• Sonuç bulunamadı

Biyokaçakçılığa Yönelik Farkındalık Ölçeğine İlişkin Sonuçlar ve

5.1 Sonuçlar ve Tartışma

5.1.2 Biyokaçakçılığa Yönelik Farkındalık Ölçeğine İlişkin Sonuçlar ve

Bu araştırmada geliştirilen BKYFÖ’nün geçerlilik ve güvenirlik çalışmalarından elde edilen bulgulara dayalı olarak sonuçlara ve tartışmalara yer verilmiştir. Ayrıca, her bir alt probleme ilişkin sonuçlar ve yorumlar incelenmiştir.

Yapılan AFA işlemleri sonucu incelendiğinde, ilk olarak verilerin uygunluğu Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) katsayısı ve Barlett Küresellik testi kullanılarak bulunmuştur.

KMO değerinin ,50’den büyük bulunması ve Barlett testi sonucunun anlamlı çıkması (p<,05) faktör analizi yapılabilmesi için yeterli bir örneklem büyüklüğünün bulunduğunu ve ölçek maddeleri arasında istenilen düzeyde bir ilişkinin bulunduğunu açıklamaktadır (Büyüköztürk, 2014; Kalaycı, 2010; Şencan, 2005). Buna göre;

araştırma kapsamında geliştirilen BKYFÖ‘nün KMO değeri ,868 olarak bulunmuştur.

Barlett Küresellik testi değeri ise p<,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Bu sonuçlar, AFA’ya devam edilebileceğini göstermektedir.

Verilerin faktör analizine uygunluğunun incelenmesinden sonra araştırma kapsamında geliştirilen ölçeğin kaç faktörden oluşacağına karar verme aşamasına geçilmiştir.

Faktörlerin belirlenmesi aşamasında özdeğer istatistiği ve yamaç-birikinti grafiği

106

(scree plot) sonuçları incelenmiştir. Araştırma kapsamında geliştirilen ölçeğe yönelik özdeğer tablosu incelendiğinde; öz değeri 1 ve 1’den büyük olan 4 faktör ile açıklandığı görülmektedir. Özdeğer ve varyans oranları tablosunun incelenmesine devam edildiğinde, açıklanan toplam varyans oranının %61,436 olarak bulunduğu ve değerin yeterli olduğu ifade edilmektedir. AFA’da önemli bir diğer nokta ise madde faktör yüklerinin değerlerinin belirlenmesidir. Madde faktör yüklerinin değerinin en az ,30 olması gerekmektedir. Araştırmanın daha geçerli ölçek maddelerine sahip olması nedeniyle çalışmamızın madde faktör yük değeri ,40 ve üzerinde olacak şekilde belirlenmiştir. Bu amaçla elde edilen veriler incelendiğinde, madde faktör yüklerinin ,419 ile ,803 arasında değiştiği görülmektedir. Ölçek maddelerine yönelik madde faktör yükleri istenilen düzeyde ve uygun değer aralığında bulunmaktadır. Bu işlemler yapılırken veri setinden daha anlamlı sonuçlar elde edilebilmek için dik döndürme yöntemlerinden olan varimax tekniği işlemi yapılmıştır. Bu teknik sayesinde daha kolay yorumlar ve daha anlamlı sonuçlar elde edilmiştir. Döndürme işleminin ardından yapılan denemelerden sonra sonuç olarak ölçeğin dört faktör altında toplanmasının uygun olduğu görülmüştür. 18 madde üzerinden yapılan AFA sonucunda 18 madde ve dört faktörden oluşan bir ölçek elde edilmiştir. Elde edilen bu dört faktör “Faktör 1:

Biyokaçakçılığın Tanımı”, “Faktör 2: Biyokaçakçılığın Yapılış Şekilleri’’, ‘’Faktör 3:

Biyokaçakçılığın Ülkemizdeki Durumu’’ ve ‘’Faktör 4: Biyokaçakçılığın Sonuçları’’

olarak isimlendirilmiştir. Faktör 1 altında 4 madde, Faktör 2 altında 5 madde, Faktör 3 altında 3 madde, Faktör 4 altında 6 madde toplanmıştır.

Ölçek geliştirme çalışmalarının ilk aşaması olan AFA yapıldıktan sonra DFA’ya devam edilmiştir. DFA sayesinde ölçeğin yapısı ve ölçeğin alt boyutları doğrulanmaktadır. Araştırma kapsamında araştırmacı tarafından DFA yapılabilmesi için LISREL paket programı kullanılmıştır. DFA analizi ile elde edilen uyum indeksleri ayrı ayrı incelenip yorumlar yapılmış ve sonuca ulaşılmıştır. Uyum iyiliği ölçütlerinden x2, sd, RMSEA, RMR, SRMR, GFI, AGFI, NFI, NNFI, CFI, IFI değerleri incelenmiştir. Literatür incelendiğinde, örneklemin büyük olduğu durumlarda x2 değeri yerine daha anlamlı sonuç elde etmek için x2/sd değeri kullanılmaktadır. Yapılan analiz sonucu, x2/ sd değeri 3,8; RMSEA değeri ,062; RMR değeri ,041; SRMR değeri ,050; GFI değeri ,93; AGFI ,91; NFI değeri ,97; NNFI değeri ,98; CFI değeri ,98; IFI değeri ,98 olarak tespit edilmiştir. Araştırmacı

107

tarafından geliştirilen ölçeğe yönelik x2/sd, RMSEA, GFI, AGFI indekslerinin iyi uyum ve RMR, SRMR, NFI, NNFI, CFI, IFI indekslerinin mükemmel uyum değerleri arasında bulunduğu görülmektedir. DFA analizi sonucu genel değerlendirme yapıldığında araştırmacı tarafından geliştirilen BKYFÖ’nün yapı geçerliğinin sağlandığı ve hesaplanan indekslerin hedeflenen değer aralıklarında olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, geliştirilen ölçeğin dört faktör altında iyi düzeyde açıklanabileceğini göstermektedir.

Araştırma sürecinin güvenirliği konusunda belirtilen işlem adımları incelendiğinde;

uzman görüşüne sık sık başvurulduğu ve bu adımın titizlikle takip edildiği söylenebilir. Bu bağlamda, katılımcı görüşleri alınmış ve geri dönütler yapılmaya çalışılmıştır. Elde edilen verilerin uyum içerisinde olup olmadığı diğer bir ifadeyle, iç tutarlılıklarının bulunup bulunmadığı incelenmiştir. Literatür incelendiğinde ölçek geliştirme çalışmalarının güvenirliğinin sağlanmasında sıklıkla iç tutarlık katsayısı (Cronbach’s Alpha) ile madde toplam korelasyonlarının hesaplandığı görülmektedir.

Buna göre, BKYFÖ’nün Cronbach’s Alpha değerinin ,892 olarak bulunduğu görülmektedir. Ayrıca BKYFÖ’nün alt boyutlarına bakıldığında elde edilen Cronbach Alpha değerleri, birinci alt boyut için ,649; ikinci alt boyut için ,810; üçüncü alt boyut için ,714 ve dördüncü alt boyut için ,900 olarak hesaplanmıştır. Ölçme aracının güvenirlik için Cronbach's Alpha kat sayısının ,60 ile ,90 arasında olması oldukça güvenilir olduğu anlamına gelmektedir (Can, 2014). Ölçeğin madde-toplam korelasyon katsayıları ,303 ile ,666 arasında değişmektedir. Madde toplam-korelasyon katsayısı ,30' un altında olan madde bulunmamaktadır. Bu verilere göre, BKYFÖ’nün güvenilir bir özelliğe sahip olduğu görülmektedir.

Ölçek geliştirme sonrasında çeşitli değişkenlere ilişkin tanımlayıcı istatistiklerin yanında bu değişkenler ile biyokaçakçılığa yönelik farkındalıkları arasındaki ilişkiler de incelenmiştir. Ölçek normal dağılım göstermediğinden parametrik olmayan analiz tekniklerinden Mann Whitney-U testi ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır.

Araştırmaya yönelik şu sonuçlara ulaşılmıştır:

Cinsiyete göre biyokaçakçılık konusuna yönelik farkındalık durumları incelenmiş olup kadın ve erkek üniversite öğrencilerinin biyokaçakçılığa yönelik farkındalıkları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür (Tablo 26). Bu durumda

108

biyokaçakçılığa yönelik farkındalıkta cinsiyet gibi kişisel özelliklerinden kaynaklanan bir farkın olmadığını söylemek mümkündür.

Üniversite öğrencilerinin okudukları bölüme göre biyokaçakçılık konusuna yönelik farkındalık durumları incelenmiş ve okudukları bölüm ile biyokaçakçılığa yönelik farkındalıkları arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (Tablo 27). Yapılan analizlere göre biyokaçakçılığa yönelik farkındalıkta Biyoloji Öğretmenliğinde okuyanların Sınıf ile Okul Öncesi Öğretmenliği, Çevre Mühendisliği ve Bitki Koruma Bölümünde okuyanlara, Coğrafya Bölümünde okuyanların Sınıf ile Okul Öncesi Öğretmenliği, Çevre Mühendisliği ve Bitki Koruma Bölümünde okuyanlara göre anlamlı olarak daha yüksektir. Ayrıca Biyoloji Bölümünde okuyanların Biyoloji, Sınıf ile Okul Öncesi Öğretmenliği, Coğrafya, Çevre Mühendisliği ve Bitki Koruma Bölümünde okuyanlara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür (Tablo 28). Bu değerlendirmelere göre Biyoloji Bölümünde okuyan öğrencilerin biyokaçakçılığa yönelik farkındalık puanlarının diğer bölümlerde okuyan öğrencilerin farkındalık puanlarından yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu farklılıkların bölümler arasında çevre, doğa, biyolojik çeşitlilik ve biyolojik kaçakçılık gibi konularını içeren derslerin işleyişinin ayrımlılık göstermesinden kaynaklı olduğu ve bu farklılıkları göstermesinin normal olduğu düşünülmektedir.

Üniversite öğrencilerinin okudukları sınıfa göre biyokaçakçılık konusuna yönelik farkındalık durumları incelenmiş ve okudukları sınıf ile biyokaçakçılığa yönelik farkındalıkları arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (Tablo 29). Yapılan analizlere göre biyokaçakçılığa yönelik farkındalığın üçüncü sınıfta okuyanların birinci ve ikinci sınıfta okuyanlara, dördüncü sınıfta okuyanların birinci ve ikinci sınıfta okuyanlara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür (Tablo 30).

Bu farklılıkların sınıf düzeylerinin ilerlemesi ve beraberinde çevre derslerinin işlenmesiyle biyoçeşitlilik ve biyokaçakçılık konularına yönelik bilinci artırmasından kaynaklı olduğu düşünülmektedir.