyor.

2.2. Berrak suyun içinde kırmızı balıklar uyuyorlardı.

2.3. Mavi gözleri birdenbire bulutlanmıştı. (onun mavi gözleri)

2.4. Günler belki aylar geçti.

2.5. Halk, kaldırımlara, caddenin ortasındaki çimenliğe sıralanmıştı.

2.6. Dışarıdan bağrışmalar duyuluyordu.

Örnekler 3:

3.1. Ben ve dostlarım bin zahmetle ancak üçüncü tren için bilet alabildik. 3.2. Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız.

3.3. Sen ve o, bu işi yapmalısınız.

3.4. Biz, siz ve onlar, bu işi hâlletmeye çalışacağız.

Örneklere bakıldığında, ilk üç cümlede görüldüğü gibi özne fiile çokluk, iyelik ve aitlik eki dışında çekim eki almadan bağlanır. Yine ikinci cümlede olduğu gibi bir cümlede birden fazla özne bulunabilir. Dördüncü cümlede olduğu gibi öznelerden

biri diğerinin açıklayıcısı durumunda olabilir. Beşinci cümleye baktığımız da ise öznenin gizli olduğunu görüyoruz. Burada gizli özne “ben” dir ve eksiltili anlatım söz konusudur. Altıncı cümlede ise geçişsiz-edilgen fiillerde özne kullanılmadığını görürüz. Bu fiillerin yalnızca 3. şahsı kullanılır. Yedinci cümlede görüldüğü gibi hitap kelimeleri özne değil, cümle dışı ögedir. Sekizinci cümlede ise arka arkaya sıralanmış cümlelerde öznenin ortak olduğunu görürüz. Dokuzuncu cümlede ise bir “belirtili isim tamlaması” nın -tamlama grubu- özne olduğunu görüyoruz. Nitekim isim cinsinden kelime grupları özne olabilir.

İkinci gruptaki örnekleri ise özne-yüklem uyuşmazlığı açısından değerlendireceğiz.

Buna göre birinci ve ikinci cümlelerde öznesi çokluk ekli bitki veya hayvan ismi olan bir cümlede yüklem bazen tekil, bazen de çoğuldur. Yine üçüncü ve dördüncü cümlelerde görüldüğü gibi özne olan çokluk organ isimleri ve çokluk soyut isimleri teklik yükleme bağlanırlar. Bunun yanında beşinci ve altıncı cümlelerde de olduğu gibi özne olan teklik veya çokluk topluluk isimleri ve çokluk hareket isimleri teklik yükleme bağlanır.

Üçüncü gruptaki örnekleri ise özne-yüklem uyuşmazlığının şahıs bakımından uyumu açısından değerlendireceğiz.

Buna göre birinci cümledeki gibi eğer özne teklik veya çokluk birinci şahıssa yüklem birinci şahıs olur. İkinci cümlede de yine teklik veya çokluk birinci ve ikinci şahıstan oluşan öznenin yükleminin birinci çokluk şahıs olduğunu görüyoruz. Üçüncü cümlede de öznesi teklik veya çokluk ikinci ve üçüncü şahıs olan cümlenin yükleminin çokluk ikinci şahıs olduğunu görürüz. Son cümlede ise öznesi teklik veya çokluk birinci, ikinci ve üçüncü şahıs olan cümlenin yükleminin çokluk birinci şahıs olduğunu görmekteyiz.

6.1.1.3. Nesne

Cümlede yüklemin bildirdiği, öznenin yaptığı işten etkilenen öge, nesnedir. Nesne, sadece yüklemi geçişli fiil olan cümlelerde bulunur. Geçişli fiiller, nesneye

yönelerek onu etkiler. Nesne geçişli fiil cümlelerinin zorunlu ögesidir. Yükleme sorulan “neyi, kimi” soruları belirtili nesneyi; “ne, kim” soruları da belirtisiz nesneyi belirler.

Örnekler:

1. Yeşil pencereden bir gül at bana.

2.Onun neşesi daima bu evi sessizliğin fırtınalarından kurtarmıştır. 3. Fikret eline fırça da almıştı.

4. Bunu bana bir çocuk anlattı.

5. Sırma bohçayı, altın kılıcı, murassa topuzu sedirin üstüne bıraktı.

6. Alçak düşman, bu güzel memleketi topa tutmuş, zapta kalkmıştı. 7. Ansızın bir çığlık, kendi sesine benzer bir feryat işitmişti.

8. İstanbul fatihi, büyük hükümdarlığını böyle bir babanın oğlu oluşuna

borçludur.

9. Her doğan günün bir dert olduğunu, insan bu yaşa gelince anlarmış.

İlk iki cümlede görüldüğü gibi nesne fiile eksiz ya da yükleme hâli eki ile bağlanır. Eksiz olduğunda belirtisiz nesne, yükleme hâli eki aldığında ise belirtili nesne olur. Belirtisiz nesne yüklemin yanında yer alır. Belirtisiz nesne ile yüklem arasında daimî bir ilişki vardır. Bu sebeple üçüncü cümledeki gibi da/ de, dahi, bile gibi kuvvetlendirme edatları ve soru eki dışında başka öge giremez. Yine beşinci cümlede olduğu gibi bir cümlede birden fazla nesne olabilir ya da altıncı cümlede olduğu gibi art arda sıralanmış cümlelerde nesne ortak olabilir. Bazen de cümlede nesnelerden biri, yedinci cümlede görüldüğü gibi, diğerinin açıklayıcısı durumundadır. Sekizinci cümlede istisnai bir durum söz konusudur. Zira isim cümleleri nesne almaz, ancak burada olduğu gibi kural dışı durumlar da söz konusu

olabilir. Yine son cümlede görüldüğü gibi isim cinsinden kelime grupları cümlede nesne görevi üstlenebilir. Burada bir –tamlama grubu- görmekteyiz.