• Sonuç bulunamadı

1.4 Bireysel Başvuruların İncelenmesi

1.4.2 Kabul Edilebilirlik İncelemesi

1.4.2.11 Bireysel Başvurunun Açıkça Dayanaktan Yoksun Olması

Bir bireysel başvurunun hem maddi hem de hukuki açılardan temeli bulunmalıdır.107 Aksi takdirde Mahkeme 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesine göre

başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması sebebiyle kabul edilemezliğine karar verebilecektir.

Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olup olmadığına ilişkin inceleme her ne kadar niteliği itibariyle esasa ilişkin bir inceleme olarak değerlendirilebilse de ilk inceleme ile hemen kabul edilemez olduğuna karar verilebilecek bir başvuru niteliği taşıyorsa, bu başvurunun açıkça dayanaktan yoksun bir başvuru olduğu söylenebilir.

Mahkemenin içtihadı dikkate alındığında açıkça dayanaktan yoksunluk halinin birkaç durumda ortaya çıktığı görülmektedir:

- Kanun yolu şikâyeti - Kanıtlanamamış şikâyetler

- Bir ihlalin olmadığının açık olduğu şikâyetler - Karmaşık ve zorlama şikâyetler

AİHM de benzer şekilde, bir başvurunun konusu üzerinde yapılan ön inceleme, herhangi bir şekilde Sözleşme’de güvence altına alınan bir hakkın ihlal edildiği görüntüsü vermiyorsa ve bu nedenle normal şartlarda bir son karar ile sonuçlanacak esastan incelemeye devam edilmeden hemen başlangıçta kabul edilemez bulunabilecek olan bir başvuru ise, bu başvuruyu ‘açıkça temelsiz’ başvuru olarak kabul etmektedir. Açıkça temelsiz başvuruların büyük bir çoğunluğu, tek yargıç veya üç yargıçlı komite tarafından tartışmasız bir şekilde (de plano) kabul edilemez bulunmaktadır.108

107 DOĞRU, s.110.

1.4.2.11.1 Kanun Yolu Şikâyeti

Anayasa Mahkemesi ilke olarak bireysel başvuruya konu davadaki olayların kanıtlanması, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması, yargılama sırasında delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ile kişisel bir uyuşmazlığa derece mahkemeleri tarafından getirilen çözümün esas yönünden adil olup olmamasının bireysel başvuru incelemesine konu olamayacağını belirtmiştir. Mahkemeye göre Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da açıkça keyfilik içermedikçe derece mahkemelerinin kararlarındaki maddi ve hukuki hatalar bireysel başvuru kapsamında ele alınamaz. Bu durumda, derece mahkemelerinin delilleri takdirinde bariz bir şekilde keyfilik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz.109

AİHM’in görevi ise Sözleşmeci Devletlerin Sözleşme’yi (ve buna bağlı Protokolleri) kabul ederek insan hakları konusunda üstlendikleri taahhütlere uyup uymadıklarını incelemek olup Sözleşmeci Devletlerin hukuk sistemlerine doğrudan müdahale yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle Sözleşme tarafından korunan hak ve özgürlükler ihlal edilmedikçe AİHM, bir ulusal mahkeme tarafından işlenen maddi ve hukuki hataları ele alamaz, iç hukuk kurallarını yorumlayamaz, delil değerlendirmesi yapamaz. Aksi durum AİHM’in yetkisini aşması sonucunu doğurur.110

1.4.2.11.2 Kanıtlanamamış Şikâyetler

Başvurucunun somut olguları ortaya koyamadığı ve iddialarına dayanak olan belgeleri sunamadığı111; bir takım belgeler sunmakla birlikte bu belgeler ile ihlal iddiaları arasında bir illiyet bağı kuramadığı, açıklama getiremediği112; sadece ilgili

Anayasa maddesine atıf yaptığı fakat illiyet kurmadığı ve anlattıklarından hak ihlaline

109 Erdinç Engin, B.No: 2012/695, 12/2/2013, § 22. 110 AİHM, … Rehberi, s. 70.

111 Abdullah Doğtaş, B.No: 2012/1123, 26/6/2014, § 36. 112 S.S.A., B. No: 2013/2355, 7/11/2013.

yönelik bir sonucun çıkarılamadığı şikâyetler113 AİHM tarafından olduğu gibi114

Anayasa Mahkemesince de kanıtlanamamış şikâyet olarak değerlendirilmektedir.115

1.4.2.11.3 Bir İhlalin Olmadığının Açık Olduğu Şikâyetler

Bir ihlalin olmadığı daha ilk bakışta (prima facie) esasa girmeye gerek bırakmayacak netlikte ise başvuru açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez bulunmaktadır.116

Başvuru, kabul edilebilirliğe ilişkin diğer bütün şekil şartlarını sağlamasına ve kanun yolu şikâyeti niteliğinde olmamasına rağmen, Anayasa ve AİHS’in ortak koruma alanında bulunan temel haklardan birinin ihlal edildiğine dair herhangi bir belirti sunmuyorsa, açıkça dayanaktan yoksunluk gerekçesiyle kabul edilemez nitelikte bulunmaktadır.117

AİHM de bir başvuru kabul edilebilirlikle ilgili bütün biçimsel koşulları taşımasına, Sözleşme’yle bağdaşır olmasına ve dördüncü derece mahkemesi şikâyeti oluşturmamasına rağmen, Sözleşme’de güvence altına alınan haklardan birinin ihlaline ilişkin bir belirti sunmuyorsa, bu tür başvuruları açıkça temelsiz bulmaktadır. Mahkeme, her hangi bir keyfilik veya adil yargılanma ilkesine aykırılık işareti bulunmayan ve amaçlar ile araçlar arasında orantısızlık görüntüsü bulunmayan olaylara ilişkin şikâyetler ile esasa ilişkin göreceli basit diğer sorunları açıkça temelsiz bularak açık ve görünür bir ihlalin olmadığına karar vermektedir.118

1.4.2.11.4 Karmaşık ve Zorlama Şikâyetler

Bireysel başvurunun başladığı tarihten itibaren bugüne kadar geçen sürede Anayasa Mahkemesi tarafından karmaşık ve zorlama şikâyet olduğu gerekçesiyle

113 Yağız Teks. ve Gıda Ürünleri Ltd. Şti., B.No: 2012/650, 5/12/2013.

114 Trofimchuk/Ukrayna, B. No: 4241/03, 31/5/2005; Baillard/Fransa, B. No: 6032/04, 25/9/2008. 115 ŞİRİN Tolga, Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında Bireysel Başvuru Hakkı, On İki Levha

Yayıncılık, İstanbul, 2015, s. 164-165.

116 ŞİRİN, a.g.e., s. 168.

117 Örnek olarak bkz., Miraş Müm. İnş. Taah. A.Ş., B.No:2012/1056, 16/4/2013. 118 AİHM, … Rehberi, s. 71-73.

açıkça dayanaktan yoksun bulunmuş bir başvuru bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkemenin ne tür başvuruları karmaşık ve zorlama şikâyet kapsamında değerlendireceği bilinmemektedir.

AİHM bünyesinde hazırlanan Kabul Edilebilirlik Kriterlerini Uygulama Rehberinde, AİHM’in, başvurucu tarafından şikâyet edilen maddi olayların ve ihlal iddialarının anlaşılmasını objektif olarak imkânsız kılacak kadar çok karmaşık olan şikâyetleri açıkça temelsiz bularak reddedeceği belirtilmektedir. Rehberde, aynı durumun, zorlama şikâyetler, yani objektif olarak imkânsız, açıkça uydurulmuş veya açıkça sağduyuya aykırı olaylarla ilgili şikâyetler için de geçerli olduğu ifade edilmiştir.119 Bununla birlikte söz konusu Rehberde AİHM tarafından bu yönde

verilmiş bir karara atıf yapılmamıştır. Bu tezin yazıldığı tarihte HUDOC üzerinden yapılan araştırmada da AİHM tarafından bu yönde verilmiş herhangi bir karara rastlanılamamıştır.