• Sonuç bulunamadı

2. KAYNAK ARA TIRMASI

2.1. Bitkilerin Antioksidan Kapasiteleri

2.1.4. Bitkilerde Antioksidan Kapasite Çalı maları

Sanchez-Moreno ve ark. (1998), radikal süpürme kapasitesi çalı maları için pek çok yayına referanslık yapan bir çalı ma yapmı lardır. Fenolik yapılı oldukları bilinen bazı bile iklerin serbest radikal süpürme etkisini DPPH yöntemiyle belirlemi lerdir. Bu çalı ma daha sonradan pek çok çalı maya örnek olmu tur.

Ghosheh ve ark. (1999), tarafından yapılan bir çalı mada, çörekotu ya ında bulunan farmakolojik etkiye sahip olan fenolik bile enlerin miktarının HPLC yöntemiyle analiz edilmesi sonucunda en fazla timokinon, timohidrokinin, di- timokinon ve timol bulundu unu belirtmi lerdir.

Burits ve Bucar (2000)’ın çörek otu tohumunun uçucu ya ının antioksidan aktivitesi üzerine yaptıkları çalı mada, elde elden uçucu ya ın ana bile enlerinin timokinon, karvakrol, 4-terpinol, t-anetol ve seskiterpen longifolen oldu u ve antioksidan çalı maları sonucunda, timokinon, karvakrol, quersetin, BHA ve askorbik asit gibi antioksidan maddelerin ve uçucu ya ların antioksidan kapasitesinin DPPH radikal süpürme aktivitesi olarak hesaplanan IC50 ( g/mL) de erleri cinsinden sırasıyla, timokinon 211,0, karvakrol 28,8, quersetin 1,31, BHA 12,12 ve askorbik asit 3,76 g/mL olarak belirlenmi tir.

ROO AH / ArOH ROO + AH / ArOH AH / ArOH + H O A / ArO + H O ROO H O ROOH + H O . + + + + + + 3 2 3 2 . .

Ko ar ve ark. (2002), sumaktan elde edilen polifenolik bile iklerin antioksidan aktivitelerini ve bu aktiviteye neden olan bile iklerin yapılarını belirlemeye çalı mı lardır. Sephadeks LH 20 kolonundan elde edilen fraksiyonlar ayrı ayrı antioksidan aktivite testlerine tabi tutulmu , Folin, DPPH, TBA ve Demir tiyosiyanat yöntemi uygulanmı tır. Aynı zamanda her fraksiyon HPLC ile fenolik yapı açısından aydınlatılmı tır.

Akkal ve ark. (2003), Centaurea furfuracea’nın flavonoid bile enleri üzerine bir ara tırma yapmı lardır. Sephadeks LH-20 kolonundan geçirdikleri ekstraktlardan elde ettikleri fraksiyonların MS ve NMR analizi sonucunda türün yapısında hispidulin, sirsimaritin, 5,7,4’-trihidroksi-3-methoksiflavon, apigenin, O-glukozid, apigenin, O-metilglukuronit, hispidulin-7-O-glucoside, ve patelutin-7-O-glukozid oldu u tespit edilmi tir.

Javanmardi ve ark. (2003), ran’da halk arasında ifalı bitki olarak bilinen Ocimum basilicum L.’nin 23 türü üzerine antioksidan aktivite testleri uygulamı lardır. Toplam fenolik konsantrasyonu folin yöntemine göre GAE cinsinden hesaplamı lardır. Toplam antioksidan aktivitesi ABTS yöntemiyle troloksa e de er olarak (TEAC) bulunmu tur. Bulgular neticesinde toplam fenolik madde konsantrasyonuna paralel olarak, türlerin antioksidan açısından etkili oldu u belirtilmi tir.

Amarowicz ve ark. (2004), Kanada bozkırları’ndan toplanan bazı bitki türlerinin toplam fenolik konsantrasyonunu kate in standardında folin yöntemiyle belirlemi lerdir. Antioksidan aktivitesi ise DPPH metodu, -karoten-linoleik asit sistemi ve Fe+3 indirgeme metodu kullanılarak belirlenmi tir. Seçilen bitkiler arasında özellikle ayı üzümünün oldukça kuvvetli antioksidatif etki gösterdi ini belirtmi lerdir.

Bhandari ve Kawabata (2004) yabani patates yumrusu üzerinde yaptıkları antioksidan aktivite tayininde toplam fenolik madde analizi için folin yöntemini, radikal süpürme etkisi için DPPH testini, indirgeme kapasitesini ise demir indirgeme metodunu ve demir üzerinden elat etkisini uygulamı lardır. Aynı zamanda radikal katyon süpürme etkisini ise ABTS yöntemiyle belirlemi ler, genel olarak yabani patates yumrularının kuvvetli bir antioksidan etki gösterdi ini belirtmi lerdir.

Brantner ve Males (1999), Paliurus spina- christi’nin yaprak, çiçek ve gövdesinin ayrı ayrı metanolik ekstraklarını hazırlayarak likit kromotogramlarını incelemi ler, böylece bitkinin flavonoid yapısını aydınlatmaya çalı mı lardır. Sonuç olarak bitkide özellikle kuarsetin, kaempferol ve skoparin varlı ına dikkat çekmi lerdir.

Tunalıer ve ark. (2004), bazı Sideritis (adaçayı) türlerinin antioksidan etkisi ve fenolik bile ikler yönünden incelenmesi ba lıklı makalelerinde, Türkiye’nin çe itli bölgelerinden toplanan farklı Sideritis türlerinin fenolik konsantrasyonlarını Folin yöntemiyle, serbest radikal süpürme etkisini DPPH yöntemiyle, lipit peroksidasyonuna etkilerini ise ransimat yöntemiyle belirlemi lerdir.

Xu ve ark. (2004), siyah susam tohumlarından süper kritik karbondioksit ekstraksiyonu ile elde edilen kahverengi pigmentlerin antioksidan aktivitesini linoleik asit FTC metodu kullanılarak sentetik antioksidan BHA ve do al antioksidan tokoferol ile antioksidatif açıdan kar ıla tırmı lardır.

Lee ve ark. (2005), kekik ve fesle en yapraklarının uçucu bile enlerini GC- MS ile aydınlattıktan sonra bu bile enlerin antioksidatif etkilerini incelemi ler ve bu bile enlerin antioksidan etkilerini bilinen do al antioksidan etkili maddeler ile kıyaslamı lardır.

Singh ve ark. (2005) tarafından yapılan bir çalı mada, Hindistan kökenli çörek otu tohumunun aseton ekstresi ve uçucu ya ının antioksidan ve antimikrobiyal aktivitesini ara tırılmı , antioksidan aktivite tayin metotları arasında linoleik asit emülsiyon sistemi, DPPH ve indirgeme gücü metotları kullanılmı , de erler günümüzde yaygın olan sentetik antioksidanlar BHA, BHT ve PG ile kıyaslanmı ve antifungal ile antibaktriyal etkisi çe itli patojenik mantar ile bakteri türlerine kar ı incelenmi tir. Yapılan deneyler sonucunda, aseton ektresi, hem uçucu ya ın hem de ekstrenin sentetik antioksidanlara e it ya da daha yüksek derecede etki gösterdikleri, bu yüksek etkinin uçucu ya ve ekstrede bulunan karvakrol, timol ve 4-tert- butilkatekol gibi fenolik yapıdaki maddelerden kaynaklandı ı gözlenmi tir. Aynı zamanda bazı patojenik bakteri ve mantarlara kar ı iyi derecede etki gösterildi i ifade edilmi tir.

Tepe ve ark. (2005), 5 farklı Allium türlerinin metanol ekstrelerinin antioksidan etkisini belirlemi lerdir. Bu kapsamda DPPH radikal süpürme etkisini ve

-karoten linoleik asit emülsiyon sistemi yöntemini kullanmı lardır. Sentetik antioksidan olan BHT ile kar ıla tırmı lardır. BHT’nin nispeten daha kuvvetli etki göstermesine ra men, çalı ılan türlerin de BHT ye yakın de erde etkili oldu unu göstermi lerdir.

Thippeswamy ve Naidu (2005), üç farklı kimyon türünün kimyon (cuminum cyminum), siyah kimyon “çörek otu” (nigella sativa) ve acı kimyon (cuminum nigrum) % 80’lik metanolde hazırlanan ekstrelerinin antioksidan aktivitelerini DPPH serbest radikal süpürme metoduyla belirlenmi lerdir. Yapılan çalı malar sonucunda metanolik ekstrelerin toplam fenolik madde içerikleri belirlenmi ve en yüksek fenolik madde içeri ine acı kimyonun sahip oldu u gösterilmi tir.

Yassa ve ark. (2005), Otostegia persica’ nın do al bir antioksidan kayna ı oldu una dikkat çekerek, hekzan ve kloroform ekstraklarında toplam antioksidan aktivitesini - karoten-linoleik asit yöntemiyle belirlemi dir.

Elmasta ve Gerçekçio lu (2006), bazı üzümsü meyve türlerinin antioksidan aktivitelerini ara tırmı lardır. Kullanılan meyve türlerinden etanol ekstraksiyonu yapılarak elde edilen ham ekstrelerde total antioksidan aktivite, serbest radikal giderme aktivitesi, metal elatlama aktivite analizleri yapılmı tır. Elde edilen sonuçlar, standart antioksidan olarak bilinen -tokoferol, BHT ve BHA gibi standartların sonuçları ile kar ıla tırılmı tır. Sonuçta çalı mada kullanılan üzümsü meyvelerden antioksidan aktivitesi en yüksek olan meyvenin total fenolik bile ik miktarının en yüksek oldu u görülmü , askorbik asit miktarı ku burnunda fazla olmasına ra men antioksidan kapasite bakımından daha dü ük bir aktiviteye sahip oldu u belirtilmi tir.

Gülçin (2006), fenolik yapılı oldu u bilinen kafeik asidin antioksidan aktivitesini belirlemeye çalı mı ve bu kapsamda, toplam antioksidan kapasiteyi ferrik tiyosiyanat metoduyla, indirgeme kapasitesini ise Fe+3- Fe+2 indirgeme gücü yöntemiyle yapmı tır. Radikal süpürme etkisini ise ABTS radikal katyon dekolorizasyon ve DPPH yöntemleriyle belirlemi , demir iyonları elatlama yöntemini de kullanılarak kafeik asidin antioksidan aktivitesini tayin etmi tir. Verileri sentetik antioksidan BHT ve BHA ile kıyaslamı , fenolik yapılı olan kafeik asidin BHT ve BHA’ya oranla daha aktif antioksidan oldu unu belirtmi tir.

Özgen ve Scheerens (2006), ABD Ohio eyaletinden toplanan bazı kırmızı ve siyah ahududu çe itlerinin antioksidan kapasitelerini TEAC ve FRAP yöntemiyle belirlemi ler, toplam fenolik kompozisyonlarını ise Folin yöntemiyle tayin etmi lerdir. Türler içindeki çe itler arasında fitokimyasal içerik ve antioksidan kapasitesi olarak fazla bir de i kenlik gözlenmemi ancak siyah ahududuları kırmızılara oranla yakla ık %80 daha fazla toplam fenolik madde ve yakla ık 6 kat daha fazla antosiyanin içerdiklerini tespit etmi lerdir. Siyah ahududularının antioksidan kapasitelerinin kırmızılara oranla yakla ık iki katı daha fazla oldu unu belirtmi lerdir.

Pourmorad ve ark. (2006), Mellilotus officinalis’in antioksidan aktivitesini, DPPH radikal süpürme etkisi ve toplam fenolik madde konsantrasyonunu Folin yöntemini kullanarak belirlemi ler toplam fenol konsantrasyonu 24,1 mg/g ekstre olarak hesaplamı lardır. Bitki drogunun radikal süpürme etkisini de IC50 cinsinden 0,018 mg/mL olarak belirlemi lerdir.

Tepe ve ark. (2006), Centaurea mucronifera DC’nin yanında Pelargonium endlicherianum Fenzl., Verbascum wiedemannianum Fisch. & Mey., Sideritis libanotica Labill. subsp. linearis (Bentham) Borm., ve Hieracium cappadocicum’ un antioksidan etkilerini incelemi lerdir. Yöntem olarak DPPH ve -karoten metodlarını kullanmı lar ve metanolde hazırlanmı bitki özütlerinin antioksidan aktiviteleri BHT ile kıyaslamı lardır. Pelargonium endlicherianum Fenzl.’nin antioksidan açıdan di erlerinden daha etkili oldu u tespit edilmi tir. IC50 de erleri açısından Centaurea mucronifer’nın, Verbascum viedemannianum ve Sideritis libanotica subsp. linearis’den daha etkili oldu u belirtilmi tir.

Apak ve ark. (2007), flavonoid yapılı bazı polifenolik yapılı bile iklerin ve C ve E vitaminlerinin, kendi geli tirdikleri ve CUPRAC metodu adını verdikleri bakır iyonları indirgeme antioksidan aktivite tayini metoduyla indirgeme kabiliyetlerini incelemi lerdir. Bazı flavonoidlerin yapılarını vermi ler, OH’lerin ba lanma yerlerine göre farklı adlandırılmalarından bahsetmi lerdir. Bu çalı mayla özellikle CUPRAC metoduna dikkat çekilmi di er metotlarla elde edilen sonuçlar kıyaslanmı tır. CUPRAC metodunun üstünlüklerini elde edilen sonuçlarla ortaya koymu lardır.

Severino ve ark. (2007), Centaurea jacea’nın yaprakları üzerinde yaptıkları antioksidan aktivite deneylerinde mevsimsel de i imleri de dikkate alarak Folin yöntemini ve indirgeme metodunu (FRAP) kullanmı lar ve sezon ortalarına kadar de erlerin artı , sezon sonlarına do ru ise azalma gösterdi ini belirtmi lerdir.

Teow ve ark. (2007) çe itli genotiplerdeki patatesler üzerinde toplam fenolik konsantrasyonu, oksijen radikal absorbans kapasitesi, serbest radikal kapasitesi (DPPH), ABTS radikal kapasitesi ve -karoten-linoleik asit sistemi üzerinde antioksidan aktivitelerini incelemi ler, toplam antioksidan aktiviteyi troloks e de er olarak bir hayli yüksek bulmu lardır.

Mothana ve ark. (2008), içlerinde Centaurea pseudosinaica’ nın da bulundu u Yemen’den toplanmı 16 türün antimikrobiyal, antioksidan ve sitotoksik aktivite ve fitokimyasal yapısı üzerine bir çalı ma yapmı lardır. Centaurea pseudosinaica’nın di er bazı türlerden daha etkili oldu u görülmü tür.

Salazar ve ark. (2008), Meksika’da toplanan ve içlerinde Centaurea americana Nutt.’un da bulundu u 6 türün antioksidan aktivitelerini ölçmü ler, Folin yöntemiyle fenolik madde konsantrasyonu belirlemi ler ve radikal süpürme etkisi için DPPH yöntemini kullanmı lardır. Bunlara ilave olarak türlerin sitotoksik etkisi de belirlenen parametreler arasında yer almı tır.

Benzer Belgeler