• Sonuç bulunamadı

BULGULAR  VE  ÖNERİLER

Beyin   Göçü

3.   BULGULAR  VE  ÖNERİLER

Aşağıda   KOBİ   çalışması   sonrası   elde   edilen   bulgu   ve   öneriler   özetlenerek   verilmektedir.    

BULGU  1  -­‐  SANAYİCİLER  BU  VE  BENZER  ARAŞTIRMALARA  KATILMA  YÖNÜNDE  MOTİVASYONLARINI  KAYBETMİŞLERDİR.  

Anket  uygulaması  esnasında  karşılaştığımız  sorunlardan  bir  tanesi,  KOBİ’lerin  sadece   ÜSİ   bağlamında   değil,   genel   olarak   “projelere”   karşı   olumsuz   bir   tavır   takınmaya   başladıklarına  ilişkindir.  Ankara’da  ÜSİ  gibi  KOBİ’ler  için  çok  önemli  bir  konu  ile  ilgili   olan  ankete  katılım  güçlükle  sağlanmıştır.  Bunun  en  önemli  nedenlerinden  biri,  farklı   kurumların   farklı   projeleri   vesilesiyle   tekrarlayan   benzer   soru   formlarının   sanayicilere  sürekli  olarak  sunulması,  nihayetinde  ise  kendi  zamanından  kısıp  anket   ya   da   görüşmelere   zaman   ayıran   sanayicilere   geri   dönüşte   bulunulmamasıdır.   Bu   anlamda,  sanayicilerin  yapılan  bilimsel  araştırmalara  güvenleri  de  zedelenmiştir.    

ÖNERİ  1  -­‐    

Öncelikle   yapılması   gereken   bu   araştırmanın   raporlarının   mümkünse   basılı   halde   ankete   ve   derinlemesine   görüşmelere   katılan   sanayicilere   ulaştırılmasıdır.   Uzun   vadede   ise,   proje   çıktılarının   bu   tarz   araştırmalara   gönüllü   olarak   katılan   sanayicilere   olumlu   geri   dönüşünün   sağlanmasıdır.   Aşağıdaki   grafikte   gösterilen   döngü  ÜSİ  projelerinde  hayata  geçirilmelidir.  

ŞEKİL  31:  ARAŞTIRMA  DÖNGÜSÜ  

 

BULGU  2  -­‐  “AYNI  DİLİ  KONUŞMUYORUZ!”:    ÜNİVERSİTE  SANAYİ  İŞBİRLİĞİ    BAĞLAMINDA  İLETİŞİM  EKSİKLİĞİ  EN  ÖNEMLİ  SORUNDUR.  

“Aynı  dili  konuşmuyoruz”  ifadesi,  derinlemesine  görüşmelerde  sıklıkla  dile  getirilen   ifadelerdendir.   Sanayiciler   üniversitelerin   kendileri   ile   aynı   dili   konuşmadıklarını   belirterek,  üniversite  ve  sanayi  arasında  çok  büyük  bir  iletişim  sıkıntısı  yaşandığına  

Temel   Araştırma

Proje   tasarım

Uygulama Geri  

bildirim

dikkat   çekmektedirler.   Sanayiciler   bu   durumun   sorumluluğunu   sadece   akademisyenlere   ve   doktora   öğrencilerine   yüklememekte,   kendilerinin   de   üniversitelilerin  dilini  anlamak  için  çaba  sarf  etmediklerini  de  belirtmektedirler.    

ÖNERİ  2  -­‐    

Üniversite   ve   sanayicilerin   en   azından   ortak   bir   söyleme   sahip   olabilmesi   amacıyla,   aynı   kavramları   aynı   tanımlarla   ifade   edebilmelerini,   farklı   bağlamları   birbirlerini   anlayacak   şekilde   kavramsallaştırmalarını   sağlayacak   bir   iletişim   çalışması   yapılmalıdır.   İletişim   uzmanlarının   hazırlayacağı   çalışma;   söylemsel   ve   imgelem   düzeyinde  sanayicilerle  üniversitelerin  ortak  bir  dil  kullanmasını  hedeflemelidir.    

 

BULGU  3  -­‐  AR-­‐GE  VE  İNOVASYON  KAVRAMLARININ  İÇERİĞİ  DOĞRU  OLARAK  BİLİNMEMEKTEDİR.  

Derinlemesine   görüşme   yaptığımız   birçok   sanayicinin   Ar-­‐Ge   ve   inovasyon   kavramlarının   anlamlarını   bilmedikleri,   daha   doğru   bir   ifade   ile   bu   mefhumların   yapısı   ve   işlevi   hakkında   doğru   ya   da   ayrıntılı   bilgi   sahibi   olmadıkları   görülmüştür.  

Özellikle   Ar-­‐Ge   süreci   ile   ilgili   yanlış   beklentilere   yol   açan   şey,   Ar-­‐Ge   süreci   ve   mantığı  ile  örtüşmeyen  bir  vizyona  sahip  olmalarıdır.    

ÖNERİ  3  -­‐    

Her   ne   kadar   genel   olarak   “bilinen”   bir   kavram   olduğu   kabul   edilse   de,   Ar-­‐Ge   ve   inovasyon   kavramlarına   ilişkin   bir   eğitim   programı,   bu   kavramların   içeriğine   ilişkin   bir  sanayici  bilgilendirme  çalışması  yapılmalıdır.    

BULGU  4  -­‐  KOBİ’LER  AR-­‐GE  FAALİYETLERİNDE  YETERSİZ  KALMAKTADIR.  

KOBİ’lerin   Ar-­‐Ge   faaliyetlerinde   yetersiz   kalmalarının   en   önemli   nedeni,   yeterli   finans   ve   insan   kaynağına   sahip   olmamalarıdır.   Oldukça   kırılgan   iktisadî   bilançoyla   ayakta   kalabilen   KOBİ’lerin   Ar-­‐Ge   faaliyetlerine   yatırım   yapacak   sermayeleri,   ya   da   sadece   Ar-­‐Ge   faaliyetleri   için   istihdam   edecekleri   personel   için   yeterli   kaynakları   bulunmamaktadır.    

 

ÖNERİ  4  -­‐    

ÜSİ   kapsamında,   her   ne   kadar   büyük   ölçekli   sanayicilerle   iletişim   kurmak   veya   ortaklaşa   iş   yapabilmek   daha   kolay   olsa   da   ÜSİ’nin   KOBİ   bağlamının   göz   ardı   edilmemesi  gerekmekte,  daha  zor  ve  daha  uzun  sürse  de  ÜSİ  bağlamında  KOBİ’lerin   projelere  daha  fazla  dahil  olması  için  olanca  çaba  gösterilmelidir.    

BULGU  5  -­‐  KOBİ’LERİN  EN  ÖNEMLİ  SORUNLARINDAN  OLAN  KURUMSALLAŞAMAMA  ÜSİ  ÖNÜNDE  DE  EN  BÜYÜK  ENGELLERDEN   BİRİDİR.  

Birçok   sanayici,   KOBİ’lerin   kurumsallaşma   konusunda   çok   eksik   kaldığını,   kurumsallaşma   sorununun   KOBİ’lerin   ölçeği   ile   değil,   “anlayış”la   ilgili   olduğunu   belirtmektedir.   Mikro   ölçekli   işletmelerin   belli   standartlarda   kurumsallaşma  

kriterlerini  karşılayabileceğini  ama  özellikle  Ankara’da  KOBİ’lerin  kurumsallaşmadan   uzak  bir  yapıda  şirketleştiğine  vurgu  yapılmaktadır.    

ÖNERİ  5  -­‐    

Öncelikle  hali  hazırda  KOBİ’lerin  kurumsallaşmanın  hangi  aşamalarında  yer  aldıkları   belirlenip,   belirli   (az   kurumsal,   orta   kurumsal,   kurumsal,   vb)   kurumsallaşma   tipleri   tanımlanarak,  her  tip  için  üniversite  ve  odaların  işbirliğiyle  danışmanlık  programları   oluşturulmalı,  KOBİ’lerin  bu  eksikliğinin  tamamlanması  için  çalışmalar  yapılmalıdır.    

ŞEKİL  32:  KURUMSALLAŞMA  

  BULGU  6  -­‐  KOBİ’LER  AR-­‐GE   FAALİYETLERİNİN   GERİ   DÖNÜŞÜ   OLMAMASINDAN   KAYNAKLI   OLARAK   BU   ALANA   YATIRIM   YAPMAK   İSTEMEMEKTEDİRLER.  

KOBİ’ler   geri   dönüş   garantisi   olmayan   Ar-­‐Ge   faaliyetlerine   yatırım   yapmaktansa,   ihtiyaç   duydukları   yüksek   teknoloji   ürünlerini   ithal   etmeyi   tercih   etmektedirler.  

Aslında   burada   yatırımın   geri   dönüş   oranı   çok   önemlidir   ve   KOBİ’ler   kısa   vadeli   çözümlere  yönelerek,  araştırıp  geliştirmektense  satın  almayı  tercih  etmektedirler.  

ÖNERİ  6  -­‐    

KOBİ’lerin   Ar-­‐Ge   faaliyeti   yapmasını   özendirecek,   yüksek   teknoloji   ürünleri   ithal   etmektense   kendilerinin   üretmesini,   en   azında   iç   pazardaki   Ar-­‐Ge   faaliyetlerinin   çıktısı  niteliğindeki  ürünleri  tercih  etmesini  sağlayacak  mevzuatın  kabul  edilmesi  için   hükümetin   karar   alıcı   organlarıyla   bir   araya   gelinerek,   bu   konuda   devletin   desteği   alınabilir.  

BULGU  7  -­‐  ÜSİ  PROJELERİNİN  SÜRDÜRÜLEBİLİR  OLMAMASI,  BU  PROJELERE  KOBİ  İLGİSİNİ  AZALTMAKTADIR.  

Sürekli   olarak   farklı   kurumlarca,   farklı   paydaşlarca   yeni   projelerin   ortaya   konması   fakat   bu   projelerin   uzun   erimli   ve   sürdürülebilir   olmaması   KOBİ’lerin   bu   projelerde   yer  alma  şevklerini  kırmaktadır.  

   

!

!

Tip!1

Kurumsallaşma!

çalışması!

aşama!1

Tip!2

Kurumsallaşma!

çalışması!

aşama!2

Tip!3

Kurumsallaşma!

çalışması!

aşama!3

KURUMSALLAŞMA!

ÖNERİ  7  -­‐    

Daha   önce   ÜSİ   bağlamında   yapılan   tüm   projelerin   bir   dökümü   yapılmalı,   bu   projelerin   gerek   temel   araştırmaları,   gerekse   de   değerlendirme   araştırmaları   bir   paydaşlar   komisyonu   tarafından   incelenmeli,   çeşitli   atölye   çalışmalarıyla   paydaşların  daha  önceki  deneyimleri  aktarılmalıdır.  KOBİ’lere  sunulacak  bir  sonraki   proje,  mutlaka  farklı  aktörlerin  ve  kurumların  ortak  inisiyatifiyle  ve  daha  da  önemlisi   sürdürülebilir  kurumsal  bir  yapı  ve  finansal  kaynaklarla  başlanmalıdır.  Aksi  durumda,   sonuç   sadece   aktüel   projenin   başarısızlığı   değil,   bir   sonraki   projenin   başarısızlığına   da  katkı  niteliğinde  olacaktır.  

ŞEKİL  33:    SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK  

  BULGU  8  -­‐  ÜNİVERSİTELERİN  ÜRETİM  VE  PRATİK  FAALİYETLERDEN  KOPUKLUĞUNA  OLAN  İNANÇ.  

Birçok   sanayici,   sanayi-­‐merkezli   bir   bakış   açısıyla,   üniversitelerin   ve   özellikle   de   hocaların/akademisyenlerin   bizzat   üretim   faaliyeti   içinde   olmaları   gerektiğine   inanmakta,   bilimin,   bilimsel   düşüncenin   bütünlüklü   niteliğini   göz   ardı   etmektedir.  

Elbette   ki,   bu   anlaşılabilir   bir   durumdur.   Sanayiciler   bilimsel   araştırmaların   süreç   kısmıyla   değil,   “çıktı”   kısmıyla   ilgilenmekte,   bilimsel   araştırmaların   direkt   çıktı   ile   bağlantısı  olmayan  aşamalarını  “gereksiz”  olarak  değerlendirmektedirler.    

ÖNERİ  8  -­‐    

Kuşkusuz,  sanayi  ile  üniversiteler  arasında  ortak  bir  dil  oluşturulduğunda,  bu  sorun   da   önemli   ölçüde   çözülmüş   olacaktır.   Fakat,   özel   olarak   sanayicilerin   bilimsel   bilginin   üretim   süreci   hakkında   bilgilendirilmesi,   aynı   zamanda   akademinin   de   sanayicilerin   bu   tarz   bakış   açılarına   daha   da   hoşgörülü   olmalarını   sağlayacak   etkinliklerin  düzenlenmesi  gerekmektedir.  

 

BULGU  9  -­‐  ÜSİ  BAĞLAMINDA  ÜNİVERSİTELERİN  KURUMSAL  UYUMU  SORUNLU  OLABİLİYOR.  

Sanayiciler   ÜSİ   için   üniversiteleri   ile   işbirliği   sağlanmasındansa,   Üniversite   Sanayi   İşbirliği   için   hevesli,   bu   işbirliğinin   gerekliliğine   inanmış   ve   bu   konuda   çalışma   yapmayı   isteyen   akademisyenler   ve   bu   akademisyenlerin   yönlendirdiği   doktora   öğrencileri   ile   çalışmayı   yeğlemektedirler.   Aksi   durumda,   akademisyenlerin   bu   işbirliğini   sadece   görev   ve   sorumluluk   olarak   görecekleri,   ÜSİ’yi   içselleştirmeyeceklerini  belirtmektedirler.  

 

Paydaşların  

ortaklığı Sürdürülebilirlik KOBİ'lerin  

projelere  inancı

ÖNERİ  9  -­‐    

Bu   bağlamda,   “portal”   gibi   bir   projede   de   üniversitelerin   kurumsal   olarak   yer   almasından   ziyade,   akademisyenlerin   tekil   olarak   yer   almalarını   sağlayacak,   buna   müsaade  edebilecek  bir  mevzuata  sahip  projeler  oluşturulabilir.    

 

BULGU  10  -­‐  DOKTORA  ÖĞRENCİLERİNİ  TEZGAH  BAŞINDA,  ÜRETİM  FAALİYETLERİ  İÇİNDE  GÖRME  TALEBİ.  

Birçok   sanayici,   Üniversite   Sanayi   İşbirliği   ile   işletmelerinde   çalışacak   doktora   öğrencilerinin  üretim  sürecinde  yer  alması  gerekliliğine  inanmaktadır.    

ÖNERİ  10  -­‐    

Uygulamalı   bir   alanda,   ya   da   uygulamalı   bir   konuda   yapılıyor   olsa   bile   doktora   çalışmalarının   esas   olarak   bir   hipotezin   doğrulanması   ya   da   yanlışlanması   üzerine   kurgulanmaktadır.   Dolayısıyla   doktora   tezlerinin   öz   itibariyle   kuramsal   çalışmalar   olduğu,   sanayicilerin   doktora   tez   sürecinden   sonra,   doktora   tezlerinin   çıktısını   üretim   sürecinde   değerlendirmesinin   Üniversite   Sanayi   İşbirliğine   katkısının   daha   çok  olacağı  gösterilmelidir.    

BULGU  11  -­‐  DOKTORA  ÖĞRENCİLERİNE  GÜVEN  SORUNU.  

Sanayicilerin  ÜSİ  bağlamında  doktora  öğrencilerine  güvenmedikleri  ortaya  çıkmıştır.  

Sanayiciler   doktora   öğrencilerinden   ziyade,   akademisyenlerle   birlikte   çalışmak   istemekte,  doktora  öğrencileriyle  baş  başa  kalmayı  tercih  etmemektedirler.  

ÖNERİ  11  -­‐    

ÜSİ   bağlamında   oluşturulacak   bir   projede,   sanayiciler,   akademisyenler   ve   doktora   öğrencileri   üç   farklı   paydaş   olarak   algılanmamalı,   doktora   öğrencileri   ve   akademisyenler   aynı   paydaş   kategorisinde   görülmelidir.   Üniversite   Sanayi   İşbirliğinde   yer   alacak   olan   doktora   öğrencileri   akademisyenler   vasıtası   ve   kontrolüyle   yer   almalıdır.   Ancak   bu   şekilde   sanayiciler   de   doktora   öğrencilerinin   projelerde  yer  almasını  olumlu  karşılayabileceklerdir.    

BULGU  12  -­‐    AR-­‐GE  VE  GİZLİLİK  SORUNU.  

Sanayiciler  Ar-­‐Ge  faaliyetlerinin  en  önemli  sorunlarından  birinin  “gizlilik”  olduğunu,   bu   bağlamda   ÜSİ   çerçevesinde   tanım   itibariyle   belli   bir   süreliğine   doktora   öğrencilerinin   Ar-­‐Ge   faaliyetlerinde   yer   almasının   güvenlik   sıkıntısı   yaratacağını   belirtmektedirler.    

 

ÖNERİ  12  -­‐    

Güvenlik   sorunu   detayıyla   incelenmeli   ve   her   iki   tarafında   haklarını   koruyan  

“sözleşme/taahhütname”  örnekleri  hazırlanmalıdır.  

 

BULGU  13  -­‐  BAŞARI  HİKAYELERİNE  İHTİYAÇ  VAR!  

Görüşmelerimizde   sürekli   olarak   sanayicilerin   olumlu   bir   örneği   görmeden,   bir   projeye   katkı   veremeyeceği,   bir   proje   içinde   yer   almayı   istemeyecekleri   belirtilmiştir.    

 

ÖNERİ  13  -­‐    

Bu   bağlamda,   öncelikli   olarak   projeye   hali   hazırda   ilgi   gösteren   sanayicilerle   bir   araya   gelinmeli,   diğer   KOBİ’lere   anlatılacak,   aktarılacak   “başarı   hikayeleri”   ortaya   çıkarılmalıdır.  

BULGU  14  -­‐  ANKARADA  REEL  ÜCRETLERİN  DÜŞÜKLÜĞÜ.  

Birçok  işletmeci,  özellikle  Ankara’da  reel   ücretlerin  düşük  olduğunu,  KOBİ’lerin  çok   hassas   dengeler   üzerinde   durarak   faaliyetlerine   devam   ettiğini   ve   bu   koşullarda   yetişmiş,   iyi   elemanların,   özellikle   de   Ar-­‐Ge   elemanlarının   kariyerlerine   Ankara’da   devam  etme  koşularının  kalmadığını  belirtmektedirler.  

ÖNERİ  14  -­‐    

Ankara   emek   pazarına   ilişkin   daha   detaylı   bir   çalışma   ile   öncelikli   olarak   durum   tespit   edilmeli   ve   daha   sonrasında   bu   dengesizliğin   çözülebilmesi   için   daha   üst   düzeyde  projeler  gerçekleştirilmelidir.  

Derinlemesine   görüşme   yaptığımız   akademisyenlerin   ve   doktora   öğrencilerinin   ÜSİ’nin   geliştirilmesine   yönelik   bulgular   ve   üzerinde   çoklukla   ortaklaşılan   çözüm   önerileri  aşağıdaki  şekildedir:  

BULGU  1  -­‐  “ORTAK  DİL  GELİŞTİRİLMESİ  ÇOK  ÖNEMLİ  

KOBİ’lerle   yapılan   görüşmelerde   ortaya   çıkan   sonuca   benzer   bir   biçimde,   doktora   öğrencileri  ve  özellikle  akademisyenler  de,  Sİ  bağlamında  en  önemli  sorunun  sanayi   ve   üniversitenin   birbirlerini   anlamaması,   işbirliğinin   geliştirilmesi   ve   uygulanması   aşamalarında  farklı  dil  konuşmaları  olduğunu  belirtmişlerdir.    

ÖNERİ  1  :  

Üniversite   ve   sanayicilerin   proje   geliştirme   ve   uygulamada   en   azından   ortak   bir   söyleme   sahip   olabilmesini,   aynı   kavramları   aynı   tanımlarla   ifade   edebilmelerini,   farklı   bağlamları   birbirlerini   anlayacak   şekilde   kavramsallaştırmalarını   sağlayacak   bir   iletişim   stratejisi   çalışması   yapılmalıdır.   İletişim   uzmanlarının   hazırlayacağı   çalışma;   söylemsel   ve   imgelem   düzeyinde   sanayicilerle   üniversitelerin   ortak   bir   dil   kullanmasını  hedeflemelidir.    

   

 

ŞEKİL  34:  ORTAK  DİL  

   

BU L G U  2  -­‐  PA Y D A Ş L A R  “OR T A K  Dİ L  GE L İ Ş T İ R M E   K O N U S U N D A   A R A C I   O L A B İ L İ R L E R.  

Üniversite   Sanayi   İşbirliği   bağlamında   projelerin   geliştirilmesi,   ortak   bir   dilin   oluşturulması  için  tarafsız  aracı  kurumlara  ihtiyaç  duyulmaktadır.  Bu  kapsamda  hem   üniversitelerin   hem   de   sanayicilerin   güvendiği   kurumlar   (paydaşlar)   olarak   Bilim,   Sanayi   ve   Teknoloji   Bakanlığı,   KOSGEB,   YÖK   ve   Ankara   Kalkınma   Ajansı   öne   çıkmaktadır.    

ÖNERİ  2    :    

Hem   üniversitenin   hem   de   sanayi   tarafının   ortak   dil   konuştukları   taktirde   kazanımlarının   ne   olacağı,   bu   ortaklığın   ülkemize   ne   gibi   faydalar   sağlayacağı   belirlenmeli   ve   her   iki   taraf   da   konu   hakkında   bilgilendirilmelidir.   Bu   girişimi   yapabilme   kapasitesinde   olan   kalkınma   ajansları   güçlendirilmelidir.   Kalkınma   ajansları   hem   üniversitenin   hem   de   sanayinin   kullanacağı   ortak   dili   yaratma   konusunda  stratejik  bir  görev  alabilirler.  

ŞEKİL  35:  ORTAK  DİL  ARACILIĞI    

   

 

BULGU  3:  TEZ  DANIŞMANLARI  DOKTORA  ÖĞRENCİLERİNİN  SANAYİ  İLE  İLETİŞİME  GEÇEBİLMELERİ  İÇİN  KİLİT  ROLDEDİR.  

KOBİ’lerin   görüşlerine   yer   verilen   raporda   da   değinildiği   gibi,   sanayiciler   direkt   olarak   doktora   öğrencileri   ile   birlikte   çalışmayı   tercih   etmemektedirler.  

Akademisyenlere   daha   çok   güvenmektedirler   ve   çoğu   zaman   doktora   öğrencileriyle   işbirliğini  ancak  “başlarında  hocaları  varsa”  kabul  etmektedirler.  Benzer  bir  biçimde,   doktora   öğrencileri   de   farklı   nedenlerden   dolayı   sanayicilerle   bire   bir   iletişimde   bulunmaktan  çekinmekte,  tez  danışmanlarının  aracı  olması  durumunda  sanayicilerle   birlikte  çalışmaya  daha  sıcak  bakmaktadırlar.  

ŞEKİL  36:  İLETİŞİM  KURULMA  ÖNERİSİ    

  ÖNERİ  3    :    

Doktora   öğrencilerinin   sanayicilerle   iletişime   geçebilmeleri   için   tez   danışmanları   önemli   bir   aracı   konumda   olmalıdır.   Sanayicilerle   üniversiteler   arasındaki   ilişkiler   doktora  tez  danışmanları  üzerinden  kurulmalıdır.    

BULGU  4  -­‐  DOKTORA  ÖĞRENCİLERİ  UYGULAMALI  ALANLARDA  ÇALIŞMAYI  TERCİH  EDİYOR.  

Her  ne  kadar  bu  konuda  doktora  öğrencileri  arasında  bir  ayırım  söz  konusu  olsa  da,   bir  diğer  deyişle  bazı  doktora  öğrencileri  ÜSİ’nin  akademinin  bilimsel  niteliğine  zarar   vereceği   yönündeki   düşüncelerini   ileri   sürse   de,   doktora   öğrencileri   genellikle   uygulamalı   alanlarda   tez   çalışması   yapmayı   tercih   etmektedirler.   Hatta   birçok   doktora   öğrencisi   işbirliğine   çok   olumlu   yaklaştığını   da   belirtmektedir.   Doktora   öğrencileri   Ar-­‐Ge   alanında   sanayiye   önemli   katkılarda   bulunacaklarına   inanmaktadırlar.    

BULGU  5  -­‐  DOKTORA  ÖĞRENCİLERİ  KONULARINA  KENDİLERİ  KARAR  VERMEYE  EĞİLİMLİLER.  

Her   ne   kadar   doktora   öğrencileri   (ve   KOBİ’ler)   tez   danışmanlarının   aracı   rolünde   olmasını  istese  de,  araştırmada  da  görüldüğü  gibi,  doktora  öğrencileri  arasında  önce   tez  konusuna  karar  verip,  daha  sonra  konuya  göre  danışman  atadıktan  sonra  konuyu   belirleme  eğilimi  yaygınlaşmaktadır.    

ÖNERİ  5    :    

ÜSİ   bağlamındaki   projeler   tez   danışmanlarının   aracılığında   olsa   dahi,   doktora   öğrencilerinin  tez  konularına  kendilerinin  karar  verdiği  bilinciyle  hazırlanmalıdır.  

 

BULGU  6  -­‐  ÜNİVERSİTEDE  “SANAYİNİN  AKADEMİYİ  CİDDİYE  ALMADIĞI  KANISI  HÂKİMDİR.  

Görüştüğümüz  doktora  öğrencileri  ve  akademisyenler,  sanayinin  akademik  süreçleri   ve  akademisyenleri  ciddiye  almadıkları  yönünde  sıkça  serzenişte  bulunmaktadır.  Söz   konusu   yakınmalar   bilhassa   KOBİ’ler   özelinde   daha   çok   artmakta,   bundan   dolayı   uygulamalı   alanlarda   çalışmak   isteyen   bir   çok   doktora   öğrencisi   ve   akademisyen   KOBİ’lerden  ziyade  büyük  ölçekli  sanayi  firmalarını  tercih  etmektedir.    

ÖNERİ  6    :    

KOBİ’lerle  ilgili  raporda  belirtildiği  gibi,  KOBİ’lerin  üniversite  ve  akademi  kavramları,   bilimsel   bilgi   üretim   süreçleri   hakkında   bilgilendirilecekleri   bir   eğitim   ya   da   atölye   çalışması  bu  konudaki  sıkıntının  giderilmesine  faydalı  olacaktır.    

BULGU  7  -­‐  DOKTORA  ÖĞRENCİLERİNİN  FİNANSAL  ANLAMDA  DESTEKLENMESİ  ÖNEMLİDİR.  

Doktora   öğrencileri   ÜSİ   kapsamında   maddi   beklentilerinin   olduğunu   belirtmekte,   özellikle   “yeti   ve   bilgileri   dikkate   alındığında   göreceli   ucuz   işgücü”   olarak   kullanılmalarına   karşı   çıktıklarını   ifade   etmektedirler.   Doktora   öğrencileri   ÜSİ   kapsamındaki   projeler   vasıtasıyla   bazı   sanayicilerin   doktora   öğrencilerinin   emeğini   düşük  maliyetle  değerlendirme  amacında  olmasından  çekinmektedir.  

ÖNERİ  7    :    

Her  ne  kadar  doktora  yapan  öğrenciler  belli  ideallerle  ve  akademik  saikleri  ön  plana   çıkartarak   kariyerlerine   devam   etme   eğiliminde   olsalar   da,   sanayi   ile   işbirliği   sürecinde   ortağa   koydukları   birikimin   karşılığında   çalışmalarının   finansal   anlamda   desteklenmesi  gerekmektedir.    

BULGU  8  -­‐  DOKTORA  ÖĞRENCİLERİ  PROJELERDE  SANAYİCİ  BASKISINDAN  RAHATSIZDIR.  

Ar-­‐Ge,   teknoloji   ve   bilimsel   araştırma   gibi   mefhumlarda   üniversiteden   daha   farklı   bakış   açısına   sahip   olan   sanayinin   farklı   bir   “zaman”   algısına   sahip   olduğu,   bilimsel   üretim   için   gerekli   olan   “tefekkür”e   karşı   sabrının   olmadığını   belirten   doktora   öğrencileri   ve   akademisyenler,   ortak   çalışmalarda   sanayicilerin   akademiye   sürekli   olarak  baskı  yaptığını,  bunun  da  ötesinde  “üretime  destek”  olma  beklentilerine  sahip   olduklarından   dolayı   Ar-­‐Ge   faaliyetleri   üzerinde   daha   yoğun   bir   baskı   kurdukları   belirtilmektedir.   Bu   baskı   neticesinde,   doktora   öğrencileri   ve   akademisyenler   ÜSİ   için  çekimser  kalmaktadır.  

     

ÖNERİ  8    :    

Sanayicilerin   Ar-­‐Ge,   teknoloji   ve   bilimsel   araştırma   gibi   mefhumları   kavramsal   düzeyde   benimsemeleri   ve   buna   uygun   davranış   kalıpları   geliştirilmesine   yönelik   çalışma  programları  bu  çatışmayı  engelleyebilme  potansiyeline  sahip  olabilecektir.    

BULGU  9  -­‐  ÜNİVERSİTELERİN  SEKTÖREL  BİLGİLERİNİN  ZAYIF  OLMASI.  

Üniversitelerin   sektörlere   ilişkin,   sektörel   bölünmeler,   sektörel   çalışma   alanları,   teknoloji   ihtiyaçları   gibi   alanlara   ilişkin   bilgilerinin   çok   zayıf   olduğu   bizzat   akademisyenler  ve  doktora  öğrencileri  tarafından  ifade  edilmektedir.  

 

ÖNERİ  9    :    

Farklı   disiplinlerin   yakın   olduğu   sektörlerin   çalışma   alanları,   teknoloji   ihtiyaçları   konusunda   özellikle   doktora   öğrencilerine   seminer   ya   da   konferanslar   verilebilir,   buna  uygun  sektör  ziyaretleri  gerçekleştirilebilir.  

BULGU  10  -­‐  ÜNİVERSİTELERİN  UZMANLAŞMA  SORUNU.  

Mevcut   yapı   içerisinde,   üniversiteler   belli   konularda   uzmanlaşmaktansa,   aynı   bölüm/fakülte  içinde  farklı  konularda  çalışmayı  tercih  etmektedir.  Bu  durum  da  ciddi   bir  kaynak  israfına  yol  açmaktadır.    

ÖNERİ  10    :    

Üniversitelerin,   fakültelerin   veya   enstitülerin   her   birinin   belli   alanlarda   uzmanlaşmasını   sağlayacak   bir   programın   Türkiye   genelinde   uygulanabilmesi   için   başta  YÖK  olmak  üzere  farklı  kurumlarla  ortaklaşa  bir  çalışma  yapılmalıdır.    

BULGU  11  -­‐  AKADEMİK  UNVAN  ALMA  KRİTERLERİNİN  ÜNİVERSİTE  SANAYİ  İŞBİRLİĞİNE  UYUMLU  OLMAMASI.  

Bir  çok  akademisyen  ÜSİ  çerçevesinde  çalışmalar  yapmak  istese  de,  akademik  unvan   alma   kriterleri   nedeniyle   daha   çok   yayın   çıkarma   ve   patent   alma   faaliyetleriyle   ilgilendiklerini   belirtmektedir.   Bu   durum   da   sanayi   ile   işbirliğini   desteklememektedir.  

ÖNERİ  11    -­‐    

ÜSİ   bağlamında   yapılacak   çalışmaların   akademik   unvan   kriterleri   kapsamında   değerlendirebilmesi  için  gerekli  çalışmalar  yapılmalıdır.    

BULGU  12      AKADEMİK  KARİYER  HEDEFLERİYLE  ÜSİ  HEDEFLERİ  UYUŞMAMAKTADIR.  

Görüşmelerde,  doktora  yapan  öğrencilerin  önemli  bir  kısmının  kariyer  hedefi  olarak   akademide   kalmayı,   üniversitede   kalmayı   tercih   ettikleri   görülmektedir.   Özellikle   Anadolu’da   yeni   açılan   üniversiteler   bu   anlamda   böyle   bir   kariyer   hedefini   desteklemektedir.    

 

ÖNERİ  12    :    

ÜSİ   bağlamında   yapılacak   faaliyetlerin   akademik   kariyeri   destekleyici,   ya   da   akademik   kariyer   -­‐   sanayi   ikilemini   ortadan   kaldırıcı   ara   formüllere   yönelmesi   gerekmektedir.    

BULGU  13  -­‐  TEMEL  BİLİMLER  AR-­‐GEYE  YÖNLENDİRİLMELİDİR.  

Ar-­‐Ge   kavramsallaştırmasında   mühendislik   bilimleri   ön   planda   değerlendirilirken,   temel  bilimlerin  Ar-­‐Ge’ye  katkısı,  Ar-­‐Ge’deki  fonksiyonu  göz  ardı  edilmektedir.    

 

ÖNERİ  13    :    

Mühendislik   bölümleri   ile   temel   bilimler   arasındaki   kavram   karmaşasına   son   verilerek,   bilimsel   araştırmanın   bel   kemiğini   oluşturan   temel   bilimler   Ar-­‐Ge’ye   yönlendirilmelidir.   Ar-­‐Ge   birimlerinde   “temel   bilimciler”   istihdam   edilmeli,   temel   bilimlerde   doktora   yapan   öğrenciler   Ar-­‐Ge’ye   yönelik   çalışmalar   yapmaya   teşvik   edilmelidir.  

BULGU  14  -­‐  RESMÎ  UYGULAMALARIN  GENEL  OLARAK  AR-­‐GE  DESTEĞİNDE  YETERSİZ  KALIŞI.  

Resmî   uygulamalar   Ar-­‐Ge’nin   daha   etkin   bir   mevzuata   sahip   olmasında   yetersiz   kalmaktadır.   Hâlihazırdaki   Ar-­‐Ge   destekleri   ise   kalitesiz   ve   niteliksiz   Ar-­‐Ge   birimlerinin   kurulmasına   zemin   hazırlamaktadır.   Bu   bağlamda   üniversiteler   de  

“sorumluluklarını   yerine   getirmek”   gayesiyle   Ar-­‐Ge   ve   ÜSİ   faaliyetleri   içinde   yer   almakta,  bu  faaliyetleri  içselleştirememektedir.  

ÖNERİ  14    :    

Ar-­‐Ge  reform  paketleri  yeniden  gözden  geçirilmeli,  üniversiteler  ile  sanayicilerin  de   yer  aldığı  bir  komisyonla  devletin  ve  resmî  kurumların  Ar-­‐Ge  desteğini  ne  koşullarda   gerçekleştireceği  karara  bağlanmalıdır.  Üniversitelerin  sadece  zorunlulukları  yerine   getirmekten   ziyade,   olumlu   motivasyonla   Üniversite   Sanayi   işbirliğini   gerçekleştirmeye  yaklaşmaları  için  üniversitelerin  özerk  yapısı  desteklenmelidir.  

BULGU  15  -­‐  AB’NİN  UYGULADIĞI  “TEKNOLOJİ  HAZIRLIK  SEVİYELERİ  UYGULAMASI  TÜRKİYEDE  DE  UYGULANMALIDIR.  

AB’de   uygulanan   “Teknoloji   Hazırlık   Seviyesi”   (Technology   Readiness   Levels)   bir   araştırmanın   hangi   seviyede   olduğunu   konumlandırılmakta   ve   ona   göre   bir   eylem   planı  hazırlanmaktadır.    

ÖNERİ  15    :    

Buna   benzer   bir   düzeylendirme   sistemi   ile   her   projenin   sonundaki   çıktının   uygulamada   kullanılabilir   oluşu   sağlanabilmekte,   örneğin   beşinci   dereceye   kadar   gelebilen   projelere   ayrı,   sekizinci   derecedeki   projelere   ayrı   araştırma   olanakları   ve   finansal  kaynaklar  sunularak  hem  firmaların  kendilerini  belli  konularda  geliştirmeye   başlaması  hem  de  farklı  aşamalarda  üniversitelerle  işbirliği  yapması  da  desteklenmiş   olabilmektedir.    

BULGU  16  -­‐  DEVLET  ARACI  KONUMUNU  GÜÇLENDİREREK  SÜRDÜRMELİDİR.  

Her   ne   kadar   hem   meslek   odaları   hem   de   üniversiteler,   bu   işbirliği   için   birebir   iletişim   kurma   yapısına   ve   becerisine   sahip   olsa   da,   her   iki   yapının   da   tabi   olduğu   mevzuatlar  bazı  konularda  her  iki  tarafın  da  hareket  alanını  kısıtlamaktadır.    

ÖNERİ  16    :    

Devlet   sanayinin   taleplerini   değerlendirip,   o   talepler   doğrultusundaki   doktora   çalışmalarına   kaynak   ayırabilmelidir.   Aynı   zamanda   ÜSİ   için   sanayiciler   özendirilmelidir.    

 

BULGU  17  -­‐  ENSTİTÜLERİN  KURULMASI  VE  YAPILARININ  KORUNMASI.  

Üniversitelerin   özellikle   uygulamalı   alanlara   yönelik   birimlerinde   faaliyet   gösteren  

Üniversitelerin   özellikle   uygulamalı   alanlara   yönelik   birimlerinde   faaliyet   gösteren  

Benzer Belgeler