• Sonuç bulunamadı

3. KENTSEL DÖ NÜŞÜMÜN UYGULAMA YÖNTEMLERİ (DÖNÜŞÜM STRATEJİLERİ) ve UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR

3.1. Kentsel Dönüşümün Uygulama Yöntemleri (Dönüşüm Stratejileri)

3.1.5. Kentsel yeniden oluşum, yeniden üretim (regeneration)

3.1.6.1. Bologna ve Verona kentsel koruma

Bütüncül kentsel koruma deneyimlerinden Bologna ve Verona kentleri dünya çapında tanınırlık kazanarak bu alanda birçok koruma projesine önderlik etmiştir. Tarihi kent merkezleri, sürdürülebilir koruma yaklaşımları, kültürel kimlikleri koruması ve sosyo-ekonomik canlılığı sağlaması açısından çok önemli örneklerdir.

Bologna, İtalya’nın kuzey’inde yer alan tarihi çok eskilere dayanmakla birlikte Orta çağ döneminden birçok eseri bünyesinde barındırmaktadır. Kent merkezi II. Dünya Savaşı sırasında bombalanarak ciddi hasar görmüştür. Savaş sonrasında terk edilen kent merkezi 1960’lı yıllarda çöküntü alan olarak karşımıza çıkmaktadır. 1969 yılında mimar Luigi Cervellati’nin önderliğinde hazırlanan koruma planı çerçevesinde bütüncül kentsel koruma stratejisi uygulanmaya başlanmıştır. Cervellati kenti özgün bir anıt olarak ele aldığı koruma planını tüm şehri içine alacak şekilde genişleterek günümüz koruma yaklaşımlarına metedolojik temel oluşturmuştur.

Cervellati’ye göre bir kentin tarihi kimliği sadece birinci dereceden koruma altındaki mimari anıtlar ile belirlenemezdi. Kent dokusunun tamamı, eski ve yeni sivil mimarlık örnekleri, sokak dokusu, kamusal alanları, boşlukları ve o boşlukları dolduran yaşamsal faaliyetlerle birlikte kent adını verdiğimiz yapılı kütle tek bir anıttı. Tarihi kimliği belirleyen, bütün kentsel öğelerin birbirleriyle ilişkiliydi. (http://www.cekulvakfı.org.tr).

Koruma planı Bologna kentini tarihi dokusunu koruyarak, dinamik ve çağın gereksinimlerine cevap verebilecek şekilde yapılmıştır. Kamu ve Avrupa Birliği kaynaklarından faydalanılarak yapılan koruma projeleri ve planlama aşamasında binaları yaşatacak insanları hedef alarak sosyal ve ekonomik canlanmayı sağlamaya çalışılmıştır.

Bologna koruma planı çerçevesinde lüks konutların yanında düşük gelir grupları için yapılan sosyal konutlar ve öğrenci yurt evleri ile tüm kesimlere eşit yaklaşım gösteren, yaşamın korunduğu tarihi bir merkezdir. Bologna ve Verona kent merkezlerinin gösterildiği şekil 3.19. ve şekil 3.20.’de tarihi yapıların aslına uygun dönüşümleri gösterilmiştir.

Şekil 3.19. Bologna koruma Planı. (Yerel Kimlik sayı:38, s.27).

Verona, İtalya’nın kuzeyinde yer alan Verona kenti bünyesinde Roma ve Ortaçağ döneminin tamamından tarihi ve mimari eserler barındırmasının yanında günümüz İtalya’sının ekonomik ve sanayi faaliyetlerinin’de en yoğun olduğu bölgelerden biridir.

Koruma çalışmalarına bütüncül bir yaklaşım Bologna ile benzerlik göstermektedir. 1970’lerde başlanan Verona koruma çalışmaları özel sektörün desteklenmesi suretiyle gerçekleştirilmiş ve bu yönüyle Bologna’dan ayrılmıştır. Yapılan restorasyon ve onarım faaliyetleri sonucunda turizm faaliyetleri yoğun bir şekilde artarak iş kolu haline dönüşmüştür.

Verona kenti gerek tarihi katmanları ve gerekse özgün mimarisi sonucunda 2000 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası kabul edilmiştir. Verona’nın Dünya Kültür Miras olarak kabul edilmesinin ardından restorasyon ve turizm yatırımları artarak kent marka haline gelmiştir.

2003 yılında açıklanan ‘’Verona 2020’’ koruma planında bölgenin havza ölçeğinde ele alınması kararlaştırılmıştır. Verona bölgesi endüstriyel kalkınma ile tarihi ve

kültürel koruma planlarının bir arada sürdürülebilir şekilde yürütülmesi açısından tüm dünyaya örnek olmuştur.

Sonuç olarak Bologna ve Verona kentlerinde tarihi dokuya zarar vermeden, bütüncül kent kimliği korunarak sosyal ve ekonomik canlanma sağlanmış, kentler ileriki kuşaklara aktarılmıştır.

Şekil 3.20. Verona koruma Planı. (Yerel Kimlik sayı:38, s.30). 3.1.6.2. Antalya Kaleiçi kentsel koruma projesi

Antalya M.Ö.1.’yy da Kaleiçi ve eski liman bölgesinde kurulmuş bir şehirdir. Birçok medeniyetin izlerini barındıran şehir 1900’lerin başlarına kadar fazla bir değişim göstermemiş, kent merkezi 1950’lerden itibaren aldığı yoğun göç ve değişen ekonomik gelişmeler (turizm) kent merkezinde önemli değişim ve gelişmelere sebep olmuştur.

Kent merkezinde meydana gelen değişim ve gelişmelere paralel olarak birçok tarihsel ve anıtsal eseri korumak amacıyla imar planları ve nazım imar planları yapılmıştır.

Kaleiçi Kentsel Sit Alanına yönelik olarak 1979 yılında Kaleiçi Koruma İmar Planı hazırlanmıştır. Geleneksel kentsel doku ve sivil mimarlık eserlerinin yer aldığı Kaleiçi Bölgesi Kentsel Sit Alanı olarak belirlenmiştir. 1979’da yapılan Kaleiçi Koruma İmar

Planı ile planın, koruma, yeniden işlevlendirme ve canlandırma stratejileri doğrultusunda, kentin önemli bir turizm, ticaret ve eğlence bölgesine, eski liman da yat limanına dönüşmüştür, Kamacı ve Örmecioğlu (2006). Plan eski yapıların onarılması suretiyle turizm alanında kent merkezine yeniden işlev kazandırarak, canlandırılan yat limanı ile yaşayan kent merkezine dönüştürülmüştür. 1979 yılında hazırlanan Antalya Kaleiçi koruma imar planı şekil 3.21.’de ayrıntıları ile gösterilmiştir.

Şekil 3.21. Antalya Kale İçi Koruma Geliştirme İmar Planı. (Planlama 2006/4)

2000’li yıllara gelindiğinde Kaleiçi ve yat limanı bölgesi bakımsızlıktan köhneleşerek yavaş yavaş çöküntü alana dönüşmesi, kentlilerin merkezden dışlanması, otopark yetersizliği ve Konya altı bölgesinin cazibe merkezi haline gelmesi gibi sebeplerden dolayı Antalya Büyükşehir Belediyesi Kaleiçi ve eski liman bölgesinin kaybettiği kent kimliğini yeniden oluşturma ve kenti kentliler ile korumaya çalışılması ve aynı zamanda turistik, ticari ve idari anlamda merkezin yeniden tasarlanması amacı ile bir yarışma düzenlenmiştir.

Kaleiçi kentsel koruma projesi bölgenin bir bütün olarak ele alınması, alt yapı sorunlarının giderilmesi, önceki planlara uygunluğu, trafik ve otopark sorunlarının çözülerek yayalaştırılmanın özendirilmesi, tarihi ve anıtsal eserlerin kente yeniden kazandırılması açısından önemlidir. Koruma projesinin aynı zamanda

sürdürülebilirlik ilkesi gereğince değişen ve gelişen dünya şartlarına cevap verebilmenin yanında planın yapım aşamasına verilen önemin uygulama ve izleme aşamalarına da verilmesi zaruridir.

Şekil 3.22. Antalya Kaleiçi Bölgesi 2000.(http://www.antalyainfo.org/antalya-Kaleici-8.aspx). 3.1.7. Kentsel iyileştirme/sağlıklaştırma (urban rehabilitation)

Sağlıklaştırma eski haline getirerek kaybettiği itibarı geri verme ıslah etme gibi anlamlara gelmektedir.

Rehabilitasyon, bozulmaların, sağlıksız ve niteliksiz gelişmelerin başladığı, ancak özgün niteliğini henüz kaybetmemiş olan kentsel alanın yeniden eski haline kavuşturulmasıdır. Koşullar elverdiğinde öncelikle tercih edilmesi gereken yöntemlerden olan sağlıklaştırma, kentsel alanın özgün niteliğine zarar veren aykırı tüm oluşumlar ayıklanır. Tüm kentsel alanda uygulanması oldukça zor bir yöntem olsa da, alt ölçeklerde başarılı sonuçlara ulaşılabileceği söylenebilir (Özden, 2008). Kentsel sağlıklaştırma çöküntü bölgelerinde, özgün niteliğini kaybetmemiş yapılarda, gecekondu alanlarında, gettolarda, eskimiş konut alanlarında, sağlıksız kent çeperlerinde sağlıklı ve yaşanabilir çevre meydana getirmek amacını taşımaktadır. Bu çevrelerde suçu, toplumsal gerilimi, işsizliği, ekonomik sorunları bitirerek kenti gelecek nesillere taşımayı hedefleyen dönüşüm stratejisidir.