• Sonuç bulunamadı

A- Bolu Adının Menşei ve Đlkçağlardan Osmanlı’ya Bolu

Anadolu’nun Kuzeybatı bölgesinde bulunan Bolu, Doğu-Batı uzantılı büyükçe bir ova üzerine kurulmuş olup yüksekliği deniz seviyesinden 710 metredir.37 Güneyde

37 Cengiz Orhonlu, “Bolu”, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi, C.6, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,

eskilerin Galata Olympus dedikleri Aladağlar(en yüksek zirvesi Köroğlu tepesi 2378 m), Kuzey de ise Sünnice veya Karadere Dağı (1829 m) adı verilen dağlarla çevrilidir.38

Milat’tan önce 18. ve 12. yüzyıllar arasında bütün Anadolu’ya hakim olan Hitit devletinin vesikalarında, bir “Pala” memleketinden bahsedilmektedir ki, metinlerdeki coğrafi insicâmlara göre, Bolu ve havalisinde kain olmalıdır

Bolu ve havalisi hakkında en eski kayıtlara Đsa’dan önce 6. yüzyılda rastlanmaktadır. Heredotos, Lidya kralı Krezüs’ün Kızılırmak’ın batısında hâkimiyeti altına aldığı kavimleri sayarlarken Bitinyalıları da zikretmektedir. Böylece antik devirlerde Bitinya denilen bu çevrenin adı, Pers kralı Kyrus zamanına kadar çıkmaktadır. Strabon ise Bitinyum şehrini zikretmektedir. Charles Texier, klasik çağlardaki Bitinyum’un Bolu’nun 3-4 km doğusundaki Eskihisar harabeleri olduğu kanaatindedir. 39

Roma Đmparatoru T. Claudius (Đ.Ö.10-Đ.S.54) zamanında Bitinyum’un adı Claudiopolis’e çevrilmiştir. 40 Claudius Latin, polis (şehir) ise Grek kökenli kelimelerdir.

Đlk Selçuklu akınlarında bile aynı isim kullanılmaya devam edilmekte idi. Fakat XIII. ve XIV. yy başlarında Bizanslıların Claudiopolis’i artık yerini yeni bir isme bırakacaktır. O da, Bolı/Bolu’dur. Başka bir görüşe göre Bor, eski Türkçe’de kullanılmaktadır. Kıpçak kabilelerinden biri Ulu-Kiçi Borlı diye anılmaktadır. Zağfiran/Safran-Borlı ve Taraklı- Borlı yanında Claudiopolis yerine sadece Borlı/Bolu da kullanılmıştır. Đşte Borlı ismi daha sonra da Bolu ismine dönüşmüştür. Bir diğer görüşe göre, Bolu adı ile, Filyos ırmağının eski adı Billaios, Billis (Billion), Billiem isimlerinin benzerlik gösterdiğidir. Bütün bu görüşlere rağmen Bolu isminin menşei tahminden öteye gidememektedir.41

Bolu Roma Đmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra Bizans’ın elinde kaldı. Tahmimen 1196’da, Anadolu Selçuklu Sultanı II. Rükneddin Süleyman zamanın da Türk hakimiyetine girdi.42

Zamanla zayıf duruma düşen Anadolu Selçukluları, Haçlı Seferleri ile daha da zayıfladı. Özellikle IV. Haçlı Seferi’nden sonra (1204) Bolu ve havalisi tekrar Bizans hâkimiyetine girdi. 1243 yılında Moğollar ile yaptıkları Kösedağ Savaşı sonunda yenik düşen Selçuklular Moğolların hakimiyeti altında bir süre daha varlıklarını devam ettirdiler.

38 Besim Darkot, “Bolu”, Đslam Ansiklopedisi, C.2, MEB Yayınları, Eskisehir 1997, s.707. 39 Firüzan Kınal, “Đlkçağlarda Bolu”, Çele, S.4, Haziran 1963, s.2.

40

Darkot, “Bolu”, s.708.

41 Ahmet Boztaş, Islahat Döneminde Bolu Tarihi (1868-1869), Abant Đzzet Baysal Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Bolu 2006, s.15. Ayrıntılı bilgi için bakınız: M.Zekai Konrapa, Bolu Tarihi, Bolu Vilayet Matbaası, Bolu 1960, ss.7-81.

42

II. Mesut (1308) veya V. Kılıçarslan (1318) devrine kadar varlığını devam ettiren Türkiye Selçuklu Devleti’nden sonra Anadolu’da artık Beylikler dönemi başlamaktadır.43

Kösedağ Savaşı Türkler için birçok olumsuzluğu ortaya çıkardığı gibi, olumlu bazı gelişmelerde olmuştur. Bunlardan en önemlisi Anadolu’da Türk nüfusunun artmasına sebep olmasıdır. Çünkü Moğollar doğuya doğru yaptıkları akınlarla önlerinden kaçan Türkmenler Bizans sınırını zorlamıştır. Hatta Bolu ve Kastamonu havalisinde yığılan Türkmenlerin sahillere doğru tazyiki ile Rumlar Đzmit’e doğru çekilmişlerdir. Türkmen akınları neticesinde Selçuklu hâkimiyetine giren ve XIII. asrın ortalarından sonuna kadar muhafaza edilebilen toprakların sınırları, Sinop’un batısından başlayarak Kastamonu, Devrek, Bolu, Eskişehir, Kütahya ve Denizli’yi içine alan bir yay şeklinde Akdeniz’de Fethiye körfezine kadar uzanıyordu.44

Anadolu’nun Türkleşmesinde etkili olan Horasan Erenleri Bolu ve civarında da etkili olmuştur. Bolu’da türbesi bulunan Aslahaddin Hazretlerinin Bolu’ya harple giren ilk fatih olduğu söylenmektedir. Aslı adı Hacı Hamza olup, bölgenin Türkleşmesinden çok sonra türbesi yapılmıştır (H. 977/15691570). Bolu ve civarındaki köy ve kasaba adlarının bazılarının Oğuz boyu adlarından olması dikkate şayan bir durumdur. Anadolu’ya akıp gelen Türkmenler Kastamonu ve Çankırı çizgisini aşarak Claudiopolis ve çevresindeki vadilere, ormanlık sahalara ve bozkır alanlara göç ettiler. Bugün de göze çarpan Kayı, Dodurga, Çepni, Avşar, Alpagut, Halaç vs. isimlerden, Türkleşme sürecinin XIII. yüzyıl sonlarında meydana geldiği söylenebilir.45

Selçuklu Devleti resmen yıkıldıktan sonra Türkmen bölgeleri, Ermeni krallığı ve Bizans’ın elindeki yerler Moğolların eline geçti. Moğollar Anadolu’ya hakim olunca Anadolu’nun idaresini üç bölüme ayırmışlardı. Karaman, Germiyan, Sinop, Bolu, Gerede gibi yerler Moğollar’a vergi veren bir uç beyliği niteliğindeydi. Dolayısıyla Moğolların hâkimiyetini tanımışlardı.

XIV. yy. başlarında, Bolu’yu da içine alan kuzeybatı Anadolu’nun görünüşü

şöyledir. Merkezi Kastamonu olan Candaroğulları, Ankara’da Ahiler, Söğüt ve civarında Kayılar, Sakarya’nın doğusu ve batısında, sahillerde Bizanslılar veya Palaiologoslar. Türkmen yerleşmelerinden ortaya çıkan beyliklerin en önemlisi Kayılar ve

43 Ali Sevim, Anadolu’nun Fethi Selçuklular Dönemi, TTK Yayınları, Ankara 1993, s.181 44

Boztaş, Islahat Döneminde Bolu Tarihi (1868-1869), s.24. Ayrıntılı bilgi için bakınız: Yaşar Yücel,

Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırmalar I, TTK Yayınları, Ankara 1991, s.34.

45 Boztaş, Islahat Döneminde Bolu Tarihi (1868-1869), s.25. Ayrıntılı bilgi için bakınız: Enver Konukçu,

“Bolu ve Fatihleri”, Bolu’da Halk Kültürü ve Köroğlu Uluslar Arası Sempozyumu, Abant Đzzet Baysal Üniversitesi Yayınları No:10, Bolu 1998, s.2.

Candaroğullarıdır. Candaroğulları Beyliği, Bolu, Kastamonu ve Sinop havalisinde hakim olmuştur.46

Candaroğullarından önce Kastamonu ve civarında Çobanoğulları Beyliği bulunmaktaydı. Selçuklulara bağlı olarak XII. yy sonlarından XIII. yy sonlarına kadar bu bölgede hakimiyetini sürdüren Çobanoğulları, Đlhanlılar Anadolu’ya hakim oldukları zaman onlara boyun eğerek varlıklarını devam ettirdiler. Moğolların Anadolu’daki hâkimiyetinin zayıflamasından sonra da tekrardan fütuhat hareketlerine hız verdiler. Hatta Osman Gazi’nin 1290’lı yıllarda Çobanoğulları’na bağlı olduğu kaynaklarda belirtilmektedir.47

XIII. yy sonları ve XIV. yy başlarından itibaren Đlhanlı otoritesinde başlayan gerileme, ayrıca Selçuklu siyasi otoritesindeki zayıflıklar sonucu Anadolu’nun uç bölgelerinde bulunan Türkmenler daha bağımsız hareket etme imkânına kavuştular. Bu zamana kadar Bizans’a karşı gaza hareketlerini yarı faal olarak sürdüren Osman Gazi, Çobanoğulları Beyliği’nin bölgede etkinliğinin azalmasından sonra daha rahat hareket etmeye başladı. Çobanoğulları Beyliği’nin himayesinde Bizans’a akınlarda bulunan bölgedeki Türkmenler, Çobanoğulları’nda başlayan duraklamadan sonra Osman Gazi etrafında toplanmaya başladılar.48

B- Osmanlı Devleti’nde Bolu

Bolu Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra Cumhuriyet’e idaresine geçinceye kadar ki dönem de dahil olmak üzere 6 devir geçirmiştir.49

1. Đlk Mutasarrıflık Devri (1324?-1692)

2. Voyvodalık ve Muhasıllık Devri (1692-1811) 3. Đkinci Mutasarrıflık Devri (1811-1864)

4. Kastamonu Vilâyetine tabi Mutasarrıflık Devri (1864-1908) 5. Müstakil Mutasarrıflık Devri (1908-1923)

6. Cumhuriyet Dönemi Valilik Devri (1923- )

Oğuzların Günhan koluna bağlı olan Kayılar, Selçukluların Anadolu’ya ilk akınlarını müteakip olarak Anadolu’ya yerleşmişlerdir.50 Bu yerleşme Anadolu’nun çeşitli

46

Kenan Ziya Taş, 16. Yüzyılda Bolu Sancağı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 1993, s. 31.

47 Yaşar Yücel-Ali Sevim, Türkiye Tarihi, C.1, TTK Yayınları, Ankara 1995, ss.179-187. 48 Boztaş, Islahat Döneminde Bolu Tarihi (1868-1869), s.26.

49

bölgelerine yapıldığı gibi özellikle uç bölgelerine doğru olmuştur. Kayılar daha çok Selçuklular tarafından Bizans sınırına yerleştirilmişlerdir. Sınır bölgelere yerleştirilen bu uç beylikleri ve Türkmenler böylece hem bölgelerini düşman tecavüzlerinden korumuşlar, hem de yaptıkları akınlarla ganimet elde etmişlerdir.51

Kayılar, Söğüt ve Domaniç civarına yerleştirildikten sonra aşiretin lideri konumundaki Ertuğrul Gazi önderliğinden bu bölgede ki varlığını devam ettirmeye çalışmışlardır. Ertuğrul Gazinin vefatından sonra yerine oğlu Osman Gazi geçti. Osman Gazinin silah arkadaşları ise Samsa Çavuş, Konuralp, Akçakoca, Aykutalp, Gazi Abdurrahman idi. Bolu Osman Gazi devrinin sonuna doğru Konuralp (halk arasında Konrapa) tarafından istila edilmiştir.52 Orhan Gazi devrinde Geyve, Göynük, Mudurnu üzerinden Bolu’ya gelen Đbn Batuta burada bir Ahi’nin zaviyesinde kaldığını ve misafirperverliğini anlatmaktadır.53

Đlhanlıların Anadolu’daki hâkimiyetlerinin azalması ve Bizans’ın kendi iç işleriyle uğraşması ve de Selçukluların yıkılış sürecine girmesi Osmanlı Beyliğinin daha çabuk gelişmesini sağladı. Bunların yanı sıra Osmanlı Beyliğinin diğer Anadolu beylikleriyle iyi geçinmesi ve Bizans’ın kendi halkına da zulmetmesi etkili olmuştur. Osman Gazi Sakarya boyundaki Geyve, Taraklı ve Göynük akınlarını gerçekleştirmiştir.54 Konuralp ve arkadaşları da gaza hareketlerine Osman Beyin son zamanlarından, Orhan Beyin ilk zamanlarına kadar devam etmişlerdir. 1326’da babası Osman Gazinin ölümüyle başa geçen Orhan Gazi, komutanlarına zapt edilen yerlerin yönetimini vereceğini ilan etti. Konuralp; Akyazı, Düzce, Üskübü ve dolaylarını aldı. Akçakoca; Kandıra ve Akçaşehir (Akçakoca) dolaylarını aldı. Yani Bolu’nun fatihi Konuralp oldu. Ancak Konuralp padişahın yanından hiç ayrılmadığından buranın idaresini kendi arkadaşlarından Sungur Bey Şemsi’ye bıraktı. Sungur Bey Şemsi, Bolu ve civarını Konuralp adına yönetti.55

Orhan Gazi babasının ölümünden sonra sınırları en geniş seviyeye getirebilmek için çok çalıştı. Geyve, Alp Suyu, Karaçebiş, Regio Tarsia, Kocaeli Yarım adası, Nikomedia, Karadeniz kıyıları, Bolu, Gerede tarafları, Ereğli dışında sahil bu akınlarda ele geçirilmiştir.56

50 Bazı kaynaklar Kayıların Anadolu’ya Moğol baskısından sonra geldiğini yazmaktadır.

51 Fuat Köprülü, Osmanlı Devletinin Kuruluşu, TTK Yayınları, Ankara 1984, s.73. 52

Darkot, “Bolu”, s.709.

53 Đbn Batuta Seyahatnamesi, C.I, Çeviren: A.Sait Aykut, YKY, Đstanbul 2000, s. 437. 54 www.bolu.bel.tr.

55 Ali Haydar Kutlu, 1973 Đl Yıllığı, Hazırlayan: Erkan Tüzün, Bolu 1973, s.7. 56

Konuralp ve Akçakoca çok yaşamadılar. Aynı tarihte, Orhan Bey zamanında vefat ettiler (1328). Konrapa’ya (Düzce-Üskübi) Konuralp, Kandıraya’da Akçakoca gömüldü. Bu iki kumandanın ölümüyle açık kalan eyaletlerden Akçakoca’nın eyaleti büyük Şehzade Süleyman Beye, Konuralp’in eyaleti de Sultanönü denilen Đnönü eyaletine katılarak

Şehzade Murat’a verildi.57 Sonraları Murat başa geçip Bursa’ya yerleşince Konrapa eyaleti Eskişehir mutasarrıfı Gündüz Alp’e verildi. I. Murat devrinde Bolu’daki faaliyetler karanlıktır. Ancak Yıldırım Bayezid devrinde Anadolu’nun bütün Kuzeybatısı Osmanlı hakimiyetine girdi.58 Yıldırım, burada çifte minareli bir ulucami ile 1391’de bir hamam inşa ettirmiştir. 59 Bölge 1402’den sonra Fetret Devri’nde Çandaroğullarının hakimiyetine girdiyse de Çelebi Sultan Mehmed tarafından tekrar Osmanlı idaresine alındı.

Fatih döneminde ise Anadolu’da Cenevizlilere ait Amasra, Çandaroğullarına ait Sinop ve yöresine yapılan seferlerde serhat şehri hüviyetini kazandı. Fatih 1461’de donanmasını denizden gönderirken, kendisi de Akyazı-Bolu yoluyla Amasra’ya ulaşmıştır. Sinop’un da alınmasından sonra buraları Bolu sancağına dâhil edilmiş ve Sinop beyi Kızıl Ahmed Bey sancak beyliğine getirilmiştir.60

Bolu’nun Türkleşme ve Đslamlaşma sürecini biz Osman, Orhan, Süleyman Bey, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed gibi hanedan üyelerine borçluyuz. Göynük beyliği, Bolu Ahileri, Gerede Beyliği gibi siyasi kuruluşların yanında Köse Mihal, Konuralp, Akçakoca, Abdurrahman Gazi, Hızır Bey, Samsa Çavuş, Eflagan Bey, Süle gibi gaziler de kendi üzerlerine düşen görevleri yerine getirmişlerdir. 61

Bolu XVI. yy başlarında Aslı Hatun, Gölyüzü, Veled-i Solak, Cami, Veled-i Turşucu, Hocabey, Hatib, Karaçayır, Veled-i Hacı Đlyas, Akmescid, Debbağan, Naib Emed Karamani adında on iki mahalleye sahipti. Bu mahallelerde 262 hane, yirmi sekiz mücerred nüfus bulunuyordu. Bunlar dışında on bir imam, yedi sermahfel, dokuz müezzin, dört sâdât, bir muarrif, altı kethüda ve dokuz da pîr-i fânî kaydedilmişti (TD 438, s.420). Buna göre şehirde 2000’e yakın nüfus yaşamaktaydı.62

Fatih Sultan Mehmed XX. yüzyıla kadar devam eden sancak teşkilatının temellerini atmış, merkezi Kütahya’da olan Anadolu Beylerbeyliği’nin içinde Bolu’nun da yer almasını temin etmiştir. Evliya Çelebi’nin verdiği bilgiye göre, Bolu’nun ilk tahriri Fatih

57 Konrapa, Bolu Tarihi, s.128. 58 Darkot, “Bolu”, s.709. 59

Orhonlu, “Bolu”, s.276.

60 Orhonlu, “Bolu”, s.276.

61 Enver Konukçu, “Bolu ve Fatihleri”, Bolu’da Halk Kültürü ve Köroğlu Uluslar Arası Sempozyumu, Abant

Đzzet Baysal Üniversitesi Yayınları, Bolu 1998, s.5.

62

Sultan Mehmed zamanında yapılmıştır. Evliye Çelebi, “burası Anadolu toprağında ayrı bir sancakbeyi toprağıdır. Padişah tarafından beğinin hası 300.122 akçedir” diye yazmaktadır. Ancak, bu miktar azdır ve o devre ait defterlerde 400 bin-500 bin akçe arasında değişen rakamlar verilmektedir.63 Akşemseddin de onun zamanında Göynük’e yerleşmiştir ve türbesi de burada bulunmaktadır.64

II. Murad, II. Mehmed ve II. Bayezıd devirlerinde Bolu’nun idaresinde bazen dost ve bazen düşman oldukları Đsfendiyaroğullarından valiler görülmektedir. II. Bayezıd zamanında Şehzade Ahmed’in oğlu Murad Bey Bolu Sancak Beyliği yapmış, fakat babasının karıştığı hadiseler dolayısıyla Kızılbaşlara sığınmıştır. Şehzade Murad Bey’den az önce de, amcası Selim’in oğlu Şehzade Süleyman (Kanuni) Bolu Sancak Beyliğine getirilmişti. Ancak bu durum Amasya valisi Şehzade Ahmet tarafından hoş karşılanmadı ve yaptığı itiraz üzerine Şehzade Selim’in oğlu Kırım’da Kefe Sancağı’na gönderildi.65

Yavuz Sultan Selim döneminde bazı hukuk dışı olaylar meydana geldi, Ancak soruşturmalar sonucunda suçlular tespit edilip tutuklandı. Kadı Hüsam Merzifon ise, Şahin

Đsmail ile haberleştiği gerekçesiyle idam edilenlerdendi. Yavuz Sultan Selim, Bolu sipahilerinin başarılarını gördükten sonra, Çaldıran seferindeki öncü birlikle Bolu ve Kastamonu sipahilerinden oluşturmuştu.66

Kanuni döneminde (1520–1566) ise imar ve ticaret faliyetlerinde artış görüldü. Nitekim biz, Bolu sancağı ile ilgili sıhhatli bilgiler bu dönemden öğneniyoruz. Bu dönemde ki ilk ayaklanmalar ise medrese öğrencileri (suhteler) tarafından başlatılmıştır. Bunu Celali ayaklanmaları takip etmiştir.67 Bolu’da devlete karşı cephe alış bu dönemde yani 16. yy. ortalarında canlanmaya başlamıştır. Nitekim meşhur Köroğlu isyanı da bu dönem sonlarında ortaya çıkmıştı ancak isyan bastırılmıştı. Köroğlu’nun ortaya çıktığı dönemde III. Murat padişahtı, sadrazamlar ise Damat Ahmat, Lala Kara Mustafa Paşa ve Ferhat Paşa’dır. Bolu Beyi Mehmet Bey sonra ise Çorumdan Nakledilen Behram Beydir.

Bolulular Đstanbul’a yakın olduklarından bazı şikâyetleri bildirmek için toplanıp,

Đstanbul’a gider, budara gösteri yapar ve şikayetlerini kendileri bildirirlerdi.

Bolu’da idarenin bozulması, Đsfendiyar oğullarından Şemsi Ahmet Paşa’nın, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Bolu’ya gelip, Bolu’nun ona zeamet olarak

63 Enver Konukçu, “Köroğlu’nun Yaşadığı Asırda Bolu’nun Siyasi Durumu (16. ve 18. Yüzyıllar)”, Köroğlu Semineri Bildirileri, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1983, ss.53-54.

64

Konukçu, “Bolu ve Fatihleri”, s.5.

65 Enver Konukçu, 1967 Đl Yıllığı, Bolu Valiliği, Bolu 1967, s.189. 66 Konrapa, Bolu Tarihi, s.189.

67 Ekrem Kesmen, Sosyal ve Ekonomik Yönleriyle Bolu 1986, Bolu Valiliği ve Bolu Ticaret ve Sanayi Odası,

verilmesiyle başlar. Daha sonra Bolu valiliğinden Anadolu ve Rumeli Beylerbeyliğine kadar yükselen Ahmet Paşa’nın, devşirme usulünün bozulması ve saraya rüşvet verme gibi işlerde parmağı vardır.68

III.Murat zamanında düzen ve disiplinin bozulmasıyla, dirlik sahipleri topraklarına yardımcıları aracılığı ile yönetmeye başlamış, kendileri de Đstanbul’a yerleşmiştir.69

68 Kutlu, 1973 Đl Yıllığı, s.12.

69 Yücel Özkaya, “1750-1800 Arasında Bolu’nun Sosyal Durumuna Kısa Bir Bakış”, Çele, S.3, Bolu 1963,

BĐRĐNCĐ BÖLÜM

TEREKE ĐLE ĐLGĐLĐ BELGELER

I- TEREKE KAYDI

Sözlükte ölen kimsenin bıraktığı şey anlamına gelen tereke70’nin asılı terikedir.71 Ölünün bıraktığı mal yerinde kullanılır bir tabirdir. Bunun yerine “muhallefat” da kullanılır. Tereke’nin kapsamına şunlar girmektedir.

1. Ölünün teçhiz ve tekfini. 2. Ölünün borçları.

3. Vasîyeti.

4. Veresenin hakkı72.

Tereke Defterleri; ölenlerin içtimaî menşelerine, medenî hallerine ve aile yapılarına ait bilgiler yanında, hayatta bulundukları sırada tasarruflarında bulunan her türlü giyim ve ev eşyası ile mobilya ve mutfak takımlarını; kiler mevcudunu; ev, bağ, bahçe ve değirmen gibi malları, köylerdeki çiftlik bina ve araçları ile hayvan cins ve miktarlarını; ambarlarda mevcut veya tarlalarda ekili tahılın miktar ve çeşitlerini; atölye ve ticarethanelerdeki aletlerle malzemenin veya ticarî malların çeşit ve miktarlarını vermekte ve bütün bu malların tahmini veya (müzayede ile satışları sonucunda) fiili olarak tahakkuk etmiş olan fiyatlarını ayrı ayrı tespit ve nakletmiş bulunmaktadır73.

Kadıların vazife ve salahiyetleri arasında, amme velayetini haiz bir otorite olarak, yetim ve gariplerin haklarını korumak veya vasiyetlerin yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmek maksadıyla ölenlerin mirasın el koyup muhallefatı tespit ve mirasçıların hisselerini tayin etmek de vardı. Bu suretle mirasçılar arasında küçük yaşta çocuklar bulunduğu takdirde, bunların hisseleri vasi’lerine teslim edilir ve vasi’nin muameleleri kadı tarafından devamlı olarak kontrol edilip icap ettiği takdirde azil ve yerlerine başkaları tayin olunurdu. Bunun dışında mirasçılar arasında mirasın taksimi hususunda anlaşmazlık hallerinde veya ölenin alacak veya borçlarının mahkeme kararıyla ispat, takip ve tahsili icap eden karışık ve umumiyetle ticari muameleler bahis mevzuu olan vaziyetlerde bizzat alakalıların üzerine mirasın mahkeme huzurunda tespit ve taksimi icap ederdi.74

70 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, Ankara 2001. 71

Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. III, s.460.

72 Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, s.460.

73 Ömer Lütfi Barkan, “Edirne Askeri Kasamsına Ait Tereke Defterleri (1545 – 1659)”, Belgeler, C. III, S. 5-

6, 1966, TTK Basımevi, Ankara 1968, s.1.

74

Bu gibi hallerde, kadı’nın bu işlerde ihtisas sahibi memuru olan kassam’ın önünde miras kalmış olan mallar sayıma tabi tutulur ve hususta yetkili bilirkişiler (ehl-i hibre) veya dellallar vasıtasıyla kıymetleri de takdir ettirilerek burada tetkik mevzuumuz olan teferruatlı muhallefat listeleri tanzim edilirdi.

Bu listelerde, ölenin cenaze masrafları ile borçları ve (şer’an caiz görülen hadler dahilindeki) vasiyetlerinin yerine getirilmesi için lüzumlu olan meblağlar ayrı ayrı kaydedildikten sonra, geriye kalan eşya veyahut bu eşyanın fiili olarak satışından elde edilen paralar, mirasçılar arasında şer‘i miras kaidelerine göre taksim ve tevzi edilmiş olurdu. Bu gibi hizmetler mukabilinde mahkemenin mirasın mirasçılara tevzi edilecek kısmının kıymetinin binde on beş veya yirmisi nispetinde bir resim (resm-i kısmet) tahsil etmesi adetti. Bu resimler, kadıların hüccet tanzimi, bir vasiyetname veya vakfiyenin tescili veya sicilden bir suret çıkarma, nikah akdi... gibi diğer hizmetlerden dolayı almağa hak kazandığı benzeri resimler arasında, kadıların belli başlı gelir kaynaklarını teşkil ederdi.75

Đncelediğimiz sicilde 9 mahalle ismi 26 kayıtta, 9 köy ismi 12 kayıtta geçmektedir. Ayrıca sadece Bolu’da olduğu ifade edilen 2 kayıt, nerde olduğu belli olmayan 8 kayıt ve Köprü kazasından 1 kişi olmak üzere 49 kayıt bulunmaktadır.

Grafik-1 Tereke Kayıtlarındaki Yer Đsimlerinin Dağılımı

26 12 2 8 1 Mahalle Köy Sadece Bolu Belirsiz Köprü Kazası 75

Tereke Kayıtlarında Đsmi Geçen Mahalleler 1-Karamanlı (3)76 2- Akpınar (6)77 3- Gölyüzü (5)78 4- Karaçayır (7)79 5- Cami-i Cedid (1)80 6- Aslı Hatun (1)81 7- Semerkand (1)82 8- Hocabeğ (1)83 9- Debbağlar (1)84

Grafik-2 Tereke Kayıtlarındaki Mahallelerin Dağılımı

3 5 7 1 1 1 1 1 6 Karamanlı Akpınar Gölyüzü Karaçayır Cami-i Cedid Aslı Hatun Semerkand Hocabeğ Debbağlar 76 BŞS 835, 50a/1; BŞS 835, 67b/1; BŞS 835, 106b/1. 77

BŞS 835, 60a/2; BŞS 835, 69a/2; BŞS 835, 70a/2;

78

BŞS 835, 62a/1; BŞS 835, 71a/1; BŞS 835, 93a/1; BŞS 835, 105a/1.

79 BŞS 835, 63a/2; BŞS 835, 74a/2; BŞS 835, 75a/1; BŞS 835, 75b/1; BŞS 835, 86b/2; BŞS 835, 98b/1; BŞS

835, 100a/1. 80 BŞS 835, 69b/1. 81 BŞS 835, 95b/1. 82 BŞS 835, 91b/2. 83 BŞS 835, 100a/2. 84 BŞS 835, 70b/2

Tereke Kayıtlarında Đsmi Geçen Köyler 1- Demirciler (1)85 2- Bağçe (2)86 3- Seyyidler (1)87 4- Çıkınlar (1)88 5- Tatıc (1)89 6- Alpagut (2)90 7- Karaağaç (1)91 8- Çayır (2)92 9- Mesciler (1)93

Grafik-3 Tereke Kayıtlarında Đsmi Geçen Köylerin Dağılımı

1 2 1 1 1 2 1 2 1 Demirciler Bağçe Seyyidler Çıkınlar Tatıc Alpagut Karaağaç Çayır Mesciler 85 BŞS 835, 56b/2. 86 BŞS 835, 57a/2; BŞS 835, 61a/1. 87 BŞS 835, 58b/3. 88 BŞS 835, 63b/1. 89 BŞS 835, 64b/2. 90 BŞS 835, 66b/2; BŞS 835, 72a/1. 91 BŞS 835, 67b/2. 92 BŞS 835, 71b/1; BŞS 835, 73a/1. 93 BŞS 835, 103b/1.

Đncelediğimiz sicildeki 49 tereke kaydında terekesi yapılanlardan 36’sı erkek, 10’u kadın ve 3 tanesi de cinsiyeti belirtilmeyenlerdir.

Grafik-4 Terekesi Yapılanların Cinsiyet Dağılımı

Kadın ; 10 Erkek; 36 Belirtilmeyen ; 3 0 5 10 15 20 25 30 35 40 Kadın Erkek Belirtilmeyen

Đncelediğimiz sicildeki tereke kayıtlarında yer alan 102 çocuktan 60’ı erkek ve 42’si kızdır.

Benzer Belgeler