• Sonuç bulunamadı

A- Osmanlı Devletinde Vergi

1- Şer’i Vergiler

Öşrün kelime manası “onda bir”dir. Đslamiyet’te fethedilen topraklara müslümanların yerleştirilmesi veya yerli halkın Đslamiyet’i kabulleri halinde bu yerler “arazi-i öşriyye” addedilmiş ve dolayısıyla tabi veya suni sulama yapılmasına göre ziraatdan alınan 1/10 veya 5/10 oranındaki öşür, Müslümanlardan alınan bir vergi olmuştur. Osmanlı Devletinde fethedilen yerlerin idaresi devlete geçtiğinden bu topraklar hemen tamamen miri hale getirilmiş, çiftçiler devlet topraklarının daimi ve ırsi kiracısı durumuna girmişler ve aldıkları mahsul karşılığında her sene öşür adıyla devlete bir pay vermişlerdir. Osmanlı devletinde müslüman-gayri müslim ayırımı yapılmaksızın bütün tebaa öşür mükellefidir. Bölgeler arası farklılıklar her sancağın kanunnamesinde gösterilmiştir. Öşür, aynı yerdeki bütün mahsullerden de aynı oranda alınmamıştır.

Öşür’ün toplanma şekline gelince; Tımar rejiminin iyi işlediği devirlerde, öşrün toplanması, devlete yaptığı hizmetler karşılında, sipahiye bırakılmıştı. Ancak, iktidasid

şartların bozulmasıyla yeni gelir kaynaklarına ihtiyaç duyulunca tımarlar has şekline sokulup hâsılatının toplanması işi mültezimlere verilmiş; fakat mültezimlerin fazla kazanç sağlamak istemeleri köylüyü maddi bakımdan perişan etmişti. Köylüyü mültezimlerden kurtarmak düşüncesiyle öşrün toplanması işi devlet memuru olan muhassıllara havale edilmişse de bu defa da bunların, mahsulün pazara sevk edilmesinde ağır davranmaları dolayısıyla hazine büyük kayıplara uğramıştır.179

b) Harac ve Cizye

Haracın kelime manası “bir yerin hasılatından veya işçi olarak çalıştırılan kölelerle çocukların emeğinden elde edilen şey” demekse de zamanla toprak mülkiyeti dolayısıyla

178 BŞS 835, 57a/1.

179 Ekmeleddin Đhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, Ircıca Yayınları, Đstanbul 1994, ss. 532-

şahıslardan alınan vergi için kullanılmıştır.180 Diğer bir tarife göre harac, arazi-i haraciyyeden alınan vergidir. Arazi-i haraciyye ise müslümanlarca feth edilen toprakların yerli halkının, yerlerinde bırakılması halinde alınırdı. Haracın, şahıslardan alınanına cizye adı verilir. Toprağa bağlı olarak alınan harac iki kısımda değerlendirilmelidir.

a- Harac-ı Mukasem: Toprağın verimliliği ile ilgilidir ve ancak mahsul alınırsa ödenir. Yıllık mahsul sayısı ile harac sayısı aynıdır.

b- Harac-ı Muvazzaf: Mahsule bağlı olmayıp arazinin yüzölçümüne göre dönem veya cerib başına alınan bir vergidir. XVI. yüzyılda Ebussuud Efendi tarafından öşür, harac-ı mukasım; çift resmi harac-ı muvazzaf olarak kabul edilmiştir.

Cizye, kitab ehli gayr-i müslimlerden alınan bir baş vergisidir. Vergi, müslümanlığı kabul etmeyenlerin, devlet tarafından korunmaları ve savaşlara katılmamaları karşılığında alınmaktadır. Cizye mükellefi olmak için bazı şartların mevcud olması gerekiyordu: Erkek olmak, baliğ olmak, sıhhatli ve çalışabilecek güçte olmak. Kadınlar, çocuklar, hasta ve sakatlarla çalışacak gücü olmayan yaşlı erkekler, sadece hibelerle geçinen rahibler (büyük manastırlarda yaşayanlar hariç), köle ve dilenciler cizye mükellefi değillerdi. Ancak çalışmadığı halde vergiyi ödeyebilecek kadar servet sahibi olanlardan cizye alınırdı. Başka bir ifadeyle cizye, 14-75 yaş arasındaki sıhhatli erkeklerden alınan bir baş vergisidir. Cizye mükellefiyeti mali durumlarına göre üç sınıf üzerinden alınırdı. Zenginlerden (âlâ), atlı olarak kendisiyle birlikte savaşa birini götürmesi karşılığı 48, orta hallilerden (evsat) atlı olarak yalnız iştiraki karşılığı 24 ve fakirlerden (ednâ) yaya olarak savaşa katılma karşılığı 12 gümüş dirhem alınırdı.181

Bolu sancağında gayri Müslim re‘ayadan alınacak haraç ve cizye miktarları şu

şekildedir.Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden Balkanlar ve Avrupa’dan ticaret yapıp Bolu’dan geçen Ermeni, Anadolu Rumu ve Medine-i Münevvere reayasının ve Karaman, Adana, Ercişli, Sivas ve Kayseri de 46 nefer Ermeni’den madasından 4’er guruş alınacak ve Medine-i Münevvere reayasının itirazlarına mahal verilmeyecek. Bolu Sancağına ticaret ve kar u kesb için gelen yave keferesinden Rum, Arnavud, Bulgar vesairden 3 guruş-ı tam yave cizyesi alınması ve on yaşından küçük Ermeni ve Rum oğlanlarından yarım cizye (1,5 guruş) on yaşından büyük olanlardan tam cizye (3 guruş) alınacaktır. Yine Rumeli, Anadolu ve Adalardan ticaret ve kar u kesb için gelen yave

180

Feridun Emecen, “Haraç”, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, C.16, Đstanbul 1997, s.89

181 Đhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, s. 534; Ayrıntılı bilgi için bakınız: Boris Christoff

Nedkoff, “Osmanlı Đmparatorluğunda Cizye” Tercüme: Şinasi Altundağ, Belleten, VIII/32, Ankara 1944, ss.604-621.

keferesinden 3’er guruş yave cizyesi alınacaktır. Kıptiyan taifesinin Müslüman olanlarından bedel-i avarız 1,5 guruş ve keferesinden 3’er guruş ve Ekrad Karamağçurlu taifesinden 1,5 guruş ve iki sümün alınacaktır. Bad-ı heva ve diğer vergiler daha önceden olduğu gibi alınacaktır. Yave Rum keferenin her bir neferinden 26’şar akçe ve her bir guruş-ı tam için 2’şer akçe tefâvüt-i hasene182 alınacaktır. 183

2- Avarız Vergileri

Osmanlı maliyesinde olağandışı ve düzensiz vergiler “Avârız-ı divâniyye”, “tekâlif- i örfiyye” veya kısaca “Avârız” adı altında toplanmıştır. Bu vergilere ayrıca divanın kararı ile toplanmasına karar verildiği için Avârız-ı Divâniyye’de denilmektedir. 184

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Tanzimat’a kadar alınan bu vergi185, tahakkuk ve tarh usulleri bakımından diğer vergilere nazaran farklılık arz eder. Halktan nakit olarak toplanabileceği gibi, ayni ve hizmet olarak da istenebilir. Örneğin, kürekçi bedeli Avârızı hizmet olarak, nüzul zahire de ayni olarak alınırdı.186 Ancak bizim incelediğimiz 835 numaralı Bolu Şer’iye Sicilinde kürekçi bedeli avarızı nakdi olarak alınmıştır.187

Avârız vergileri yükümlüleri toplu bir şekilde sorumlu tutan vergilerdi. Mukataa yoluyla elde edilen vergi gelirleri ile cizye gelirleri ve diğer vergiler çoğunlukla doğrudan üretici ve yükümlüden alındığı ve ferdi yükümlülüğe dayandığı halde Avârız, Osmanlı ülkesi içinde yerleşik veya konar göçer durumdaki her topluluğu bir bütün olarak sorumlu tutuyordu.188

Avârız vergileri Avârız hanesi denen birimler üzerine tarh edilirdi. Muaf olanlar çıkarıldıktan sonra geri kalan köy veya mahalle nüfusu tespit edilip belirli sayıda gerçek hane bir Avârız hanesi sayılarak köyün veya mahallenin kaç Avârız hanesi olduğu kaydedilirdi. Böylece kazaların Avârız hanelerini gösteren defterler, sancak esasına göre bir araya getirilerek Mevkûfat kaleminde toplanırdı. Vergi tarhı bu defterlere göre yapılırdı. Bunlardan bir Avârız hanesinin 3-10 hatta 15 gerçek hane arasında değişmektedir.189 Đncelediğimiz sicilde Bolu sancağı dâhilindeki Avârız hane sayıları

182 Tefâvüt-i Hasene: Hicri yıl ile miladi yıl arasında 10 gün ve 21 saatlik farktan meydana gelen gelir farkı. 183 BŞS 835, 1b/3, BŞS 835, 23b/1; BŞS 835, 53b/2.

184

Lütfi Güçer, Osmanlı Đmparatorluğu’nda Hububat Meselesi ve Hububattan Alınan Vergiler” Đstanbul Üniversitesi Yayınları, Đstanbul 1964, s. 67; Ahmet Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı

Maliyesi, Dergah Yayınları, Đstanbul 1985, s.153.

185 Ömer Lütfi Barkan, “Avarız”, Đslam Ansiklopedisi, C.II, MEB Yayınları, Ankara 1988, s.13. 186

Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Kardelen Kitabevi, Isparta 1999, s.160.

187 BŞS 835, 27b/2

188 Güçer, Osmanlı Đmparatorluğu’nda Hububat Meselesi..., s.67.

189 Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, s.154; Đhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, s.539.

verilmektedir. Ayrıca Mudurnu kazasının Avârız hane sayısı 495 iken Bolu kazasının Avârız hane sayısı 485 hane 1 rub‘tur.190 Mudurnu’daki avârız hane sayısı Bolu kazasından fazladır. Bu durum Bolu’da vergiden muaf olanların sayısının Mudurnu’dan fazla olmasından ya da avarız vergisine tabi tutulan hane halkı sayısının Bolu’da farklı Mudurnu’da farklı olmasından kaynaklanabilir. Ancak bunun böyle olduğunu elimizdeki kayıtlara göre tam olarak anlayamıyoruz.

Kaza Avarız Hane Sayısı 191 Tahmini Gerçek Hane192

Bolu Kazası 485 hane ve 1 rub‘ 485x5: 2.425

Akçeşehir 97,5 hane 97,5x5: 487,5

Aktaş 40,5 hane ve 0,5 rub‘ 40,5x5: 202,5

Amasrı 102 hane ve 1,5 rub‘ 102x5: 510

Çağa Kazası 77,5 hane 77,5x5: 387,5

Çarşamba 79 hane ve 1 rub‘ 79x5: 395

Devrek 84 hane ve 1,5 rub‘ 84x5: 420

Dodurga 42 hane 42x5: 210

Dörtdivan Kazası 79,5 hane ve 0,5 rub‘ 79,5x5: 397,5

Gerede Kazası 279 hane ve 0,5 rub‘ 279x5: 1.395

Güçnos 49 hane 1 rub‘ 49x5: 245

Hisarönü 37 hane ve 1,5 rub‘ 37x5: 185

Kızılbel 50,5 hane ve 1 rub‘ 50,5x5: 252,5

Eflani 152 hane 152x5: 760

Konrapa 33,5 hane 33,5x5: 167,5

Mengen Kazası 85,5 hane ve 1 rub‘ 85,5x5: 427,5

Mudurnu Kazası 495 hane 495x5: 2.475

Onikidivan (Bartın) 99,5 hane ve 1,5 rub‘ 99,5x5: 497,5

Ovayüzü 102 hane ve1,5 rub‘ 102x5: 510

Şehabeddin Kazası 59 hane ve 0,5 rub‘ 59x5: 295 Ulakderesi 93,5 hane ve 1,5 rub‘ 93,5x5: 467,5

Ulus 97 hane 97x5: 485 Üskübi 22,5 hane 22,5x5: 112,5 190 BŞS 835, 27b/2. 191 BŞS 835, 27b/2. 192

Viranşehir Kazası 160,5 hane ve 0,5 rub‘ 160,5x5: 802,5

Yedidivan 69,5 hane ve 1,5 rub‘ 69,5x5: 347,5

Yenice-i Eflani 57 hane ve 1 rub‘ 57x5: 285

Yılanluca 59,5 hane ve 1 rub 59,5x5: 297,5

Zerzene 35 hane ve 0,5 rub‘ 35x5: 175

Toplam 3776,5193 hane 1 rub‘ 3776,5x5194: 18.882,5

Toplam avarız hane sayısının gerçekte 18.882,5 gerçek haneye denk geldiği kabul edilirse ve bu hane sayıları Osmanlı ailesini ortalama olarak 4 kişi195 kabul edilerek hesaplandığı takdirde tahmini nüfus 18.882,5x4: 75.370 kişi çıkar ki bu rakam Bolu Vilayeti dahilindeki kadın erkek toplam nüfusu ifade etmektedir. Mevkufat defterine göre yaptığımız bu hesapta 3.776,5 avarız hanesini hane başına 5 gerçek hane kabul ederek yaptık. Ancak daha sonra gönderilen emirde yer alan 3.123196 avarız hanesine göre ve gerçek hane sayısının arttığını ve 7 olarak kabul ederek bir hesap yaparsak 3.123x7: 21.861 gerçek hane sayısı çıkar ki bunu da yukarıdaki hesapta kullandığımız 4 ile çarparsak 21.861x4= 87.444 çıkar. Böyle bir durumda iyimser bir tahminle Bolu vilayeti dahilindeki nüfusun 70 ile 100 bin arasında olduğunu tahmin edebiliriz.

a) Avârız Akçesi

Avârız akçesi, Avârız hanesi başına alınan ve zaman içerisinde paranın değerinin düşmesine muvazi olarak miktarı artırılan maktu ve nakdi bir vergidir. Başlangıçta savaş harcamalarını karşılamak için toplanan avârız akçesi sonraları, her yıl toplanan düzenli bir vergi haline gelmiştir. Bu vergi bazı yerlerde belirli hizmetlerin ocaklığı haline getirilmiştir. Önceleri avârız akçesinin ayni türden diğer vergilerle, özellikle nüzul bedeliyle aynı yılda toplanmamasına dikkat edilirdi.197

1685 senesine mahsup olmak üzere Bolu’dan alınacak kürekçi bedel-i avarızı tahsili için gönderilen fermanda Bolu sancağında 3776 avarız hanesi olduğu belirtilerek hane başına 500 akçe kürekçi bedeli avarızı alınacaktır. Ayrıca 80 akçe bedel-i muavenet alınması ve her 110 akçeye 1 esedi guruş verilmesi hükmedilmektedir. Bolu kazasında 485

193 Burada yazılan 3776 rakamı mevkufat defterinde yazıldığı belirtilen rakamdır. 194 Tabakoğlu, Türk Đktisat Tarihi, s. 180.

195

Donald Quataert, Osmanlı Đmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi 1600-1914, Editör: Halil Đnalcık- Donald Quataert, C.2. Eren Yayıncılık , Đstanbul 2006, s. 909.

196 BŞS 835, 27b/2.

197 Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, ss.156-157; Güçer, Osmanlı

hane ve 1,5 rub ‘ avarız hanesi var ve bedel-i muavenet olarak 38830 akçe alınacaktır. Mübaşirin masrafları için ise her haneden 50 akçe alınacaktır.198

1686 senesine mahsuben Bolu’dan alınacak kürekçi bedeli avârızı hane başına 500 akçe tahsil edilecek ve her hane başına 80 akçe bedel-i muavenet akçesi toplanacaktır. Ayrıca mübaşirin masrafları için hane başına 6’şar akçe alınacaktır.199

AVÂRIZ HANE SAYILARI

Bolu Kazası 485 hane ve 1 rub‘

Akçeşehir 97,5 hane

Aktaş 40,5 hane ve 0,5 rub‘

Amasrı 102 hane ve 1,5 rub‘

Çağa Kazası 77,5 hane

Çarşamba 79 hane ve 1 rub‘

Devrek 84 hane ve 1,5 rub‘

Dodurga 42 hane

Dörtdivan Kazası 79,5 hane ve 0,5 rub‘ Gerede Kazası 279 hane ve 0,5 rub‘

Güçnos 49 hane 1 rub‘

Hisarönü 37 hane ve 1,5 rub‘

Kızılbel 50,5 hane ve 1 rub‘ (2 kere yazılmış)

Eflani 152 hane

Konrapa 33,5 hane

Mengen Kazası 85,5 hane ve 1 rub‘ Mudurnu Kazası 495 hane

Onikidivan (Bartın) 99,5 hane ve 1,5 rub‘

Ovayüzü 102 hane ve1,5 rub‘

Şehabeddin Kazası 59 hane ve 0,5 rub‘ Ulakderesi 93,5 hane ve 1,5 rub‘

Ulus 97 hane

Üskübi 22,5 hane

Viranşehir Kazası 160,5 hane ve 0,5 rub‘

198 BŞS 835, 10b/4. 199

Yedidivan 69,5 hane ve 1,5 rub‘ Yenice-i Eflani 57 hane ve 1 rub‘ Yılanluca 59,5 hane ve 1 rub

Zerzene 35 hane ve 0,5 rub‘

3123 Avârız hanesi 200

Bu hesaba göre Bolu’dan alınacak kürekçi bedeli miktarı 14.000 akçedir. Ayrıca her avarız hanesi başına 80 akçe bedel-i muavenet eklendiği zaman toplan 2080201 bedel-i muavenet akçesi temin edilmektedir.

Bolu Sancağı’nda Tersane-i Amire mühimmatı için kürekçi bedeli avarızının bazı kıtlık yaşayan karyelerin perişan bir halde olduğu belirtilerek bunların kendi asıl hanelerine eklenerek hesaplanması ve noksansız olarak tahsil edilip gönderilmesi emredilmektedir.202 Bu durum bize yoksulluk ve savaş yıllarının getirdiği zorluklar göz önüne alındığında mevkufat defterinde 3776 avarız hanesi kayıtlı iken yukarıdaki hesapta 3123 çıkmasını açıklamaktadır. Avarız hane sayılarında düşme olmuş ve asıl hane sayılarına eklenerek hesaplama yapılmıştır. Avarız hane sayılarının düşme olması bize yokluk ve sıkıntı çekiliyor olduğunun veya nüfusta bir dalgalanma meydana geldiğini düşündürmektedir.

b) Nüzul Bedeli

Nüzul, bir yere inme, konma manasına gelir. Askeri-mali bir terim olarak da bir askeri kıt’anın beslenmesi için muayyen miktardaki zahirenin temini ve belli bir yerde hazır ve amade bulundurulmasını ifade eder. Yine Osmanlı’da askeri, idari, mali terimler arasında konak manasına gelen bir de menzil kelimesi vardır. Hareket halinde olan bir

şahsın veya bir topluluğun ilk hareket noktasından itibaren bir günlük yürüyüşten sonra vardığı ve istirahat edeceği yer manasına gelir ve varış noktasına kadar birçok menzillerden geçer. Nüzul böylece askeri-mali bir terim olarak menzillerde “askerin iaşesi” için hazırlanan erzak manasına gelmektedir.203

XVI. asrın sonundaki tatbikatta ise Nüzul adı altında halktan talep edilen un ve arpa hareket halindeki orduların menzillerine değil hudut boylarında çarpışan ordulara

200

Hükümde toplam avarız hane sayısı 3776 olarak verilmekle birlikte yukarıdaki toplam 3123 avarız hanesi yapmaktadır. Bu durumda sicile kaydedilirken ya eksik yazılmıştır ya da daha önce Mevkufat defterine 3776 avarız hanesi yazılmışken bu avarız hane sayısı yıldan yıla azalmış olabilir. Ancak diğer hükümlerde de Mevkufat defterine göre avarız hane sayısı 3776 olarak verilmektedir.

201 Bu hükümde olsun diğer hükümlerde olsun bedel-i muavenet akçesi toplam 2080 akçe olarak toplanması

emredilirken yukarıdaki hesaba göre bedel-i muavenet akçesi 2240 akçe olmalıdır.

202 BŞS 835, 38b/2. 203

ulaştırılmak üzere muayyen yerlerde, stratejik noktalarda devletçe tesis edilen ambarlara konmakta veya hudut boyunda savaşan ordu birliklerine teslim edilmektedir. Nüzul vergisi ayni veya nakdi olarak toplanmakta ve bunların temini ile ambarlara gönderilmesi işi nüzul eminleri ile savaş gerisindeki kadılara verilmiştir.204 Nüzul vergisi 1683 sonrasında sürekli ve düzenli olarak alınmaya başlamıştır.205 Bolu’dan alınacak nüzul vergileri nakdi olarak alınmıştır.

1685 senesine mahsub olmak üzere Bolu’nun bedel-i nüzul malının tahsili için varid olan fermanda Mevkufat defterine göre Bolu’da 3776,5 ve 1 rub ‘ nüzul hanesi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca hükümde Bolu kazası, Dörtdivan, Konrapa, Pavli ve Kıbrıs kazalarının avarız hane sayıları verilmektedir. Ancak geri kalan kazaların isimleri ve avarız hane sayıları verilmemiştir.206

Kaza-i Bolu Hâne 485 1,5 rub‘ Kaza-i Dörtdivan Hâne 79,5 0,5 rub‘ Kaza-i Konrapa Hâne 33,5 Kaza-i Pavli Hâne 862 1 rub‘ Kaza-i Kıbrıs Hâne 113 1,5 rub‘

Livâ-i Bolu'nun avârız hâneleri Cem‘an

Hâne

3776,5 1 rub‘

Yukarıda ki avarız hane sayıları verilerek Bolu Sancağından alınacak nüzul malının Matbah-ı Amire için ocaklık olarak alındığı belirtilerek bedel-i nüzul malını toplayan Yusuf zimmetinde bulunan 3 bin esedi guruşun gönderilmesi emredilmekte ve bu para hakkında soruşturma yapılması istenilmektedir.207

1686 senesine mahsup olmak üzere Bolu’nun bedel-i nüzul malının tahsili için Bolu’da 3776,5 ve 1 rub‘ nüzul haneleri olduğu ve her bir hane için 600’er akçe bedel-i nüzul alınması ve mübaşirin masrafları için de hane başına 30 akçe alınacağı belirtilmektedir. Bu nüzul malı da Matbah-ı Amireye Ocaklık olarak alınacaktır. Ayrıca

204 Güçer, Osmanlı Đmparatorluğu’nda Hububat Meselesi..., ss.69-81. 205 Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, s.158. 206 BŞS 835, 16a/1.

207

110 akçe’nin 1 esedî guruş olduğu ve hesapta kullanıldığı anlaşılmaktadır.208 Burada yine mevkufat defterine göre yazılmış olan avarız hane sayısı verilmiştir.

c) Sürsât Bedeli

Avârız türündeki ayni mükellefiyetlerden biri de sürsâttır. Sürsât, reayanın gerektiğinde askeri birliklere yem, yiyecek maddesi yakacağı tespit edilen bir fiyat üzerinden sağlamasıdır. Bu maddelerin başlıcaları arpa, saman, un, koyun eti, yağ, bal ve odundur. Sürsât, tıpkı nüzul gibi, askeri birliklerin geçtikleri yollara veya konakladıkları yerlere yakın bölgelerden ayni, uzak bölgelerden nakdi olarak alınırdı. Bir başka deyişle devletin tespit ettiği bedeller karşılığında halkın bir kamu görevi olarak muayyen miktarda mal teslim etme zorunluluğudur. Dolayısıyla sürsat yaptırımlı, zorlayıcılığı ile bir mükellefiyet ise de hukuki durumu açısından karşılıklı satış akdi olmaktadır. Sürsat tam anlamıyla vergi sayılmadığından aynı bölgeden hem nüzul hem de sürsât vergisi alınabilmekteydi.209

1685’te Sefer-i hümâyun için askerlerin zahire tedariki gerekli olduğundan yakın yerlerden aynî sürsat zahiresi, uzak yerlerden ise bedelleri alınmıştır. Bu iş için Hüseyin adlı bir mübaşir tayin edilerek, bu malların gemilerle Đsakçı’ya gönderilmesi emredilmiştir. Aşağıdaki tabloda, hangi kalemlerden ne kadar sürsat bedeli alınacağı ve fiyatları ayrıntılı bir şekilde verilmiştir.210

Kazâ-i Bolu Şa‘îr fî 40 3 050 kıyye 122 000 akçe Dakîk fî 90 360 kıyye 32 400 akçe Ağnâm fî 200 370 re’s 7 400 akçe Revgan-ı sâde fî 30 220 kıyye 6 600 akçe Asel fî 20 100 kıyye 2 000 akçe Saman fî 30 200 kantar 600 akçe Hatab fî 70 [50] Araba 3 500 akçe Yekûn 246 500 akçe Đki yüz kırk altı bin beş yüzdür.

208 BŞS 835, 48a/3.

209 Erol Özbilgen, Bütün Yönleriyle Osmanlı, Đz Yayıncılık, Đstanbul 2003, ss. 673-674. 210

Sefer-i hümayun için 1097/1686 senesi Bolu sürsat malından 20 yük 59082 akçe iştira mübaşirine verilerek gönderilmiştir.211 Ancak tahsil edilmesi emredilen sürsat bedelleri tahsil edilememiştir. Bedel-i sürsat malının önemine binaen tekrar emir gönderilmiş ve bu emre itaat etmeyenlerin isimleriyle birlikte Dersaadete gönderilmesi istenmiştir.212

d) Đştira Bedeli

Đştira satın alma demektir. Devlet, orduların beslenmesi için gerekli olan zahireyi nüzul ve sürsat ile karşılayamayınca açığı iştira yani zahire satın alma yoluyla kapatmaya çalışırdı. Đştira, piyasa fiyatları üzerinden devlete belirli bir miktarda zahire satma mükellefiyetidir. Her kazanın iştira yoluyla teslim edeceği zahirenin miktarı önceden kazalara bildiriliyordu, böylece yükümlülük biçimini alıyordu. Avarızın umumi tahsil ve teslim usulleri bunda da geçerliydi. Yalnız iştira da fiyat piyasa fiyatıydı ve halk bu fiyattan devletin istediği kadar zahire ve erzakı satmakla yükümlüydü.213

Đştira zahiresi olarak Bolu’dan alınacak hınta (buğday) miktarları şöyledir:214 Nefs-i Bolu Kazası 4.000 kile

Akçaşehir Kazası 600 “ Amasrı Kazası 700 “ Çağa Kazası 500 “ Dodurga Kazası 250 “ Dörtdivan Kazası 500 “ Ereğli Kazası 1.500 “ Hisarönü Kazası 250 “ Kıbrıs Kazası 650 “ Konrapa Kazası 500 “ Mengen Kazası 600 “ Mudurnu Kazası 3.000 “ Pavli Kazası 500 “ Samako Kazası 1.400 “ Üskübi Kazası 300 “ 211 BŞS 835, 22b/1. 212 BŞS 835, 40a2.

213 Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, s.160. 214

Yığılca Kazası 450 “ 15.750 kile

05 Şubat 1685 tarihli yukarıdaki hükümde 30.000 kile Hınta Đstanbul kilesiyle 40 akçeye alınacak ve Ereğli iskelesinden gemiyle gönderilecektir. Ancak hükmün başında 30.000 kile denmesine rağmen bu rakama ulaşılamadığı 15.750 kile hıntaya ulaşılabildiği anlaşılıyor. 16 Mart 1685 tarihinde gönderilen hükümde ise yine 30.000 kile hınta ve 66.6777 kile şair gönderilmesi emredilmekle birlikte peksimad yapılacağından önceliğin hıntaya verilmesi emredilmektedir. Ordunun ihtiyacı Đsakçı’dan sağlanacaktır.215

29 Nisan 1685 tarihinde gönderilen emirde Bolu’dan alınacak olan zahirenin 8 aydır gönderilmediği belirtilmekte ve Tuna suyu çekilmezden evvel Đslam askerlerine bu zahirenin yetiştirilmesi gerektiği söylenmektedir.216 Ancak zahire yine gönderilememiş ve 12 Mayıs 1685 tarihinde gönderilen emirle iştira edilen buğdayın tamamının teslim edilmediği ifade edilerek bunun tamamlanması ve gemilere yüklenip gönderilmesi emredilmiştir.217 Ayrıca bu zahireyi zamanında göndermeyen yöneticilerin cezalandırılacağı söylenmektedir.

Ancak Bolu’dan bu zahire miktarının sağlanamıdığını anlıyoruz. Çünkü Ekim 1685 tarihli hükümlerde 1686 senesi için satın alınacak zahire daha öncekilerden farklı olmuş ve Bolu’dan alınacak olan hınta miktarı 30.000 kileden 5.373,5 kileye ve şa‘ir’in miktarı 66.677 kileden 42.800 kileye düşmüştür. 5.373,5 kilede dakik alınacaktır. Ayrıca

Şa ‘ir’in kilesi mirisi 30 akçeden, Hınta’nın kilesi mirisi 40 akçeden ve dakik’in kilesi mirisi 50 akçeden alınacaktır.218

1097/1686 senesine mahsup olmak üzere Bolu’dan alınacak zahirenin ayni yerine bedellerinin tahsilinin uygun görüldüğü belirtilmekte ve gerekçe olarak da Ereğli iskelesine uzaklık ve nakliye şartları gösterilmektedir. Bununla beraber ayni olarak vermek isteyenden ayni olarak alınması emredilmektedir. Mevkufat defteri mucebince Đstanbul kilesi ile mirîsinden gayrı şa‘ir’in kilesi 80 akçeye, dakik’in kilesi 160 akçeye ve hınta’nın kilesi 160 akçeye satın alınacaktır. Bu iş için Mehmed adlı bir mübaşir görevlendirilmiş ve

Benzer Belgeler