• Sonuç bulunamadı

Evli Bireylerde Affetme İle Psikolojik İhtiyaçlar ve Bağlanma Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

III. BÖLÜM

5.1. Evli Bireylerde Affetme İle Psikolojik İhtiyaçlar ve Bağlanma Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

5.1.a. Kendini affetme:

Araştırma bulgularına göre kendini affetme ile psikolojik ihtiyaçlar alt boyutlarından ilişki, özerklik ve başatlık ihtiyacı arasında anlamlı bir ilişki gözlenmezken, başarı ihtiyacı ile pozitif yönde anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır. McClelland; başarı ihtiyacı yüksek olan bireylerin yalnızca başarı amacıyla çalıştıklarını, bunun nedeninin ise onların başarıdan zevk aldıklarını ve en iyisini yapmak amacıyla yüksek motivasyon içerisine girerek onun daha da iyisini yapmaya çalıştıklarını belirtmiştir. Bu gayretler karşısında elde edilen başarı onların mutlu olmasına olumlu duygular beslemesine neden olmaktadır (Zunker, 2002). Eğer bu çabalara rağmen başarılı olamazlarsa niye başarılı olamadıklarına dair çaresizlik hissetmeye başladıklarını, bu durumun da onlarda başarılı olma konusunda olumsuz duygulara neden olacağı belirtilmiştir (Schunf, 2010). Dolayısıyla bireyler başarısızlık yaşadıklarında kendi yaptıkları hatalar ile yüzleşerek kendilerine yönelik olan öfkenin yerine kabul, cömertlik ve sevgi gibi olumlu duygular geliştireceklerdir. Böylelikle kendini affeden bireyin çaresizlik gibi olumsuz duygularının yerini daha olumlu duygular alacak ve bireyler yine başarı için motivasyon hissedeceklerdir.

Kendini affetme ile bağlanma arasındaki ilişki incelendiğinde, kendini affetmenin bağlanmanın alt boyutlarından hem kaçınma hem kaygı boyutları ile negatif yönde anlamlı düzeyde ilişki olduğu gözlemlenmiştir. Kaygılı-kararsız bağlanan bireylerin özgüvenleri düşük, terk edilmekten veya istenmemekten korkan, tutarsız ilişkiler ve duygusal dengesizlikler yaşayan kișiler oldukları düşünülmektedir (Cooper, Shaver ve Collins 1998). Buna bağlı olarak kaygılı bağlanan birey kendine

olan saygısı düşük olduğu için evlilik sürecinde bir problem yaşadığında kendini suçlu hissedebilir, problemin kendinden kaynaklı olduğunu düşünebilir bu nedenle de kendini affetmede zorluk yaşayabilir ki bu da bireyin kaygılı bağlanma düzeyi ile kendini affetme arasında negatif yönde anlamlı ilişki vardır şeklinde açıklanabilir. Mikulincer ve Shaver (2012), kaçınan bağlanma stilindeki bireyler eşlerinin dürüstlüğüne güvenmediklerini, Hazan ve Shaver (1987) ise kaçınan bağlanma stilindeki bireylerin duygusal iniş ve çıkışları yüksek olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte bireyin kendisini affetmesi ile güvensizlik, anksiyete (Walker ve Gorsuch, 2002) ile arasında negatif yönlü ilişki bulunmuştur. Dolayısıyla bu araştırmaların sonuçları incelendiğinde kaçınan bağlanma stiline sahip bireylerin güvensizlik yaşadıkları bunun da kendini affetme ile negatif yönlü ilişki olduğu araştırma bulgularınca desteklendiği görülmektedir. Bu da bu araştırmanın sonucu ile örtüşmektedir. Ayrıca Liao ve Wei’nin (2015) üniversite öğrencileri ile yaptığı araştırmada güvensiz bağlanma ve depresif semptomların affetmeyle ilişkisini incelemişler ve sonucunda; büyük oranda kendini affetmenin rolü güvensiz bağlanma stilleri olan kaygılı, kaçınan bağlanma ile ilişkili olduğuna ulaşmışlardır.

5.1.b. Başkalarını affetme:

Evli bireylerde affetmenin alt boyutlarından biri olan başkalarını affetme ile psikolojik ihtiyaçların alt boyutlarından başarı ve ilişki ihtiyacı ile pozitif yönde; özerklik ihtiyacı ile ise negatif yönde anlamlı düzeyde bir ilişki gözlenirken başatlık ihtiyacı ile anlamlı düzeyde bir ilişki gözlemlenmemiştir. “Başarı ihtiyacı”; bireyin daha önceki performansını ileriye taşımak amacıyla üstün olma ve bunun için girişimde bulunma isteği şeklinde tanımlanmıştır (Heckert vd.,2000). Literatürde evli bireylerin ihtiyaçları ile affetmeleri arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bununla birlikte Yalçın (2010), üniversite öğrencileri ile yaptığı çalışmasında yakınlık duygusu ile başarı ihtiyacı arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulmuştur.Başarı ihtiyacı yüksek olan bireyler başarı ihtiyacını gidermek amacıyla destek olmak ya da yardım alabilmek için başka insanlarla yakın ilişkiler kurabilmektedirler. Yakın ilişkilerden olan evlilik ilişkisi de bu bağlamda düşünüldüğünde bireylerin eşlerine destek olmak veya eşlerinden destek almak

amacıyla bir problemle karşılaştıklarında bu ilişkinin devamını isteyebilirler ki bu durumda onların eşlerini ya da başkasını daha kolay affetmesini sağlayabilir.

Worthingon (1998), başkalarını affetmenin olumsuz duygu ve düşünceler ile başetmede, bireylerin iyilik halinin sağlanmasında, sosyal ilişkilerini geliştirmesinde önemli olduğunu belirtmiştir. Psikolojik ihtiyaçlardan “ilişki ihtiyacı” ise bir kişinin başkaları tarafından anlaşılması, onlarla bağlantılı olma, destek alma ve verme ile beraber zaman geçirme, faaliyette bulunma çabalarını yansıtır (Deci ve Vansteenkiste, 2004; Ryan ve Powelson, 1991). Bununla birlikte ilişki ihtiyacı psikososyal bir varlık olan insanın, aile ya da iş hayatı gibi kurduğu bütün duygusal ilişkilerde kendini göstermektedir ki bu da insanın diğerleriyle ilişki kurmasına ve devam ettirmesine yardımcı olur. Yapılan araştırmalar ilişki ihtiyacının romantik ilişki kalitesini, ilişki doyumunu, evlilik uyumunu arttırdığını göstermektedir. (Aron vd., 1992; Eşici, 2014; Candemir Karaburç, 2017). Aynı zamanda affetmenin de evlilik uyumunu, yaşam kalitesini arttırdığını, ilişki süresinin uzun olmasında etkili olduğunu belirten araştırmalar mevcuttur. (Fenell 1993; Karremans vd., 2003; Burchard vd., 2003). Bu durumda da ilişki ihtiyacı yüksek olan bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurdukları yakın ilişkilerden doyum almak veya ilişkinin devamlılığı için başkalarını affetmeleri ile pozitif yönde ilişkili olduğu söylenebilir.“Özerklik ihtiyacı”;bireyin kendi davranışlarını başlatma, devam ettirme ve sonlandırmasıyla birlikte kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenerek nasıl davranacağına karar vermesi ve özgür iradesiyle davranması olarak tanımlanmaktadır (Deci ve Ryan, 2000). Davranışlar özerk olduğunda bireylerin seçim duygusunu yaşadıkları ancak bireylerin davranışları kontrol edildiğinde dışsal güçler tarafından baskı yapıldığını hissettikleri belirtilmiştir (Williams vd., 2002). Bununla birlikte Paterson ve Moran (1988) ilişkiye bağlanma davranışının affetme kavramına etki ettiğini düşünmüşlerdir. Bağlanmayı genel olarak daha güçlü ve kendisinden olgun olarak algılanan farklılaşmış ve tercih edilen başka bireyler ile geliştirilen bağ olarak tanımlamışlardır. Dolayısıyla özerk bireylerin ilişkiye bağlandıklarında kendilerinin dışarıdan kontrol edildiğini, kısıtlandığını düşünebilir veya baskı hissedebilir. Bu nedenle bireylerin özerklik ihtiyaçları ile başkalarını affetmeleri arasında negatif yönde ilişkili olduğu şeklinde yorumlanabilir.

Başkalarını affetme incelendiğinde, evli bireylerde affetmenin bu boyutu, bağlanmanın alt boyutlarından olan kaçınma alt boyutu ile bir ilişki gözlenmezken kaygı alt boyutu ile ilişkisine bakıldığında negatif yönde anlamlı düzeyde ilişki olduğu gözlemlenmiştir. Cooper ve diğerleri (1998), kaygılı-kaçınan bağlanma stiline sahip yetişkinlerin yakın ilişkilerden uzak durduklarını, ilişkilerinde soğuk davrandıklarını, kendilerini açmaktan rahatsız olduklarını ve sosyal yönden baskılanmıș olduklarını belirtmişlerdir. Bu durum yakınlıktan uzak duran ve terk edilmekten korkan bireylerin ilişki kurmak istememeleri ya da var olan ilişkilerini devam ettirmek istememelerine neden olabilir ki bu da başkalarını affetmelerini zorlaştırabilir. Hazan ve Shaver (1987)’a göre kaygılı bağlanan birey eşine ihtiyacı olduğunda yanında olmayacağını düşünür ve bu da bireyin eşini affetmesini zorlaştırabilir. Bu araştırmada kaçınan bağlanma stili ile başkalarını affetme alt boyutu arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Liao ve Wei (2015) tarafından yapılan araştırma da bu sonucu destekler niteliktedir. Liao ve Wei (2015), güvensiz bağlanma ve depresif semptomların affetmeyle ilişkisinin incelemişler ve sonucunda güvensiz bağlanma ile başkalarını affetme ile anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ancak farklı sonuçlara sahip araştırmalar da mevcuttur. Örneğin Tirtashi ve diğerlerinin (2013) yaptığı çalışmada kaçınan bağlanma stili ile affetme arasında negatif yönde anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır. Sonuçlara göre kaçınan bağlanma stiline sahip kadınlar eşlerini affetmemektedirler.

5.1.c. Durumu affetme:

Evli bireylerde affetmenin diğer bir alt boyutu olan durumu affetme ile psikolojik ihtiyaçların alt boyutlarından başarı ihtiyacı ile pozitif yönde anlamlı bir ilişki gözlenirken ilişki, özerklik ve başatlık ihtiyaçları ile aralarında anlamlı düzeyde bir ilişki gözlemlenmemiştir.

Kişiler arası ilişkiler ve kendine yönelik affetme olduğu gibi sosyoekonomik durum, sağlık durumu, evlilik ve aile durumu ile de affetmenin ilişkisi vardır (Temoshok ve Chandra, 2000). Sağlığın kaybedilmesi, ailenin sosyoekonomik düzeyi, yakınların erken yaşta ölümü, doğal afetler, işten çıkarılma gibi olaylarda affetmekle ilgilidir. Thompson ve diğerleri (2005) affedilecek nesnenin bireyin

kendisi, başkası olabilmesinin yanı sıra bireyin kontrolü dışında gelişen durumların da olabileceğini ifade etmiştir ve bireylerin durumlara ilişkin olumsuz tepkilerinin yerini, olumsuzdan nötre ya da olumlunun alması durumu affetme şeklinde tanımlanmıştır. Örneğin bir kişinin işten çıkarılması kendi kontrolü dışında gerçekleştiğinde kişi yaşadığı durumu dini inançlarından dolayı kader olarak tanımlayabilir ki bu da durumu affetmesini kolaylaştırabilir. Böylelikle başarı ihtiyacı yüksek olan bireylerin başarılarının önündeki engelleri kaldırmak için ya da yeni başarılar elde etmek için durumu affedebilir.

Durumu affetme alt boyutu ile bağlanma arasındaki ilişki incelendiğinde ise durumu affetme ile hem kaçınma hem kaygı alt boyutları ile negatif yönde anlamlı düzeyde ilişki olduğu gözlenmiştir. Güvensiz bağlanan bireylerin, zorlu yaşam olayları karşısında yalnızlık hissettikleri ve problemleri çözmekte zorlandıkları (Ainsworth 1969) ayrıca problem anlarında zayıf baş etme mekanizmalarını kullandıkları için bu durumlarda reddetmeyi veya kaçınmayı tercih ettikleri bilinmektedir (Bartholomew ve Horowitz, 1991; Howard ve Medway, 2004). Ebeveynlik ya da evlilik gibi yakın ilişkinin gerekli olduğu zamanlarda bu bağlanma stilindeki kişilerin huzursuzlukları ve rahatsızlıkları artar ve böylece ilişkiden koparlar. (Howe vd., 1999). Bundan dolayı kaçınan veya kaygılı bireyler zorlu yaşam olayı veya problemle karşılaştıklarında baş etme mekanizmaları zayıf olduğu için durumu affetmelerinin azaldığı düşünülebilir. Çünkü birey problemi çözmek yerine kaçınmayı tercih etmektedir.

5.2. Evli Bireylerin Bağlanma Stilleri, Psikolojik İhtiyaçları Affediciliğin